..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm mutsuzluklar yokluktan deðil, çokluktan gelir. -Tolstoy
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Onur Tekin




4 Aralýk 2014
Hayattan Kaçýþ  
40. Mum

Onur Tekin


Karar verirken ne kadar özgürüz? Ya sonrasý? Peki ya sonrasýnýn sonrasý? Kaçmak, yakalanmak, kargaþa... Ah Üstad! Her þey unutuldu, oralarla baðým bir sen kaldýn. Yanýnda olmak orada senle beraber aðaca durmak isterdim köküm sen olan meyvelerimse ben. Yani bir yaným hep sen...


:ACEB:
"Bu sükût-u derun, hem de hayatýmýn en önemli karar noktasýnda. Yarýn ve sonrasýnýn yaþanýlacak halini þimdi þu anda çizmem gerekirken sen bana Kaf Daðý’nýn ardýndan salýnarak bakýyorsun. Sen ki hayatýmýn mihenk taþý, sen ki beynim için akýl kalbim için duygularýmdýn. Üstadým bu olmadý. Aklýmý da duygularýmý da eksikledin þimdi." diye tavýna getirilmeye bir çekiç darbesi kalmýþ demirin kýzgýnlýðý edasýyla konuþuyordu Asistan. Sustu. Göz bebekleri yuvalarýnda soðuðun en þiddetlisine maruz kalmýþ eller misali titriyordu. Biliyordu bir kelime dahi etmeye kalksa o titrek gözlerini durduramayacaktý. Bu ise þu an için onun adýna olabilecek en kötü þeydi. Sessizce döndü arkasýný ve yürüyor sayýlmayacak bir hýzda ilerlemeye baþladý. Aklýnda Üstad'ý vardý. Ona bu hitabý bulana kadar birkaç yýlý geçmiþti. Daha önceleri Profesör diyordu ona. Ama bu hitap kendisi için çok sýradan geldiðinden Üstad demeyi seçmiþti. Oraya da tek çaresinin o olduðunu düþünerek her zamanki gibi onun yanýnda mutlaka bir karar vereceðine inanarak gelmiþti. Ýnanç, öyle üstün ve güçlü bir histi ki görülmeyeni görülen bilinmeyeni bilinen ederdi. Asistan bunu en iyi bilenlerdendi. Zaten de bu inançla gelmiþti ki, o ruhundan akýp yüzüne yansýyan bitkinliðin sebebi de buydu. Uykusuz gecelerin gündüzündeki görüntüsüyle ve aklý kördüðüm misali karýþýk bir halde okuluna geldi. Kimselere görünmeme gibi bir çabasý olmamasýna raðmen kimse görmemiþti onun geldiðini. Kendisi gibi asistan olan iki arkadaþýyla birlikte çalýþtýðý odaya girdi. Kendi sandalyesine oturdu ve sýrtýný sandalyenin sýrtlýðýna yaslandý. Sessizce pencereden dýþarýyý seyrederken kendinden geçmiþ ve yaþadýðý dünyaya dair maddesel her þeyle baðýný koparmýþtý. Tam o anda içeri yaþlýlýðýn ilk yýllarýnda olmayý kabullenemediði üzerindeki tüm kýyafetlerden belli olan profesör girdi. Profesör ses tonunun tüm renklerince seslendiyse de hiçbirini duymamýþtý Asistan. Profesör, kral çýplak diyerek baðýran çocuðun yanýndaki insanlar gibi þaþkýn bir þekilde;ö elini kanadý kýrýk bir serçenin çýrpýnmasýný engellemek istercesine asistanýn omzuna koydu " Evladým! Bu ne dalgýnlýk yavrucum?" dese de Asistan ne duydu ne de hissetti. Ölüm uykusu yerine ölüm dalgýnlýðýna girmiþti. Bu duruma artýk sinirlenmeye baþlayan Profesör bu kez elini bir kartalýn avýný yakalarkenki ansýzýn ve sert pençesi tavrýyla attý Asistan'ýn omzuna ve onu ileri geri hýzlýca sallarken sert bir üslupla "Evladým!" dedi sadece. Söylenileni duymasa da sarsýntýyý hisseden Asistan kendine geldi ve neler olduðunu anlamaya çalýþýr bir halde bir eliyle ceketinin üst düðmesini iliklemeye çalýþýyordu. Bu konuda sakin ve bol vakitli zamanlarýnda bile hüsran yaþayan Asistan o anda da farklý bir son yaþayamadý. Profesör: "Býrak düðmen serbest kalsýn. Boðazýna idam iliðini sonra geçirirsin." derken espri yaptýðýna inanýyor olmalýydý ki gülümsüyordu. Asistan karmaþýk duygularýn içinden tebessümü seçti belki de Profesör'ü bozmak istemediðinden. Ne de olsa hem hocasýydý hem de yaþý kendinden çokça büyüktü. Tüm bunlardan dolayý onunla ayný duygular içinde olmasý gerektiðini düþünerek "Profesör, þey ben..." sözünü tamamlamasýna müsaade etmeyen Profesör az önceki samimi hissiyatýný bir kenara koyarak samimiyetsiz bir kýzgýnlýk haletine bürünerek kaþlarýný çatýp "Profesör mü?" sorusuna vurgu yapmak istercesine "mü" yü iyice uzatmýþtý. Görüntü olarak vermek isteði duygunun fotoðrafýný sunabilmiþti Profesör ama ses tonu ayný duygunun bir parçasýný hissettirmiyordu. Bu yüzden þaþýrmýþtý Asistan. Ve o anda Profesör'ün hangi duyguya sahip olduðunu anlamaya çalýþýyordu. Beden dilini de ses tonunu da iyice süt liman eden Profesör konuþmaya devam etti. Belli ki ne kýzgýndý ne de alay ediyordu. Sadece biraz kýrgýndý. Derin bir nefes alýp ellerini yere paralel kaldýrýp ileri doðru uzatarak avuç içlerini dua edercesine göðe çevirip baþýnýn üst kýsmýný hafif saða doðal olarak da çenesini hafif sola uzatarak "Bana Profesör diye hitap etmeyi býrakalý çok uzun zaman oldu sanýyordum." dedi. Bu duruma önce sevinen ama hemen ardýndan kendisi için deðerli olan birini üzdüðünü görüp üzülen Asistan bu günün hiç de yaþanýlasý bir gün olmadýðýný hissetmeye baþlamýþtý. Artýk bu gün içinde konuþmak yürümek yemek içmek dahasý yaþamsal bir faaliyette bulunmak istemese de özür dilemesi gerektiðinin farkýndaydý. Özür dilemek diye geçirdi aklýndan ve bu düþüncesinin hemen arkasýna ekledi bu benim için çok kolay bir þeydi. Bunlarý düþünürken farkýna varmadan adeta biriyle konuþuyormuþ gibi beden dili kullanýyordu. Durumun ciddiyetini anlayan Profesör, Asistan'ý sakinleþtirmek için diksiyon derslerinden çýkma bir sesle söze baþladý. "Unut gitsin evlat. Ýçinden nasýl geliyorsa öyle davran. Ben sadece..." bunlarý söylerken sevginin sakinleþtirici gücünden faydalanmasý gerektiðini düþünerek onun omzuna elini koymuþ ve eliyle omzu ile boynu arasýný hafiften sývazlýyordu. Bir müddet ikisi de sadece pencereden o güzelim güneþli havayý seyre daldýlar. Zamandan ve mekândan soyutlanýp düþüncelerinin onlara sunduðu zevki yaþadýlar sadece bir süre sonra söze baþlayan yine Profesör oldu ve kaldýðý yerden kaldýðý ses tonuyla konuþmaya devam etti. "Ben sadece senin bu sözü samimiyetsiz ya da daha doðru ifadesiyle mecburi bulduðun için kullanmayý sevmediðini hatýrladým ve benimle daha içten konuþmaný istediðim için böyle bir tepki verdim." sözünü henüz bitirmiþti ki göz göze geldiler. Artýk konuþmasý gerektiðinin farkýna varan Asistan söze baþlamak istedi ama neresinden baþlayacaðýný bilemedi. Bu sebepten ellerini koyacak yer bulamýyordu. Bu onda hep olurdu ne konuþacaðýný kestiremez ya da nasýl baþlayacaðýný bilemezse elleri anlamsýzca vücudunda dolaþmaya baþlardý. Ardýndan þeylerle dolu cümleler gelirdi ama bu kez biraz daha dikkatli olmasý gerektiðinin farkýndaydý. Bu düþüncelerden sýyrýlýp “Hocam, ben biraz dalmýþtým ve ansýzýn sizi karþýmda görünce þaþýrdým ve o panikle de kullanmayý sevmediðim ve bunu sizinle paylaþtýktan sonra sizin de anlayýþla karþýlayýp ‘Söyleme o zaman.’ dediðiniz o söz aðzýmdan istemsizce fýrladý. Sizi üzmek istemediðimi bilirsiniz. Bunun için sizden özür diliyorum.” Dediðinde tüm bu sözleri içinde bir tane bile “þey” kelimesi geçmeksizin söyleyebilmiþ olmanýn verdiði bir gururunu yaþýyordu. Profesör biraz alaycý biraz da anlayýþla “Biraz mý, ansýzýn mý? Kaç dakikadýr sana varlýðýmý sezdirmeye çalýþýyordum, sense öyle bir dalmýþtýn ki tüm çabalarýmý nafile çýkarttýn be evladým.” dedi. Tekrar özür dilemesi gerektiðini hisseden Asistan “Özür dilerim.” Diyebildi sakin ve üzüntülü bir ses tonuyla. Ama bu kez bir fark vardý ki o da üzgünlüðünün sebebiydi. Hocasýný kýrdýðý düþüncesinden kurtulmuþtu çünkü az da olsa onu tanýyordu. Konuþma þekli ve ses tonundan da anladýðý üzere kýrýlmamýþtý. Asistan’ýnsa üzgünlüðünün sebebi Profesör’ün gelmesinden dakikalarca öncesindeki vermeye çalýþtýðý ama bir türlü veremediði kararýydý. Durumun farkýnda olan hayat tecrübesiyle dolu olan Profesör, Asistan’ýn yanýna yaklaþýp yine elini onun omzuna atarak konuþmaya baþladý. “ bak evlat bizler özgür insanlarýz deðil mi?” Asistan soruyu onaylarcasýna baþýný bir emme basma tulumba misali yukarý aþaðý salladý. “ O halde bir ayaðýný kaldýr.” Duyduðu istek karþýsýnda þaþkýnlýða düþen Asistan kendisinden istenileni yapmak için sordu:”Hangi ayaðýmý?” cevap kýsa ve netti “Özgürsün.” Hâlâ þaþkýnlýðýndan sýyrýlamamýþ olan Asistan hemen sol ayaðýný kaldýrdý. Vereceðin dersin can alýcý kýsmýna geldiðinin farkýnda olan Profesör beklemeden ekledi “Þimdi de diðer ayaðýný kaldýr.” Zaten bu olayý anlamsýz bulan Asistan, iyice anlamsýz bir iþin içine düþtüðünü düþünüp ve hocasýnýn bu isteklerle kendisine nasýl bir ders vermeye çalýþtýðýný anlamaya çalýþýrken “ Bu imkânsýz hocam.” dedi. Vermeye çalýþtýðý mesajýn uygulama biçiminin de istediði gibi gitmesinin verdiði huzuru da hissederek “Gördün mü evlat, özgür olmasýna özgürüz ama sadece ilk kararlarýmýzda bu kadar özgürüz. Sonrasýnda ise kararlarýmýz özgürleþiyor ve bizi istediði gibi yönlendirmeye baþlýyor. Ýpi kararlarýmýzýn eline vermeden özgürlük sýrasý bizdeyken bu hakkýmýzý doðru kullanmalýyýz. Ama þunu da unutmamalýsýn ki hayat bir matematik deðildir. Karþýlaþtýðýmýz problemi basitçe bir ya da birkaç formül kullanarak çözemeyiz. Matematik problemlerinin bir doðru üç ya da dört yanlýþý vardýr. Hayatýnsa birden fazla doðrusu birden fazla kaybý vardýr. Aslýnda her seçim birçok þeyin seçilmeyiþidir. Bizler öngörülerimiz doðrultusunda seçimlerimizin bize sunacaðý kazançlara bakarak seçim yaparýz. Bazen ki maalesef çoðu zaman tahminlerimizde yanýlýrýz. Elbette ki tüm kararlarda olmasa da geri dönüþler yapabilir, kararlarýmýzý deðiþtirebiliriz. Fakat bu noktada bile kaybýmýz vardýr, hiçbir zararým olmadý diyebileceðimiz dönüþlerimizde dahi bizim için çok ama çok deðerli olan ancak kýymetini pek bilemediðimiz zamanýmýzý kaybederiz. Olabilecek tüm kayýplarýmýzý kenara koysak dahi sadece zaman kaybetmemek adýna bile en az senin kadar düþünmeliyiz ve düþünceli olmalýyýz. Tüm bunlara raðmen en kötü kararýn bile kararsýzlýktan iyi olduðunu söylememe gerek yok sanýrým.” Bunlarý söylerken yaptýðý tüm konferanslardaki bilgiçlik hali ve kendinden eminliði yine üzerindeydi Profesör’ün. Bu konuþmalarýn onu rahatlatacaðýný biliyordu çünkü bunlar sadece fikir deðil yaþanýlmýþlýklarýn üzerine kurulmuþ cümlelerdi. Profesör, ders kitaplarýndaki anlatýlan bilgileri –hoþuna gitse bile- insanlar üzerinde görmeden paylaþmazdý. Onun için bir bilgiyi deðerli kýlan iki þey vardý: “Geçerlilik ve Uygulanabilirlik” Önce empati yapar ve kendinin öyle bir durumda ne düþüneceðini düþünürdü. Bununla da yetinmez baþka insanlarda o durumun yarattýðý etkiyi ölçer ve tepkilerini ve de tepkilerinin sonuçlarýný gözlemlerdi. Zaten de ona göre baþarýsýndaki sýr buydu: gözlem. Asistan’a anlattýklarýnda tüm becerileri vardý Profesörün. Paylaþmaktan en çok zevk aldýðý konuydu bu konu.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Teþekkür
Gönderen: Onur Tekin / , Türkiye
13 Aralýk 2014
Olumsuz gibi dursa da aslýnda benim için çokça olumlu olan bu yorumunuz için teþekkür ederim.Ýlginç olaný ise þu ki:" Bu hatayý þimdiye kadar nasýl fark etmemiþim." Ýnþallah bundan sonraki hikayelerimde bu önemli noktayý atlamam ve daha kolay okunup anlaþýlan yazýlar yazabilirim...

:: ............
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
13 Aralýk 2014
Her þey iyi de Sevgili Onur Tekin; yazýnýza paragraf düzeni uygulayýn. Dinlenmesi olmayan uzun bir yol gibi yazýnýz. Duraklar istiyorum. Lütfen! Teþekkürler. Sevgiyle.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kibir: Ateþ ve Ölüm - 2 -
Bedevi Çoban'ýn Hayalleri
Kibir: Ateþ ve Ölüm - 1 -
Buluþ

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ezan, Varoluþ ve Ölüm [Deneme]
Saygýdeðer Öðretmenim [Deneme]


Onur Tekin kimdir?

Elinde kalem, dilinde kelam. Fýtratýnýn gereðini her þartta yapan ya da yapmayý arayan. . Dilin formülünü görüp özümsediðinden beri için için cehennem ateþiyle yanan ve yazmakla cennet bahçelerine dalan. .

Etkilendiði Yazarlar:
Erdem Beyazýt, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazýl Kýsakürek, Nazan Bekiroðlu...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Onur Tekin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.