Röportaj: M. Nihat MALKOÇ

“Oyunculuk magazinlerde, ya da gece kulüplerinde boy göstermek deðildir…”

O, 1984 doðumlu genç bir yetenek... Konservatuvarý baþarýyla bitirmiþ, oyunculuk altyapýsýný oluþturmuþ. Genç neslin usta oyuncularý arasýnda farklý bir yerde duruyor. Kiþilikli, aðýr, yetenekli bir sanatçý... Bol boyalý magazin sayfalarýna yem olan malum tiplerden deðil.
O, her geçen gün sinemaya yönelik deneyimlerini artýrýyor. Oyunculuk; onun hayatýný, gününün yirmi dört saatini dolduruyor. Bu sahada, geleceði çok parlak görünüyor. Böyle giderse Türk sinemasý çok iyi bir oyuncu kazanmýþ olacak. Türk sinemasýna çok büyük hizmetler edeceði besbelli. Sinemaya yönelik idealleri ve büyük hedefleri var.
O, bizden biri; halkýn içinden çýkmýþ bir deðer... Halk neredeyse o da orada. Fildiþi kulelerde olmayacak hayaller kurmuyor. Kibirden ve gururdan azade... Tevazunun kanatlarýyla uçuyor. Gelecekte en güzel rollerde, aranýlan bir oyuncu olacaðýndan þüphe yok. Bugünden o ýþýðý yansýtýyor. Bu yolda emin adýmlarla ilerliyor.
Çok genç olmasýna raðmen filmografisi daha þimdiden kabarýklaþmaya baþlamýþ bile. Atv'nin “Aþk ve Ceza” dizisinde dikkatleri çekti üzerine. “Karayýlan, Hatýrla Sevgili, Caným Ailem” onun baþarýlý olduðu yapýmlar olarak dikkat çekiyor. Bu zincir çok daha uzayacak gibi...
Ýþ disiplini onun olmazsa olmazý. Sözünün eri bir insan. Yorulmak nedir bilmiyor, setlerde dinleniyor. Kendine iyi bakýyor, düzgün yaþýyor. Gece kuluplerinde sabahlamak ona göre yaþam tarzý deðil. “Oyunculuk magazinlerde, ya da gece kulüplerinde boy göstermek deðildir…” diyor. Bu duruþu onun seyirci ve halk tarafýndan daha çok sevilmesini saðlýyor.
O bir aile çocuðu. Ailenin sýcaklýðýna kýymet veriyor. Geleneksel Türk aile yapýsýný muhafaza ederek kurtulacaðýmýza inanýyor. Yaptýðý iþlerin hakkýný fazlasýyla veriyor.
Onun hayalleri, yaþýndan ve boyundan daha büyük... Fakat hayallerinin peþinden koþuyor. Bu uzun ve yorucu koþuda düþse de, düþtüðü yerden kalkmasýný biliyor. Kendine fazlasýyla güveniyor. Sýradan bir oyuncu olmak istemiyor. Sinemayla ilgili hedeflerini yurt içinden ibaret görmüyor. Yurtdýþýnda iyi bir projede oynamak istiyor. Hatta Türkiye'ye Oscar ödülünü getirmek gibi bir hayali de var. Bu hayalini, yaptýðý iþlerle besliyor.
O, dizilerden daha çok önemli sinema projelerinde rol almak istiyor. Tarihî þahsiyetlerden Fatih Sultan Mehmet'i oynamak en büyük arzularý arasýnda yer alýyor. O, milletiyle ve milletin deðerleriyle barýþýk bir insan.
Özelliklerini ve güzelliklerini dilim döndüðünce sýralamaya çalýþtýðým bu güzel insan, dizi ve sinema oyuncusu Oktay Gürsoy'dan baþkasý deðil... Kendisi “Öyle Sevdim ki Seni” filminin çekimleri için bir aydan beri Trabzon'da bulunuyor. Trabzon'da olmasýný fýrsat bilerek bu kýymetli oyuncuyu kendi dilinden ve daha yakýndan tanýyalým dedik. Bunun için kendisine röportaj yapma teklifini ilettik. Sað olsun, yoðun sinema filmi çekimlerine raðmen bize olumlu cevap verdi. Biz de sizin adýnýza ona bir kýsým sorular yönelttik. Þimdi sizleri bu soru ve cevaplarla, bu sýcak ve samimi sohbetle baþbaþa býrakýyorum....
M. Nihat MALKOÇ: Kendinizi kýsaca tanýtýr mýsýnýz? Kimdir Oktay Gürsoy?

Oktay GÜRSOY: 1984 Ankara doðumluyum. Ýlkokul, ortaokul ve lise eðitimimi Ankara’ da tamamladýktan sonra 2003 yýlýnda Konya Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarý Oyunculuk Bölümünü kazandým ve profesyonel sanat yaþamýma adým atmýþ oldum.

M. Nihat MALKOÇ: Oyunculuða nasýl baþladýnýz? Oyunculuk, idealiniz miydi? Biraz da bu süreçten bahseder misiniz?

Oktay GÜRSOY: Küçüklüðümden beri taklit yapmaktan ve insanlarý güldürmekten çok hoþlanmýþýmdýr. Lise dönemine geldiðimde bir arkadaþým bu yeteneðimi fark edip bana neden oyunculuk yapmadýðýmý sordu. O soru gelene kadar oyunculuðu profesyonel anlamda hiç düþünmemiþtim. O günden sonra oyunculuk en büyük idealimi oluþturdu. Bunu gerçekleþtirmek için oyunculuk üzerine çeþitli araþtýrmalar yaptým. Arkasýndan konservatuvar sýnavýný kazanýp oyunculuða ilk adýmýmý atmýþ oldum.

M. Nihat MALKOÇ: Bugüne kadar hangi filmlerde ve dizilerde oynadýnýz? Filmografinizden bahseder misiniz?

Oktay GÜRSOY: Ýlk olarak 2012 yapýmý, Cengiz Bozkurt ile baþrolünü paylaþtýðým “Öz Hakiki Karakol” adlý sinema filminde “Yakýþýklý” karakteri ile rol aldým. Bu film ile beyaz perdeye ilk adýmýmý atmýþ oldum. Ýlk dizi deneyimim ise 2006 yýlýnda yayýnlanan Hatýrla Sevgili’de Salim karakterini canlandýrarak baþladý. Arkasýndan 2007 yýlý yapýmý Karayýlan dizisi Paþa Bey rolü, 2008 yýlý yapýmý Caným ailem dizisi Kenan karakteri (namý diðer Erkek Güzeli), 2010-2011 Aþk Ve Ceza dizisinde Cem karakteri, 2011 Evvel Zaman Hikayesi’nde Tarýk karakteri ve 2012 Dila Haným dizisinde Metin Selamoðlu karakteri ile televizyon dizileri devam etti. TV filmleri olarak da 2007 yýlý yapýmý olan Ýstiklal-Þehit Kamil, Þahin Bey ve Gelinin Binbaþýya Aðýdý üçlemesi yer aldý.

M. Nihat MALKOÇ: Film ve dizilerde en çok hangi karakteri oynamaktan keyif aldýnýz? Niçin?

Oktay GÜRSOY: Ben keyif almadýðým hiçbir projede yer almadým. Bütün karakterler benim için özel olmuþtur. Fakat çeþitlilik anlamýnda beni hazsal olarak en fazla tatmin eden karakter Caným Ailem dizisindeki Kenan karakteri olmuþtur.

M. Nihat MALKOÇ: Bildiðim kadarýyla beste yapýyor, oyun yazýyor, senaryo yazýyor, oyunculuk yapýyorsunuz? Yani tabir caizse bir koltukta birçok karpuz taþýyorsunuz. Bu çok yönlülük neyin nesi? Bu durum, oyunculuða odaklanmanýzda sorun teþkil etmiyor mu? Yoksa bu farklý alanlar sanatýnýzý besliyor mu? Ne dersiniz?...

Oktay GÜRSOY: Konservatuvarý kazandýðýmda bir sanatçýnýn birden fazla yeteneðinin olmasý gerektiðine inanýyordum ve bu nedenle kendimi o yönde geliþtirdim. Tam aksine odaklanmada sorun yaþamadým, bu çeþitliliðin oyunculuk yönümü daha çok beslediðine inanýyorum. Bu arada çocuklarýn ve ailelerinin hastasý olduðu çizgi film Pepee’de de seslendirme yapýyorum. Pepee’nin Eniþtesini merak edenler varsa iþte o benim…

M. Nihat MALKOÇ: Oyunculuktaki hedefleriniz nelerdir? Biraz da bunlardan bahseder misiniz?

Oktay GÜRSOY: Kariyer anlamýnda her zaman yüksekleri hedefledim; hem Türkiye’de hem de yurtdýþýnda adýmdan söz ettirecek bir oyuncu olmak istedim. En büyük hedefim ise bir Türk oyuncu olarak Oscar’ý almak.

M. Nihat MALKOÇ: Konservatuvar eðitimi almýþ bir oyuncusunuz. Yani gerekli donanýmýnýz ve altyapýnýz var. Okullu olmanýzýn sanatýnýza ne gibi olumlu yansýmalarý oldu? Bu iþin eðitimini almadan oyunculuk yapanlarla(alaylýlarla) ilgili görüþünüz nedir?

Oktay GÜRSOY: Eðitim þart diye baþlamak istiyorum sözlerime. Her meslekte olduðu gibi oyunculukta da eðitim çok önemli. Olumsuz bir þey katmadýðý aþikar, olumlu olarak yansýyan þeyleri ise profesyonel bir oyuncu oluyorsunuz ve nerde ne yapacaðýnýzý iyi biliyorsunuz. Alaylý, ya da okullu olarak ayrým yapmak istemiyorum. Her iki tarafta da çok yetenekli oyuncularýn çýktýðýný biliyoruz, okullu olmak ya da olmamak önemli deðil, önemli olan kendini geliþtirmek ve mesleðini ciddiye almaktýr. Bazýlarý unutuyor; ama hatýrlatmak istiyorum; oyunculuk magazinlerde ya da gece kulüplerinde boy göstermek deðildir, oyunculuk bir meslektir.

M. Nihat MALKOÇ: Sizin seyirciyle ilk buluþmanýz “Hatýrla Sevgili” dizisiyle oldu? Bunun anlatýlmaya deðer ilginç bir hikâyesi var mý?

Oktay GÜRSOY: Evet, oldu. Ben Konservatuvarýn 4. sýnýfýnda okurken “Hatýrla Sevgili” dizisi oynuyordu ve Mutluluk filminin tren sahnesi Konya da çekilecekti. Mutluluk filmi cast direktörü okula geldi. “Tren sahnesinde üniversiteli gençleri oynayacak oyunculara ihtiyacýmýz var” dedi. Ben de gittim. Orada filmin yönetmeni Abdullah Oðuz benimle çok ilgilendi. Cast direktörü mail adresini verdi. Aradan biraz zaman geçti ve ben birkaç fotoðraf yolladým.Yolladým; ama ben hâlâ okuyorum. Maile koca harflerle de yazdým; ben Konya da okuyorum diye. Yani “benim dizide olma ihtimalim sýfýr” diye düþünürken, o sýrada “Hatýrla Sevgili” dizisi yapýmcýsý Tomris Giritlioðlu beni görmüþ. Beni yanýna çaðýrdý ve benim oyunculuk maceram öyle baþladý.

M. Nihat MALKOÇ: Bir oyuncu olarak önünüze “sinema, tiyatro ve dizi” seçeneklerini koysalar siz hangisini öncelikle tercih edersiniz? Niçin?

Oktay GÜRSOY: Sinema, çünkü hedeflediðim yurt dýþý hayaline ancak sinema filmlerinde oynayarak ulaþabilirim.

M. Nihat MALKOÇ: Unutamadýðýnýz yerli ve yabancý filmlerden üçer tane saymanýzý istesek bu sýralama nasýl olurdu?

Oktay GÜRSOY: Yerlilerden “Eþkýya, Selvi Boylum Al Yazmalým, Kanun Namýna”; yabancýlardan “The Pink Panther, Siyah Kuðu, Ýhtiyarlara Yer Yok”

M. Nihat MALKOÇ: Dünyada ve Türkiye’de çok beðendiðiniz ve kendinize örnek(model) olarak aldýðýnýz oyuncular kimlerdir? Bunlarýn hangi yönü bu kanaate varmanýzda etkilidir?

Oktay GÜRSOY: Model aldýðým bir oyuncu yok; ama adlarýný altýn harflerle tarihe yazmýþ oyuncularýn filmlerini izliyor ve üzerinde kiþisel çalýþmalar yapýyorum.

M. Nihat MALKOÇ: Türk sinemasýnýn ve dizi(televizyon dizisi) dünyasýnýn bugününü ve geleceðini nasýl görüyorsunuz?

Oktay GÜRSOY: Türk Sinemasý eskiden daha aktif bir sektörmüþ; ama þu an yeniden kendi kimliðini bulmaya baþlayan bir Türk Sinemasý olduðunu görüyoruz. Birçok kaliteli filmler vizyonda boy göstermeye baþladý ve rekabet arttýkça kalite de artacaktýr. Dizi sektörü olarak Türkiye gayet iyi bir yerde. Hem yurt içi, hem de yurt dýþýnda adýndan çokça söz ettiriyor, sadece gereðinden fazla uzun. Yani altý günde bir sinema filmi çekiyoruz ve çok yoruluyoruz; ama gelecekte diziler daha kýsa ve çeþitlilik bakýmýndan daha da zengin olacaktýr.

M. Nihat MALKOÇ: Oynadýðýnýz karakterleri özümsemekte güçlük çektiðiniz oluyor mu? O role bürünme, o rolü yaþama süreci zor olmuyor mu? Durup dururken öfkelenme, durup dururken duygusal bir moda geçme nasýl bir çabanýn ürünüdür? Film olduðunu bile bile, yapmacýktan bu davranýþlarý gerçekleþtirmek nasýl bir ruh hâlidir? Yoksa sanatçýlar çok kiþilikli insanlar mýdýr? Rolünüze alýþmak için belli bir alýþma süreci geçiriyor musunuz?

Oktay GÜRSOY: Hayýr hiçbir zoruk çekmedim. O rolü üzerime giyene kadar zaten bir çalýþma yapýyorum; ama bazen biraz zaman aldýðý oluyor tabii, o da çok normal. Yapmacýktan yapýlan bir durum deðil, o esnada Oktay olmuyorum ben, o kiþi oluyorum. O yüzden seyirciye sunduðun herþey gayet doðal ve o kiþinin duygu ve davranýþlarý oluyor. Anlýk duygu geçiþini saðlamak oyunculuðun temel yapý taþýdýr, onu kusursuz hale getirmek için kiþisel çalýþmalar yapýyorum.

M. Nihat MALKOÇ: Gelelim asýl konumuza. Yani “Öyle Sevdim ki Seni” filmine. Bu filmde kimler rol alýyor? Oyuncu kadrosunu nasýl buluyorsunuz?

Oktay GÜRSOY: Alma Terziç, Kayhan Yýldýzoðlu, Fatih Dokgöz gibi isimler yer alýyor. Hepsiyle çalýþmak çok rahat ve oldukça da zevkli.

M. Nihat MALKOÇ: Biraz da filmin teknik ekibinden bahseder misiniz? Yapýmcý, yönetmen, görüntü yönetmeni vs.…

Oktay GÜRSOY: Yapýmcýmýz Nurdan Tümbek Tekeoðlu,Yönetmenimiz Orhan Tekeoðlu, Görüntü Yönetmenimiz Ercan Yýlmaz, Yardýmcý Yönetmenimiz Þelale Baskýcý ve Sanat Yönetmenimiz Erdem Özçelik ve daha adýný sayamadýðým çok deðerli set ekibimiz ile çok keyifli ve çok güzel bir film yaptýk.

M. Nihat MALKOÇ: Çekmekte olduðunuz film, basýnda “kýrýk bir aþk hikâyesi” olarak ifade edildi. Nedir bu kýrýk aþk hikâyesi? Filmin konusundan kýsaca bahseder misiniz? Filmde anlatýlanlarýn gerçek bir olaydan alýndýðý iddiasý doðru mu?

Oktay GÜRSOY: Belki de hiçbir zaman tamir edilemeyecek bir aþkýn öyküsü diyebilirim. Gerçek bir yaþam olmasý doðrudur; ama film izleyici ile buluþtuðunda ayný zamanda herkes kendi yaþantýsýndan birþeyler bulacaktýr bu filmde.

M. Nihat MALKOÇ: “Öyle Sevdim ki Seni” filminin çekimleri ne zaman baþladý, çekimler ne kadar sürdü, çekimler hangi mekânlarda yapýldý?

Oktay GÜRSOY: Film çekimleri 15 Mayýs 2013'te baþladý. Film çekimleri ortalama 21 günde tamamlandý. Çekimler,Trabzon ve Santa'da yapýldý.

M. Nihat MALKOÇ: Sanýrým Karadeniz’le ilgili bir filmde ilk kez oynuyorsunuz? Bu filmdeki rolünüz nedir? Kimi oynuyorsunuz? Bu rol için özellikle mi seçildiniz? Sizi tercih etmelerinde özel bir sebep var mý?

Oktay GÜRSOY: Evet, ilk defa bir Karadeniz filminde oynuyorum. Ben bu filmde Cemal karakterini canlandýrýyorum.Yapýmcýmýz ve yönetmenimiz beni bu role uygun görmüþler ve ben de senaryoyu sýcak buldum. Öylece yollarýmýz bu projede kesiþti.

M. Nihat MALKOÇ: Bildiðim kadarýyla Karadenizli deðilsiniz. Ankara’da doðup büyüdünüz. Bu bölgenin aðýz özelliklerine aþýna deðilsiniz. Bölgenin konuþma tarzýný öðrenmek için özel bir eðitim aldýnýz mý? Bu rolü oynamakta zorlandýnýz mý?
Oktay GÜRSOY: Evet, Ankaralýyým. Karadeniz aðzýna çok yabancýydým; fakat Trabzon'a gelip bir ön çalýþma yaptým, halkýn arasýna karýþtým; ama en önemlisi bana Trabzon aðzýný öðreten kiþi Trabzon Fen Lisesi Müdür Yardýmcýsý Süleyman Hakan Aydýn oldu. Benimle çok ilgilendi, senaryoyu Trabzon aðzýna çevirdi, ses kaydý yaptý. Ben yaklaþýk iki hafta Süleyman Hocamýn kontrolünde çalýþtým. Umarým üstesinden gelmiþimdir.

M. Nihat MALKOÇ: Alma Terzic’le baþrol oynamak nasýl bir duygu? Çekimler boyunca nasýl diyaloglar yaþandý? Alma Terzic nasýl bir oyuncu, nasýl bir insan? Bize biraz da baþrol arkadaþýnýzý anlatýr mýsýnýz?

Oktay GÜRSOY: Onunla ayný sahneyi paylaþmak oldukça zevkli. O tam bir profesyonel ve çok iyi bir oyuncu. Alma Terzic ile gayet iyi anlaþýyoruz, ikimizin de enerjisi tuttu ve gerçekten samimi bir ikili olduðumuzu düþünüyorum. Güleç yüzlü ve çok doðal bir insan...

M. Nihat MALKOÇ: Trabzon’u ve Trabzonlularý nasýl buldunuz? Bölge insanýyla ne gibi diyaloglar yaþadýnýz? Sizi etkileyen neler oldu? Karadeniz insaný ve Karadeniz coðrafyasý hakkýndaki son düþünceleriniz nelerdir?

Oktay GÜRSOY: Trabzon harika bir yer. Gerçekten Trabzon'a bayýldým. Trabzon halký da baþta soðuk gibi geldi; fakat onlarý tanýdýkça, onlarýn içine girdikçe ne kadar iyi kalpli ve sevecen olduklarýný gördüm. Sahiplenici yanlarý aðýr basýyor; ama bir o kadar da duygusallar.

M. Nihat MALKOÇ: Film çekimleri sýrasýnda yaþadýðýnýz ilginç anýlar oldu mu? Varsa birini bizimle paylaþabilir misiniz?

Oktay GÜRSOY: Çekim mekanlarýndan birinde bir kavga sahnesi çekerken yanlýþlýkla bir vatandaþ girdi ve bizim kavgamýza hiç aldýrýþ etmeden, gayet normal bir þeymiþ gibi davranýp reyondaki ceketlere bakýyordu. Bütün ekip bir anda durup adamý izlemeye baþlamýþtýk. O olay çok komikti.

M. Nihat MALKOÇ: Bu filmden sonraki projeleriniz nelerdir? Belirlenmiþ bir iþ takviminiz var mý? Sýrada hangi diziler ve filmler var?

Oktay GÜRSOY: Yeni sezonun açýlmasý ile birlikte gelecek olan teklifleri deðerlendireceðim.

M. Nihat MALKOÇ: Bu yoðun tempo içerisinde bize zaman ayýrdýðýnýz için size çok teþekkür ediyorum. Filminizin giþeleri zorlamasýný temenni ediyorum.

Oktay GÜRSOY: Asýl ben size teþekkür ederim.