Sevgi dünyadaki yaþam ýrmaðýdýr. -Henry Ward Beecher |
|
||||||||||
|
-Dýþarýdakiler, içeridekilerin deli olduklarýný zannederler. -Ýçeridekiler ise, dýþarýdakilerin deli olduklarýný bilirler. ** Sevgili okur, bu masal devam ettiði sürece seni uyaracaðým. Zamanýný boþa harcamak istemiyorsan elindeki kitapsa kapaðýný kapat ve bir köþeye at; yok, internetten okuyorsan sayfanýn sað üst köþesindeki (x) iþaretini týkla! Çünkü, umduðunu bulamayabilirsin, abuk subuk deli saçmalarýyla kafaný karýþtýrabilirsin. Sarý saçlý, mavi gözlü, beyaz tenli küçük kýz, sen kaç yaþýndasýn? Yazýnýn baþlýðýndaki +18 uyarýsýný da mý görmedin? Belki de +18’in ne demek olduðunu bilmiyorsun! Okuyacaðýn yazýda, seyredeceðin filimde senin yaþýna uygun olmayan ifade ve görüntüler var demektir. Sen olsan olsan en fazla 14 yaþýndasýn. O nedenle þimdi doðru yataðýna gidip yatýyorsun. Ben bunu diyorum ama nedense +18 yazan filmler daha çok seyirci, kitaplar da daha çok okuyucu buluyor. Ýnanmazsanýz bu uyarýyý gördüðünüz bir filme gidin ve oradaki seyircilerin yarýdan fazlasýnýn 18 yaþýndan küçük olduðuna kendi gözlerinizle tanýk olun. Masal diye baþladým, ancak hikaye gibi devam ediyorum. Bu birçok okurun gözünden kaçmamýþtýr. Anlatýcýnýn masal kahramaný olduðu masala ben rastlamadým. Hikayede olabilir. Öyleyse bu adam yani ben ne yapmaya çalýþýyorum? Belki de kendimden bir masal kahramaný yaratmak amacýndayým! “Al sana, bir megalomanyak!” diye düþünenler olduðunu hissediyorum. “Haklýsýnýz.” Dememi mi bekliyorsunuz? Haklý filan deðilsiniz! Sadece insanlara kolayca bir yafta yapýþtýrýyorsunuz! Düþene gülüyorsunuz; yapmanýz gereken gülmek mi o insaný yerden kaldýrmak mý? Delilerle alay etmekten hoþlanýyorsunuz; bazen de acýyormuþ numarasý yapýyorsunuz! Röntgenciliðe bayýlýyorsunuz! Türk televizyonlarýnda yýllarca rayting rekorlarý kýran “Biri Bizi Gözetliyor” programý deðil miydi? Daha sayabilirim. Yani açtýrmayýn kutuyu söyletmeyin kötüyü… Gogol’un yazdýðý 10-15 sayfalýk bir deli hikayesini göklere çýkarýyorsunuz. Kitap satýþ sitelerinin “en çok satan kitaplar” listesinde, “Bir Delinin Hatýra Defteri” aylarca en baþta yer alýyor. Hakiki bir megalomanyak olan Nietzsche’nin neden milyonlarca hayraný var? Üstelik bu hayranlarýn çoðu yazarýn söylediklerinden belki de bir tek cümleyi bile anlamýyorlar. Buna raðmen onlara göre Nietzsche en büyük yazar. Pöhhh… Ýþte size bu adamýn bazý yazýlarýnýn baþlýklarý: Ben Neden Böyle Bilgeyim? Ben Neden Böyle Akýllýyým? Böyle Ýyi Kitaplarý Neden Yazarým? Megalomanyak olmayan bunlarý söyler mi? “Doktor Heinrich von Stein bir defasýnda Böyle Buyurdu Zerdüþt kitabýnýn tek bir sözcüðünü bile anlayamadýðýný açýk yüreklilikle itiraf ettiðinde, ona bunun böyle olmasý gerektiðini söylemiþtim. Onun altý cümlesini anlamak, yani yaþamýþ olmak ‘çaðdaþ’ insanlarýn çýkabileceðinden çok daha yükseklere götürür ölümlüleri. Bende onlara böylesine uzak oluþumun bu duygusu varken ’çaðdaþ’larýn beni anlamalarý nasýl beklenir ki?” Bu ifadeler bana deðil Nietzsche’ye ait. O, anlaþýlmamýþ olmaktan üzüntü deðil aksine sevinç duyuyor. Bundan dolayý farklý olmanýn ötesinde kendini üstün bir insan olarak kabul ediyor. Nietzsche’yi kýskanýyor muyum? Belki… Nietzsche okunmaya deðmeyecek bir yazar mý? Kesinlikle hayýr! Ben delileri severim; buna Nietzsche de dahil. Nietzsche’yi gerçekten anlamak istiyor musun? Cevabýn evetse, þu sözümü unutma: Nietzsche’yi anlamak için kendini onun yerine koymak yetmez; onun gibi olmalýsýn! Yani delirmelisin!... Ýþte bu yüzden okuru uyarýyorum. Vakit erkenken vazgeç, bu masalda bir yýðýn zýrva ile karþýlaþacaksýn. Sonra, boþ yere harcadýðýn zamanýnýn hesabýný benden sormaya kalkma! Geçen zamanýn bir saniyesinin bile bedelini ödeyebilecek bir zengin, bugüne kadar dünyaya gelmemiþken ben bu hesabýn altýndan nasýl kalkarým? Masalýmýza döndük… Güneþ tam tepemde. O yüzden yakýcý. Aðaçlarýn gölgesine sýðýnarak yürümeye çalýþýyorum. Bir kertenkele önümden hýzla geçiyor. Zamanlamasý mükemmel, çünkü bir saniye kadar geç kalsaydý ayaðýmýn altýnda can verecekti. Kahkaha atanlar, þarký söyleyenler, el þakasý yapanlar, kovalamaca oynayanlar var. Demek ki herkes sýcaktan benim kadar etkilenmiyor! Beþ kiþi bir aðacýn altýna oturmuþlar; sesleri gür çýktýðý için tartýþtýklarý anlaþýlýyor. Yanlarýna iyice yaklaþýyorum; benim varlýðýmdan haberdar deðiller. Konuþmalarýna kulak kabartýyorum ama dinlediðimi fark etmelerinden de doðrusu çekiniyorum: -Bundan yüz bin sene önce belki de bir milyon sene önce insanlar da týpký kuþlar gibi kanatlýydý ve uçuyorlardý. -Ýnsan uçamaz, çünkü bu aðýrlýktaki bir gövdeyi taþýyacak kanat yoktur. -Uçan dinazor bile varmýþ da uçan insan neden olmasýn? Vardýr, ben olduðuna inanýyorum. -Varmýþ demek yetmez, kanýt göstermelisin. Mesela uçan bir insan heykeli ya da en azýndan resmi var mý? -Bir tarih kitabýnda uçan adam resmi görmüþtüm. -O, Hezârfen Ahmed Çelebi’nin temsili resmidir. Osmanlý döneminde yaþamýþ bir bilgin. Milyon sene önce deðil… Hem o, takma kanatlar kullanmýþ. Kuþ kanadý gibi kanadý yokmuþ. Galata Kulesinden Üsküdar’a kadar uçtuðu rivayet olunur. -Tarih bilgini konuþturdun gene… -Ýyi de insanýn kanatlarýna ne oldu, þimdi niye yok? -Ýnsanoðlu uzun süre kanatlarýný uçmak yerine deðil, iþ yapmak için kullandýðýndan köreldi ve en sonunda da ele dönüþtü. -Keþke þimdi de kanatlarýmýz olsaydý… -Kanatlarýn olsaydý ne yapacaktýn? -Önce bu lanet yerden kaçardým, gökyüzünde özgürlüðün tadýný çýkarýrdým. Bir de canýmý sýkan insanlarýn kafasýna havadan sý…dým. -Þimdi, ufacýk kuþ sý…ca bunu kýsmet, þans, kazanç olarak yorumlayýp hemen bir piyango bileti alan insanlar acaba senin b..un kafalarýna düþtüðünde ne yaparlardý? Belki de bütün varlarýný yoklarýný þans oyunlarýna yatýrýrlar ve tabii sonunda da batarlardý. -Kuþ gibi uçmanýn iyi, güzel yanlarý var; ama bir avcýnýn tüfeðinin hedefi olma ihtimali de var. Onun için kuþ gibi uçmayý isterken iyi düþünmelisin. -Avcý beni vurup da ne yapacak? Etimi mi yiyecek? -Yer tabii… Ýnsanlar gene bundan milyon sene önce birbirlerini avlayýp, etlerini yiyorlardý. -Ýnsanlarýn kanatlarý olduðuna belki inanýrým, fakat birbirlerini yediklerine inanmam. -Öyleyse sen yamyamlardan bahsedildiðini hiç duymamýþ olmalýsýn. Konuþmanýn tadý kaçmaya baþlamýþtý. Sýkýldým. Oradan ayrýldým. Zaten öðlen yemeði zili de çalýyordu. Yönümü yemekhaneye doðru çevirdim. (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |