..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Osman Altýnbaþ




10 Ekim 2014
Doðum Günü Hediyesi: 3  
Osman Altýnbaþ
Bir nevi gasp edilen hücrelerin enerjileri birbirlerine perçinlenmiþ silahtaki yapay zekanýn kontrol ettiði minik robotlar için gerekliydi bir de þarjý için. Beþ tane özel yapým merminin ardý ardýna sýralanmýþ ve o kýsmýn üstüne içerisinde gaz bulunan minik boru yerleþtirilmiþ ayný bölümün iki kenarýna da beþer tane olmak üzere küçük robotlar koyulmuþtu.


:AEGA:
“Günlük yaþamýmýzda hayatýmýzý kolaylaþtýrmak için makinalarý ve teknolojik ilerlemelerle beraber daha da geliþtirilmiþleri olan robotik sistemleri kullanýyoruz ki daha da bu konuda yol kat etmemiz gerekiyor. Ben ve bilim adamlarý arkadaþlarýmýn üzerinde çalýþtýðý yeni bir projeden bahsedeyim size: Ýnsaný insan yapan fiziksel özellikler üzerinde – teknolojinin bizden esirgemediði büyük yardým severliðiyle, genetik mühendisliðinin ve bununla paralel biyolojik atýlýmlarýn, bilgi birikimi yüksek ve bir o kadar deneyimli bilim adamlarýnýn sayesinde- ‘oynamalar’ yapacaðýz. Bu sayede sosyal yaþamýmýz ve toplumsal kalitemiz daha üst seviyelere çýkacak diye düþünüyoruz. Ayrýca bizim grubumuzun birçok projesi daha var ancak üzerine konuþmak için daha erken.” (‘Biz Zamana Deðil Zaman Bize Ayak Uyduracak’ bilimsel konferansýndan, Savaþtan yýllar önce/ Seattle A.B.D)

Savaþtan Sonra

Yüce Konsorsiyum üyesi Heinrich, kendileri için en büyük tehdit olan ve önlem almazlarsa onlar için çok daha fazla sýkýntý yaratacak olan bu ‘özel insanlar’ dan birisini belki de ikisini yakalama fýrsatýný kaçýrmýþtý.
Dilencilerin hücresel enerjileri ile dolu olan silahýn þarjý da boþalmýþtý. Öfkeli ve bir o kadar da caný sýkýlmýþ Heinrich, kendisinin bulunduðu yerde dolanacak kadar þanssýz olan, ki insandan ‘beni benim klonuma nasýl tercih edersin Sarah, oysa ben senin kopyalanmamýþ olanýný sevmiþtim’ diye sesler gelirken onu iþaret ederek yüksek teknolojinin ikramý ve bir o kadar da ayrýntýlý düzeneklere sahip silahýný ateþledi ve ses kesildi. Talihsiz insandan alýnan enerjiyle alet tekrar þarj olup faal hale geçti.

Bir nevi gasp edilen hücrelerin enerjileri birbirlerine perçinlenmiþ silahtaki yapay zekanýn kontrol ettiði minik robotlar için gerekliydi bir de þarjý için. Beþ tane özel yapým merminin ardý ardýna sýralanmýþ ve o kýsmýn üstüne içerisinde gaz bulunan minik boru yerleþtirilmiþ ayný bölümün iki kenarýna da beþer tane olmak üzere küçük robotlar koyulmuþtu. Her robotun bulunduðu yerde onlarýn gaz borusuna ulaþabileceði þekilde oraya çok ufak kapakçýklar monte edilmiþti ki onlar kapaðý açýp boþluða avuçlarýný dayayýp gazý çekiyorlardý. Avuçlarýnýn iç kýsmýndan,kolundan,omzundan gövdesine doðru vakumlu bir sisteme sahip içerisinde gazýn ilerleyebileceði yapýda küçük borulardan ilerleyen kimyasal madde onun iç bölgesine ulaþtýðýnda zaman ayarlý mekanik düzenek sayesinde baþka gazlarla karýþýp daha da içerisindeki zehrin tahribat miktarýný arttýrýyordu. Bu durum gaz dönüþüm safhasýnýn birinci aþamasýydý. Daha sonra gövdesinden diðer koluna aktarýlan karýþtýrýlmýþ gaz robotun avucundan sadece bu silah için tasarlanan merminin alt kýsmýndaki açýlýr kapanýr bölümden gaz boþalýyordu. Böylelikle daha önceden merminin içerisine yerleþtirilen mikro kapsüllere gaz akýþý saðlanýyordu ve onlar içinde de nano tüpler vardý. O, sýrada bulunan ilk baþtaki merminin dýþ kýsmý tetiðe basýldýðýnda namluya gidiþ yolunda ayrýþtýrýlýyor ve silahýn ucundan çýkarken mikro kapsüllerin havada serbest kalabilmesi için hüzmeye dönüþüyordu. Parçalanan mikro kapsüller hedefe ulaþmadan önce havadaki gazlarla etkileþime geçip kimyasal reaksiyonlarla gaz dönüþümünün son safhasýný da gerçekleþtiriyordu ki böylelikle zehir yüzde yüz ve tam kývamýnda oluyordu. Bu parçacýklar insan vücudunun içinde iþini gördükten sonra boþ olan depolarýnda topladýklarý hücresel enerjiyi mermilerin bulunduðu sýranýn silahýn ucundan bakýlýnca arka kýsmýna koyulduklarýnda robotlar mikro parmaklarýndaki toplayýcýlarla kendilerine aktarýyorlardý. Görevi layýkýyla tamamlayan mikro kapsüllerin iþlevi sona eriyordu.

Silahýn görevini yapabilmesi için bu enerji yapay zeka kontrolündeki robotlara ve þarjýna gerekliydi. Bu aletten sadece beþ tane vardý ve tamamý Yüce Konsorsiyum içindi. Hiç hataya yer býrakmayan Parmak izi kontrol teknoloji sayesinde de sadece onlar kullanabiliyordu.

Bu silah için özel tasarlanan mermilerden birini Heinrich yuvasýna yerleþtirdi.

Hangi zamandan ya da nerden geldiði belli olmayan gizemli yabancý ve yüce konsorsiyum denilen grubun nasýl ortaya çýktýðýyla alakalý farklý farklý söylemler, dedikodular aðýzlardan aðýzlara ufak seyahatler ediyordu. Doðru ya da yanlýþ olduklarý belli deðildi kurulan cümleler arasýnda gezen bu yolcularýn. Asparagas olma ihtimali daha yüksekti bunlarýn kimilerine göre.Ortalýkta baþýboþ dolanan dedikodulardan biri de þöyleydi;

Göklerin derinliklerinde bir yerde ‘sonunda buldum sizi’ dedi sarý-yeþil karýþýmý bir sarkýk dudaðýn sahibi.Gözlerinin eðimli bir yapýsý olup derisi sarkan insanlar gibi göz kapaklarý onlarýn üzerinden sanki bir kapýnýn üzerinden asma yapraðý gibi salýnýyordu.Onlar içinde de elmas biçiminde mavi-lacivert karýþýmý göz küreleri vardý.
Ayaklarý tamamiyle temas ettiði yüzeyi kaplayan bu canlý, çalmýþ olduðu kristale benzeyen bu nesneleri sarý-yeþil tonlarýyla beneklenmiþ üç parmaðýyla kapsadý ve mutlu mesut bir þekilde aldýklarýný sarkýk vücudunun iç derisine sakladý.Ancak hesaba katmadýðý ve farkýnda olmadýðý ise kendisinin Haramcho birliðinin elemanlarý tarafýndan izlendiðiydi. Nitekim O’nu suçüstü yakaladýlar.

Haramcho birliðinin lider konumundaki Simuna gezegeninin baþkaný Tubula’ nýn adamlarý onu götürdüler ancak ne tür bir þey aradýðýný anlayamamýþlar ve de bulamamýþlardý ki yaratýðýn aldýklarýndan daha farklý þeyler keþfettiler onda. Onun için sýkýntý ise yasak bir odanýn sýnýrlarýnda görülmüþ olmasýydý.Baþkanýn karþýsýna çýkarýlýr çýkarýlmaz Tubula, onu hiç bekleme yapmadan kratere atýlmakla cezalandýrmýþtý.Týpký birkaç farklýlýk gösterse de ona benzeyen diðer yaratýklarla beraber söylenilen yere götürülmüþtü.Atýlan yer çok kýsa bir sürede içerisine býrakýlan herhangi bir nesneyi (canlý-cansýz) sertleþtirme yeteneðine sahip olup içindeki damarlardan verilen sývýyla cisim çözünerek bulunan yüzeyden buharlaþýp boþlukta kayboluyordu ancak bu bir yok oluþ deðil mahkumlarýn asýl cezalarýný çekecekleri yere götürülmeleri için bir ulaþým yoluydu.

Kraterin üzerine kurbanlarýný attýktan sonra birlik elemanlarý ayrýldýlar.Diðer cezalandýrýlanlar çoktan buharlaþýrken iç derisinden kristallere benzeyen nesneleri çýkaran yaratýk da katýlaþmaya baþlýyordu.Kristaller, kraterin içinde birbirlerine ýþýnlar göndermeye çabalýyor ve beþ tane nesneden çýkanlar foton foton onun cezalandýrýldýðý yerde hýzlýca birirkmeye baþlýyordu.Sonucunda kýrmýzý,mavi ve gümüþ renginde bir kapý oluþtu.Neredeyse sertleþme durumuna gelen yaratýk son gayretiyle kapýnýn içine girerek ortadan kayboldu.

Hava oldukça sýcak ve bir o kadar da kuruydu ki getirisi toprak için kurak olmaktý.Onun yaðmur çýðlýklarý yüzeyinde amaçsýzca dolanýp duruyordu. Akbabalarýn devamlý tepelerde uçup aç gözlerle kurak topraklara bakýþlarýnýn altýnda dümdüz çorak bir arazi uzanýyordu.Gözledikleri insanlar için oldukça verimsiz ancak kendileri için içtah açýcý yönden faydalý olan bu yerin gerisinde Whrom tall adýnda dünyanýn en tehlikeli suçlularýný barýndýran hapishane bulunuyordu.Bugün aç gözlerle bakan kuþlarýn bakýþlarý oldukça parlaktý zira hapishanede isyan çýkmýþ ve kaçan beþ mahkum onlarýn gözetimi altýnda amansýzca kaçýyordu.Ýsyan sýrasýnda herhangi bir uçan cisim kalmamýþtý.
Kaçan mahkumlar ise kurtulduklarýný zannedip arkalarýna bakmadan bu ýssýz yerde koþuyorlardý.Çatlak topraklarýn üzerinde dolanan yeni çýðlýksa avaz avaz baðýran insanlarýn ayak sesleriydi.

“Yeter artýk yoruldum, kimsenin takip ettiði falan yok. Zaten bu lanet yerde sadece biz ve tepemizde dolanan þu kuþlar kaldýk.” Dedi umut yoksunu bakýþlarla bir tanesi.
“Durmak yok, Jean.”
“Peki Chairlan nereye kaçýyoruz. Sanki bana boþa kürek çekiyoruz gibi geliyor,”
“Haklýsýn kardeþim ben de bilmiyorum bu tekinsiz yerden nasýl kurtulacaðýmýzý,”
“Eðer tek kurtuluþumuz olan aracý havaya uçurmasaydýn sevgili Chairlan þimdi havalarda uçuyorduk,”
“Sakýn bana—“
Ýçlerinden en sýska olaný baðýrdý;
“Beyler ileride biri var,”
“Burada bizden ve aptal kuþlardan baþka kimse yok ahmak William.Kumlar sana oyun oynuyordur,” dedi caný sýkkýn Chairlan.
“Hayýr, orada kesinlikle biri var.Bilirsin ki benim gözlerim çok keskindir,”
“O konuda haklýsýn pislik. Yine de umutlanmak istemiyorum.”

Onlarýn ilerisindeyse görünen, kumlarýn içinde uçuþan hortum misali ayný alanda dönüp duran bir karaltýydý.Onlar oraya yaklaþtýkça üzerinde siyah bir kostüm ve yüzünün yarýsý kapalý olan bir suret gördüler ve daha da ilerledikçe yabancýnýn arkasýnda beþ kristalden çýkan ýþýnla þekillendirilmiþ bir kapýnýn görüntüsü bakýþlarýnýn giriþ kýsmýndan gözlerinin içine girdi.Ve durduruldular.

“Sen de nereden çýktýn, bu uðursuz yere nasýl geldin,” dedi þaþkýnlýkla Chairlan.
Bir sürelik sessizlikten sonra suret dile geldi.
“Siz bu hapishaneden kaçan mahkumlarsýnýz deðil mi. Ben de sizi bekliyordum ve buradan kurtarmaya geldim,”
“Biz kimiz ki kurtarýyorsun?”
“Önemli olan bu deðil sizi nasýl buradan kurtaracaðým ki tek þansýnýz benim.Bana güvenmekten baþka çareniz yok.Tabii bu isyaný bir þekilde haber alacak olan ya da çoktan almýþ olan klonlarý bekleyebilirsiniz. Aklýnýzdan geçenleri okuyabiliyorum.”

O ve mahkumlar ýssýz araziden ayrýldý.
Hepsi de yabancý dýþýnda uykudan uyanmýþçasýna ayýldýlar.Ellerinde beþ tane kristalimsi nesne vardý ve gizemli yabancý onlara hitaben dedi ki; “Bunlar sizindir!”

Laisuja ve kurtardýðý arkadaþý araçla oradan çoktan uzaklaþmýþtý.

Bütün insanlýðý ve diðer türleri etkileyen ve bir çok ölümlere sebep olan büyük savaþtan sonra dünya tek bir ulus haline gelmiþti.Bu süreçten sonra teknolojinin çok hýzlý geliþmeye devam etmesiyle harap olan dünyanýn birçok yeri yeniden doðmaya baþlamýþ apalama kýsmýna bile geçmiþti.Savaþtan önceki geliþmiþlik durumlarýný yakalayamamýþlardý ancak o pozisyonlarýnýn yakýnlarýnda geziniyorlardý.Tamamen globalleþen gezegende ülkeler arasýndaki sýnýrlar kalkmýþ ve insanlýk hep birlikte barýþ ve huzur içinde yaþamak için çabalýyordu çünkü büyük yýkým, onlara neyin daha önemli olduðunu göstermiþ ve bu savaþtan dolayý çok þey kaybetmelerine sebep olmuþtu. Öte yandan bu durum tamamen sýnýrlar konusunda globalleþmenin önünü açmýþtý.

Günlerden bir gün bu gizemli yabancýnýn ve beþ insanýn ortaya çýkmasýyla bu bütünleþme çabalarý onlarýn geliþlerinden yýllar sonra çatlamýþtý.Topladýklarý taraftarlarla sonradan kendilerine “Yüce Konsorsiyum” diyecek olan bu beþlinin direktifleriyle bazý yerler tekrar sýnýrlarýný belirlemiþ ve yeniden tek baþýna bir ülke olduklarýný bütün dünyaya ilan etmiþlerdi.Türkiye dünya bir ulus sisteminin içindeydi ancak Yüce Konsorsiyumun istediði yönde karar almýþ deðildi.

Dünyada bulunan altý tane Gökyüzü Köprüsü’ den biri Ýstanbul’ daydý.Bu þehir teknolojik geliþmelere ayak uydurmuþ yerlerden birisiydi.Odukça yüksek binalarýn cirit attýðý,yerçekimine meydan okuyan arabalarýn,araçlarýn uçabildiði,çok saðlam devasa sütunlarýn,kolonlarýn üzeründe köprülerin, yollarýn… kurulduðu bir yerdi.Burada sanki yeryüzü ile gökyüzü ikiye ayrýlmýþtý.Tren raylarý yükseklere kurulmuþ ve dayanýklýk saðlayan maddelerin birleþiminden doðan sütunlar kolonlar kullanýlmýþtý. Ýki þehir içi yolculuk yapabilmek için kullanýlan tren üst üste gidebilecek saðlamlýktaydý. Trenlerin raylarýn üzerinde hareket ettiði yer çok sert ve þiddet derecesi yüksek darbelere karþý dayanýklý bir malzemeyle kapalýydý.Gökdelenlerde olanlar pencerelerinden baktýklarýnda trenlerin hareket sesini duyabiliyorlar ancak onu göremiyorlardý.Üst durak ile alt durak ve yer arasýndaki ulaþým yolu ile yolcular trenden inip binebiliyorlardý ve aþaðýya ya da yukarýya ulaþabiliyorlardý.

Trenler oldukça güvenli ve hýzlýydý.Yolcu pencerelerinin dýþ yapýsý bilinen camken iç kýsmý dokunulabilir ve parmak hareketleriyle yönlendirilebilir ekrandý.Örneðin cam kenarýnda oturanlar rahatlýkla her türlü görsel yayýna ulaþabilip isterlerse parmak hareketleriyle okuduklarý dijital yayýný önlerindeki koltuðun arka kýsmýnda ya da istedikleri herhangi bir yere götürebiliyorlardý.Ayakta gidecek olanlar içinse trenin bazý yerlerine holografik ekranlar yerleþtirilmiþ ve yolcular kendi yolculuklarýna ait nereye gideceklerine,duraklar arasýndaki mesafenin ne kadar olduðuna… bunlarla alakalý sayýsal deðerlere ve daha fazla hizmete ulaþabiliyorlardý.Sanki çok uzun ve dolanan bir akvaryumun içerisinde kapalý alanda ilerleyen trenlerde seyahat edenler dýþarýdan bakýnca görülmeyen içeriden bakýnca dýþarýsý görülen saydam maddeden etrafý izleyebiliyorlardý.

Heinrich binanýn dýþýna trenlerin geçtiði kapalý alanlara bakarken emri altýndaki görevlileri aradý ve aracý onlara tarif etti.Öncelikle peþlerine araçlarý göndermelerini ,olmazsa misketleri o da olmazsa yeni türü salýk vermelerini söyledi.
Laisuja arkadaþýna kendisinin de giydiði yeni ayakkabýlar ve yeni bir elbise getirmiþti.

“Bu elbise seni metalik kurþunlardan korur,” dedi
“Çelik yelek olmasýn,”
“Hayýr o deðil zira onu delen mermiler mevcut. Bu onlardan çok çok daha iyi.Dýþý süngerimsi ve elastik ve içinde metalik maddelerden yapýlmýþ mermileri tutabilen ve hapsedebilen kimyasal yapýþkan bir doku bulunuyor.Hiç bir þekilde metal ve metalimsi olanlar bu elbiseyi geçemez zira atýlan nesne örümcek aðýna yapýþan sinek gibi temas ettiði anda durur.Ayakkabýlarsa daha hýzlý hareket edebilmek ve ihtiyacýn olursa daha fazla sýçrama yapabilmen için.”
“Bu arada bizi takip eden misafirlerimiz var Laisuja.Eminim ki aracýn elektirksel sistemini bozmak için daha öncelerinden bildiðim gibi akým dalgalarý gönderecekler.”
Laisuja arabanýn camýndaki dokunulabilir ekranda 5 numaralý tuþa dokundu. Arkadakilerin gönderdikleri akýmlar araçlarýna çarptý ancak onlara kovalayanlarýn bekledikleri olmadý zira arabadaki akým toplayýcý kanallar dalgalarý etkisiz hale getirdi. Laisuja, baþka bir tuþa basarak akýmýn bir kýsmýný onlara geri göndererek kendi silahlarýyla vurdu.Arkadakilerin sistemi durdu ve onlar yoðun hava trafiðinde aþaðýlara doðru iniþe geçti.
“Ýþte bu, kurtulduk onlardan,”
“Hemen sevinme bence,”
“Bu arada Laisuja, kýzýnýn tutulduðu bina çok güvenlikli.Diðer arkadaþlarýn da yardýmý lazým,”
“Þuradan bi kurtulalým da,”

Kullandýklarý araç devasa Gökyüzü Köprüsü’ nün kolonlarýndan tepesine çýkýyordu ki vardýklarý anda baþka bir aracýn içinden küçük küçük misketler atýldý.Bunlarýn ne olduðunu bilen Laisuja’ nýn arkadaþý Ýgnacio, aracý kullanýrken yeni bir tuþa dokunmak için önündeki ekrandan -zira penceredekini önüne almýþtý -parmaklarýný hazýrladý.Misketler cama dokunduklarý anda ön camýn sað ve solundaki küçük ama etkili akým atýcýlar onlarýn iþini gördü.Bunlar vantuz misali dokunduklarý yüzeye yapýþýp kendilerine içeri girecek yol bularak patlayabiliyorlardý.

Kaçmaya devam eden bu iki kiþi hiç rahat deðildi zira araçtaki uyarý sistemi adeta onlara her ne kadar teknolojik donanýmlý arabaya da sahip olsanýz þu size doðru gelen katil iki füzeden kurtulamazsýnýz diyordu.Aracýn bu ölümcül silahlarý durdurma yeteneði yoktu bu yüzden onlar altýndaki kaçýþ kapaðýndan yere doðru iniþe geçtiler ve diðer uçan arabalardan birinin üzerine düþtüler.Sanki bir derenin diðer tarafýna geçmek için koyulan taþlarýn üzerine basar gibi uçan arabalarýn üzerinden bir bir sýçrayarak yüksek baþka bir binanýn çatýsýna ulaþtýlar.

“Baksana kim arýyor, deminden beri výzýldýyor þu telefonun,”
“Sude tabii ki,”

“Niye açmýyorsun Sude aradýðýmda telefonu,” dedi karþý taraftakine
“Ýþim vardý,boþver þimdi beni, nerdesiniz,”
“Sarýyerde yüksek bir binanýn çatýsýndayýz,”
“Beni güldürmek zorunda mýsýn, orda her yer yüksek,tam olarak nerdesiniz,”
“Binanýn çatýsýna yakýn sað kýsmýnda bir duraðýn giriþi var.Onun gördüðü yapýnýn üstündeyiz,”
“Anladým.”

Bir ses duydular, Sude kapattýktan sonra çatýnýn diðer köþesinden gelen.Dönüp baktýklarýnda biraz þaþýrdýlar; teknolojinin bu kadar ilerleyebileceðini ve bilim adamlarýnýn ‘gen’ transferinde daha önceden yasak olduðu halde bu kadar yol kat edebileceklerini ve þu an karþýlýklarý yaratýða dönüþtürülebileceðine olanak vermiyorlardý ancak yeni gelen, sarýþýn olanýn bahsettiði yeni türdü.

“Þimdi ne yapacaðýz Ýgnacio,”
“Tabii ki kaçacaðýz,”
“Ama onu altedebilme þansýmýz var. Bize bir nevi hediye edilen güçlerimizi kullanabiliriz,”
“Þimdi olmaz, kendimizi daha fazla açýk etmemeliyiz. Bizim hakkýmýzda bir þeyler biliyorlar ama onlarýn bildikleri yüzeysel. Þu durumda derine inmeleri için olanak vermemeliyiz o yüzden þu atlayýþý yapalým hadi,”
“Sude ne olacak,”
“Onu haberdar ederiz,”
“Keþke þu elbisenin daha fazla özellikleri olsaydý,”

Yanýndaki birlikte atlarken gülümsedi.

Haziran- Temmuz 2014



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bilim kurgu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Doðum Günü Hediyesi: 2
Doðum Günü Hediyesi: 1

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gri: Saydam Bölüm 3
Ýlk Aþk: 3
Ýlk Aþk: 2
Gri: Kaplumbaða Bölüm 2
Ýlk Aþk: Bölüm 1
Gri: Su Bölüm 1

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sökük: 3 [Þiir]
Bütün Dillerime Aykýrýsýn Sen [Þiir]
Bana Bir Sen Ismarlarsýn [Þiir]
Üç Yamalý Bohça [Þiir]
Sensin Yar [Þiir]
Kaygan Yol [Þiir]
Gözyaþý Kýrýklarý [Þiir]
Perde [Þiir]
Bað Bozumu [Þiir]
Gül (S) Açýmý Bahar Bir Buket Hüzün [Þiir]


Osman Altýnbaþ kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Osman Altýnbaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.