Bazý insanlar için yanlýþlar ve hatalar sadece dindarlýk ile çözülebilir diye bir yorum duydum. Aþýrý din baskýsý ile gençlerimizin daha düzgün bir hayat yaþayacaðý ve hata yapmayacaðý gibi bir düþünceye sahip olan zevatlar da var sanýrým.
     Gençliðin günümüzde nereye gittiðini merak eden yaþlýlar; bu gençlik nereye gidiyor diye olmuyor. Gençliðe dindar olun demeyle de olmuyor ve olmaz da… Çaða uygun olarak gençliðin meþgul olduðu gerçekler ve bu gerçeklerin de hem iyiliði hem de kötülüðü vardýr elbet. Gençliðin kötü iþlerle meþgul olmasýný istemiyorsanýz, bunu illaki dine ve dindarlýða baðlamamalýsýnýz. Son liderimiz Atatürk’ ün Gençliðe Hitabesini tam anlamýyla okumuþ ve anlama kapasitesine sahip olsaydý kendini dindar sanan zevatlar bu gençliði bugün orda burada konuþuyor olmazlardý.
     Sahte dindarlýkla gençlik yönetilmez, korku üzerine terbiye edilenler doðrunun ne olduðunu bilmez. Sadece korkusundan doðruya yönelir ama maalesef doðrunun ne anlama geldiðini asla bilmez ve hiçbir zaman da kavrayamaz. Lakin korku olmadan doðruyu öðrenip yaþayabilmek daha erdemlidir.
     Korku ve baský içinde kurulan dindar gençliði kolayca yönetme düþüncesi; kendini dindar sayan zevatlarýn koltuklarýný koruma sevdasýndan baþka bir þey deðildir. Aslýnda bilmiyorlar ki korku ile doðruya yöneltilmek istenilen gençliðin ileride koyundan bir farký kalmaz. Çünkü hiçbir zaman kendi mantýklarýný kullanmamýþlardýr ve kullanmasýný da bilmezler. Doðruyu sadece belirlenmiþ mottolarýn üzerinde onun dýþýndakiler doðru gelmez… Ancak kendi mantýðýný kullanan bir insanýn dindar olmasýna gerek kalmaz çünkü o zaten bilinçlidir. Doðruyu ve dini kendi hayatýnýn bir parçasý olarak yaþarlar. Ýþte buda bilinçli vatandaþlýk; haliyle kendini dindar sayan zevatlarýn iþine hiçbir zaman gelmemiþtir ve gelmez de. Çünkü mantýðýný kullanmayý bilen insan kendi mantýðý doðrultusunda hareket eder.
Dindar zevatlarýn dilinden düþürmediði din ve laiklik kavramlarýnýn asýl özü mantýk ve özgürlüktür. Ama onlarýn dilinden düþürmediði din ile halký koyun kendilerini padiþah ilan ediyorlar. Aslýnda bu tarihte bile görülmüþ bir vakadýr. Kiliseler halký dinden çýkarmakla ve aforoz etmekle korkutarak kendilerini bir ilah haline getirmiþlerdi. Ama kilise yýkýlýnca bizde gördük onlarýn mabadýný.
Dinciler ve kendini dindar sayan zevatlar böyle devam etsin. Atalarýmýzýn da dediði gibi “su testisi suyolunda kýrýlýr”. Hayalini kurduklarý emperyalist, despotik ve keþmekeþ yönetim sistemine kavuþunca baþlarýnda ki çok çok dindar þehzadeleri hepsinin mabadýndan þýrýngayla kan çeker olacak.
                                         Adem KOÇAKER