Tüm dinler, hep sevgiyi, kardeþliði, barýþý ve iyi niyeti emrederler. Çünkü bunlar Tanrýnýn isteðidir.
     Dinler, ne kadar farklý olursa olsun temelinde sevgi, saygý, hoþgörü ve barýþ vardýr. Ve din kurallarýný incelediðinizde insanýn yaþam biçimini etkileyen, hayatýný düzenleyen kurallar olduðunu görürsünüz...
     Ýnsanlar da Tanrýya olan kulluk görevlerini yerine getirebilmek için ibadet ederler. Bu ibadetlerini de genellikle topluca gittikleri mekanda yaparlar... Buna kimileri “cami” der, kimileri “kilise” der, kimileri “cem evi” der, kimileri “sinagog” , ya da “havra” der... Hepsinin de ortak yaný insanlarýn Allah’a olan kulluk görevlerini yerine getirebilmek için, oraya gidip sevgi içinde ibadet etmeleridir...
     Bu tür yerler, ne olursa olsun saygýn yerlerdir... Her dinde bu tür mekanlara sevgiyle bakýlýr... Bu tür yerlere saygýsýzlýk yapmamaya dikkat edilir. Çünkü insanlarýn inançlarýna saygý duyulur...
     Güney Kýbrýs’ta bulunan Ebubekir Camii 1974 yýlýndan sonra ilk kez ibadete açýldý. Müftümüz Sayýn Talip Atalay, Rum Din Adamý 2. Hristostomos’un daveti üzerine, yanýnda bir heyetle birlikte Rum tarafýna geçti. Burada Baf Bölgesi’nde çeþitli camileri gezdi.
     40 yýl aradan sonra bu bölgeye yapýlan ilk ziyaret olmasý bakýmýndan önem taþýyordu bu gezi. Talip Atalay da ilk ziyareti gerçekleþtiren kiþi olarak tarihe geçti.
     Burada vurgulamak istediðim önemli noktalardan biri þu: Ýki ayrý dinin -Ýslam ve Hristýyanlýk- istenildiði taktirde iyi iliþkiler içinde bulunabilmesi ve toplumlarý din adamlarý aracýlýðýyla birlikte birbirlerine dostluk ellerini uzatabilmesiydi. Demek ki istenilince oluyormuþ. Ýstenilince farklý düþüncelere sahip, farklý dinlere mensup toplumlar, istedikleri taktirde her türlü olumsuzluklarý bir yana býrakarak sevgiyle kucaklaþabiliyormuþ. Umarýz bunun devamý daha da gelir. Ve daha da öte gidilerek iki toplum, ayrý iki devlet olarak birbirlerini tanýr ve dostlukla, sevgiyle, kardeþçe yan yana varlýklarýný sürdürürler ve anlaþýp birbirlerine gidip gelirler...
Ebubekir Camii, Ýslam alemi için önem taþýyan bir mekan. Sayýn Atalay "Caminin en önemli özelliklerinden bir tanesi Ýbrahim Sýtký Hazretleri'nin burada yatýyor olmasý" dedi.
Caminin ziyarete açýlmasýnda baþpiskoposun önemli rol oynadýðýný, Güney Kýbrýs'taki eski eserlerden sorumlu dairenin caminin eski eser olmasýndan dolayý herhangi bir faaliyet için izin vermediðini kaydeden Atalay, "Buranýn açýlmasýnda kilise ile olan iliþkilerimizin çok büyük önemi var. Baþpiskopos dýþýnda kimse bu konuya sýcak deðil belki de" dedi.
Her iki din adamý cami bahçesinde ortak bir basýn toplantýsý düzenledi. Hristostomos konuþmasýnda müftünün ziyaretinin, Kýbrýs Rum Yönetimi ve kilisenin Müslüman ibadet yerlerinin bakýmýný yaptýrdýðýnýn görülmesi açýsýndan çok önemli olduðunu ifade etti. En önemli hedeflerinin iki toplumu yakýnlaþtýrmak cami ve kiliselerin bakýmýnýn yapýlarak ibadete açýlmasý çalýþmalarýnýn devam etmesi olduðunu kaydeden Hristostomos, ibadet yerlerinin ne sadece Kýbrýslý Türklere, ne de sadece Kýbrýslý Rumlara ait olduðunu tüm adaya ait olduðunu kaydetti.
     Üzerinde durmak istediði ikinci konu þu: Bilindiði gibi Rumlar, Güney’e TC kökenli KKTC vatandaþlarýný yasal olmadýðýný, onlarýn Kýbrýs’a iþgal bölgesinden, kaçak olarak girdiðini, Rum Kesimine yasal olarak girilebilmesi için Atina üzerinden gelinmesi gerektiðini ileri sürerek Rum tarafýna almamaktadýr.
     Sayýn Talip Atalay da TC kökenlidir. Demek oluyor ki artýk Rum tarafý bu tezini kýrmýþtýr. Yýllardýr yanlýþ olarak uyguladýklarý bir anlayýþý rafa kaldýrmýþlardýr. Þimdi denilecek ki “Özel bir izinle Sayýn Atalay Güneye geçmiþtir.”
     Her ne sebeple olursa olsun Sayýn Atalay, Rum tarafýna yasal olarak geçmiþtir. Bir tabuyu kýrmýþtýr. Bir yanlýþý düzeltmiþtir. Yýllardýr TC kökenli KKTC vatandaþlarýna yapýlan bir haksýzlýða son verdirmiþtir. Bu nedenle Sayýn Atalay’ý iki kez hatta üç kez kutluyorum.
     Umarým Rum tarafý artýk bu yanlýþý bir daha uygulamaz. Bundan böyle tüm TC kökenli KKTC vatandaþlarýnýn özgürlük haklarýný elinden almaz. Bu vatandaþlarýmýzýn, istediklari zaman bu bölgeye rahatça ve huzur içinde geçmelerine, seyahat etmelerine izin verirler.
     Zaten dinler de bunu emretmiyor mu?