Günlerdir, okuyor, dinliyor, izliyor, düþünüp taþýnýyoruz, tartýþýyoruz.

“Biraz daha izleyelim” dedik. Dedik ama zaman hýzla geçiyor.

Adaylara tepkili, kararsýz demokratik güçlerden örgütlü, eylem birliklerine yönelen giriþimler görülmüyor.

Cumhuriyet tarihinde görülmedik yolsuzluklardan, soygunlardan, zorbalýktan býkmýþ demokratik güçlerin bir bölümü, Demirtaþ’a ya da Ýhsanoðlu’na yöneliyor ya da içine sindiremeyenler, “Boykot, boþ oy” diyor.

Son yazýmda üç adayýn da bizler açýsýndan çözümlemesini yapmaya çalýþmýþtým. Tekrara gerek yok.

Dünya patronlarý ve iþbirlikçileri üç seçenek koyuyor önümüze. Ya kabul ya ret!....

(http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=118531)

Demirtaþ’ýn basýn açýklamasýndaki söylemi solu okþamakla birlikte, bu son açýklamalar, partisinin programý ve bugüne deðin uyguladýklarý etnisite vurgulu, pazarlýklý politikalarýyla dünya patronlarýnýn ve iþbirlikçilerinin uðursuz Büyük Ortadoðu Projesi dýþýna çýkamadýklarý gibi onlarla uyuþma ve iþbirliði içinde olduklarý gerçeðini deðiþtirmiyor. Seçilme þansýnýn olmadýðý da biliniyor.

Kaldý ki bu seçimi, Demirtaþ’ýn söylediði gibi gerçekten eþitsiz ve güvenlikten yoksun buluyorlarsa, bileþimleri nedeniyle özellikle onlardan salt bu nedenle bile, diktatörlükten kurtulmak için tüm ezilenlerin yararýna, demokratik güçleri birleþtirici bir politika beklenirdi.

CHP’yi saymýyorum artýk. 1970’lerden beri, korku tacirliðinin tanýðýyýz. Beklenti dönemini çoktan aþtýk. Genç kuþaklar da son tavrýyla anlamýþlardýr bu berbat sisteme nasýl can suyu verdiðini.

Diyelim ki yolsuzluklarý ve dengeden uzak psikolojik yapýsý nedeniyle var olaný gözden çýkardý emperyalist patronlar. Kazara, yumuþak, efendi, ilim irfan sahibi, diplomat olarak tanýtýlan, birdenbire piyasa çýkartýlan Ýslamcý Ýhsanoðlu seçilse de ülkenin, halkýn, bu coðrafyadaki halklarýn HÝÇBÝR sorununa çözüm üretmeyecek cumhurbaþkaný seçimi.

Emperyalist politikalar uygulanýrken Ýhsanoðlu aracýlýðýyla diðeri gibi hoyrat, zorba olmayan, yumuþak bir yöntemle zaman kaybý yaratýlacak, halklar yine oyalanacak, sorunlar aðýrlaþtýkça, halklar Hanyayý Konyayý anladýkça yumuþak politikalar iþe yaramayacak. Yine bildik yöntemler uygulanacak, bir baþka diktatorya dayatýlacak, þiddetin her türlüsüne yine baþvurulacak. Asker eliyle de olabilir, sivil eliyle de fark etmez patronlar için. Bir yolunu bulurlar.

Yeni bir diktatöre dikte ettirdikleri uygulansýn diye o doyurulacak. Bu kez onun eliyle soyguna, talana, þiddete mahkum edilecek halklar.

Rezil, pis, acýlý, kanlý bir kýsýr döngü.

Ýþte bu döngü sürsün diye, demokratik(!) seçim adý altýnda rýzamýz isteniyor bizden.

Sonra yine “Milletin iradesi” denecek ve milletin diðer yarýsýnýn iradesi yine yok sayýlacak. Bu filmi çok gördük.
………..
Hayýr!... Hayýr!… Hayýr!...

Daha fazla geç kalýnmadan, hemen þimdi!...

Mevcut iktidara “Hayýr” diyen herkes!...

Var olan adaylardan umudu olmayan herkes!...

Örgütlü, örgütsüz tüm muhalifler!...

BU SEÇÝMÝN ÝPTALÝ ÝÇÝN KOLLARI SIVAMALI.

YA SEÇÝMÝN ÝPTALÝ SAÐLANMALI YA DA “BÝZÝM ÖZGÜR
SEÇÝMÝMÝZ DEÐÝL, GÜVENMÝYORUZ” ANLAMINDA BOÞ OY KULLANILMALI.

Partililer!... Parti yönetimlerini, milletvekillerini, zaten son derece eþitsiz koþullarda girilen, güvenilir olmayan seçime karþý, ÝPTAL için meclisi terke zorlamalý.

ÝPTAL saðlanmazsa, boykot deðil ama BOÞ OY vereceklerini kararlý bir biçimde, yazýlý belgelerle parti yönetimlerine, milletvekillerine iletmeli, halkýn desteðini istemeli.

Bu seçim meþru deðildir. ÝPTAL olmazsa BOÞ OYlarýn çokluðu meþru olmadýðýnýn kanýtý olacaktýr.

Böylece halký aptal yerine, köle yerine koyan sözüm ona demokratik seçim oyunu reddedilmiþ olacaktýr.

Gerçek aydýnlar, halkýn sanatçýlarý, partilerin hoþnutsuz tüm üyeleri, gerçek muhalif örgütlenmeler, tek tek bireyler, yalnýz olmadýklarýný bilmeli, kararlý bir biçimde, bu seçimi reddeden eylem birlikleri oluþturmalý, her türlü olanak kullanýlarak halka bu gerçekler anlatýlmalý.

Vakit geçmiþ deðil.

Dünyanýn ilgisini çeken, ülkeyi ayaða kaldýran GEZÝ DÝRENÝÞÝ rehberimiz olabilir.

GEZÝ RUHU canlanabilir.

KORKULARIMIZ, KARARLARIMIZIN      EFENDÝSÝDÝR.

Ama biliriz ki “Korkunun ecele faydasý yok”

Hergün öleceðimize ya ölür ya kurtuluþa giden yolu açarýz hep birlikte.

Bu cesareti bir kez daha göstermenin zamaný geldi.

GÖSTERMELÝYÝZ, GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ!...

Çocuklarýmýz, torunlarýmýz artýk þiddet görmesin, katledilmesin diye…

Doðanýn, hiç deðilse elde kalaný korunabilsin diye…

Daha erdemli, daha özgür, herkesin canýndan olmadan hakkýný arayabildiði bir ülke býrakabilelim diye…

Göstermelik, sýð, kof bir vatan, bayrak, Atatürk hamasetiyle donatýlmýþ Türk milliyetçiliði yoluyla Kürt milliyetçiliðini körükleyerek Kürtleri, Türkleri hep birlikte küresel soyguncularýn, iþbirlikçilerinin kucaðýna iten güçlerin peþine takýlanlar! Lafla korunmuyor hiçbiri.

Kürtlerin ezilmiþliðini sömürerek Kürt milliyetçiliðini kýþkýrtýp siyasal Ýslamla, þeriatla, ABD’yle, Barzaniyle, BOP ile kurtuluþa ulaþýlacaðýna inandýrýlanlar…

Hep birlikte vardýðýmýz yer, sürekli ölüm, sürekli kan, sürekli sömürü…

Katledilen gençlerimiz, kesilen baþlar, tecavüze uðrayan kadýnlar, iþkenceler, göçler, sürgünler…

Bu iðrenç oyunu görmenin zamaný gelmedi mi?

“Kýrk satýr da istemeyiz, kýrk katýr da…” demenin zamaný gelmedi mi?

Geç ama imkansýz deðil. Yeter ki isteyelim.

Haydi iþbaþýna!...

16.07.2014
Vildan Sevil