Sevgi en azgýn yüreði uysallaþtýrýr, en uysal yüreði azdýrýr. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
“Artýk demir almak günü gelmiþse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuþ gibi sessizce alýr yol; Sallanmaz o kalkýþta ne mendil ne de bir kol.” Yahya Kemal Beyatlý, ölümü en güzel þekliyle bu dizelerde anlatmýþ. Ölüm, hiçbir canlýnýn kaçamadýðý ve mutlaka tadacaðý, çaresi olmayan bir durum… Bir gemiye benzeyen hayat, bir limanda demirlemiþ, sessiz sedasýz yerinde sayarken, an gelir, demir alýr ve bilinmeze doðru hareket eder. Geride birçok tanýdýk, sevenler kalýr. Gözleri yaþlý, sessiz sedasýz giden geminin ardýndan bakakalýr ve ince ince yaþ dökerler. Bu hayata veda edenler sessiz bir törenle asýl ait olduðu yere teslim edilirler. Topraða verilirler. Artýk onlar için hayat geride kalmýþtýr. Geride kalanlara ise hayat kaldýðý yerden devam eder… Dün yine iki sevilen babayý, gerçek ait olduðu yere teslim ettik. Biri Dörtyol Köyü’nden sevgili Hocam Can Ahmet Yeniçeri’nin babasý, diðeri Yeþilköy’den Hocam Mustafa Tarhan ve Sevgili Dostum Hasan Dede Tarhan’ýn babasý… Ýki cenaze de ayný gün ve ayný saate denk geldi. Her iki merhumun da kaderleri aynýymýþ. Bir Pazar günü öðle saatleri üzeri ait olduklarý, gerçek mekanlarý topraða döndüler… Önce Dörtyol Camii’ne gittim. Burada cenaze namazýný kýldýk. Kalabalýk bir namaz oldu. Derler ki “Cenaze ne kadar kalabalýk olursa, merhumun günahlarý o kadar af olunur.” Namaz kýlýndý. Eller havaya kalkýp dualar okundu. Cenaze, omuzlarda mezar yerine götürüldü. Bütün Namýk Kemal Lisesi oradaydý. Müdür, Muavin ve öðretmenler… Çünkü Can Hoca burada görev yapýyor. Ve onu bu acýlý gününde meslektaþlarý yalnýz býrakmamýþlardý… Son görevimizi yaptýk. Sevgili Kardeþim Can Ahmet Yeniçeri’ye ve acýlý ailesine baþ saðlýðý dileyip, oradan ayrýldým. Arabayý doðruca Yeþilköy’e sürdüm. Burada ikinci bir cenaze vardý. Cenaze namazýna yetiþemezdim. Ama en azýndan orada bulunup dostlarýmýn acýsýný paylaþmalýydým. Çünkü “Sevgiler paylaþtýkça artar, acýlar ise paylaþtýkça azalýr”mýþ. Doðruca cenaze evine gittim. Tanýdýk tüm dostlar oradaydý. Eski Ýskele Kaymakamý Bünyamin Merhametsiz, Erenköy Müdür Muavinlerinden Veysel Üresin ve birçok tanýðým dostlar… Cenaze evi kalabalýktý. Herkes sessiz sedasýz oturuyordu. Küçük küçük sohbetler oluyordu aralarýnda. Zaten cenaze yerlerinde büyük sesle konuþmalar olmaz… Acýyý orada bulunan herkes hisseder… Baþsaðlýðý dileyip oturdum ben de gösterilen yere. Sessizlik bütün benliðimizi sardý. Merhumun yaptýðý iyilikler konuþuldu. Ölümün belki de en güzel yanlarýndan biri de budur. Merhum olan kiþinin ardýndan kimse kesinlikle kötü konuþmaz. Onu, sevgi ve saygýyla yad eder. Namaz sýrasýnda imam cemaate “Merhumu nasýl bilirdiniz?” diye sorduðunda herkes bir aðýzdan ‘Ýyi bilirdik. Allah Rahmet eylesin” der. Biraz sonra Din Ýþleri Baþkaný Sayýn Talip Atalay da bir ekiple geldi. Acýlý aileye baþsaðlýðý diledi. Bu da takdir edilecek bir durumdu. Ben, bu davranýþýyla Sayýn Atalay’ý çok takdir ettim. Vatandaþla bir olmak ve onlarýn acýlarýna ortak olmak güzel bir þeydi. Ve bu güzelliðe Din Ýþlerinin en üst makamý þahsen katýlmýþsa daha baþka bir söz olmazdý. Merhumun oðullarýndan biri anlattý: “Babam, geride býraktýklarýyla kalbimizde yaþayacak. Bakýnýz, her taraf aðaç ve çiçekler onun eseri. Þu aðaca aþý yapalým dedik. O karþý geldi. Býrakýn, aþýlanmasýn. Meyvelerini kurtlar, kuþlar yer. Onlar da nasiplerini alsýn dedi.” Sayýn Atalay “ Bakýnýz babanýz ne güzel anlatmýþ. Yaþayarak, uygulayarak size hayat dersi vermiþ. Aslýnda bu gün buna çok ihtiyacýmýz var: Anlatmak. Bu gün bizlere bir çok þey verirler. Bilgi verirler, para verirler, bir þey öðretmek isterler, ama ne yapacaðýmýzý, nasýl yapacaðýmýzý kimse söylemez. Oysa babanýz size ne yapacaðýnýzý en güzel þekilde anlatmýþ. Uygulayarak öðretmiþ. Her þeyden önce geride sizler gibi hayýrlý evlatla býrakmýþ. önemli olan bu. Sizler de kendisine karþý görevinizi en iyi þekilde yerine getirmiþsiniz. Bu ne güzel bir davranýþtýr. Keþke herkes böyle olsa. Sevgi ve saygý içinde yaþayýp gitmek, gidenleri en iyi þekilde yad etmek…” Her iki merhuma da Allah’tan rahmet, ailelerine tekrar sabýrlar diliyorum… Mekanlarý Cennet olsun…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |