..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamak bir aðaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeþçesine...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Osman AKTAÞ




27 Haziran 2014
Türkiye’nin Çehresini Deðiþtirmesi Beklenen Lider: Recep Tayyip Erdoðan…  
Osman AKTAÞ
Solcusuyla, saðcýsýyla, köylüsüyle, þehirlisiyle, inananý, tereddüt edeniyle beklenen insandý Tayyip Erdoðan. Ýstanbul’u çöplükten almýþ þehirleþtirmiþ, kokmak üzere olan insanlara en lazým olaný; suyu getirmiþti. Ýstanbul kurtulmuþsa Türkiye de kurtulabilirdi pislik ve düzenbazlýklardan.


:BAFE:
Solcusuyla, saðcýsýyla, köylüsüyle, þehirlisiyle, inananý, tereddüt edeniyle beklenen insandý Tayyip Erdoðan. Ýstanbul’u çöplükten almýþ þehirleþtirmiþ, kokmak üzere olan insanlara en lazým olaný; suyu getirmiþti. Ýstanbul kurtulmuþsa Türkiye de kurtulabilirdi pislik ve düzenbazlýklardan.

Seçim öncesi hiçbir adaya nasip olmayan bir piyango vurmuþ ve Tayyip Erdoðan Birleþik Devletler baþkaný tarafýnda Beyaz Saray’a davet edilmiþti. Demek bu insanýn bir þeyler yapacaðýný Amerika bile fark etmiþti. Hepimiz elbirliði ile bu mucize adamýn kazanmasý için elimizden gelmeyeni bile yapmaya hazýrdýk ve yaptýk…

Tayyip Erdoðan bir televizyon konuþmasýnda kendisine “AKP barajý tek baþýna geçerse ne düþünür, ne yaparsýnýz?Benim o gün takdirimi kazanan cevap geliyordu; “Böyle bir þeyin olmasýný temenni etmem, ama olacak olursa, erken seçim kararýyla yeniden seçime gideriz. Çünkü muhalefetsiz bir iktidar düþünülemez” demiþti.

3 Kasým 2002 seçimleri… Ýki parti barajý aþýyordu, biri CHP biri AKP. Tayyip Erdoðan yasaklý olduðundan seçimlere katýlamamýþ, iktidara yürüyen bu parti baþbakanlýðý Abdullah Gül’e teslim etmiþti. Tayyip Erdoðan centilmenliðine benzer bir centilmenlikle Deniz Baykal “iktidar olan bir partinin baþkaný mecliste olmasý gerekir.” diyerek Tayyip Erdoðan cezasýnýn kaldýrýlmasý yönündeki teklife destek vermiþ, eksik milletvekilleri için yapýlan ara seçimle Tayyip Erdoðan meclise girmiþ, baþbakan Abdullah Gül hükümetin istifasýný vermiþ ve yeni kurulan hükümetin baþýna da Tayyip Erdoðan baþbakan olarak seçilmiþti.

Beni en çok memnun eden icraatlardan biri katýldýðý cenaze defin iþlemi sýrasýnda ölen kiþiye dua eden imamý “Mustafa Kemal’in adý geçmiyor, böyle dua mý olur” diye azarlayan bir alçaðýn geç de olsa görevden alýnmasýydý. Birincisi imamlýk senin iþin deðil, senin iþine ne zaman bir imam karýþtý. Ýkincisi Mustafa Kemal bir lider bir tabu deðil, bunu anlamayacak kadar salak mýsýn, yoksa bu þekilde mevkiini saðlamlaþtýrmak veya yükseltmek mi istiyorsun.

Ben ilk altý ayda kýllandým. Dünya bankasýndan Getirilen Kemal Derviþ hiç de hoþnut olmadýðýmýz þeyler yaðmýþtý. Tayyip Erdoðan da Kemal Derviþ’in yardýmcýlýðýnda bulunmuþ Ali Babacan’ý ekonominin baþýna getirmiþti. Kararlar ayný, tutum ve davranýþlarda bir fark yoktu. Tek deðiþen fotoðraflardý. IMF ayný dayatma ve borçlarla kanýmýzý emmeye devam ediyordu. Ekonomi ha bire büyüyor, milli gelir daðýlýmý kiþi baþýna artýþ gösteriyor, bizim cebimize giren hiçbir þey olmuyordu. Yavaþ yavaþ ben bu ortam ve insanlardan soðumaya baþladým.

Her yerde türbanlý kadýnlar son derece lüks jeeplerle dolaþýyorlardý. Birden bire bunca baþý açýk kadýn nasýl olmuþ da baþlarýný kapatýp bu arabalara binmeye baþlamýþlardý. Aklým almýyor, ama cevaplarý da tehir etmekte bir sakýnca görmüyordum. Tek bildiðim Hz. Ali “Nerede zengin olmuþ biri varsa, orada hakký yenilmiþ bir fakir gördüm” diyor. Bu derenin suyu nereden geliyordu?

BÝM diye bir firmanýn kuruluþu ve bu firmanýn ortaklarýnýn da bakan çocuklarý olduðunu sonradan öðreniyordum. Sonradan ne çok þey bilmediðimi de öðrenmiþ oluyordum.

Köy tavuklarý kuþ gribi bahanesiyle her yerde toplanýlýp canlý canlý yakýlarak, sönmemiþ kireçle gömülerek imha edilirken, Kemal Unakýtan ve pastörize yumurta furya yaptý…

Ve bir gün bu kiþilere yakýnlýðý olan birisinden “Allah Kuluna verdiði malý onun üzerinde görmek ister.” fetvasýný da dinledim. Oysa buna benzer ne bir ayet, ne de hadis olduðunu bilmiyorum. Buna mukabil Allah “Sizin canýnýzý ve malýnýzý cennet karþýlýðý satýn aldým. Mallarýnýzý Allah yolunda daðýtýn” diyor. Burada doðrudan Allah’a iftira edilmiþ olmuyor mu? Varýn buna siz karar verin; ehl-i Ýslam olanlar veya hak ve adalet arayanlar.

Güneydoðu olaylarýn saðanak gibi bir artýp bir azalmasý da cabasý. O insanlara bir yandan umut veriliyor, bir yandan tabiri caizse kafalarýna vuruluyordu. Ama desteðimi çekmedim. Hâlâ umudum vardý.

Bu arada hükümette her þeye boyun eðerek her yere cemaat yanlýsý kiþileri yerleþtirmekte olduðunu çok sonralarý öðrendim.

Ve 2007 Cumhurbaþkanlýðý Seçimleri… Ýrtica yaygaracýlýðý ve Müslümanlýðýn hazýmsýzlýðý… Gerek Yargýtay açýklamalarý, gerekse ordunun tehditleri beni yeniden AKP’ye sýcak bakmaya zorladý. Çünkü 28 Þubat karalarýyla zarar gören Müslümanlarýn yanýnda olmam benim için bir insanlýk borcu, bir namus borcuydu. Ýmam hatipleri kapatacaðýz diye bütün meslek liselerinin itibarýný bitiren bir kararýn telafisini beklerken, hâlâ irtica diye Müslümanlar açýkça horlanýyordu.

Ve gidilen genel seçimler… AKP’nin daha yüksek oy oranýyla yeniden iktidar olmasý… Ayný gece Enver Aysever’in Aykýrý Sorular programýnda emekli askerlerin AKP, Ýslam aleyhine ve darbe lehine konuþmalar yapmasý… Ben Enver Aysever’i, Hulki Cevizoðlu’nu, Ali Kýrca’yý, Uður Dündar’ý dürüst olduklarýndan çok severim. Enver Aysever’i aradým baðlanamadým ve mesaj yolladým, bu darbe yanlýsý dinozorlarý programýnýza çýkararak yanlý yayýn yapýyorsun, diye. Sað olsun Enver Aysever “Ben AKP’lileri programa davet ettim, özellikle de Ayþe Böhürler’i, ama gelen olmadý.” diye programda açýklama yaptý.

Ben, Türkiye’ye 27 Mayýs ve 12 Eylül darbelerinin zarar verdiði kadar hiçbir þeyin zarar vereceðini sanmýyorum.

Evet, kazanýlan bir genel seçim, meclise giren üç parti, AKP, CHP, MHP… Ve cumhurbaþkaný adayý Abdullah Gül… Kazanýlan bir baþka seçim, kazanýlan güç, kazanýlan güven ve muhaliflerin yavaþ yavaþ ortadan kalkmasý… Çýkarýlan bir yasayla darbecilerin yargýlanmasýna onay çýkmasý… Kendi kendime, eðer Kenan Evren ve arkadaþlarý hâkim karþýsýna elleri kelepçeli çýkarýlýrlarsa varýmla yoðumla AKP’li olacaðým. O güne kadar adres deðiþikliðinin yapýlamamasý yüzünden oy kullanamamýþtým, ama artýk AKP’ye oy verebilirdim.

Kanun yürürlüðe girince garip bir þekilde basýn mensuplarý ve akademisyenler Ergenekon adý altýnda, darbe hazýrlama suçlamalarýyla gözaltýna alýndýlar. Gözaltýna alýnanlar tutuklu yargýlanma talebiyle mahkemeye sevk ediliyor ve dava muðlak bir hal alýyordu. Sonra balyoz darbe teþebbüsü planý, sarýkýz darbe teþebbüsü planý, ayýþýðý darbe teþebbüsü planý, yakamoz darbe teþebbüsü planý, eldiven darbe teþebbüsü planý, irticayla mücadele eylem planý ve askerlerin tutuklanmasý… Bunlar yanlýþ mýydý? Hayýr, ama hak edenlerin yanýnda sindirilmesi gereken ne kadar insan varsa içeri alýndý. Artýk doðal yollarla siyasal eleþtiri yapmak suç teþkil edecek kadar korkutucu bir hal almaya baþladý. Kanallar ve gazeteler çeþitli yollarla el deðiþtirdi. Yazma cesaretinden vazgeçmeyenler ise çalýþtýklarý kanallardan ve gazetelerden kovuldular.

Askerler her nasýlsa birbirlerini öylesine gammazladýlar ki, birbiri ardýna görev deðiþikliði oldu. Yeni göreve gelenler bile bir süre sonra baþka bir suçtan tutuklandý. Ordu gerek kendi içinde, gerek siyasi platformda türlü yorumlara neden oldu. Bunlar gerekli miydi? Baþlangýçta evet, sonrasýnda hayýr… Zira gerçekten suça bulaþanlar vardý, ancak bulaþmamýþ olanlardan da sehven suça bulaþtýrýlýp tutuklanmalarý için özel görevli savcýlar… Sivil toplum örgütlerinin bu suçlara bulaþmasý ya da bulaþtýrýlmasý… Yayýnlanmamýþ kitaplarýn suç delili sayýlmasý filan…

Erotik CD’ler… Deniz Baykal ile baþlayan, MHP ve CHP arasýnda kýyasýya yarýþan ve seçim öncesi yýpratýlan parti ve kiþiler… Bir bilinmez el tarafýndan sürekli piyasayý meþgul etmesi… Acaba neden dersiniz?

Saðlýkla ilgili ilk ciddi çalýþmayý koalisyon hükümeti döneminde saðlýk bakaný Osman Durmuþ yapmýþtý. Çalýþanlar verilen zamlarý yeterli bulmadýlar. Mevcut maaþlarla çocuklarýnýn isteklerini karþýlayamadýklarýný, evlerine et alamadýklarýný söyleyince sayýn bakan “Et alamayanlar kuru fasulye yesinler” diye cevap vermiþti. Bu cevap bana Fransýz kraliçesi Marie Antoniette’ye ait olduðunu hatýrladýðým “Ekmek bulamýyorlarsa pasta yesinler” sözünü çaðrýþtýrdý. Ve sonrasýnda ilk kez saðlýk ocaklarýnýn kendilerine giden hastalardan para almasý… Sað olsun AKP bu kararýn da üzerine yattý ve miktarý artýrarak sürdürdü bu uygulamayý.

AKP’nin en popüler uygulamasý; performans… Çalýþmalar hâlâ devam ediyor. Doktorlar hastalarýyla ilgilenmesinler diye ne kadar çok muayene o kadar çok performans ve para… Doktorlar halkýn gözünden iyice düþürülecekti /düþürüldü/düþürülmeye devam ediliyor.

Ve Milli Eðitim… Eðitim nasýl milli oluyor, bunu hâlâ anlamýþ deðilim. Ben eðitimle yüz göz olmaya baþladýðýmdan bu yana kýrk iki yýl olmuþ. Ve bu süreçte tek baþýna iktidar olup, her tür kanunu çýkarmaya muktedir baþka bir parti olmadý. Bu uzun süreçte (on iki yýl) eðitim sisteminin bu kadar çok deðiþtiðini ve her seferinde bu kadar kötü kararlarýn alýndýðýný ve bu kötü kararlarý bile takip etmekte zorlandýðýmý anýmsamýyorum. Eðitim, öðretmeni kâðýtlara gömüp, öðretmenlik yaptýrmayacak, bu kadar kararýn nasýl bu kadar çabuk bulunup çýkarýldýðýný anlamakta güçlük çekiyorum. “Toplam Kalite Yönetimi” diye bir þey çýkarýldý 1999’da Kemal Derviþle beraber ve bu kalitenin sadece çok yoðun toplantý yaptýrdýðýný, baþka bir þeye yaramadýðýný gördüm. AKP’den beklentilerimden biri bu uygulamanýn kaldýrýlmasýydý, oysaki daha da yoðunlaþtýrýldý. Toplantýlar daha da arttý. Ben, bir yerde ne kadar çok bir konu üzerine toplantý yapýlýyorsa, orada o konuyla iliþkili hiçbir þey yapýlmadýðýný gördüm ve buna inanýyorum.

Eðitimde performans… Öðretmen boþ yatan ve boþuna para alan bir devlet asalaðý… Yýlda üç ay yatýyor, haftada üç gün derse giriyor ve kar tatili, çamur tatili, yaðmur tatili de cabasý… Hak etmediði parayý alýyor. Bu benim iddiam deðil Sayýn Çelik’in iddiasý… Bunu duyan ahali de öðretmenin gerçekten yatarak, dolgun para aldýðýný her yerde konuþuyor. Hiç düþünen var mý resmi kanunda öðretmen tatil yapamaz. Yaz aylarýnda ihtiyaç duyulan her an her yerden göreve çaðrýlýr. Cumartesi pazarý yoktur. Eðitimde gerek görülen her an öðretmen göreve çaðrýlýr. Veliler günün her saatinde ve hatta gece bile öðretmeni arayabilirler. Kendi çocuðuna hâkim olamayan veliler bile öðretmenden çocuklarýna sahip olmalarýný ister ve beklerler. Öðretmen okulda zaman bulamadýðýndan yazýlý kâðýtlarýný evinde okur ve karne bilgilerini evinde girer diðer memurlar çoluk çocuklarýyla ilgilenip dinlenirlerken. Peki, ben sormak istiyorum. Baþka hangi devlet memuru evine iþ götürüyor? Devlet memurlarý neden haklarýný devletten ya da devleti yönetenlerden deðil de, birbirlerinin aldýklarýna göz dikerek, onlarýn kendi haklarýný yiyormuþ gibi düþünerek tepki gösterirler. Acaba bu birlikteliðin bozdurulmasý bilerek yapýlýyor da, bizler de buna çanak mý tutuyoruz?

Hüseyin Çelik Milli Eðitim Bakaný olduðu dönemde öðretmenler gününde kendisini ziyarete giden bir öðretmene; “Sizleri önce ben öpüyor, sonra da maliye bakanýna havale ediyorum.” demiþti. Bu olayý her nasýlsa çok çabuk unutan ve kendi eðitim dergisinde eðitim üzerine bir yazýsýna yer veren Eðitim Bir-Sen ben, Hüseyin Çelik’in yukarýdaki sözüne mukabil, bu zihniyette birinin yazýsýnýn bir sendika dergisinde yayýnlanmasýnýn sendikacýlýk açýsýndan etik bir davranýþ olmayacaðýný savunduðum için sendikadan istifaya zorlanmýþtým. Ben de istifa etmiþtim. Sayýn bakan o dönemde öðretmenleri hangi cinsiyet bozukluðu sýnýfýna dâhil etti, bilemiyorum. Böyle hakaret görmelerine karþýn ses çýkarmayan bu kiþileri nasýl bir halde gördü ki, bu sözü söylemek gereðini hissetti. Sanýrým bu sözü kendilerine uygun gören arkadaþlar da durumlarýndan rahatsýz olmadýlar.

Hükümetin çok güzel icraatlarýndan birisi de milli eðitimde andýmýz denen o tuhaf ucubenin kaldýrýlmasý… 1) Ben ne dinde, ne baþka bir ülkede altý yaþýnda bir çocuða yemin ettirildiðini duymadým. 2)Bir çocuk kendi varlýðýnýn bile farkýnda deðilken baþkasýna varlýðýný niye armaðan etsin. 3) Bunca yýl bu yemin yaptýrýldý da ne oldu, bu ülkeyi yönetenlerden kaçý Türk olduðunu hatýrladý ve onun için ciddi bir þey yaptý. Demek ki hiçbir iþe yaramýyor. Gerçekten yapýlabilecek en iyi þey yapýldý ve kaldýrýldý andýmýz. Yalnýz eksik olan bir þey o da milli bayram denilen ve bayram deðil, statlarda zoraki yapýlan askeri mantaliteler… Bayram emirle deðil, gönülle kutlanan bir eðlencedir. Oysa biz hâlâ statlarda tören düzenliyoruz. Bunun yerine devlet sanatçýlarý, belediye müzik gruplarý, halk konserleri düzenlenerek halkýn kendi isteðiyle seçtiði eðlencelere gitmesiyle kutlanmalý. Yani AKP’nin yarým býraktýðý bir icraat…

Bir baþka güzel icraat da milli eðitimde okul idarecilerinden dört yýlý dolduranlarýn görevden alýnmalarý… Bunlarý da tamamlayabileceklerinden emin deðilim ya, yine de haberi bile güzel… Okullarý çiftlik, kendilerini çiftlik sahibi, yardýmcýlarýný da kâhya olarak gören okul müdürlerinin saltanatýna son verme çalýþmasý… Kulaða hoþ geliyor, tabii baþarýlýrsa… Þimdiden kývýrmalar kulaðýma çalýnýyor. Görevde dört yýlý doldurmasýna raðmen, görevine devam edeceðinden emin olan ya da bunun tüyolarýný almýþ olan yöneticiler var. Umut ediyoruz ki, þu statlarda bayram hikâyesini tamamlar, yöneticilik konusunu da iddia edildiði gibi hakkýyla yerine getirirler... Tabii adam kayýrmalara girmeden…

AKP gerçekten yolsuzlukla mücadele etti, ancak mücadelesini bitiremediði yolsuzluða bu defa kendisi baþladý. Þaibeli ihalelerden, iflasa sürüklenen medya kuruluþlarýnýn el deðiþtirmelerine, özelleþtirmelerde verilen teklifler, düþük tekliflere satýlan kamu mallarý, araziler firmalar ve elde edilen gelirler ve bu gelirlerin ne kadarýnýn, nereye gittiði belli olmamasý. yýðýnla özel müdür ve bunlara ödenen yüksek meblaðlý maaþlar...

Hangi güzel þeye baþladýysa, mevcut güzeli daha da güzelleþtireceðim diye bozdu ve çirkinleþtirdi. Kýlýk kýyafet bunlardan biri... Baþörtüsü bu ülkede gerçekten bir maðduriyetti. On bir yýl beklenildi, yapýlan ve beklenen serbest kýyafet uygulamasý olmasý gerekirken, yalnýzca baþörtüsü yasaðýnýn kaldýrýlmasý oldu. Baþörtüsünün serbestliði çok güzel bir çaba ve atýlým, ancak doðru olan baþörtüsü yasaðýnýn kaldýrýlmasý deðil, kýlýk kýyafet serbestliðinin getirilmesi olmalýydý.

Baþka bir þey de; teknolojinin geliþimi... 1999'da bilgisayar kullaným kursuna gittiðimiz zaman windows 98 daha yeniydi ve imrenerek bakýyorduk. Gelecekteki teknolojiyi düþündükçe mutluluktan uçacak gibi oluyorduk. Çünkü teknoloji bütün dünyada insan yükünü hafifletme amacýyla geliþtiriliyordu. On yýl sonrasý için yýlýk planlar, günlük planlar, sýnav sorularý, konuþulaný yazan bilgisayarlarla sýnavlarýn sanal ortamda yapýlmasý ve cevap anahtarlarýnýn yüklenmesiyle bilgisayarlarýn bir kaç dakikada birden çok sýnýfýn sýnavýnýn okunmasý saðlanabilecekti. Gel gör ki, hayallerimiz Nasreddin Hoca fýkrasýna döndü. Hani hoca hastalanýp caný çorba çekmiþ. Tam o esnada kapý çalýnmýþ. Kapýyý açan hocaya komþunun çocuðu babasýnýn hastalandýðýný ve bir tas çorba istediðini söylemiþ. Hoca da kendi kendine "Hey kurban olduðum, komþulara düþüncenin kokusunu da mý ulaþtýrýyorsun." demiþ. Biz de teknolojinin rahatlýðýný düþündük ve bunu o kadar çok sesli düþünmüþ olacaðýz ki, AKP'li Milli Eðitim Bakanlarý duydular. Haftada üç gün çalýþýp, dört gün yatmanýn adaletli bir þey olmadýðýna karar verdiler. Teknoloji ne kadar kolaylýk saðladýysa, bunlar da, açýðý kapatmak için Kemal Derviþ denilen Japon nanesi daðýtýcýsýnýn nanelerini yemeye ve yedirmeye karar verdiler. Hüseyin Çelik'in personel sevgisinden zaten söz etmiþtik. Onun yarým býraktýðý sevme iþlemini Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer ve þimdi de Nabi Avcý sürdürüyor. Her ne kadar sürdürülen düþünceler rahatsýzlýk vericiyse de, sürdürülen insanlardan iyidir.

Son bir þeyden daha bahsetmek istiyorum. Ekmek almaya çýkan bir çocuðun vurulmasýndan hicap duymamak, Doðu Türkistan’da onca insan ölürken lafýnýn bile geçmemesi, 300’ü aþkýn insanýn bir Esma etmemesi, her toplumsal olayýn bir provokatörlük sayýlmasý ve polislerin nasýl bu olaylara tahammül gösterdiklerinin söylenme yanlýþlýðýndan dönülmesi, hýrsýzlarýn koruma kapsamýndan çýkarýlýp, doðmamýþ çocuklarýn haklarýnýn gaspý yerine onlarýn haklarýnýn korunmasý, gemi sayýlarýnýn deðil, insanlarýn refah düzeylerinin artmasý için çaba gösterilmesi umuduyla…

22 Haziran 14
Bodrum




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Millet Olmak Ýçin Toplumsal Deðerler
Çaðýn Ütopyasý
Her Yusuf Düþüne Bir Kenan Ülkesi
Ýki Katilin Dayanýþmasý
Eðitim Bakanýyla Sanal Bakýþma
Sosyal Medyada ve Tanýtým Panolarýnda Dilencilik
Fýsýltý Ormanýnda Kýble Tespiti
Sosyal Medyada Uzay Sempozyumu
Politik Arenada Kör Dövüþü
Yusuf Tekin Tekke ve Zaviye Bakaný mý

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Devrimci Bir Derviþ: Mehmet Akif
Günortasýndaki Karanlýk
"Kadýn Þairler Aþktan Bahsettikleri Zaman" Üzerine Birkaç Söz
Göðüs Kafesinde Kuþ Yetiþtiren Þair: Þükrü Çanku
Yazar ve Þairlerin Deðiþen Anatomisi ve Sosyal Statüsü
Kanlý Temmuz
17 Eylül ve Ülke Kaderini Deðiþtiren Ýdamlar
Sabahattin Ali
Üç Din ve Bir Filistin
Bizi Taksim Edenlere Yuh

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Veda Partisinde Veda Hutbesi [Þiir]
Düþ Geçiti [Þiir]
Saat Gökyüzüne Yaklaþýyor [Öykü]
Efsun [Öykü]
Sevgi Ya da Aþk Algýsý [Deneme]
Doðanýn Çýlgýn Yaratýðý ve Aþk [Deneme]
Aþkýn Tarifi [Deneme]
"Korkma Sönmez... "" Þairi [Deneme]
Bugün 23 Nisan [Deneme]
Eros'a Rekabet [Deneme]


Osman AKTAÞ kimdir?

1965 Erzurum doðdu. Gazi üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, TDE bölümünden mezun oldu. Sýrasýyla Van, Bartýn, Antalya,Bursa, Ankara, Bodrum'da öðretmen olarak görev yaptý. Halen Kocaeli'bde görev yapmakta. yaklaþýk 40 yýldýr þiir,öykü ve eleþtiri yazýlarý yazmakta. Eserleri: 1. ayArsýz; Uludað Yayýnlarý 2007 (Þiirler) 2. bermudayý tek geçmek; Cinius Yayýnlarý 2016 (Þiirler) 3. AsiMilat(ör); Cinius Yayýnlarý 2017 (Politik Denemeler) 4. (D)OKU(N)MUÞTUK; Cinius Yayýnlarý (Kitap Eleþtirileri) 5. cennet cazgýrlarý; Cinius Yayýnlarý 2017(Þiirler) 6. çorak düþler ülkesi; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 7. Yaðmur Yankýlarý; Artus Yayýnlarý 2018 (Öyküler) 8. Sessiz Çýðlýk; Cinius Yayýnlarý 2018(Kitap Eleþtirileri) 9. dar vakitte aþk; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 10. Âþýk Hüseyin Fizâhî; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 11. Þuaraya Elhan Olmak; Cinius Yayýnlarý 2019 (Þairler Üzerine Denemeler) 12. ναυάγιο αγάπης (enkaz-ý aþk): Cinius Yayýnlarý 2019 (Þiirler)


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Osman AKTAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.