..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Ömer Faruk Hüsmüllü




6 Ekim 2013
Yanlýþ Adrese Mektup - 4  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Bir adam meydanýn ortasýnda “Kendimi yendim!” diye baðýrýyordu. Etraftakilerin bazýlarý adama acýyarak bazýlarý da gülerek bakýyorlardý. Bu duruma hemen müdahale ettim ve kalabalýða dedim ki: “Gülmeyi kesin, acýmayý da býrakýn. Bu adamý alkýþlayýn. Çünkü o, gerçekten de büyük bir iþ baþarmýþtýr.” Bu baþarý bence bir düþmaný yenmekten daha önemliydi.


:ABEI:

Çetin Bey Merhaba.
Buraya geleli üç haftadan daha fazla bir zaman oldu. Teyzemin yazlýðýndayým. Kafamdakilere daðýtmak istiyordum, teyzemden de davet gelince hemen kabul ettim. Çok da iyi yapmýþým.
Deniz yazlýða 300-400 metre mesafede, arka tarafýnda da orman var. Tenha sayýlabilecek bir yer. 30-40 tane yazlýk ya var ya yok. Sabah denize giriyorum, öðlenden sonra da ormanda yürüyüþ yapýyorum. Kalan zamanýmda ise ya okuyorum ya da bir þeyler yazýyorum.
Mektuplarýnýzý yanýmda getirdim. Kaç kere okuduðumu söylesem inanmazsýnýz. O nedenle bu konuyu geçiyorum. Doða hakkýnda söylediklerinizden etkilendim; etkilenmekle de kalmadým ders çýkardým. Ormandaki yürüyüþlerim beni kendime getirdi. Sizin gibi aðaçlarla konuþmaya çalýþtým. Henüz tam bir diyalog kuramadým. Burada asýl sorun karþý tarafýn bana güven duymamasýndan kaynaklanýyor olabilir. Bunu da aþacaðým ve kendimi aðaçlara sevdireceðim.
Geçenlerde ormanda yürürken bir yandan derin derin nefes alýyordum, bir yandan etrafý seyrediyordum, bir yandan da gördüðüm güzel çiçekleri okþuyordum. Bir ara adýný bilmediðim cýlýz saplý, renkli bir çiçeði koparmak için tam eðilmiþtim ki aðaçlarýn bana kötü kötü baktýklarýný fark edip vazgeçtim. Bu olay, onlarýn bana neden güvenmedikleri konusunda bir ipucu vermiþ oldu.
Hiç bu kadar ormanda ilerlememiþtim. Yolumu kaybedebilirdim. Buna raðmen daha ileriye gitmek istiyordum. Hem korkuyordum hem de ormanýn iç kýsýmlarýný merak ediyordum. “Dönmeliyim.” Diye düþündüðüm sýrada bir aðacýn gövdesinden aþaðýya doðru inen bir sincap gördüm. Ýlk defa canlý bir sincapla karþýlaþmýþtým. Resimlerinden tanýyordum. Ama kendisi resimlerden çok farklý göründü bana. Aþaðýya indiðinde o da beni gördü. Çimenlerin arasýna saklandý. Sonra çýkýp bana bakmaya baþladý. Merak etmiþ olmalýydý. Cin gibi bir þey! Ürkek ve benim gibi heyecanlýydý. Ona gülümsedim, benden bir zarar gelmeyeceðini anlatmak için bir þeyler mýrýldandým. Bu dostluk mesajýma sadece kafasýný sallamakla yetindi. Ve arkasýný dönüp hýzla uzaklaþtý. Bir müddet sonra da gür otlarýn arasýnda kaybolup gitti.
Benim olan bir þeyi kaybetmiþ gibi üzüldüm. O sevimli yaratýk nereden benim oluyordu ki… Ýnsanoðlu her þeyi sahiplenme isteðinden nedense bir türlü vazgeçemiyor.
Dönmekten vazgeçtim ve ilerlemeye devam ettim. Bir hýþýrtý duyunca korkudan titremeye baþlamama raðmen yola devam etmekte kararlýydým. Ormandaki aðaçlar giderek sýklaþýyordu. O nedenle yürümekte zorlanýyordum. Biraz ileride köpeðe benzeyen bir hayvan gördüm. Köpekten daha iriydi ve duruþu heybetliydi. Evet bu bir kurttu. Ne yapmalýyým diye düþündüm. Kaçsam mý? Kaçarsam dikkatini çekeceðimden bana saldýrabilirdi. Donmuþ kalmýþtým adeta. Baþka bir çare de aklýma gelmiyordu. Bereket versin ki o beni görmüyordu. Kýmýldamadan durmak en iyisiydi galiba. Bu duruþ ne kadar sürdü bilemem. Belki birkaç dakika belki de birkaç saat… Ýþte gidiyordu, nihayet gidiyordu! Derin bir “Ohh!” çektim.
Geriye dönüp yürümeye baþladým. Koþmuyordum, normal adýmlarla yürüyordum. Olabildiðince de sessiz bir yürüyüþ…
Teyzeme yaþadýklarýmý anlatýnca iþitmediðim azar kalmadý. Haklýydý. Bir daha oralara kadar gitmeyeceðime söz verip meseleyi kapatmak istedim. Teyzem çýldýrmýþ gibiydi, beni dinlemiyordu. Olabilecek en kötü ihtimalleri sýralayýp duruyordu. Bunlar arasýnda ormanda kaybolmam, kurt tarafýndan parçalanmam, yýlan sokmasý, ayaðým kayýp düþmem ve düþerken baþýmý bir aðaca ya da kayaya çarpýp bayýlmam baþlýca senaryo örnekleriydi.
Yaþadýðým bu tehlikeye raðmen ormandaki yürüyüþlerime devam ettim. Tabii eskisine göre bu yürüyüþler çok kýsa sürüyordu. Sizin gibi ben de artýk oradaki aðaçlara selam veriyorum. Umarým selamýmý alýyorlardýr.
Burada bazý insanlarla arkadaþ oldum. Bunlardan birini daha doðrusu bir aileyi anlatmadan geçemeyeceðim: Ýbrahim amca ve Hayriye Teyze. Kýrk dört senelik evliymiþler. Yaþlanmýþlar tabii ki. Ancak bu yaþlýlýk onlarda o kadar güzel duruyor ki… Neredeyse hep gülüyorlar. Aslýnda gülmek için bahane yaratýyorlar. Birbirlerine karþý sevgi dolu ve saygýlý davranýyorlar. Merak ettim ve bugüne kadar hiç kavga edip etmediklerini sordum. Ýbrahim Amca, gülerek alnýnýn tam ortasýndaki izi gösterdi. Kýrk sene önce kavgalarý sýrasýnda Hayriye Teyze o kadar kýzmýþ ki Ýbrahim Amcaya bir þey fýrlatmýþ ve tam isabet kaydetmiþ. Fýrlatýlan þeyin ne olduðunu ikisi de hatýrlamýyor. Bu son kavgalarý olmuþ. Ýbrahim Amcanýn alnýndan fýþkýran kaný görünce öyle korkmuþlar ki bir daha kavga etmeyeceklerine dair yemin etmiþler.
Ýbrahim Amcanýn ve Hayriye Teyzenin denizle aralarý pekiyi deðil. Yazlýklarýndan çýkýp ormanda yürüyüþ yapmayý seviyorlar. Zaten orada tanýþtýk. Birlikte yürümüyorduk, çünkü onlarýn temposu ile benimki farklýydý. Beni yazlýklarýna davet ettiler. Bana ikram etmek için Ýbrahim Amcanýn demlediði o çayýn lezzeti bir baþkaydý. Ýbrahim Amca, çaydanlýkta suyu kaynattýktan sonra biraz dinlenmeye býrakýyor. Sonra bu suyu içini bolca çayla doldurduðu demliðe döküyor. Demliði çaydanlýðýn üzerine koyup, havlu ile iyice sarýyor. On beþ, yirmi dakika bu þekilde çay demlendikten sonra, bardaklara dolduruyor. Nefis bir çay; insan içmeye doyamýyor.
Ormandaki maceramý onlara da anlattým. O hep gülen yüzleri öyle bir asýldý ki… Demek ki çok büyük bir hata yapmýþtým. Tabii onlardan da biraz nasihat dinlemek zorunda kaldým. Nasihat verirken bile beni kýrmamaya çok dikkat ediyorlardý.
Metin aradý. Barýþmak istiyormuþ. Telefonu onun yaptýðý gibi yüzüne kapattým. Sonraki onlarca aramasýna ise cevap vermedim. Metin ile olan iliþkimi artýk kafamda da bitirdim. Benden uzak dursun, baþka bir isteðim yok. Ne kadar yüzsüz bir adammýþ! Bir þey olmamýþ gibi benimle konuþmaya çalýþýyor. Kararlýyým, artýk dönüþ yok!
Anladým ki yaþantýlarýn bize vereceði dersi öðrenebileceðimiz baþka bir öðretici yok. Karþýmýza bir kuyu çýksa, aklýmýza suyunun tatlý mý acý mý olduðu sorusu gelir. Oysa kuyudaki suyun acý mý tatlý mý olduðunu anlamak için kova ile kuyudan su çekmek ve tatmak gerekir.
Çok sayýda arkadaþým, hatta “dostum” dediðim insanlar olmasýna raðmen yaþadýklarýmý onlarla paylaþamýyorum. Zor günler geçirdim ve genellikle bu gibi durumlarda dostlara ihtiyaç duyulur, onlardan yardým beklenir. Ama ben zorda kaldýðýmda, dostlarýmdan bana yardým etmelerini istemiyorum, yeter ki sevinmesinler ve üzülüyormuþlar gibi yapmasýnlar. Her ne kadar umutlarým kýrýldýysa da bu kötü günleri de atlatacaðýma inanýyorum. Kötülük iyiliðin, dolayýsýyla iyilik de kötülüðün hemen yaný baþýndaymýþ. Hangisini tercih edeceðine kiþi kendi karar verirmiþ. Ben tercihimi yaptým. Belli olmuyor mu?
Yakýnda döneceðim. Az kaldý. Döndüðümde posta kutusunda beni bekleyen mektubunuzu görürsem çok sevineceðim. Bir de sizinle görüþme arzum var. Çok þey mi istiyorum?
Nasýl bir insan olduðunuzu çok merak ediyorum. Benim hayalimde canlandýrdýðým gibi mi, yoksa çok mu farklý? Bu sorunun cevabýný öðrendiðimde ayný zamanda sezgilerimi de test etmiþ olacaðým. Uygun bir zamanýnýzda bana randevu verirseniz memnun olurum.
Selamlar.
Nilay
**
Nilay Hanýmefendi Merhaba.
Yazmaya sizi ilgilendirecek bir haber ile baþlamak istiyorum: Metin Bey, bizim apartmandan taþýnmýþ. Abbas Efendi’nin anlattýklarýna göre, hem de bir gece vakti apar topar kaçarcasýna gitmiþ buradan. Kiraladýðý evden eve nakliyat þirketi iki araçla gelmiþ. Bunlardan birine ev eþyalarý diðerine ise düzgün ambalajlanmýþ çok sayýda koli yüklenmiþ. Abbas Efendi “O kadar çok koliyi ne yapacak? Bunlarý ne zaman eve doldurmuþ?” Diye bana soruyor. Tabii bu sorularýn cevabýný benim bilmem imkansýz.
Metin Bey taþýndýktan iki gün sonra da eve bir kiracý yerleþmiþ. Bitmedi. Dün de bir polis aracýndan inen biri resmi diðeri sivil iki görevli Metin Beyle ilgili olarak Abbas Efendi’den bilgi almak istemiþler. Ne biliyorsa söylemiþ. Aslýnda pek fazla bir þey bildiðini de zannetmiyorum ya…
Doðaya yönelmenize sevindim. Yararýný mutlaka göreceksiniz. Bir de doðanýn tam içinde olacaðým diye kendinizi tehlikeye atacak davranýþlardan kaçýnsanýz sanýrým daha iyi olurdu! Teyzeniz belki tepkilerinde aþýrýya kaçmýþ, hatta kýrýcý davranmýþ olabilir; fakat haklý olduðu taraflar da var.
Mutlu olduðunuzu ve olumsuzluklarýn çoðunu geride býraktýðýnýzý görüyorum. Ayrýca kendinizi olan güveniniz de artmýþ. O nedenle artýk kendi hikâyenizi kendin yazýnýz. Baþkalarýnýn yazmasýný beklemeyiniz. Herkesin bir hikâyesi var: Senin, benim, onun… Hikâyeler her ne kadar biraz benzerlik gösterseler de aslýnda herkesinki diðerlerinden farklýdýr, çünkü orijinaldir.
Hayatta her þey istediðimiz gibi olmaz. Yolunda gitmeyen bir þeylerin olduðunu mu fark ettiniz? Önce kendinize bir bakýn; sonra da etrafa.
Evet, bazen yaþam anlamsýzdýr; onu anlamlý kýlacak olan kiþinin kendisidir. Kiþi önce kendini sevmeli, tanýmalý, dürüst olmalý. Kendine karþý dürüstsen, yaþamayý da biliyorsun demektir.
Bir adam meydanýn ortasýnda “Kendimi yendim!” diye baðýrýyordu. Etraftakilerin bazýlarý adama acýyarak bazýlarý da gülerek bakýyorlardý. Bu duruma hemen müdahale ettim ve kalabalýða dedim ki: “Gülmeyi kesin, acýmayý da býrakýn. Bu adamý alkýþlayýn. Çünkü o, gerçekten de büyük bir iþ baþarmýþtýr.” Bu baþarý bence bir düþmaný yenmekten daha önemliydi.
Düþmanlarla uðraþmaktan ve onlarý düþünmekten hiç hoþlanmýyorum. O yüzden, düþmanlarýmý affederim, ama yaptýklarýný da akýl defterimin bir köþesine kaydederim.
Kötü ve kötülüklerden kendimizi arýndýrmanýn yollarýný bir þekilde bulmak zorundayýz. Bunun yolu da bana göre sevgiden geçiyor. Kötülük rüzgâr gibi hýzla girer insanýn içine. Kendini gönüllü olarak oraya hapseder. Hapisten çýkmak için uðraþmaz, af beklemez. Ta ki sevgi onu kuþatýp yaþam alanýný darýltýnca kaçmak zorunda kalýr.
Bunlarý söylüyorum diye beni sürekli öðüt vermekten hoþlanan biri zannetmeyiniz. Yanlýþlarýmýn bana öðrettiði doðrularý paylaþmaya çalýþýyorum.
Birçok kiþiye dedim ki: Öðretmek benim iþim deðil. Ben gösteririm, anlatýrým. Gerisine karýþmam. Öðrenmek senin iþin. Yani sen ister öðren, ister öðrenme!
Karmaþýk gibi görünmesine raðmen hayatýn aslýnda çok basit kurallarý var. Üstelik bunlarý öðrenmek ve uygulamak çok da kolay! Mesela geçen gün okumuþtum; Karen Homey, kaygýdan yakýnan hastalarýna “Tehlike ne?” diye soruyormuþ. Bu soruyu illâki hastalara sormamýz gerekmiyor, kendimize de sorabiliriz. Siz de deneyin, bulduðunuz cevaplardan sonra kaygýlarýnýzýn azaldýðýný göreceksiniz. Prof. Dr. Engin Geçtan da ayný soruyu hastalarýna sorduðunu bir röportajýnda söylüyor.
Bakýn þimdi aklýma ne geldi? Çoðunlukla bende böyle oluyor iþte… Zihnim bir düþünceden diðerine atlayýveriyor. Bu sadece benzer konularda olsa mesele yok ama bazen þimdi olduðu gibi birbiriyle ilgisiz konularda da olabiliyor.
Aradan uzun yýllar geçmiþ olmasýna raðmen bugün olmuþ gibi hatýrladýðým bir aným var. Bir kýz arkadaþým tartýþmamýzdan sonra giderken bana “Sakýn peþimden gelme!” dedi. Ben de gitmedim. Sonra geriye döndü ve “Neden gelmiyorsun? Sen bir aptalsýn. Çünkü bir kadýný anlamýyorsun.” Dedi. O gün kendi kendime dedim ki; evet, ben bir aptalým çünkü hâlâ onun ne istediðini anlamýþ deðilim.
Hoþça kalýn.
Çetin
**
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn beklenmedik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Senin Hikayen
Prostat
Ýn Aþaðýya Ulan
34 Yýl Sonra Gelen Ýtiraf
Makineleþmek ve Kaçýþ - 4
Makineleþmek ve Kaçýþ - 5 (Son Bölüm)
Makineleþmek ve Kaçýþ - 3
Makineleþmek ve Kaçýþ - 2
Makineleþmek ve Kaçýþ - 1

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7
Dilsiz Fahiþe - 8 (Son)
Hýrsýz Kim?
Bir Ölünün Günlüðü - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.