Bu gün bir sergiye gittim.Denizli Turan Bahadýr Sanat Galerisinde Ýzmirli resamlardan beþ kiþilik bir grubun oluþturduðu sergi de farklý kategori ve tekniklerde çalýþýlmýþ, birbirinden güzel ýþýl ýþýl resimler doya doya seyrettim. Beni en çok etkileyen Emel Keysan'ýn suluboya resim çalýþmalarý oldu. Herbirinin karþýsýnda adeta mumyalanmýþ gibiydim. Bu resimlere bakarken bir yandan da çocukluðuma dönüverdim elimde olmadan. Çocuðunu leðende yýkayan anneyi görmeliydiniz bakýþlarýnda gizliydi yaþamý ve sýrasýnýn gelmesini aðlayarak bekleyen diðer çocuk da ayný çerçevenin içine girivermiþti... bir diðer resimde oðlunun sýrtýný sývazlayan babayý görüyorsunuz, öyle bir baba ki yaþama inatla direnen yüzündeki çizgilere bakýnca bir anda çocuðun dedesi sanýyorsunuz...Elma þekeri satýcýsýnýn hasýr sepeti de zamana yenik düþmemiþ ve aðzýna kadar 'ye beni diyen' koyu kýrmýzý elma þekerleriyle dolu. Satýcý olur da çocuklar olmaz mý? Sepetin baþýndaki pazen fistanlý kýz resminin çizildiðinden habersiz sýrtýný dönmüþ tuale!.. Onun derdi bizimle deðil sadece elma þekerleriyle...Fistanýnýn edasýyla adeta bir elma þekeri için pazarlýk ediyor sanýrsýnýz...Ve bir oðlan da elleri cebinde, acaba param yeter mi bir elma þekerine diyen bakýþlarla ayný hikaye içinde...Ah tadýna doyamadan büyüdüðüm elma þekerleri...Sarý kýzý anlatmasam yüreðim rahat etmeyecek.Sarý eþarbý olduðu için sarý kýz dedim ben ona sarýþýn mý esmer mi belli deðil tabloda.Yaþýna hiç de uygun görmediðim yarý sert, yarý hýnç en çok da öcümü alacaðým diyen bakýþlar...Kimbilir neler var onun dünyasýnda ya da kimbilir küçücük yaþýna ne yaþamlar sýðýdýrmýþtýr türküsü yanýk...Sedir üstünde oturup kirman eðiren nineler var bir diðer tabloda. Anneannem geldi aklýma, ne de güzel eðirirdi pembe pembe yanaklarýyla kirmaný, yanaklarý o kadar pembeydi ki, bize ördüðü pembe çoraplarý yanaklarýyla boyadýðýný düþündüðüm olurdu...Üç güzel kýz yanyana; bunlar ne Salvador Dali'nin üç güzelleri ne de ünlü yazarlarýn üçlemeleri...Herbirinin bakýþlarýnda umudun çaresizliðe karýþtýðýný görüyorsunuz biraz buruk, biraz sitemkar en çok da mum gibi eriyip kaybolarak...