Birinci Bölüm
8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü, Birlik Mücadele ve Dayanýþma günü olan 1 Mayýslar kadar derinliði olan uluslararasý günlerdendir. Bu yanýyla her iki gün de, umutlarý tüketerek günü kurtarmanýn derdine düþen milyonlarýn ve milyonlarýn çarþý- pazarý doldurarak iþporta tezgahlarýndaki mallarý kapýþtýðý uyduruk günlerden ayrý tutulmalýdýr… Ne var ki, bizim gibi toplumlarda ve bizden daha beter olanlarda bu önemli günleri adýna ve anlamýna yakýþýr bir þekilde yýðýnsal kutlamanýn olanaðý yoktur! Bu günleri kutlamaya kararlý sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, kutlama yapacaklarýný bir basýn toplantýsý ile duyurduklarýnda, devlet büyükleri, vali emniyet müdürleri marifetiyle güvenlik kuvvetlerini, kutlamaya katýlacak olanlarý haklamak için bilemeye baþlarlar! Bunu ardýndan alan, meydan ve güzergâh pazarlýklarý baþlatýlýr… Amaç, 8 Martlarýn ve 1 Mayýslarýn kutlanmasýný sabote ederek katýlýmcýlara gözdaðý vermektir. Kutlama bu aþamada önlenememiþse, bu kez de provokasyon çýðýrtkanlýðý yapýlarak sonuç alýnmaya çalýþýlýr! Böyle eylemlerde, eylemciler arasýna salýnmýþ ajanlar yoksa, katýlýmcýlarýn olay çýkarmasý demek, bindiði dalý kesmek anlamýna gelmez mi? O halde, katýlýmcýlarýn olay çýkmasýný istemeleri düþünülemez! Bir kutlamada olaylarýn çýkmasý, kimlerin iþine gelir sorusuna mantýklý bir yanýt bulmak gerekirse, þunu diyebiliriz: Bu ve benzer kutlamalarýn, adýna ve anlamýna yakýþýr bir þekilde kutlanmasýný engellemek için bin bir güçlük çýkaran güçler, o kutlamada çýkmasý kuvvetle muhtemel olaylarýn da düzenleyicisidirler!... 1 Mayýslarý ve 8 Martlarý, ilahilerle kutlamaya kalkýþarak, tarihsel köklerinden saptýrmaya kalkan karanlýk güçlerin varlýðý da unutulmamalý!... Bu iki güç sinsi sinsi güç birliði içindedirler…
Büyük kentin kýyý mahallerinden olan Ebedi Müebbet mahallesinin üç kadýný vardý. Habibi Külahþör’ ün eþi Fýrtýklý Fikriye, Ýstinat Ýstifade’ nin eþi Nurbade ve Müþkülat Acýçekirdek’ in eþi Döndü… Bu kadýnlar’ ýn onbeþ onaltý yaþlarýna gelip de bakliyat depolarýnda ve meyve bahçelerinde çalýþmak veya çocuk bakýmý, ev temizliði gibi iþlere gitmeye baþladýklarý yýllara kadar kendilerine ait yeni bir giysileri bile olmamýþ, kendilerinden küçük kardeþlerinin eþten, dosttan saðlanan eskileriyle büyümüþlerdi! Bu tür ailelerin erkek çocuklarýnýn da çevreden gelen eskilerle büyütülmesi olaðan karþýlanýrken, erkek çocuklarýna uymayan veya erkek çocuklar tarafýndan beðenilmeyen, ve hatta öncelikle erkek çocuklarýnýn heveslerini aldýktan sonra istekli giymedikleri giysilerin kýz çocuklarýna giydirildiði ve erkek çocuklarla benzer yaþlardaki kýz çocuklarýnýn buna itiraz edemediði o çevrelerde çok iyi bilinir. Genel olarak erkek ve kýz çocuk ayrýmýnýn, çocukluk döneminden baþlayarak çocuklarla büyüyen çarpýklýk olduðuna inanýlýyorsa da, bu sakatlýðýn ana rahminde baþladýðý ayrý bir gerçekliktir! Bizlerle din kardeþi olan toplumlarýn, keþfinde ve icadýnda hiç katkýlarý olmadýðý teknolojiler sayesinde, annelerin karnýndaki bebeðin cinsiyetini ayalar öncesinden öðrenebilmektedirler… Negatif cinsiyet ayrýmcýlýðýnýn baþladýðý nokta tam da burasýdýr. Ana rahmindeki çocuðun cinsiyeti belirlendikten sonra, anne adayýna bakýþ deðiþtirilerek, yakýn geleceðin “ oðlan anasý- kýz anasý !” seçeneklerine göre izlenecek yollar belirlenir… Erkek çocuðu doðuracak anne adayýna ayrý bir özen gösterilir, ona göre beslenmesi, aðýr hareketlerden kaçýnmasý önerilir… Doðumdan sonra hýzlanarak süren bu ayrýmcýlýk, eþ seçmeden mal bölüþümüne ve erkeðin yanýnda yürüme adabýndan ölüm anýna kadar gider oðlu gider! Bu ayrýmcýlýk, dinsel öðretiye göre, ahiret yaþamýnda alabildiðine boyutlanýr!... Bu boyutlanma, ölümlü alemde cinselliðini doyasýya yaþamamýþ insanlarýn düþ gücünün sýnýrlarýný zorlarcasýna süslenmiþ olarak pazarlanmaktadýr!...

Bu üç kadýn ne kardeþlerinin, ne babalarýnýn, ne de kuzenlerinin, daha sonralarý da kocalarýnýn ellerinden bir tek çiçek bile almamýþlardý! Ayný þekilde kendilerine iltifat ve teþekkür bile edilmiþlik yoktu... Bu kadýnlar benzeri milyonlarcasý gibi, çocuk çoluða karýþtýklarý halde orgazmý dahi tatmamýþ ve tanýmamýþlardý! Ailecek dýþarýda bir gün dahi yemek yemiþlikleri olmamýþ, mum ýþýðýnda çay bile içmemiþlerdi!... Karþý cinsten iki bedenin bir bütün oluþturarak gerçekleþtirdikleri eylemde bu kadýnlarýn orgazma eriþme arzularý, fahiþelikle eþ anlamlý algýlanacaktýr! Korkularý buydu ve bu nedenle en doðal ve gerekli arzularýndan birini daha bastýra bastýra yaþamý sürüyerek götürmek zorundaydýlar!... Ýki kiþilik bu eylemde, bir tarafýn tek tüfek sonuca gittiði halde, diðer tarafýn yarý yolda kalmasý, sonuç aldýðý sanýlan taraf için de berbat bir durumdur!... Ýçimizdeki bildik akýmlarýn din kardeþleri olan kimi ilkel toplumlarda, kadýna ‘ sünnet , geleneðinin yaþatýlmakta olduðu bilinmektedir! Bu iþlem, kadýnlarýn zevk duyusunu dumura uðratarak, bir bakýma azmalarýný önlemeye dönük bir operasyon olarak, sevap bile kazandýrdýðýna inanýlýr o toplumlarda... O toplumlarda kadýna uygulanan sünnet eylemi, erkek milletinin penisini kesmekle eþ deðer bir sapkýnlýktýr. Böyle toplumlarda kadýnlarýn býrakalým ‘dolu dolu, kahkaha atmalarýný, tebessüm etmeleri bile þeytani bir cilve kabul edilir ve cezasýz kalmaz!...
...../......