..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat hem bir coþma, hem bir yadsýma iþidir. -Camus
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Modern Þiir > H.Ýhsan Sönmez




6 Aralýk 2013
Benide Götür Su Vakti Gittiðin Nereye  
barýþ ve aþk dizelerini evrene tanýk gösteren þair Hayrettin Geçkin

H.Ýhsan Sönmez


Mevsimin iliklerimi kurutan zorba sýcaðýnda “düþ lekeleri”yle ürperen ruhum,” bir uçurumun arka çýktýðý” garip bir yalnýzlýk içinde “su vakti” þairinin düþleri ýssýzlýðýnda geçirdiðim “çiçek” kokulu birkaç gecenin sonunda beni benimde bilmediðim bir yerlere götürdü.


:AIBJ:

Ozan Kin-yeh1, Me-ti2’ye doðadan kaynaklanan izlenimler konusunda þiirler yazýp yazamayacaðýný sordu. O’da kendisine evet karþýlýðýný verdi. Me-ti bir süre sonra onunla karþýlaþtýðýnda bu þiirleri yazýp yazmadýðýný sordu. O “hayýr” dedi. Nedenini sorduðunda “düþen yaðmur damlalarýnýn sesini okur için zevkli bir yaþantýya dönüþtürmeyi kendime görev edindim. Bu konuda düþünürken birkaç satýr çiziktirirken yaðmur damlalarýnýn sesinden herkesin, bu arada baþlarýný sokacak evi bulunmayanlarýn, uyumaya çalýþýrken yaðmur damlalarý yakalarýndan içeri süzülen kiþilerin de zevk almasýný saðlamam gerektiðini düþündüm. Bu görev gözümü korkuttu dedi.”3

Me-ti, Kin-yeh’i denemek için”sanat yalnýzca bugüne iliþkin deðildir” dedi. Bu tür yaðmur damlalarýnýn her zaman olacaðýndan böyle bir þiirinde kalýcý olabileceðini söyledi. Kin-yeh üzgün bir ifadeyle “evet” dedi, yaðmur damlalarý insanlarýn yakasýndan içeri akmadýðýnda böyle bir þiir yazýlabilir.4

Kapitalist bir toplum içinde, bu toplumun yarattýðý haksýzlýk ve adaletsizliklere suç ortaklýðý yapmadan yaþamanýn olanaksýzlýðýný ileri süren ve bundan ötürü sanatçýnýn halký, hayâller ve aldatmacalarla avutacak yerde; içinde bulunduðu hayatýn sorunlarýný bildirecek ve sorumluluðunu duymasýný saðlayacak yapýtlar vermesini ileri süren Brecht 5, özellikle tiyatro için söylemiþ olsa da genel olarak sanatta; gerçek dünya ile iliþkiyi kesen yapýtlar yerine sarsýcý, rahatsýz edici; sorumluluk ve bilinç aþýlayýcý yapýtlar verilmesi gerektiðini savunur 6. Düþünülmesi gereken insan ve þiirse bu düþüncelerle örtüþerek iki dizemle giriyorum su gücüyle bir incelemeye.

iki gece çok gündür götürdüðün nereye/düþlerinden yorgun/umutlu döndüm güneþe

Mevsimin iliklerimi kurutan zorba sýcaðýnda “düþ lekeleri”yle ürperen ruhum,” bir uçurumun arka çýktýðý” garip bir yalnýzlýk içinde “su vakti” þairinin düþleri ýssýzlýðýnda geçirdiðim “çiçek” kokulu birkaç gecenin sonunda beni benimde bilmediðim bir yerlere götürdü.

Sabahýn ilk ýþýklarýyla birlikte “þiirden daha derin bir deniz ve yüksek gökyüzü olmadýðýný” þair Geçkin gibi düþünerek, bu bizden biri þairin, bilinçaltýnda insan yüzlü þiirlerinin yangýný söndürecek suyun “ yaþam “ olduðu kanýsýna vararak, sorumluluk erbabý düþ sahibinin rahat uyusun diye yaðmur damlalarý altýnda ýslanan insanlara þemsiye oluþunu görüyor ve dizelerinin tanýklýðýna sýðýnýyorum.

“ Günümüz þiirinde anlamýn bir türlü yakalanamadýðý düþüncesinin bir noktadan sonra paradoksal ve trajik bir oyuna, açmaz bir kadere ve onulmaz bir kedere dönüþtüðü 7 “ tezi okuyucusuna da ayný kader ve kederi uygun gördüðünden, bu saptamanýn dýþýnda kalan ve ilk bölümde konu edilen yaðmur damlalarýnýn insan yakasýndan içeri akmadýðý bir ortamýn düþlendiði þiirler daha çok ilgimi çekiyor. Evet aynen öyle olmalý ki bu tür düþlerin yer aldýðý, sorumluluk ve bilince yaslanan Hayrettin Geçkin þiirlerini elimden geldiðince defalarca okudum ve onlarý bütün olarak incelemeye çalýþtým. Amacým þiirden öte birlikte düþündüðümüz kardeþçe göründüðümüz gerçek bir dünyanýn varlýðýndaki yerimiz(!)

Düþ vardýr kurulduðuna mutlak deðer, düþler vardýr varlýðý da yokluðu da beþ para etmez. Ýkinci maddeyi bir tarafa atarsak, dört kitabýný incelemeye çalýþtýðým þair Geçkin’in yaþamýndan, yazdýklarýndan ve yaptýklarýndan damýtýlmýþ geliþmiþ insan, yaþanýr ülke ve barýþ içinde bir dünya düþü somutlaþmýþ imgeler halinde gözlerimin önünde duruyor. Sayfalarý her çeviriþimde hep ayný düþe hizmet eden imgeleri farklý boyutlarda farklý sözcükleri ona has kaygýlar ve umutlar içinde okuyorum.

Salt bir sanattan, özelinde þiirden söz ediyorsak; sanatçý öznenin yaratý kaynaðýndan yola çýkarak anlama ya da anlamsýzlýða ulaþmamýz gerekir. Bu konuda iki esaslý yaratý kaynaðýndan söz edebiliriz. Ýlki insaný dýþlayarak bu dünya düþünü bilerek veya bilmeyerek atlayan, farklý bir öteden bahsedenlerle; gerçekte bu dünya ve yaþayan insan düþü kuranlar. Ýki eksen arasýnda tamamen anlamsýzlýða düþenler ile yapmacýk bu dünya düþü kurarak yine anlamsýzlýða yenik düþenleri konu dýþý býrakýyorum. Þunu rahatlýkla söyleyebilirim ki; Geçkin bu dünya ve yaþayan insan düþünü gerçekçi kurarak, bu soydan gelen sanatçýlara eklenen bir þair.

Ýsterseniz þimdi þiirlerine ve kitaplarýna dönelim. Ýncelemeyi yaparken þairin ilk kitabý elimde olmadýðýndan mevcut dört kitabý üzerinde çalýþýlmýþ, aðýrlýklý olarak son iki kitabý üzerinde durarak þiirlerinin tümü hakkýnda bir kanýya varmaya çalýþtým.

“ Düþ Lekeleri”8nde duygularýn doðrulardan daha gerçek olduðu yan metinsellik olarak okuyucuya yön gösterirken, duygularýn niçin doðrulardan daha gerçek olduðu sorgusu okuyucuya kalýyor. Özellikle çocuklara, yarýsý ýsýrýlmýþ dünyayý tazelemek için yeni bir yaþam kurmak adýna gerçekleþmesi mümkün düþ kurma mirasý býrakýyor, Öfkesine doðru büyüyen çocuklara acýlarýna inat barýþ daðýtýrken, kaðýt gemiler kaldýrmayý ihmal etmiyor çocukluðuna. Þairin çiçeklere olan düþkünlüðünü þimdilik (Yurdunu yitiren çiçekler / çiçek aðrýsý / kinde çiçek yetiþmez…) saklý tutabilirim.

“Bir uçurum arka çýktý bana”9 lekeler içinde kalan þiir derviþinin günlüðü sanki. Duygular gerçekte doðrulardan daha yüksek boyutlara yükselerek trajik bir hal alýyor. Bal arayan kanatlarý kýrýk bir arýnýn daðlara ve çiçeklere sessiz itirafýný duyuyorsunuz. Öznenin, düþünü kurduðu dünyanýn varlýðýný unutarak bir yabancý gibi gecenin sakinliðine yalnýz iniþini þaþkýn gözlerle izliyorum. Mümkün bir dünya için davetiyeler gönderdiði çocuklara, hayattan intikam aldýðýný imlerken, düþünü kurduðu dünyadan zaman zaman uzaklaþarak güncelin tuzaðýna düþtüðü de oluyor. Oysa kinde çiçekler yetiþmiyordu.

“Su vakti”10 þairin önceki kitaplarýndan ayrý bir yere koyduðum seçkin yapýtlarýndan. Niçin su vakti? Yanan nedir, kim neyi niçin yakmaktadýr. Bu kitap içindeki þiirler üzerinde derinleþeceðim için deðiþik bir bakýþla girmek istiyorum aslýnda konuya. Sebebine gelince Geçkin þiirlerini okurken kendimi de aþmam gerekiyor. Ne de olsa” Ýnsan aþýlmasý gereken bir varlýktýr”

Nazým Hikmet’in “bu bahçe” rubaisini yeniden okumak isimli incelemesinde Hasan Akay, metinler arasý baðlamda rubainin asýl kaynaðýna ulaþarak þairi nasýl etkilediðini göstererek çok çarpýcý bir þekilde rubaiyi yeniden okur. Ýlginç bulduðum derin bir incelemedir/çözümlemedir. Örneði vermemin nedeni sadece deneysel bir okumada yararlanma ilkesini önemsemek açýsýndandýr. Bu inceleme çok kapsamlý olduðundan konuyu fazla uzatmadan Geçkin’in “su vakti”ni yeniden okumaya geçiyorum.

bakma sen/bir gün baþka döner dünya/aþk kazanýr/insan kazanýr…

Ýnsan ve aþkýn kaybettiði endiþesini duyduðu bir dünyada, baþka bir þekilde dünyayý döndürmeyi tasarlayan özne, basit gibi görünen ancak suyu metafor olarak kullanarak bir umuda yaslanmaktadýr. Geçkin’in “Su vakti” kavramsal zamaný düþündüðümüzde Haþim’in “akþam vakti”ne karþýlýk gibidir. Akþam vakti ile Su Vakti’nin ilintisi yoktur ama “vakit” sözcüðü Haþim þiirinde öte olanýn sesiyken Geçkin þiirinde dünyanýn dönerken çýkardýðý sesi imlediðini düþünmekteyim. Haþim Parýltý Þiirinde11;

âteþ gibi bir nehr akýyordu/ruhumla o ruhun arasýndan/bahsetti derinden ona halim/aþkýn bu unutulmaz yarasýndan

Ýki ruh arasýnda akan ateþ gibi bir nehirden bahsederken aþk acýsýný bir nehre dönüþtürerek “su” ile konuþuyor ve yok edici ateþ halini su gibi yaþamsal bir kaynaða dönüþtürmeyi baþarýyordu akþam vaktinin þairi Haþim.

“Þairin eþyaya ve insana bakýþ açýsý zaman zaman sözcüklerin ardýna gizlenir ve evrene ait nesneler, günlük dilde kullanýldýklarý anlamlardan baþka anlamlara göndermede bulunabilirler. Pek çok þairde görülen ortak imgelerin dýþýnda, her þairin kendi algýlayýþ tarzýný, evreni ve eþyayý yorumlama ve duyumsama biçimini yansýtan bireysel imgeler vardýr.“12

su vakti düþme yollara/bir yaprak bir yapraða sürtünür/düþ olur
geceye sürtünür bir deli rüzgâr/yüreðin tutuþur/durduk yere iþ olur
ellerin unutur seni, gider/yaþanmadýk bir dünya sevincine dokunur/bir baþýna yollarda/baþýna bir aþk gelir

Yalnýzlýk, bedenin kendini terk etmesi, yüreðin tutuþmasý, iki yapraðýn sürtünmesi, “su vakti” yollara düþen öznenin yaþanmadýk bir dünya sevincine dokunmasýna kadar sürüp gider. Yorumlanmaya gerek olmayan tek sözcük olarak geriye aþk kalýr. Burada dikkatimi çeken sýradýþýlýk (!) bireysel aþk acýsýný yüreðinin yangýnýndan yaþam kaynaðý evrensel olan “su” ya ve sonrada onu çiçeklere dönüþtürecek öznenin, bilincinde olaðanüstü bir durum ilan ettiðidir. Bireysel olaný evrensel yaþamýn kaynaðý suya dönüþtürmeyi baþarýyor þair Geçkin.

Niçin su vakti? Aðzým tuz isimli þiirde þöyle sesleniyor þair;

iklimine uyamadým dünyanýn/bir diken gibi kaldým/kanamalý her yarada
üþüdüm kentler yandýkça/ateþ aldýkça tüfekler/köprü oldu bedenim/gerçekle düþ arasýnda
aðzým tuz/saçým mavi/yüreðim hala çiçekte

“Dünyanýn iklimine uyamamak” geliþmiþ insan düþü(…) kuran þair özne için uyumsuzluk olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Metinsel bir baðlýlýk kurularak Nietzsche’ye gönderme yapan þairin “bedeninin gerçekle düþ arasýna köprü olmasý” bu uyumsuzluða örnek ama uyumsuzluðu sanata ve sonsuzluða çevirmek için baþvurulan yöntemlerden en önemlisi olarak karþýmýza çýkmaktadýr.

Çünkü Nietzsche uyumsuz estetiðinden en aþýrý sonuçlarý çýkarmýþ biri olarak bilinir. Onun açýkça gördüðü þey “gökte ve yeryüzünde uzun zaman ve ayný yönde itaat etmektir. Bu durumdan insan; sanat gibi, erdem gibi, musiki, dans, düþünce gibi uðrunda yaþamak zahmetine deðen bir þey deðiþtiren bir þey, incelmiþ, çýlgýn ya da tanrýsal çýkardýr”13 demektedir.

Nietzsche’nin deðerleri ölçüsüne gelince; Hüseyin Avni Cinozoðlu’yla yaptýðým bir söyleþide; Nietzsche’nin o çok güçlü bir tür aristokrasiye yaþama hakký tanýyan güçsüz yýðýnlarý, garipleri, mazlumlarý harcanmaya deðer gördüðü üst insan kavramýný yadýrgadýðýndan söz eder.14

Oysa metinsel düþünsel bir bað kurulmakla birlikte geliþmiþ insan kavramýnda özne, harcanmaya deðer varlýklarý yadýrgamak bir tarafa, onlarla dünya arasýna bedenini köprü yaparak bir tür kendisini kurban eden þair görüntüsü vermektedir. Onunda uðrunda yaþama zahmetine katlandýðý þey, tasarladýðý insan ve dünyadan yana olmasýdýr.

Niçin su vakti?

Çünkü bir gün; bir tek canlýnýn bile kalmayacaðý dünya kaygýsýný taþýyan özne, kentler yandýkça üþürken, alev alevdir her yer ve bunu söndürecek nesne sadece“su” dur. “yaþým su” þirinde ki þu dizeler öznel kaygýsýný açýkça ortaya koymaktadýr.

önüme düþüyor/dünyanýn dönerken çýkardýðý ses/sonra bir mümkün kapýsýnda/birdenbire kayboluyor/ve bütün hýzýmla üþüyorum.
seninle seviþirsem geçer diye/düþünmem neye yarar/anlýyorum ki öðrenememiþim/bir nehrin neresinden akacaðýmý/ve bir bulut tam o sýrada/þaþkýnlýðýma dökülüyor
yaþým su/daðlardan geliyorum/belli ki daha geçmemiþ acemiliðim/fakat seni çýlgýnca seviyorum

“Beni Nereye Götür“15 dünya ve insan kirlendikçe þiddet arttýkça öznel kaygýsý yaraya dönüþen Geçkin’in son yapýtý. 21 Mart 2007 Dünya Þiir Günü için hazýrladýðý „ Þiir Nereye“ isimli bildiriyi kitabýnýn önsözü yerine koymuþtur.

Kurduðu düþlerle önce dünya sonra da kendi arasýnda kalan benliðin; öfkeyle huzursuzluða doðru kopuþunu izliyorum. Dünyayla insan arasýnda bedenini köprü yapan öznenin bu noktadan sonra insanla ruhu arasýna acý perdesi çekerken, evrenle ruhu arasýna kendini koyarak ikiye bölündüðünü düþünüyorum. Onu bu yaklaþýma götüren düþünce ise öteki gözüyle gördüðü gerçeðin „geleceðin beklenen bir þey deðil, yapýlan ve yaratýlan bir þey“ olduðu gerçeðini kavramayan, ortak akýl ve sýradanlaþan ortak egemenliðin dýþýnda hiç kimsenin baþka bir boyutta kendini yakalamamasý durumudur. Bunu sadece ozanlar yapabilmektedir çünkü.

Sýradanlaþan dünyanýn onu ayartan oyunlarýndan zaman zaman çocukluðuna saklanarak kurtulan özne, kendisinin bile susmasý gerektiðini önerecek kadar benliði önünde diz çökmüþtür artýk “sizsiz” isimli þiirdeki þu diziler söze anlam katmamýzý gereksiz kýlýyor.

dersimi çoktan aldým/okuduklarým, huysuzluðum artsýn diye/yazdýklarým size benzememek için/dünyayla iyi geçinmek niyetinde deðilim/huzursuzluðum altýna odun atmýþsam size ne

Nietzsche gönderme yaptýðý ayný adlý þiirde ise; baþýn belada/durduk yere günaha girdin/nasýl karþý gelirsin diyerek kabul görmüþ (!) genel bir ahlaký eleþtirmektedir.

Gerçeðin ve aklýn denetiminden kaçarak/bilinçdýþýnýn özgürlüðüne varmak/giyinmek baþkaldýran insan yalnýzlýðýný
dilin çok ötesini denedim/ama dille,susarak/bana bir ölünün sessizliði kadar/derin gelen bir þey olmadý
meðer birçok þey /anlaþýlmadan da güzel…

“beni nereye götür” isimli kitaba adýný veren þiir yukarda ki alýntý Hayretin Geçkin Þiirinin “bir þey” “birçok þey” olarak imlediði fizikötesi bir kýrýlmayý iþaret etmektedir.

Özellikle bu kitabýn içindeki þiirlerde çocukluktan baþlayan yaþamla ilgili, mitolojik ilgi, zaman ve mekan kavramlarýnýn sýkça kullanýldýðý, ölüm sorgusu yapýlýrken onun sorun edilmediði imge ve dizelere rastlamaktayýz.

bir çiçeðe yürüyeceksek/su olmalýyýz/birbirimizin ateþinde eriyerek

Kitabýn sonunda aslýnda nereye gittiðini bilen þairin “öteki çeliþkiler” sonunda son önerisini görmekteyiz. Bireysel olandan sonra yol arkadaþlýðýna giden birlikte su olma hali bu. Çünkü gelecek bir dünya için su bekleyen çok tomurcuk, açacak binlerce çiçek vardýr daha.

Çok eksiðiyle son bölümüne geldiðim yazýmýn sonunda; Hayrettin Geçkin þiirlerine bütün olarak bakmaya çalýþtým. Þiirlerini incelerken birçok anlamlandýrmalar yaptým. Onun þiirindeki kozmik alana girme cüretinde bulunarak, dalgýç davranýþý göstermeye çalýþtým. Eðer bir þair suyun þiirini yazýyorsa girdaplarý onun doðallýðýndandýr.

Diyalektik bir yöntemle dünyayý yaþanabilir bir çiçek bahçesine dönüþtürme düþü kuran, evrensel barýþ ve aþkýn þiirini yazan hayrettin geçkin’in yüzü insana dönük bilinçaltý umuda yaslanmaktadýr. Genel sorunlu bir ahlak yerine geliþmiþ bir insan ahlakýný öneren tutumundan rahatlýkla söz edebiliriz. Bireysel olaný üst kavram ve anlamla zenginleþtirerek, anlaþýlabilir olmasý için güncellediðini görmekteyiz.

Þiirlerindeki olaðanüstü anlamlar, bilinçli olarak anlaþýlabilir dil olarak karþýmýza çýkar. Belirsiz olma durumundan uzaktýr. Bu haliyle kendi dilini ve þiirini yaratmýþtýr. Kullandýðý ses iç sesinden daha çok dünyanýn müphem sesi ve sessizliðidir. Yaþamda karþýlýk bulmayan imgeleri, karþýlýðý olmamasýndan deðil, yaþamýn imgeleri karþýlayamamasýnýn sonucu kanýsýna da varýlabilir.

Bu deðerlendirmelerle suyun gücüyle yazdýðým bu incelememi bitirirken Türk Þiir tarihinin kendisini nereye koyacaðýný bilmiyorum. Bunu gelecek gösterecektir. Þiir adýna yaptýklarý yazdýklarýndan fazla olan Geçkin’in beni ilgilendiren kozmik yaný daha çok yazmadýklarýdýr. Þiirleri hakkýnda yazdýklarým nesnel olmakla birlikte þimdi yangýn vaktidir, onu söndürmeye su gerektiðini bilmem ile “ ey þair beni de götür gittiðin nereye” diye içten ve korkusuz haykýrabilmem öznel nedenimdir.

Nihayet kim bilir kimi nereye götürür su vakti, bir þairin gerçekten fazla kendinden çok düþe olan inancý, Ýþte onu hiç bilmiyorum.

Not ve kaynaklar
1.Ozan Kin-yeh,Ý.Ö 5.yy.da yaþamýþ Çin Ozaný
2.Me-ti Ý.Ö 5.yy.da yaþayan Çin düþünürü. Mutlak insan sevgisinin ve toplumlar arasýnda koþulsuz barýþýn önderliðini yapmýþtýr. Mohizm akýmýnýn kurucusu.Toplumun esenliðini saðlamak ve kötülükle savaþmak Mohizm akýmýnýn savsözüdür. Yüzyýllar önce þu ünlü ilkeyi koymuþtur.”Herkes, baþka ülkelere ve ailelere bunlar kendisinmiþ gibi, baþka insanlara da kendine karþý nasýlsa öyle davransýn”demiþtir.
3-4.Brecht, Bertolt, Me-ti’nin Özdeyiþler Kitabý (Çev:Ahmet Cemal)Alan Yayýncýlýk 1982 Ýst. Syf 90-91
5.Bertolt Brecht; 1898-1956 Alman piyes yazarý ve þairi,1929-1930 Yýllarýnda Çin Felsefesiyle yoðun ilgilenmiþ Me-ti ye özel bir aðýrlýk vermiþtir.
6.Me-ti nin özdeyiþler kitabý giriþ.
7.Akay,Hasan Þiiri Yeniden Okumak, Bir Yapýçözümleme Giriþimi, Kitabevi Yayýnlarý 2003 Ýst.
8.Geçkin,Hayrettin- Düþ Lekeleri Þiir, Yayýncý Yayýnlarý 2001 Kocaeli
9.Geçkin, Hayrettin- Bir Uçurum Arka Çýktý Bana-Þiir-Yeni Defterler yayýncýlýk 2004 Ýst.
10.Geçkin,Hayrettin Su Vakti –Þiir Yüzyüze Yayýnlarý 2007 Kocaeli
11.Altýnkaynak, Hikmet Çaðdaþ Türk Þiiri- Toroslu Kitaplýðý 2003 Ýst.syf.55
12.Kanter,Beyhan, Ahmet Haþim’in Þeb-i Nisan Þiirine bir yaklaþým Ýnceleme Ay Vakti Dergisi Sayý 79. (Ay Vakti internet sitesi)
13.Camus,Albert,Sýsyphe Efsanesi Uyumsuz üzerine deneme ( Çev:Tahsin Yücel) Ataç Kitabevi Ýstanbul
14.Cinozoðlu, Hüseyin Avni, Lirika’ya Akan Irmak-Þiir ve Edebiyat Üzerine Düþünceler ( Söyleþi:H.Ýhsan Sönmez) Yalýn Ses Yayýnlarý 2007 Ýst. Syf 83-92
15.Geçkin, Hayrettin, Beni Nereye Götür-Þiir-Artshop yayýnlarý Ýst 2007


Ýnceleme: H.Ýhsan Sönmez





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dil Kuþlarý [Þiir]
Kahinin Aynasý [Þiir]
Beyhude [Þiir]
Siyanür Sancýsý [Þiir]
Göçmen Kuþlar Hazeli [Þiir]
Ýmgehan Tapýnaðý [Þiir]
Çatýdaki Akrep [Þiir]
Maðma [Þiir]
Persialý Kadýn [Þiir]
Öpme Hayat [Þiir]


H.Ýhsan Sönmez kimdir?

beni okumayýn daðýlýrsýnýz


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © H.Ýhsan Sönmez, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.