Egoistlerin en güzel yaný baþkalarý hakkýnda konuþmuyor olmalarý. -Lucille S. Harper |
|
||||||||||
|
Türk'üm; annem, babam, atalarým öz be öz türk soyundan, Türkiye vataným. Yurtdýþýnda doðup büyüdüm, aslým bazen ayaklarýma dolanmadý deðil, azýnlýðým ya. Olsun, her itilip kakýlýþýmda, türk kaným onurlu bir teselli oldu içimde, hatta öyle büyürdü ki yüreðim kafesinden çýkarýp ay yýldýzlý al bayrak misali sallayasým geldi. Baþýmý eðmedim, utanç duymadým ýrkýmdan, özenti duymadým, fikirlerin peþinde özümü kaybetmedim. Okuma yazmayý erken sökmüþtüm, elime ne geçse hecelemeye çalýþýrdým. Annem, babam iþteyken benim yalnýzlýðým çocuk oyunlarýnda, nehrin kýyýsýnda, kitaplar arasýnda bölündü. Yaþý geçkin insanlarýn çoðu çocukluklarýný yaþayamadýklarýndan bahsederler. Oysa mutlaka vardýr güzel anýlarý, çocukluk iþte... Çocuk mucizevi bir varlýk, insan olmaya gelmiþ bir melek. Görmeden ne kötülüðü, ne hýrsý ne de nefreti bilir. Her neyse. Kitaplar dedim ya, önce masallar, sonra Ten Ten'in resimli maceralarý, sonra öyküler, serüven romanlarý ve dünya klasikleri. Zaman geçti, geçti, geçti... ve durdu þimdi. Burada, Türkiye'de, Vatan'ýmda. Blog yazýlarýmýn arasýnda anneannem ve büyükbabamdan, onlarýn yanýna gönülsüz gittiðim, çocuk aklýmýn kabullenmediði tatillerden bahsettim. Ramazan aylarý benim görevim caminin iftar ýþýklarýný görüp haber vermekti. Top falan patlamýyordu, minareye gözlerimi kýrpmadan bakardým ve yeþil ampuller yandýðýnda koþardým içeriye. Kocaman bir sofra kurulurdu, dua edilirken yarým yamalak katýlýrdým, her seferinde unuttuðum yerleri geveleyerek. Ard arda gelir giderdi tabaklar, tepsiler. Yemeðin sonunda þükür duasý okunurdu, anneannem ellerini kaldýrýp yüzüne sürer "Yarabbi þükür" derdi, o an sanki tüm nefesini býrakýrdý. Ramazan Bayramýnýn ilk günü iki gül kurusu kadife kese verirdi büyükbabam, birinde þeker diðerinde ise dolu bozukluk vardý. Müslümaným. Aksak, eksik, günahkar lakin müslümaným. Hala dualarýn çoðunu ezbere bilmem. Annem hepsini bilirdi, hiç unutmadý. Mevlitler eksik olmazdý baba evinde. Sofralar kurulur kaldýrýlýrdý ve o sofralara gayrimüslimler de otururdu. Dualar okunurdu, baþlarýný örtüp sessizce dinlerlerdi. Annem modern, çalýþan bir kadýndý. Ana sýnýfýndayken , hatýrlýyorum, petit kareli, belde dar ceketli döpiyesine hayrandým. Bir de geniþ kemerli, büzgülü, kocaman cepli etekleri vardý. "Grease" müzikalinden fýrlamýþ gibiydi... Bayram sofralarý kurardý, yýlbaþýnda ve doðum günlerinde. Þarap yapardý babam ve mutlaka tatmak isteyen çoktu. Okula baþladýðým yýllarda bademciklerden çok çektim, boðazým þiþer, konuþamazdým. Dedem þarap kaynatýp içine karabiber taneleri atardý ve ilaç niyetine içirirdi bana. Babam, bayramlarda mevlit þekeri yaptýrýp camide yasin okuturdu. Okumuþ, yabancý memleketlerde çalýþmýþ, görmüþ, geçirmiþ adam. Kitabýmýzý, dinimizi ilk önce ailemden dinledim, benimsedim, yüreðime yazdým. Allah korkusunu vicdan temizliðine katýp sevdim. Çalýþmadan yenen lokmanýn haram olduðu, Allah katýnda herkesin bir olduðu dinimize hayran kaldým. Eksik, günahkar bir kulum ben. Kimseyi dinine, iþine, gücüne, ýrkýna göre yargýlamam. Kimseyi hor görmem, aþaðýlamam... Çocukluk, gençlik, olgunluk. Derler ki insan okuduklarýndan etkilenir. Derler ki kendisi olmaz, bir baþka insanýn(yazarlarýn) fikirlerini benimser, taþýr, savunur. Olmayacak bir durum deðil. Kiþiye göre... Eðer insan kendi öz yargýsýna sahip deðilse, eðer insan kendi benliðinin farkýnda deðilse, olabilir. Kitaptan da, filmden de, laftan da etkilenir. Aðaç gibi, ot gibi esen rüzgara göre eðilir, bükülür. Ýnsan olmanýn ayrýcalýðýndan uzak, hayvan güdüleriyle kuytuya, suya, yiyeceðe yakýn, sýðýnýr... Kelimeleri, cümleleri her daim Aþk'tan yana sýraladým. Ýlk þiirlerimde, kýsa denemelerimde, küçük buhranlarýmda, isyankar gençliðimde, suskun yetiþkinliðimde. Benim seçimim Aþk oldu... Düþünüyorum da, okuduðum her kitap farklý kiþilikleri tanýmamýn cevap anahtarý olmuþ. Yaþadýklarý hayatlar, bulunduklarý yerler, davranýþlarý hiç mi hiç çekmemiþ ilgimi. Bu yüzden, kitap kahramanlarýný sýfatlarla hatýrlýyorum, hayal meyal: "cesur-komik-saygýn-dolandýrýcý-gururlu-kibirli-hayta-zavallý-nekes..." gibi. Ben kim olduðumun farkýndayým ve bundan huzurluyum. Ýnancýmýn yüksekliði, derinliði, kýsaca boyutunun farkýndayým. Ýnsanlýðýmýn farkýndayým... Seçimlerimin de. Kul'a kulluk olamayacaðýnýn fikrindeyim. Fikirlerin farklý olmasýnýn doðal olduðunun da. Fakat; dinlemeden, anlamadan, yürek gözü ile bakmadan bir insaný tanýmak mümkün olmadýðýna kaniyim. Farklýyýz birbirimizden ve uzaðýz, olabildiðince. Uzaklýðýmýz huzursuzluðumuzdan, aymazlýðýmýzdan, güç merakýmýzdan, kazanma hýrsýmýzdan, kibir ve cahilliðimizden. Oysa özümüzde aynýyýz... Türk'üm. Atam Türk... Vatanýmdan uzak geçen çocukluðum, gençliðimde sýk duyduðum bir cümleydi: "Burasý Türkiye deðil!.." Burasý Türkiye'ydi. Ne oldu peki?.. Batý ile Doðu arasýna bir yerlerde mi þimdi?.. Taraf oldu her taraf, kardeþliði, soyu sopu unutturan... Burasý Türkiye... eylül
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © eylül, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |