Peygamberimizin; “Seyahat eden saðlýk bulur.”buyurduðu rivayet edilir.

Elbette ki gezmekle hastalýklarýn birden iyileþivermesi beklenilemez ancak kiþi yola çýkarken kafasýndaki sorunlardan -sorunlarýný seyahatle birlikte taþýmamak þartýyla- uzaklaþtýðý için kendini zinde hissediyor…

Zira seyahatte; sýhhat, hareket ve bereket vardýr. Bu nedenle seyahatti sever ve imkân buldukça seyahatlere çýkarým.

Bu kez istikamet Adýyaman ve Urfa…

Yol arkadaþlarým; Ramazan Keskin Hoca ve Veysi Tekin.

Keskin Hoca ile seyahat etmek hem zevkli bir o kadar da meþakkatlidir.

Elbette ki bu benim Keskin Hoca ile yaptýðým ilk seyahatim deðil. Kaleme aldýðým ve alamadýðým birçok seyahatlerimiz oldu Keskin Hoca ile. Bu kez Þanlýurfa’ya gidiyoruz Keskin Hoca ile …

Urfa’da Rýþvan Aþiretinin bir barýþ yemeðine davet etmiþler Keskin Hoca’yý. Bir akil insan sýfatýyla Rýþvan/Reþiyan Aþiretinin bu barýþ toplantýsýna katýlmak için Adýyaman üzerinden Urfa’ya geçmeyi tercih ediyoruz.

Adýyaman’dan Önce Gündüzbey

Dedim ya Keskin Hoca ile seyahat etmek meþakkatlidir çünkü o yoðun bir insan. Bu güne kadar hep koþuþturup durmuþ.

Yine öyle oldu, Adýyaman’a geçmeden önce Gündüzbey’de, Malatya’nýn tanýnmýþ roman yazarlarýndan Hüseyin Karatay’ýn kýz kardeþinin taziyesine gittik. Taziyede Kur’an-ý Kerim’den bir aþr ve bir sohbet gerçekleþtirdi.

Sohbetin ana temasý sabýr, sebat ve ahiret temalýydý ancak Hoca’nýn Gündüzbey’le ilgi cümlelerini sizinle paylaþmadan geçmeyeceðim.

“..Cennet, dedim -elhamdülillah Allah sizlere Cennet gibi bir Gündüzbey bahþetmiþ.. Yaþanmýþ bir olaydýr; Gündüzbeyli bir karý-koca Hacc’a gitmiþ, Mekke’de, Sudanlý bir hacý ile arkadaþ olmuþ ve tercüman aracýlýðýyla sohbet ederken aralarýnda þöyle bir konuþma geçmiþ: ‘Biz Türkiyeliyiz. Malatya’nýn Yeþilyurt Ýlçesi’ne baðlý Gündüzbey Köyündeniz. Bizim köyümüz o kadar güzel ki, ortasýndan buz gibi kaynak suyun aktýðý bir dere geçmekçe, yörenin en güzel kirazlarý, üzümleri, þeftali ve viþneleri ile envai türlü meyveler yetiþmekte, daðlarýnda keklikler ötmekte, tavþanlar ve tilkiler gezmekte, aðaç kovuklarýnda sincaplar yatmakta, ay köyün yeþile bürünen siluetini aydýnlatmakta, yazýn 40 derece sýcaklýkta bile serin rüzgârlar esmekte, yemyeþil bahçeleriyle baharýn sanki bir cenneti andýrmakta.’ söyleyince bizim Gündüzbeyli Sudanlý hacý hafif tebessüm ederek yanýndaki arkadaþýna dönüp demiþ ki: ‘Þunlara bakýn! Akýllarý sýra beni kandýracaklar, gözümün içine baka baka yalan söylemekte, üstelik de kutsal topraklarda Hacý olmak üzereyken Kur’an da Cenneti anlatan ayetleri ezberlemiþler, burada köyümüz diye bize yutturmaya kalkýþýyorlar!’ Ýnanmamýþ tabii bizim Sudanlý gariban, böyle bir yer olur mu diye…”


Bütün yollar Adýyaman’a çýkar

‘Malatya’dan bütün yollar Adýyaman’a çýkar’ desem mübalaða etmiþ olamam amma…

En yakýn sýnýr komþularýmýzdan biri olan Adýyaman’a Malatya’dan birkaç yerden gidilir. Gölbaþý ve Çelikkan üzerinden gidildiði gibi Beydaðý’na týrmanan ‘Naldöken Yokuþu’ndan Sincik ve Gündüzbey’den Çat Barajý üzerinden de Adýyaman’a gidilir. Gündüzbey’e kadar gittiðimiz halde Keskin Hoca 12 silindirli Mercedes aracýný dað yoluna vurmak yerine yolu ikiye katlayan Gölbaþý üzerinden gitmeyi tercih etti.

Gölbaþý üzerinden Adýyaman’a bu kaçýncý gidiþim, bilmiyorum ama bu yollarý çokça kat ettiðimi bilirim. Bu yollar AK Parti dönemi öncesi ölüme davetiye çýkartan yollardý, özellikle de Reþadiye geçidi…
Doðanþehir ilçesine baðlý Sürgü ve Erkenek beldeleri arasýndaki Reþadiye geçidi sarp bir geçit olmasý nedeniyle sýk sýk ölümlü kazalarýn yaþandýðý, kýþ aylarýnda trafiðe sýk sýk kapanan ve geçit vermeyen bir yoldu. Þimdi öyle deðildi, bölünmüþ yolla hizmete açýlan Reþadiye geçidi trafiði rahatlattýðýný görüyorum.
Erkenek
Erkenek denilince sizden neleri çaðrýþtýrýr bilmem ama benden soðuk su…

Erkenek Gedikaðzý Camii Çeþmesinde mola veriyoruz.

Bir baþka seyahat yazýmda da dillendirdiðim gibi Gedikaðzý Camii Çeþmesinden içen bir turist suyunu içtikten sonra çeþmenin etrafýndan dönerek: “bunun motoru nerde?” demiþ, “çok soðuk geldi, dereceyi biraz azaltsak!” demiþ…

Gedikaðzý Camii Çeþmesinden içince ben de dereceyi biraz azaltmak için motoru arýyorum ama malumunuz olduðu üzere bu çeþmedeki su Allah’ýn bu kasabaya ihsanda bulunduðu soðuk akan bir kaynak su…

Gedikaðzý Camii Çeþmesinden içip yüzümü yýkýyorum. Sonra çeþmenin yaný baþýndaki çay bahçesine geçip bu doðal kaynak sudan yapýlmýþ birer çay içiyoruz.

Adýyaman Tatlý Salonu

Adýyaman’a gün batmadan giriþ yapýyoruz. Her zaman olduðu gibi yine nefesimizi Adýyaman Tatlý Salonu’nda alýyoruz.

Adýyaman Tatlý Salonu Keskin Hoca’ýn hep övgü ile bahsettiði yeðenlerinden Abdullah Keskin’in 30 aþkýn bir süreden beri çeþit çeþit tatlý imal ettiði bir iþletme. Malzemenin en kalitelisini kullanýp tatlýnýn en leziz oranýný yakalayabilmiþ Abdullah Keskin Adýyaman’da yalnýz bir tatlý ustasý olarak deðil ayný zamanda biraz Keskin Hoca’nýn yeðeni olmasý, biraz ilmi gayret ve samimiyetiyle sürdürdüðü çalýþmalar ve “Mavi Marmara” olayý ile “Gazze gazisi” sýfatýyla anýlýp kariyer edinmiþ bir þahsiyet.

Adýyaman Tatlý Salonu’ndan tatlýlar ikram ediliyor. Birkaç gün önce, Ankara’da Adýyaman Tanýtým günlerine katýlýp facebook gibi sosyal paylaþýmda yorum ve beðeni rekoru kýran Adýyaman Tatlý Salonu’nundan imal edilen tatlýlarý yiyorum þimdi. Dün paylaþým sitelerinde üst üste istif edilen o meþhur halkalý tatlýlara gýpta ile bakarken þimdi dokunup sýcak sýcak yiyebiliyorum.

Keskin Hoca ile seyahat etmek zevkli ve bir o kadar da meþakkatli, demiþtim. Abdullah Keskin’in Adýyaman Tatlý Salonu’ndan ikram ettiði tatlýlarý henüz bitirmeden, 1638’de inþa edilen Eskisaray Camii imamý Hoca’yý arýyor. Akþam namazýmýzý Adýyaman’ýn en eski camilerinden olan Eskisaray Camii’nde kýlýyoruz. Namaz ve akþam yemeðinden sonra Adýyaman’ýn en meþhur avukatlarýnda Av. Ali Atýnç’ý ziyaret ediyoruz..

Avukat Ali Atýnç

Av. Ali Atýnç’ý 1999’da Malatya baþörtüsü olaylarýndan tutukluyken duruþmalara katýldýðý zaman tanýmýþtým. Ýlkokul öðrencisi bir köylü çocuðun buruþmuþ, ütüsüz ünlüðü gibi üzerinde duran avukat cübbesiyle ilk ilgi alanýma girmiþti. Duruþmalarda konuþunca/ savunmaya geçince daha çok ilgi odaðým olmuþtu. Bozuk Türkçesiyle hýzlý hýzlý telaffuz ettiði uzun cümlelerle ne söylediði pek anlaþýlmýyordu ama her bir cümlesi hukuk fakültesinde öðrencilere tez konusu olabilecek kadar veciz ve anlamlý cümleler koruyordu. Avukat Atýnç o günlerde yalnýz benim deðil tüm baþörtülü maðdurlarýn favori kahramaný olmuþtu. Türkiye’nin neresinde olursa olsun, zulme uðrayýp mahkûm olmuþ sanýklarýn imdadýna hep Avukat Ali Atýnç koþmuþtur. Avukat Ali Atýnç bu nedenle bizim için özel ve ziyaret edilmeyi hak etmiþ bir münevver.

Avukat Ali Atýnç; Bediüzzaman Said Nursî gibi evlenmemiþ ve kendini hizmete adamýþ bir þahsiyet.

Avukat Ali Atýnç bizi kapýda karþýlýyor. Maþallah; evi dergâh gibi… Misafirlere hizmet eden, çay ve meyve servisi yapan onlarca genç görüyorum.
Zaman, Avukat Ali Atýnç’ýn yanýnda çok çabuk geçiyor. Saatlerce nefes nefese konuþarak, yaptýðý esprilerle nefis bir stand-up ziyafetini sunuyor. Çok ünlü birini ziyarete giderken, kýlýk kýyafetinden dolayý, avukatlýk kartýný göstermeyene kadar içeri alýnmadýðýndan tut, mahkemelerde/duruþmalarda gösterdiði olaðanüstü performansýna kadar anlattýklarý anýlarýnýn her biri bir kara mizah ve bu memleketin gerçekleri olduðu için o anlattýkça ben dalýp dalýp gidiyorum…
Aðaçlandýrma kültürü henüz geliþmemiþ

Ertesi gün istikamet Urfa olmak üzere yola çýktýk. Malatya’dan çýkarken üç arkadaþtýk þimdi -Adýyaman’dan Abdullah Keskin ve Davut Keskin de katýlýnca- beþ arkadaþ olmuþ oluyoruz.

Urfa’ya, Keskin Hoca ile bu benim ikinci, toplamda ise dördüncü geliþim. Onun için yol boyu, boy boy pamuk tarlalarýnýn üzerinden dönen dev fýskiye ve yol boyu gördüklerimi daha önceki yazýlarýmda belirttiðim için teferruata inmeyeceðim, ama unutmadan bir ayrýntýyý paylaþacak olursam; Adýyaman eski Adýyaman, Urfa da eski Urfa deðil. Her iki ilimiz de hýzla geliyor ve güzelleþiyor. Her iki ilimiz de eskisi gibi kurak deðil bol suya kavuþmuþ. Lakin her iki ilimizde de aðaçlandýrma kültürü henüz geliþmemiþ olduðunu görüyorum.

Urfa Lahmacunu

Kahvaltýyý, Adýyaman Urfa sýnýrýndaki köprüyü geçtikten sonra gelen ilk lokantada yapýyoruz. Birkaç yýl önce geldiðimizde yine burada lahmacun yemiþtik ama o zaman lahmacunlar çok lezzetli gelmiþti. Gittiðim her yerde burada yediðim acýlý lahmacunun dimaðýmda býraktýðý lezzeti anlatmýþtým. Ama bu kez öyle olmamýþtý. Bir kere ortam çok kirli görünüyordu, karasinekten geçilmiyordu. Ýkincisi lahmacun eskisi kadar acý ve lezzetli olmadýðýný anlýyorum.

Urfa seyahatimizde ikinci molayý son durak olan ‘Þehrin Makamý Ýbrahim’de -avam tabiriyle- Balýklý Göl’de ya da Dergâh’ta veriyoruz.

Reþiyan Aþireti

Zaten Urfa demek; Balýklý Göl ve Makamý Ýbrahim demekti. Ýranlýlar gibi düþünmüyorum ama bu makamýn hakikaten büyülü bir cazibesi ve manevi havasý vardý. Balýklý Göl ve çevresini kuþatan camiler ve tarihi mekânlarý görünce tüm yol yorgunluðumu unutup bu makamýn manevi havasýný ciðerlerime çekerek rahatlamaya çalýþýyorum.

Bir baþka seyahat yazýlarýmda çokça dillendirdiðim için Makamý Ýbrahim’de gördüklerimi ve hissettiklerime detaylý yer vermeyeceðim. Buralarda fazla oyalanmadan Makamý Ýbrahim-e yakýn bir yerde bulunan davetli olduðumuz Rýþvan Derneði’ne geçiyoruz.

Rýþvan ya da Reþiyan Derneði’nin yetkilileri Malatya’dan biz arkadaþlarýyla birlikte teþrif eden Ramazan Keskin Hoca’yý kapýdan karþýlýyorlar. Dernek Odasý olarak ayrýlan bu mekân, Reþiyan Aþireti’nin örf adetlerine uygun olarak otantik þark köþesi þeklinde döþenmiþ.

Dýþarýdan gelen katýlýmcýlarý karþýlamak için boy boy sýraya dizilmiþ karayaðýz Rýþvan Aþiret adamlarýnýn sýcak ve samimi karþýlamalarý eþliðinde içeri geçiyoruz.

Görülen o ki; bu organizasyon için Þanlýurfa Rýþvan Derneði çok ciddi çalýþmalar yapmýþ, emekler harcamýþ.

Keskin Hoca’yý kulis odasýna çaðýrýp meselenin detayýný anlatýyorlar. Kýsacasý olay þöyle geliþmiþ:
Yaklaþýk 6 ay önce ‘Esenkulu Köyü’ denilen bir köyde arazi anlaþmazlýðý nedeniyle kavga çýkmýþ ve bu olay -maalesef- bir bayanýn ölümüyle sonuçlanmýþ. Kavganýn ardýndan Öncel ve Çiftçi aileleri arasýnda baþlayan husumet Rýþvan Aþireti’nin araya girmesiyle son bulmuþ. Þimdi Türkiye’nin dört bir yanýndan davetli Rýþvanlýlar da barýþma kararýný deklere etmek için Þanlýurfa Rýþvan Dernek Binasý’nda verilecek barýþ yemeðine çaðýrmýþlar bizleri.
Urfa’nýn kavurucu sýcaðýna inat Þanlýurfa Rýþvan Derneði’nin klimalý serin odasýnda oturup dinleniyoruz. Adetleri olmuþ olacak ki önce birer mýrra ikram ediliyor ardýndan çaylar…
Öðlen namazý müteakip program baþlýyor. Sunucu katýlýmcýlarýn ismini anons ediyor:
“…Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç, Þanlýurfa Emniyet Müdürü Mehmet Likoðlu, Ýl Jandarma Komutaný Albay Emin Dursun, Ýl Genel Meclisi Baþkaný Mustafa Yavuz, Ýl Genel Sekreteri Uður Büyükhatipoðlu, Kahta Belediye Baþkaný Yusuf Tunalý, Malatya Rýþvan Aþireti’nin kanat önderlerinden Ramazan Keskin, Adýyaman Ýþadamlarýndan Abdullah Keskin ve Türkiye’nin dört bir yanýndan davetimize icabet ederek bu önemli barýþ yemeðinde bizleri yalnýz býrakmayan Rýþvanlý Aþireti’nin ileri gelenleri!:…” þeklinde bir girizgahtan sonra Ramazan Keskin Hoca konuþmasýný yapmak üzere mikrofona davet ediliyor. Keskin Hoca ayet ve hadisler ýþýðýnda, kardeþliði vurgu yaparak bir sohbet gerçekleþtirip ardýndan bu barýþýn hayýrlý ve daim olmasý için dualar ediyor.
Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç
Ardýndan mikrofon Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç’e býrakýlýyor.
Ýlk kez bir barýþ yemeðine katýlýyordum. Türkiye’nin deðiþik illerinden gelen Rýþvanlýlarý bu derneðin çatýsý altýnda bir ailenin fertleri gibi samimi birbirlerine saygýlý görüyorum. Bu barýþ yemeðine protokolle birlikte bu kadar kalabalýk katýlým saðlanmasýna seviniyorum. Ancak Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç’in konuþmasýnýn bir kýsmýný çok sinir bozucu görüyorum. Bu kadar önemli ve hassas bir barýþýn gerçekleþtirildiði bir ortamda konuþulmamasý gereken cümleler kullanýyor sesini yükseltiyordu sayýn vali. Oysa baþta konuþmasýna gayet sakin baþlamýþtý. Keskin Hoca’nýn konuþmasýný teyit edercesine övgü dolu sözler sarf etmiþti barýþ için el sýkýþanlara. Ancak konuþmasýnýn sonlarýna doðru ne olduysa birden parlayarak sesini yükseltiyor Þanlýurfa Valisi Celalettin Güvenç. Türkiye’nin dört bir yanýndan gelen Rýþvan Aþiretinin ileri gelenlerine barýþ sözlükleri kullanma yerine; “Herkes kendi baþýna buyruk bir þekilde ailem, aþiretim geniþ, kardeþim çok!… Hayýr bitti!.. Öyle bir þey yok!.. Herkes kurala uyacak! Hakkýna razý olacak ve haksýzlýða uðradýðýný düþündüðünde devletten yollarýný arayacak!...” diyerek adeta ültimatom veriyor…
El- Ruha Otelde ÝHH Toplantýsý
Rýþvan Aþiretinin barýþ yemeðinden sonra nefesi El Ruha Oteldeki programda alýyoruz…
ÝHH Genel Baþkani Bülent Yýldýrým’ýn baþkanlýðýnda ‘ÝHH’nýn Kürt sorunu, çözüm süreci ve Mavi Marmara’yý deðerlendirme toplantýsý yapýlýyor El- Ruha Otelinde. Toplantýya ÝHH Genel Baþkaný Bülent Yýldýrým Genel baþkan yardýmcýlarý Gülten Sönmez, Hüseyin Oruç Doðu ve güneydoðu Anadolu bölgesi ÝHH Temsilcileri doðu ve güneydoðu bölgesi Mavi Marmara Gemisi Gazileri katýlmýþ. Keskin Hoca’ýn yeðeni Abdullah Keskin de Mavi Marmara Gazilerinden olduðu için beraberinde bizler de katýlýyoruz.
Ýlk kez ÝHH Genel Baþkaný Bülent Yýldýrým’ý yorgun görüyorum…
Yorgun ama hala kararlý ve taviz vermeyen konuþmalar yapýyor Sayýn Yýldýrým. Barýþ süreci ve Kürt meselesi ile ilgili daha önce de bir rapor hazýrlayýp hükümete ulaþtýrdýklarýný ifade ediyor. Halkýn taleplerini dile getirdiklerini ve bir takým çevrelerin bu çözümü baltalamak isteyen ulusal ve uluslararasý güçlerin var olduðunu söylüyor. Bu çözüm süreci için ne gerekiyorsa, yapýlmasý gereken ne varsa istiþare ile ortaya koyup bir rapor halinde Hükümete sunmak istediklerini dile getiriyor.
ÝHH Genel Baþkani Bülent Yýldýrým, barýþtan yana olmayan bazý çevreler buna Ýsrail, Amerika, Suriye rejimi Türkiye’nin barýþ ve huzur ortamýnda olmasýndan dolayý rahatsýzlýk duyduklarýný ifade ederek, “Gezi sürecini baþlatan irade gezide yer alan gençlere göre baðýmsýz bazýlarýna göre de yönlendirme bu olaylarda bazý insanlar bunu deðerlendirmek istedi ve deðerlendirdiler. Türkiye merhamet yardýmlaþma bilincini artýrmasý tekrar Ýslam emperyalist ve Siyonistleri rahatsýz etti. Gezi sürecinden menfaat elde etmek istediler gezi sürecine katkýda bulunanlar bunun farkýna varmýþlardýr” ifadelerini kullanýyor.
Sonra Mýsýr’daki devrimi dillendiriyor Sayýn Yýldýrým.
“Mursi demek halkýn seçtiði lider demektir” diyor.
Devamla; “Mursi demek Kudüs’e giden yolun geniþlettirilmesi demektir. Kudüs aþkýnýn artýrýlmasý demektir. Ýsrail bundan rahatsýz oldu çünkü Gazze’yi refah kapýsýný önemseyen bir liderdi. Halkýn çoðunluðu buna oy verdi. Bu demek ki Mýsýr halký Gazze ile Batý Þeria ile Kudüs ile Ýsrail’in iþgal etiði topraklar ile yatýp kalkýyor. Bunun üzerine baþta Amerika Ýsrail bu konuda rahatsýz olan çevreler Mursi’ye darbe için bir plan içerisine girdiler. Mursi bunu önceden fark etti. Amerikalý ve Mýsýrlý yetkililer 5 aþamalý karar aldýlar birinci karar kalabalýklar toplanacak ikinci aþama binalarý yýkýp yaðmalayacaklar üçüncü aþama askerler ve polisler meydanlara inecek ve karþý tarafa saldýracak 4’ncü aþama ordu yönetime el koyacak 5’inci aþama ise Amerika uyarýlarda bulunacak iç savaþ olmasýn diye. Amerika ve Ýsrail ilk defa bu kadar piþti oldu medyayý çok iyi kulandýlar milyonlarca insanlar sokaklara döküldü ama televizyonlar bunu göstermediler. Özel kanalarý kapattýlar sonra devlet kanalarýný kapattýlar. Halk buna karþý biz de buna karþýyýz” diye konuþuyor…
El-Ruha Oteldeki bu önemli toplantý uzun sürüyor. Yoruluyorum, baþ aðrýlarým baþlýyor ama yine de bu önemli konuþmalarý kaçýrmamak için can kulaðýyla dinliyorum/dinliyoruz.
Toplantýda çýktýðýmýzda güneþ batmak üzereydi. Ýkindi namaz vaktin geçmesine kýl payý kala eda ediyoruz.
Zihin yorgunluðunu atmak için biraz geziyoruz otantik çarþý pazarýný ve Urfa’nýn tarihi mekanlarýnda çay içiyoruz, dinleniyoruz…
Akþam namazýmýzý Mevlid-i Halil Camii’nde eda ediyoruz…
Mevlid-i Halil Camii
Mevlid-i Halil Camii; Hz. Ýbrahim’in doðduðu maðaranýn batýsýna bitiþik olarak inþa edilmiþ harikulade bir ibadethane…

Harim kapýsý üzerindeki kitabede; “caminin h. 1852 tarihinde Mahmut Oðlu Mahmut Aða tarafýndan onarýldýðý yazýlýdýr. Avlunun güney doðusundaki iki odadan biri, h.1272/m.1855 tarihinde Ahmet Bican Paþa tarafýndan, diðeri h.1305/m.1885 tarihinde Derviþ Musa tarafýndan yaptýrýlmýþtýr.” yazýsýný daha önceki geliþlerimde de fark etmiþ okumuþtum…
Akþam namazýndan sonra Þanlýurfa’nýn tanýnmýþ ilim adamý ve yazarlarýndan Mustafa Çelik’i ziyaret ediyoruz. Çelik Hoca, il dýþýnda yeni geldiðini söylüyor. Anlaþýlan onun da ömrü -Keskin Hoca gibi- hep koþuþturmakla geçiyor…

Mustafa Çelik Hoca’ýn evinde de yine gündem ile ilgili konular (Gezi Parký, Mýsýr’da Devrim ve Suriye Savaþý…) konuþuluyor.

Urfa’nýn meþhur ciðer kebabý

Saat epey ilerliyor, Urfa’dan çýkmak üzereyken Urfa’nýn meþhur ciðer kebaplarýndan bahsediliyor. Birbirimizi gaza getirerek, geri þehre dönüp birer ciðer kebabý ýsmarlýyoruz…

Seyahat ve gezilerde genelde; “yediðin içtiðin sende kalsýn, gezip gördüðünü anlat” derler ama gördüðünüz gibi bende yediðim içtiðim de kalmýyor.

Taze taze ciðerleri kaþýklarken yarýnki programýmýzý konuþuyoruz. “Adýyaman, Kâhta ve Sincik üzerinden Malatya’ya dönüþ…” sözü tamamlanmadan o esnada Hoca’nýn telefonuna bir mesaj geliyor. Mesajda Malatya Yusuf Ziya Paþa Camii’nde sabah namazý müteakip Hoca’nýn sohbet sözü hatýrlatýlýyor.

Bu mesaja sevinmiyor desem yalan olur. Zira öyle yorgun öyle bitap düþmüþüm ki, hiç biri gezmek istemiyorum.

Mola vermeden nefesi Adýyaman’da Abdullah Keskin’in evinde alýyoruz. Bir yorgunluk çaydan sonra Gölbaþý üzerinden istikamet Malatya, sabah namazýmýzý Yusuf Ziya Paþa Camii’nde eda ediyoruz. Keskin Hoca burada bir saatlik, bir sohbet yapýyor. Yusuf Ziya Paþa Camii imamýn her hafta deðiþik bir konukla gerçekleþtirdiði bu güzel programýna gýpta ediyorum. Keskin Hoca uykusuzluk ve yol yorgunluðuna aldýrmadan, 600-700 kilometre direksiyon salmasýna raðmen sohbetine hararetli hararetli devam ederken ben, gittikçe aðýrlaþan baþýmý omuzlarýmýn üzerinden zor tutabiliyordum…