Güneþin sýcaklýðýný kaybettiði günlerdi.Yapraklar yavaþ yavaþ toprak rengini alýyordu aslýna bürünmek için.Yaðmur da eksikliðini hissettirmiyordu.Hüzün mevsimiydi vakit,þair mevsimiydi.Sararmýþ yapraklara baktý.Yüzyýllardýr ayný yapraklara bakan insanlarýn aklýna neler geldiðini düþündü.Kimi bir yapraða þiirler sýðdýrýr kimi basar geçerdi üstüne.Bir yaprakta ne görebilirdi ki insan?Daðlar ardýný mý görürdü yoksa gönülden gönüle bir bað mýydý yapraklar?Bu defa vuslatý temsil ediyordu bütün yapraklar.Küçük çocuklarýn ‘’Anne ne zaman gelecek?’’ sorusuna ‘’Yapraklar döküldüðü zaman.’’ Cevabýný almalarý sonbaharý hüzün mevsimi olmaktan çýkarýp bir mutluluk mevsimi,heyecan mevsimi haline dönüþtürmüþtü.Evet biri bekleniyordu,bir þey bekleniyordu.Bu kadar çok bekleniyordu çünkü yanýnda sevinç getirecekti.O kaldýðý sürece hüzün olmayacaktý bütün yapraklar dökülse dahi.Misafir aðýrdý.Öyle ya ta günler öncesinden baþlamýþtý hazýrlýk.Önce evlerin önü süpürüldü.Hüzün getirdiðine inanýlan sararmýþ yapraklar göz önünden kaldýrýldý birer birer.Herkes o kadar neþeliydi ki bütün dertler unutulmuþtu.En azýndan misafir gidene kadar yoktu dert.En sevdiði de bütün akrabalarýn bir araya toplanýp misafir odasýna döþeklerin serilmesiydi.Döþekler erkenden serilirdi ama yatmadan önce koyu bir muhabbet baþlardý aylarýn verdiði özlemle.Eski anýlar anlatýlýrdý.Kahkahalar çýnlatýrdý odayý.Gülüþlerin en samimilerini burada görmek mümkündü.Bütün bunlar beklenen misafir sayesindeydi.Daha gelmeden tesir etmeye baþlamýþ,mutluluðu daha gelmeden haberci olarak gelmiþti.Çocuklarýn haftalar öncesinden her gün,her saat babasýndan sorduklarý misafirin gelmesine artýk çok az kalmýþtý.Çocuklar bir gün öncesinden yýkanýrdý.Küçüklerin ibriklerle leðende yýkandýðý günler ne kadar da güzeldi.Büyükler önce yýkanmak için yarýþýrlardý.Sonra girene su kalmama ihtimali vardý çünkü.Küveti leðen,havuzu ineklerin su içtiði oluk olan çocuklar ne kadar da mutluydu.Hiçbiri halinden þikayet etmiyordu.En güzel elbiseler o misafire saklanýrdý.Babalar yeni elbise alamasa bile en sevdiði elbiseleri giyerdi.Öyle ya misafir gidene kadar burukluk,mahzunluk yoktu.Tek bir þey vardý o da sonbahara inat mutluluk.Köz ateþte kýzartýlan bir mýsýr olurdu bazen mutluluðun adý.Bazen de her dilimini baþka birinin paylaþtýðý bir kavun…Ne iyi etmiþti bu misafir gelmekle.Bu kadar hazýrlýk yetmezdi tabi.Günler öncesinden yapýlmýþtý baklavalar.Her asmanýn en iyi yapraklarýndan dolmalar sarýlmýþtý.Tatlýnýn bir an bile eksik olmamasý lazýmdý aðýzlardan.Tatlý yemeyen tatlý konuþamazdý ki.Zaten hep tatlý konuþmamanýn cezasýný çekerdi ya insan.Ama misafire hürmeten hatýrlanýrdý eski dostlar.Aralarýnda sonbaharýn soðuk rüzgarlarý esse de dedim ya misafir sonbaharý sevmezdi,sararmýþ yapraklarý sevmezdi.Bir kelam yeterdi belki o dosta.Yaþlýlarda hatýrlanýrdý.Belki misafirin geliþinden geliþine görülen,eli öpülen yaþlýlar vardý.Ölüler de hatýrlanýrdý.Bu mukaddes yolculukta emanetlerini bize býrakmýþ ölüler…Tam manasýyla insanlýðý tadardýk bu aziz misafir geldiðinde.Fazla durmazdý birkaç gün sonra giderdi misafir.Gitmese ona da hürmet kalmayacaðýný biliyordu ve gitmekte çok haklýydý misafir.Hiçbir þey onun varlýðýndaki gibi olmuyordu gittiðinde.Sanki misafir hiç gelmemiþçesine sersemliyordu insanlar.Þimdi misafirin gelmesi bile mutluluðu getirememeye baþladý insanlara.Peki kimdi bu misafir?Bayram’dý Bayram.Bir selam yeterdi belki o dosta bayramdan bayrama.