..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > serdar adem iþler




17 Nisan 2014
Ben Kendimi Bizzat Vurdum  
serdar adem iþler
Ýlk insan topluluklarýnýn görülmesiyle beraber dünyanýn yörüngesini ve hareket kabiliyetini elinde tutan bir paralel yapý doðal olarak ortaya çýkmýþtýr. Ve bu, dünyanýn her karýþýnda ve insanlýk tarihinin her aþamasýnda aynen yapýlanmýþtýr. Bu paralel yapý aðalýk sistemidir. Elindeki yaptýrým gücü sermayedir. Hiçbir toplumsal örgütlenme hatta devlet bu paralel yapýnýn önünde duramamýþtýr. Bundan sonra durmasý da mümkün deðildir.


:AEIJ:


     Olay yeri ana baba gününe dönmüþ. Ambulanslarýn yanýk sesleri jandarma sirenlerine karýþýyor; ayakaltýnda hýrpalanan toprak, toz halinde ortalýða yayýlýyordu.
     Ortada yatan biri vardý. Ama kim olduðunu en yakýnýndakilerin dýþýnda kimsenin görmesine imkân yoktu.
     Çok geçmeden fosforlu kýrmýzý ceketli iki kiþi kalabalýðý yarýp yerde yatana ulaþtý. Arkalarýndan, muhtemelen doktor olan beyaz önlüklü bir adam koþturuyordu.
     --- Çekilin hastanýn baþýndan beyler.
     Hey yavrum hey! Mümkün mü bu... Demesi kolay tabi... Günleri birbirinin aynýsýndan farký kalmayan, kalýbýnda kurumuþ milletin eline bir fýrsat geçmiþ bir kere. Ahmak mý elinin tersiyle tepsin.
     Yorumun bini bir para artýk…
     --- Kesin namus davasýdýr caným.
     --- He ya kim bilir hangi sabinin kanýna girdi de belasýný buldu, köpoðlu…
     --- Yok caným alacak verecek meselesidir. Baksana herifin gözleri açýk… Belli ki doyamamýþ yalan dünya malýna…
Baþçavuþ kendi bölgesinde meydana gelen bu olayý her zamanki gibi ganimet bilip eline geçen fýrsatý deðerlendirmenin peþindeydi. Böylece polis olmayý düþleyen bekçiler gibi kim bilir belki de kýsmetse subaylýða filan terfi edebilirdi. Ama önce baþçavuþluðunu konuþturmak istedi:
--- Oðlum çavuþ! Çevre güvenliði al!
--- Emredersin komutaným!
Sonra kalabalýðý yarýp yerde yatan adama ulaþtý. Hastabakýcýlar sedyeye yatýrmýþ, düþmesin diye baðlamaya çalýþýyorlardý. Hasta gözleri yarý açýk inlemeye benzer sesler çýkarýyordu.
--- Oðlum söyle bakayým bana, seni kim vurdu?
Hastanýn dudaklarýndan iniltiye benzer belli belirsiz bir ses sýzýyordu:
--- Ben kendimi bizzat vurdum.
Ömrü boyunca sayýlarýn solundaki sýfýr gibi hükümsüz yaþamanýn acýsýný böyle olaylarda çýkarmaya çalýþan yancýlar arada sýrada ortalýða yorumlarýný sýkýþtýrarak kafa karýþtýrmaktan geri kalmýyorlardý:
--- Ýþte bak ben size söylemedim mi? Ýnsan niye vursun kendini durduk yere? Aman ocaklardan ýrak! Büyük kabahat iþlemiþ, büyük!
Baþçavuþ inanmamýþtý. Mutlaka birinin vurmuþ olmasýný umuyor ve olayý gazeteciler gelmeden aydýnlatmak istiyordu. Hiç olmasa olayýn üzerindeki sýr perdesini biraz olsun aralamalýydý.
--- Oðlum korkma, bak ben buradayým. Artýk devlet var yanýnda. Korkma doðruyu söyle. Kim vurdu seni?
--- Ben.. Bizzat.. Kendimi.. Vurdum..
Doktor hastanýn daha fazla konuþmasýna izin vermedi. Durumu iyi görünmüyordu. Kafasýndan yaralanmýþtý ve sürekli kan kaybediyordu. En kýsa zamanda hastaneye yetiþtirilmesi ve ameliyata alýnmasý gerekiyordu.
--- Baþçavuþum hastanýn daha fazla konuþmasý saðlýðý açýsýndan tehlike arz etmektedir. Ýzin verirseniz derhal hastaneye yetiþtirmek istiyoruz.
Baþçavuþ bundan hiç memnun olmadý. Neticede hasta da iyi görünmüyordu. Bir adým geri çekilerek doktora hak verdiðini belli etmek istedi. Sanki saðlýk görevlilerini kendisi rahatsýz etmiyormuþ; bilakis onlara yardým etmek için buradaymýþ havasý vermek için anlamsýz bir emir verdi:
--- Çavuþ vatandaþý bir adým geri çek olay yerinden!
--- Emredersin komutaným!
Ýçinden benim giremediðim yere o gavatlar da girmesinler, diye mýrýldandý.
Sonra yere kalýn bir tükürük fýrlattý. Bu fýrlatýþ yere miydi yalan söylediðine inandýðý hastaya mý, tam olayý çözecekken iþine mani olduðunu sandýðý doktora mý kimse kestiremedi.
Kendi kendine söylenerek saðlýk görevlilerinin peþine düþtü:
--- Gâvurun tohumu gebermeden hastaneye bir yetiþiverseydi. Ýfadesini orada nasýl olsa bir þekilde alýrým.
Ne yaptý etti baþçavuþ kendini ambulansa atmayý baþardý. Devriye aracý, personelinden bir kýsmýný olay yerinde býraktýktan sonra ambulansý arkadan takip edecekti. Ambulansta bildiðini okumaktan geri kalmadý baþçavuþ. Kafaya koymuþtu bir kere. Bu olayý çözecekti. Bu vesileyle Karakaya Beldesinde saygýnlýðý bir kat daha artacaðý gibi alaya kendisi hakkýnda gönderilen þikâyet dilekçelerinin de önünü almýþ olacaktý.
--- Bir düþmanýn var mý oðlum? Hasýmlarýn mý vurdu seni? Kan davasý filan mý? Yoksa namus meselesi mi?
Çopur Musa’nýn oðlunun cevap vermesi her seferinde biraz daha zorlaþýyordu. Nefes alýþ veriþinin iþkenceye döndüðü, göðsünün körük gibi inip kalkmasýndan belli oluyordu:
--- Ben kendimi.. Bizzat vurdum…
Hastane kapýsý harman yeri gibiydi. Ýðne atsan yere düþmez. Nereden duymuþsa basýn olayý haber almýþ. Ellerinde fotoðraf makineleriyle gazeteciler birbirine ezme bahasýna bir kare çekmeye çabalýyorlardý.
Hastane polisi ve özel güvenlik her ne kadar gazetecilere söz geçiremeseler de hiç olmazsa vatandaþý kapýdan sokmamak için canla baþla mücadele ediyorlardý.
Baþçavuþ aradan sýyrýlmayý baþarmýþ sedye üzerinde hastane koridorlarýnda sürüklenen gence soru sormaya devam ediyordu:
--- Oðlum bak bu hayat memat meselesi. Doðruyu söyle ki, seni vuraný bize söyle ki, devlet gereðini yapabilsin. Haydi bakalým oðlum, de bana seni bu hale kim ya da kimler getirdi?
Çopur’un oðlu Sülüman son soruya cevap verecek kuvveti bulamadý. Belki de belli belirsiz bir þeyler söylemiþ olsa bile doktor ve hemþirelerin telaþý arasýnda anlaþýlamadý:
--- Nabýz çok zayýf doktor bey!
--- Hemþiraným, derhal ameliyathane hazýrlansýn.
--- Anlaþýldý efendim, hemen.
--- Solunum durdu. Hastayý kaybediyoruz.
Hastabakýcýlar tam gaz tekerlekli sedyeyi ameliyathaneye doðru sevke baþladýlar. Hastane tam anlamýyla alarm durumu yaþýyordu. Bütün bunlarýn hiçbirisinin baþçavuþ için önemi yoktu. Yaralýya ölüye alýþtýðý için bu tür olaylardan fazla etkilenmiyordu.
--- Oðlum ha gayret yavrum, ha gayret! Delikanlý adamsýn, havlu atma öyle hemen. Yakýþýyor mu senin gibi delikanlýya? Bir isim ver bana. Bir isim… Kim vurdu seni?
Dudaklar dua makamýnda belli belirsiz titredi.
--- Ben…
Bu Sülüman’ýn son hamlesi olacaktý. Ameliyathane kapýsýnda belki son çýrpýnýþý olacaktý.
Baþçavuþ havasýný almýþtý. Saðlýklýya, arkasý olamayana dediðini yaptýrmakta hiç zorlanmayan baþçavuþ, bir yaralý adam karþýsýnda yenilmiþti. Hýrsýndan burnundan soluyordu.
Hastane polisi ameliyathane kapýsýnda þahit arýyordu. Olay yerinde kim vardý, yaralýyý ilk kim gördü, gördüðünde hastanýn durumu nasýldý, olay yerinde kimleri görmüþtü türünden rutin sorulara cevap aramakla meþguldü.
Çopur Musa’nýn bir kenarda dövündüðünü ilk fark eden çavuþ olmuþtu. Emre amade kafasýnýn anlayabildiði kadarýyla kulaðýna çalýnanlar içinde iþe yarar bir þeyler olduðunu hissetmiþ olacak; durumu hemen komutanýna haber vererek göze girmek istedi. Vakit kaybetmeden soluðu komutanýn yanýnda aldý:
--- Komutaným! Komutaným!
--- Ne var çavuþ!
--- Komutaným! Þurada bir adam var. Garip þeyler söylüyor.
Baþçavuþun gözleri parladý. Bir þeyler yakalama ümidiyle çavuþa döndü:
--- Nerede çavuþ, kimmiþ bu adam? Çabuk al getir onu bana!
Sonra karakolda olmadýðýný hatýrladý. Milletin gözünün önünde apar topar birini ayaðýna getirtmenin doðru olmayacaðýna kanaat getirdi. Üstelik eðer hasta yakýnýysa yok yere vatandaþýn tepkisine sebep olabilirdi. Hele hastane ortamýnda bu hal, son derece yanlýþ anlaþýlabilirdi.
--- Dur bakalým çavuþ!
Çavuþ emir üzerine olduðu yere çivilendi. Yüz seksen derece olduðu yerde arkasýna döndü:
--- Buyurun komutaným!
--- Beni ona götür sen.
--- Emredersiniz komutaným!
Köþedeki adam kendi halinde dövünmeye devam ediyordu:
--- Seni vuranlarýn elleri kýrýlsýn! Sana kýyanlarýn ocaklarý sönsün! Yiðidim, aslaným. Gözümün çýrasý!
Baþçavuþ olayla fazlasýyla ilgileniyordu. Bulunduðu kasabada otuz askeriyle tam bir kral hayatý yaþýyordu. Herkes ne çirkef olduðunu çok iyi bildiði için kimse tavuðuna kýþ demezdi. Diyemezdi. Albay amcaoðlunu da hesaba katýnca yýllarýn sindirilmiþliðiyle tepki vermeyi unutan, ölü topraðý serpilmiþ Anadolu kasabalarýndan birinde kendini general zannetmeye baþlamýþtý. General olmak için önce subaylýða terfi etmesi gerekiyordu. Subay olmak için de göz doldurucu baþarýlara imza atmasý…
Bölgesinde suç oraný neredeyse sýfýr noktasýna inmiþti. Bu yüzden ilk zamanlar halkýn dualarýna mazhar olan baþçavuþ; suçlu kalmayýnca can sýkýntýsýndan dümeni halka baský kurmaya yöneltince bu sefer sayfalarca þikâyet dilekçesine muhatap olmuþtu. Ayný zamanda ensesi kalýn olduðu için paranýn gücüyle el altýndan istikbaline engel gördüklerini saf dýþý etmenin bir yolunu buluyor. Ne hikmetse alaya giden þikâyet dilekçelerinin neredeyse hiçbiri muhatap kabul edilmiyordu. Sindirilmiþ kasabalýnýn þikâyetten baþka umarý olmadýðý halde, alýþmýþ kudurmuþtan beter hesabý ayný kapýya yüz sürmek zorunda kalýyordu. Kasabalý dinden çýkmak üzereydi.
Baktý orta yerde ifade alamayacak, hýzla etrafýnda göz gezdirdi. Sað yanýndaki odayý gözüne kestirdi. Emretti çavuþa, kapý açýldý. Ýçeride bir hademe, Nil Timsahý gibi sallanan koltuðuna gömülmüþ, anlýyormuþ gibi haberleri seyrediyordu.
Eliyle get lan iþaretine benzer bir hareket kompozisyonuyla:
--- Bize beþ dakika müsaade et bakayým, dedi baþçavuþ.
Kimden olduðu bilinmese de yüksek yerden torpilli hademe mesleki rahatýný ve geviþini bozmamak adýna komutanla çatýþmaya girmemenin daha mantýklý olduðuna hükmetti.
--- Geç baba þöyle, rahatýna bak.
--- Hay seni vuran eller kýrýlsýn! Hay sana kýyanlar kaynar kazanlara düþsün! Hay seni…
--- Söyle baba bana, çekinme söyle. Kim vurdu oðlunu?
Adam birden toparlandý. Kendini kaybettiðini anladý.
--- Oðlum kendi kendini vurmuþtur komutan! Baþka da bildiðim yoktur.
--- Baba býrak þimdi bana masal okumayý. Anlýyorum acýlýsýn. Belki ne dediðini bilmiyorsun. Ama bu kadar da hata olmaz. Madem oðlun kendini vurdu. Bu beddualar ne ye ve kime o zaman?
Çopurun Musa bir an bulunduðu ortamdan koptu. Yüzü kirece kesti. Dudaklarý kurudu. Soluðu dipsiz maðaralardan çýkýyor hissi vermeye baþladý. Dili zýmpara kâðýdýna döndü.
     Adamýn durumundan endiþelenen çavuþ biraz evvel yerinden kaldýrdýklarý hademenin yumuþak makam koltuðunu Çopur Musa’nýn altýna uzattý. Baþçavuþ kendisine beklerken koltuðun Musa’ya çevrilmesinden gocunmadý. Durumun vahameti karþýsýnda hatta çavuþa içinden aferin bile dedi. Ayakta durmak da iþine gelmiyordu:
--- Git bana bir sandalye kap gel çavuþ!
--- Emredersin komutaným!
Çavuþun gitmesiyle kapýda görünmesi arasýnda geçen zaman Einstein’ýn teorilerini ispatlar nitelikteydi. Kim bilir kimin kýçýnýn altýndan yine sormadan çekivermiþti.
--- Kapýyý kapat. Kimseyi sokma içeri!
Çavuþ, topuk selamýyla dýþarý çýkarken kapýyý üzerine kapadý.
Çopurun Musa geçen bu kýsacýk zaman içinde biraz olsun kendini toplamýþtý.
--- Marabalýk bizim kaderimiz komutan. Bundan kurtuluþ bilmem mümkün mü? Düþünmeyiz biz burasýný. Aðasýz yaþanýr mý, yaþanýrsa nasýl yaþanýr düþünmesi bile çok gelir bize.
Baþçavuþ iyiden iyiye acýmaya baþlamýþtý. Ne söyleyeceðini bilemedi. Boðazý daraldý, Âdem elmasý birkaç defa bozuk asansör gibi gayrý ihtiyari indi çýktý. Allah’tan ara fazla uzamadý. Yaþlý adam baþýndan geçen onca olaya dayanamayýp çözülüverdi.
--- Bizim oralarda aðadan geçilmez komutan. Aða dedin mi þöyle bir duracan. Aða bu, aðanýn yanýnda sen ben kimiz ki?
Komutan kendisini ortaya satranç taþý gibi sürülmesinden hiç hoþlanmadý. Sözün uzanacaðý yerden çekinerek kýsa kesti:
--- Konuya gel amca. Býrak aðayý maðayý. Hangi devirde yaþýyoruz? Kim takar aðayý. O eskidenmiþ. Oðlunu kim vurdu? Sen onu söyle bana. Söyle ki devlet icabýna baksýn.
--- Bizim aðanýn bir oðlu var ki komutan dillere destan. Bela mý bela… Ýþte o soysuzun caný mý sýkýlmýþ ne. Demiþ bizim oðlana hele geç bir yol karþýma. Al þu elmayý koy baþýna. Sonra geçmiþ on adým karþýsýna. Kafa desen iyi. Gözünün birini kýsýp niþan almýþ, bir yandan da sallanýyormuþ deyyus.
--- Sonra baba?
--- Sonrasýný demeye gerek var mý komutan? Soru mu bu þimdi? Basmýþ tetiðe, basmýþ tetiðe soysuz. Birinde yanýndan výzýldamýþ kurþun. Ýkincisinde o kadar þansý olmamýþ Sülümanýmýn.
Tekrar aðlamaya baþladý. Aðlama ki ne aðlama! Ýki göz iki çeþme desek ifade yetersiz kalýr. Bir yandan aðlýyor; bir yandan kaderine aðýtlar düzüyordu.
--- Seni vuranlarýn elleri kýrýlsýn!
--- Soylarý kurusun seni vuranlarýn!
Ortam dayanýlmaz bir hal almýþtý. Biraz olsun yatýþtýrýlmaya ihtiyacý vardý.
--- Çavuþ!
Kapýda sfenks gibi hazýr olda bekleyen çavuþ anýnda eþikte göründü:
--- Emredin komutaným!
--- Bize iki çay kap gel hemen!
--- Emredersiniz komutaným!
Sonra Çopurun Musa’ya döndü:
--- Ýyi diyorsun, hoþ diyorsun baba ama benim anlamadýðým ne demeye oðlun ve sen aðýz birliði etmiþ; tersini geveliyorsunuz?
--- Senin tuzun kuru komutan. Ben anlatsam bile sen anlayabilir misin? Sen koskoca komutansýn. Dayamýþsýn sýrtýný devlete. Bir elin yaðda bir elin balda... Bizi anlamak istesen de anlayabilir misin?
Çaylar kaþla göz arasýnda geldi. Üstelik biraz önce konforlu müdür koltuðunda mesai keyfi süren torpilli hademe tarafýndan. Hademe çavuþun zoruyla buyurun çaylar derken; renksiz kokusuz kart sesi, geviþinin bozulmasýnýn sýkýntýsýyla zýkkým için lan kavatlar diyordu.
--- Hele anlat baba, biz de insanýz. Belki anlarýz bakalým.
--- Baþka bir emriniz var mý komutaným.
Komutan sözün bu noktasýnda Çopurun Musa’nýn hakkýnda söylediklerinden gayet memnun, elinin tersiyle çýk demekle yetindi.
--- Emredersiniz komutaným.
--- Benimle beraber on altý baþ horantayýz komutan. Ne malýmýz vardýr ne mülkümüz. Aðanýn topraklarýna göz kulak olur; hizmetini görürüz. Yýllardýr bu böyledir. Marabayýz anlayacaðýn. Bizim buralarda aða ne derse odur. Aða bir þeye ol derse olur. Olmaz derse olacaðý varsa da olmaz. Daha üstüne söz söylemenin mümkünü yoktur.
--- Ýyi de be baba madem malýn yok mülkün yok bu kadar kalabalýðýn manasý ne? Onlarýn da maraba olmasýndan zevk mi alýrsýn? Onun için mi bu kadar çocuk yaparsýnýz?
--- Öyle deme komutan. Alan Tanrý veren Tanrý… Biz kimiz ki karþý gelebilelim. Köylü kýsmýnýn baþka nesi var yapacak komutan. Sen gezersin. Sen okursun. Sen yaþarsýn. Ya biz. Bir kuru soðan, bir tas çorba… Erken gelen akþamlarda bir Köroðlu bir Ayvaz, uzun geceler baþka nasýl geçer?
--- Böyle düþünürsen çocuklarýnýn caný bu kadar ucuz olur iþte. Aða aðayken belki bir, belki iki çocuðu olur. Sen açken, açlýðýn ölüme davetiye olsun diye on tane yapar da aklýn kalýr dahasýna…
--- Öyle deme komutan, çaresizlik bizimkisi.
Baþçavuþ tartýþmadan bir sonuç çýkmayacaðýna hükmetti. Olayý bir an evvel bitirmek istiyordu:
--- Neyse baba öyle diyelim, öyle olsun bakalým. Sen þimdi oðlunu vuraný, nasýl vurduðunu bana anlattýðýn gibi çavuþa da anlat. Tahkikata hemen baþlayalým. Suçlu elini kolunu sallaya sallaya ortalýkta dolaþmasýn.
--- Benim baþkaca diyeceðim bir þey yoktur komutan. On altý kiþi ortada mý kalsýn? Oðlum kendi kendini vurmuþtur. Hem zaten aða köyün yarýsýný þahit tutmuþtur. Memleketin ne kadar avukatý varsa, þimdi onu aklamayý vazife etmiþtir kendilerine.
--- Oðlum kendini vurmuþtur komutan. Baþkasý mümkün olamaz. Ona dahi bir iyice tembihlemiþim. Kader böyleymiþ. Rýza göstermekten baþkasý gelmez elimizden. Kaderden öte yol gitmez komutan. Madem alnýmýza böyle bir kader yazýlmýþ komutan, karþý gelmek hâþâ gâvurluða götürür adamý.
Komutan tükürür gibi bakýþ fýrlattý Çopurun Musa’nýn yüzüne. Can sýkýntýsý yüzünden okunuyordu. Kalktý. Kapýya yöneldi. Çýkmak üzereyken çavuþ göründü kapýdan:
--- Komutaným!
--- Ne var çavuþ gene?
--- Hasta vefat etmiþ.
--- Ne?
--- Hasta vefat etmiþ, komutaným. Doktor bey söyledi.
--- Öyle mi?
Bir müddet kimse ilk sözü söyleyecek cesareti bulamadý kendinde. Ýlk toparlanan yine komutan oldu. Kapýdan çýkarken geri döndü:
--- Allah rahmet eylesin baba. Baþýn sað olsun.
(Kýrgýzca Türkçe Hikayeler Biþkek 2014)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýronik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýftira
Nereden Tanýþýyoruz
Ýndirim
Ebemizi Arayýnýz

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Üniversite Ýstiyoruz
Bizim Mahalle
Bizim Mahalle

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Düðün Konvoylarýna Düzenleme [Þiir]
Kendini Arayan Kadýn 1 [Roman]
Kendini Arayan Kadýn 2 [Roman]
Reza Aþký Sarraf Sevgisi [Deneme]
Zamlardan Hoþlanýyorum [Deneme]
Sel Zararý Devletin Sorunu Deðil [Deneme]
Düðün Konvoylarýna Düzenleme [Deneme]
Düðün Konvoylarýna Düzenleme [Deneme]
Mülakat Sýnavlarýnýn Yarattýðý Çöküntü [Deneme]
Sandýklar Neden Geç Açýlýyor? [Deneme]


serdar adem iþler kimdir?

SADECE TEFEKKÜR EDÝYORUM. AYRICA DÜÞÜNCEYÝ YASAKLAYAN BÜTÜN ÝDEOLOJÝLERE HAYRET EDÝYORUM. ÖZGÜRLÜKTEN BAÞKA BÝR BEKLENTÝM VE AMACIM YOK.

Etkilendiði Yazarlar:
AZÝZ NESÝN TARIK BUÐRA YAÞAR NURÝ ÖZTÜRK TURAN DURSUN


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © serdar adem iþler, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.