..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye baðlý deðil. Devam etmek için F11'e basýn...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




22 Eylül 2014
Sayýklama  
Mehmet Önder
Ýçinden bir "Hýýýmm!" dedi Harun. "Bu tüketim çýlgýnlýðýndan sayýklayarak çýkacaðýz anlaþýlan." diye de ekledi yine içinden.


:AEBH:
SAYIKLAMA

     

Bizim Harun: Ev halký tüketim çýlgýnlýðýna yakalanýnca ne yapýp edeceðini þaþýrdý; ve istekler gitgide o denli çoðaldý ki dar gelirli Harun’un yerine Karun’u koysan, ekonomisini sarsacak boyuta ulaþtý.
Üstelik sorun Harun’un ev ahalisiyle de sýnýrlý deðildi. Ülke insanýnýn çoðu, her gördüðünü almak zorunluluðu duyacak kývama getirilmiþti. Yeni çýkan bir þeyi almayanlar ayýplanýr olmuþtu. Sayrýlýk sinsi sinsi ilerlemekteydi. Harun çaresizdi.



Bu yetmezmiþ gibi, devlet büyüklerini üzmemek için üç çocuk yapmayý da göze almýþ, üçüncüsü biyolojik bir þanssýzlýk sonucu ikiz doðmuþ, týpatýp birbirine benzeyen iki kýz daha gelince ister istemez büyüklerimizi daha çok sevindirir sayýya ulaþmýþtý. Neyse ki, ikizlerin bir þey isteme yaþlarý daha gelmemiþti. Önüne ne koysan yiyor, ne giydirsen sesleri çýkmýyordu. Asýl sorunun kaynaðý karýsýyla büyük kýzýydý. Oðlan da onlardan geri kalmýyordu. Gözleri dört açmýþlar, “Yeni bir þey çýkmadý mý? Biri bize bir þeyler satsýn.” der gibi fellik fellik bakýnýyorlardý. Harun becerebildiði kadarýyla engel olmaya çalýþýyordu; ama ne çare, borcun bini aþmasý bir yana, her þeyin üç günde bir yenisini çýkarýyorlardý.



Bir akþam yine televizyonun karþýsýna geçmiþ haberleri bekliyordu. O bekleyedursun, reklamcýlar en yeni çýkan aygýtlarý gözünün içine içine sokarken hiç beklenmedik bir þey oldu. Büyük kýz “Baba” dedi “Sen uyurken sürekli sayýklýyorsun.” Doðal olarak kabul etmek istemedi Harun, öyle ya hiç kimse kabul etmez böyle þeyleri. Uykudaki sayýklamayla horlamanýn sahibi yoktur. Yalnýz kýzýn söylediði ikinci tümce çok ilginçti:
-Hani sayýklýyorsun dedim ya, dikkat ettim, senin söylediklerini yapýnca hep iyi þeyler oluyor. Hani bir kez en son çýkan telefondan alacaktým da, vazgeçtim ya. Ýþte o gün “O telefonu almaa!” diye baðýra baðýra sayýkladýn. Ben de almadým.
Harun hiç beklemediði sözler duyuyordu:
-Peki güzel deðil miymiþ?
-Ortalýkta telefon yok ki! Arkadaþým parayý gönderdi, gelen kutudan salatalýk çýktý!

     …

Ýçinden bir “Hýýýmm!” dedi Harun. “Bu tüketim çýlgýnlýðýndan sayýklayarak çýkacaðýz anlaþýlan.” diye de ekledi yine içinden.

Gelin, olaylarýn gerisini Harun’dan dinleyelim:
“Ev halkýnýn satýn alma çýlgýnlýðý sayrýlýðýna yakalandýðý günden beri ilk kez bir saðaltým umudu belirmiþti: Sayýklama! Çok sayýklamam gerekiyordu ama, kararlýydým, baþaracaktým. O güven gelmiþti bir kez. Sizi gidiler, dedim; her gördüðünüzü alýr, babanýzý borç içinde yüzdürür müsünüz. Alýn size; bir sayýklayayým da görün, nasýl oluyormuþ öyle her yeni çýkana gel gel etmek.
Benim sayýklamalarýmýn ne denli yararlý olduðunu konuþtuðumuz günün üstünden daha iki üç gün geçti geçmedi, haným yeni buzdolabý diye tutturdu. Neymiþ, bütün komþular almýþmýþ. Üstelik iki katlýymýþ, altý mý buzluk üstü mü buzluk sen karar veriyormuþsun. Haným baþladý anlatmaya:
-Bas düðmeye her tarafý derin dondurucu, bas öteki düðmeye altý dondurucu, üstü soðutucu…
Daha neler anlatýyor. Bizim buzdolabý beþ yýllýk ya, okul çaðýna gelmiþmiþ.
Sanki evlat. Hem iyi ya, yarýndan sonra ikizler de okula baþlayacak, aðabeylik eder. Yalnýz, þaka bir yana haným çok endiþeli. Biri çýkýp “A be utanmaz sýkýlmazlar, bu hurdayý hâlâ atmadýnýz mý?” deyiverecek, diye ödü kopuyormuþ.
Anlayacaðýnýz, elimde güçlü sayýklama kozum olmasa, iþin sonu hiç iyi olmayacak. Alacaðým elime balyozu “Sen misin bizi ele güne rezil eden.”. Vur ha vur. Ýnsanoðlu da gururu için yaþar caným!
Ama gerek kalmadý. O akþam erkenden yattým. Baþladým buzdolabý sayýklamaya. Önce belli belirsiz sonra anlaþýlýr biçimde:
-Beþ yýllýk buzdolabý atýlmaaaaz! Adam yok yere borca sokulmaaaz!
Uykum gelene kadar sayýkladým. Haným çocuklarý baþýma topladý fýs fýs “Sessiz olun.” diye diye dinletti. Ben de uykum gelene deðin sayýkladým.
Sabah hanýmýn ilk sözleri çok hoþtu:
-Harun, bak ne diyeceðim.
-Buyur.
-Ben buzdolabýný deðiþtirmekten vazgeçtim.
-Nedenmiþ o?
-Nedeni var mý, daha beþ yýllýk buzdolabý. Güzel güzel de çalýþýyor.
“Geeel gel, yol burdan.” diyesi geliyor insanýn.

     …

     Sýra geldi kýzýn araba isteðine. Efendim okula toplu taþýma araçlarýyla gidip gelmek çok sýkýcýymýþ; ille de araba. Hem öyle ývýr zývýrýný da istemiyor, zevk sahibi. Bir tane beðenmiþ, ama araba derim size!
Tuzludur mu dediniz? Haklýsýnýz. Hatta, tuz sözcüðü onun yanýnda þeker sýnýfýndan sayýlýr. Beni satsalar birinci taksitin yarýsýna yetmem.
Ama ne demiþ atalarýmýz? Daha doðrusu bizim çocuklarýn atasý olarak içimden ben ne demiþim: Sayýklama var, çare var!
Kendimi bildim bileli hep “Ben horlamam!” diye kakýþýrdým. O gün bir deðiþiklik olsun, diye önce bir horlama servisi yaptým.
Haným bir dinledi iki dinledi, olmuyor. Bir yandan beni dürtmeye, bir yandan da homurdanmaya baþladý:
-Beyimiz hiç horlamaz caným, mahalle ayaða kalkýyor o baþka!
Horlama aþamasýný abarttýk anlaþýlan. Uyuyup kalýrým, diye hemen sayýklamaya baþladým. Haným hemen çocuklarý çaðýrdý. Hepsi baþýmda dinlemede. Tam anlaþýlmayan noktalarý üstüne basa basa yineliyorum:
-Ne arabasý? Evi satsak alamayýz o arabayý. Otobüse otobüse!
Hep birlikte fýsýl fýsýl bir þeyler konuþup arabanýn alýnmamasý konusunda kurul
kararý aldýlar.
Bu kez kahvaltýnýn konusu araba. Kýz hemen söze girdi:
-Baba ben araba istemiþtim ya!
-Ha, ne güzel rahat edersin.
-Artýk istemiyorum. Herkes otobüslerle, metrolarla gidiyor baba. Hem daha ben mesleðimi elime almadým, sizi o kadar borca sokmak doðru deðil.
Böyle anlayýþlý çocuða ne denir:
-Peki kýzým sen bilirsin.



Bizim oðlanýn motorsikleti var aslýnda. Aman hýzlý gitme kaza yaparsýn, diye uyara uyara, sözde kulaðýný çeke çeke gidiyoruz. Ama bu kez isteði çok tehlikeli. Yeni bir motorsiklet çýkmýþ, yolda yürümüyormuþ. Ya ne yapýyormuþ? Uçuyormuþ. Ýþte bu hepsinden kötü.
Artýk akþam sabah oðlanýn yolunu gözle; þuraya mý uçtu buraya mý uçtu.
Yahu bu motorsiklet üreticileri cinayet olsun diye mi uðraþýyorlar. Elimde güçlü kozum olmasa evladýmýn baþýna ne geleceði belli deðil.
Durum vahim; o gün horlama faslýný çok kýsa tuttum. Gerçi ertesi sabah haným “Akþam önce horladýn, sonra sayýkladýn, sonra tuttun bir daha horladýn.” dese de, “O ikinci horlama bizden deðil.” diyemedim artýk.
      Çoluk çocuk yine baþýma toplandý. Her yanlarýna böcek yerleþtirilmiþ siyasetçi gibi üç beþ koldan dinleniyorum.
Neyse, sayýklama bildik sayýklama. “Oðlum gidiyooor! Bu uçan motoru istemeeemm!” diye haykýrýyorum.
Doðal olarak o sabahýn gözdesi oðlan:
-Baba, ben o uçan motoru istemiyorum, alma lütfen.
Ben can korkusu yaþamaya çok meraklýyým ya, sözde üsteliyorum:
-Niye oðlum, bak teknoloji geliþiyor. Yaþam hýzlanýyor.
Yok, sayýklama ona yaramýþ:
-Býrak baba ya. Ben canýmý sokakta bulmadým.
Aklý baþýnda evlat sahibi olmak gibisi var mý caným!

     …

Bu sayýklama evresinden sonra bizim ev neredeyse on iki eylül öncesine döndü. O þunu almýþ, bu bunu almýþ hiç umursamýyoruz. Tüketim çýlgýnlýðý sýfýr düzeyinde. Artýk gereksinme duyduðumuz her þeyi alabiliyoruz. Gerekli olmayan hiçbir þeye para vermiyorum. Borç mu? O da sýfýrlandý.




Yalnýz bir gün beklenmedik bir þey oldu. Hanýmla kýz mutfakta konuþuyorlar, benim de duymadýðýmý sanýyorlar. Efendim bizimkiler piyango almýþ bir milyon da ikramiye kazanmýþlar. Çok hesaplýyým, bol bol harcatmam, diye de bana söyleyemiyorlar. Hiç olur mu öyle þey? Bunlar onca parayý çarçur etseler daha mý iyi? Bir yolunu bulup o parayý almalýyým, hepsi için uygun yerlere yatýrým yapmalýyým ki, ilerde rahat etsinler.
Ne yapmalý ne etmeli, diye düþünürken, o güzel sayýklama yöntemi aklýma geldi. Malum durum ivedi, o akþam yataða bile gitmeden bir horlama giriþinden sonra sayýklamaya baþladým:
-Öldürecekler beni! Kumar borcu bir milyon. Yandýým!
Sözde beni dürtüp uyandýrdýlar. Haným merakla:
-Git yat bari, burada rahat deðilsin, sayýklamaya baþladýn.
-Yok caným ne sayýklamasý? Ben sayýklamam ki!
Bu kez kýz söze karýþtý:
-Sayýkladýn iþte baba. Heyecanlý heyecanlý sayýkladýn durdun.
Þimdi, sayýkladým da, ne söylediðimi anladýlar mý anlamadýlar mý:
-Diyelim sayýkladým, ne dedim o zaman, onu söyle bakayým?
Kýz nedense bir annesine bir de kardeþine baktý:
-Bilmem, tam anlaþýlmýyordu; biraz parazitliydi.

Al bakalým, o kadar gayret ettik o da anlaþýlmamýþ. Yahu, anlaþýlýr biçimde nasýl sayýklanýr? Antenimiz de yok ki ayarlayýp netleþtirelim.
Ama pes etmek yok. Yataða girince hiç vakit yitirmeden sayýklamaya devam ettim. Sabah kahvaltýdayýz, beklediðim gibi, benim daha “Ne oldu, yine sayýkladým mý?” dememe kalmadý, bizimkiler hep bir aðýzdan:
-Yine sayýkladýýýnn!
Biliyoruz sayýkladýk da, ne dedik? Daha doðrusu siz ne anladýnýz, o önemli. Kumar borcum ne kadarmýþ, yarýn ödemezsem ne yapacaklarmýþ?
-Eee neler sayýkladým?
Bu kez haným:
-Harun be, son günlerde sayýkladýklarýn tam anlaþýlmýyor, neden bilmem.
Hay Allah, çýkýþ transistörlerimden biri yandý desem, ben elektronik cihaz mýyým? Hem, yenilene yenilene öyle þey mi kaldý.
Eskiden bir defada anlaþýlan sayýklama mesajlarým bir türlü anlaþýlmýyor. Ertesi akþam üstüne basa basa yeniden sayýklamayý denedim. Boþuna. Bir sonraki gün hecelemeyi denedim, ýýh “Cýzýltýlý”ymýþ.

      …

      Bir sonraki gün akþam yemeðindeyiz. Ben hâlâ milyonun peþindeyim. Ýçimden “Çarçur edin siz onca parayý da ben size sorayým!” derken, haným söze baþladý:
-Haruun.
-Buyur.
-Hani bize bir milyon çýktý dedik ya.
-Eeee?
-Öyle bir þey çýkmadý.
Bak sen, çýkmamýþ da üstelik. Bu durumda ben de hiç öyle bir þey duymamýþ gibi yapýyorum:
-Ne bir milyonu be kadýn?
O hazýrlýklý:
-Hani sen kumar oynamazsýn ya, o borç için ödemeyeceðin bir milyon!
Halimiz tam kahkahalýktý. Gereðini de yaptýk zaten.



     Oysa bizimkiler, üst üste sayýkladýktan sonra, o günden beri hiç sayýklamayýþýmý merak etmiþler, þaka yapmýþlar.
Tüketim çýlgýnlýðýndan kurtulmalarý mý? Ondan memnun olmayan yoktu.”


av.mehmetonder@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.