Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Kolleksiyon kelimesinin anlamý: “Öðrenme, yarar saðlama veya zevk amacýyla bir araya getirilmiþ ve özelliklerine göre sýnýflara ayrýlmýþ nesnelerin bütünü, derlem “ dir.Yani, bir çeþit biriktirmek, kolleksiyonculuðun esasýný oluþturur. Aslýnda hepimiz kolleksiyoncuyuz; ama farkýnda deðiliz. Kolleksiyoncu denince, yarar saðlama ya da zevk amacý ile yapýlan ve sadece bazý kiþilere has bir olay olarak algýlanýr hepimizce. Acaba öyle mi? Hepimiz biriktirmiyor muyuz bir þeyleri? Biriktirmek sahip olmak demektir; sahip olduðumuz zaman kendimizi güçlü, deðerli hissediyoruz. Sahip olduklarýmýzla övünürüz hep. Sahip olmak için ömür boyu çalýþýr, çabalarýz ve de biriktiririz. Biriktirmezsek eðer, kendimizi boþlukta hissederiz. Yani amacýmýz ileriye dönüktür: Hep gelecekte daha iyi bir konum beklentisi içerisindeyizdir. Bunun için de devamlý biriktirmeliyiz, birktirmeliyiz, biriktirmeliyiz. Yýllar geçer, biz hâlâ biriktirme sarmalýnýn içerisindeyizdir. Boþa geçen günler, aylar, yýllar aslýnda yaþanmamýþ zaman parçalarý deðil midir? Farkýna varmadan bir þeyleri biriktirme çabasý içerisindeyizdir. Bir kolleksiyoncudan ne farkýmýz var? Kolleksiyoncunun amacý belki de ömür boyu süren birikiminden sonra, bazen maddi, bazen de manevi bir sonuç elde etmektir. Biz de ona benziyoruz: Kolleksiyoncudan hiçbir farkýmýz yok. Hep sonuç peþindeyiz. Ýþimize giderken amaç, iþyerimize varmaktýr bir an önce. Amaç sonuç olunca, bizim için o süreç azaptan farksýzdýr. Halbuki iþ yerine ulaþmanýn yanýnda, iþyerine ulaþmak için geçen süreç de bizim amacýmýz olursa; o zaman, bu süre bize sýkýntýlý gelmez; çünkü amacý- mýzdan biri de, bu geçen süreçtir. Sürece bu gözle bakarsak eðer, bize daha ilginç gelebilir. Týpký seyehate çýkarken gidilecek yer önemli ise de, oraya giderken geçen süreçten de zevk almamýz mümkündür. Belki de gideceðimiz yerden daha hoþ güzellikler tadabiliriz bu süreç içerisinde. Yaþam da böyle deðil midir? Yýllar geçip giderken, yaþamý hep geleceðe ertelerken, sonunda elde edeceðimiz beklentilerimizin çok altýndadýr.Yaþamýn sonuna istesek de istemesek de þu veya bu þekilde eriþeceðiz. Önemli olan yaþam sürecinin her anýný güzelliklerle doldurabilmektir. Ýþte asýl baþarý budur. Ýnsanoðlu dünyaya çýplak gelir. Hiçbir þeyi yoktur: Zihni bile bomboþtur. Ýþte o andan itibaren biriktirmeye baþlar. Önce bilgi biriktirilmelidir: Her türlü bilgi biriktirilir; yarasýn yaramasýn. Bebeklik çaðý gelince, sahiplenme olgusu devreye girmeye baþlar. Oyuncaklar, yiyecekler...biriktirilmeye baþlanýr. Gençlik dönemlerinde; kýyafet, arkadaþlar, müzik, oyun kasetleri, cd’leri biriktirilenler arasýna ilave edilir. Olgunluk dönemlerinde; maddi konular baþlýca biriktirme araçlarý haline gelir. Böylece yýllar geçer. Yaþlýlýk dönemi aniden beliriverir. Yýllar ne çabuk geçmiþtir! Biz biriktire duralým, ömür bitme noktasýndandýr artýk. O zaman þöyle bir durup bakarýz. Koca ömür geçti ben ne yaptým: Yaþamý dolu dolu yaþadým mý? Yoksa her gün bir öncekinin tekrarýndan mý ibaretti? Ölüm döþeðindeki kiþilerin söyledikleri þu cümle hep ilgimi çekmiþtir:” Yaþam koca bir hiçmiþ meðerse.” Tabii bir hiçtir! Çünkü biriktirmekten baþka bir þey yapmadýk: Hep biriktirerek geleceðe erteledik yaþamý. Dünyaya geldiðimiz gibi; tek baþýmýza, çýplak, zihnimiz bomboþ olarak bu dünyayý terkedeceðiz. Bedenimizle birlikte, tüm bilgi birikimlerinin, duygularýmýzýn kaynaðýný oluþturan beynimizi de terkedeceðiz. Yaþamýn kýyýsýna gelindiði zaman, sahip olduklarýmýzý, yani biriktirdiðimiz her þeyi, ama her þeyi býrakýp gitme düþüncesi bize gerçeði hatýrlatýr: Ama artýk çok geçtir. Dinsel açýdan da böyle deðil mi? Devamlý Tanrý’nýn hoþnutluðunu kazanmak için ömür boyu yaptýðýmýz tüm dinsel uðraþýlar, aslýnda sevap biriktirmek için deðil mi? Yani, gelecekte cennet te huzur içerisinde yaþamak için yapýlmýyor mu tüm bunlar? Aslýnda cennet ulaþýlacak bir yer deðil, yaratýlacak bir þeydir. O da, dünyada iken cennete gibi yaþayabilmek becerisidir. Ýnsanoðlunun biriktirme çabasý, onun bir boþluk içerisinde yuvarlandýðýnýn göstergesi olabilir. Bu boþluk hissi, onu hep gelecekle ilgili bir amaca yöneltmektedir. Yaþam, onun için bir araç olmaktadýr bu durumda. Yaþam, yaþanýlarak deðerlendirilecek bir olgu deðil, tamamen kullanýlacak bir meta/mal/araç ( adýna ne derseniz deyin ) hâlini almaktadýr ne yazýk ki. Aslýnda yaþam o kadar deðerlidir ki; asla gelecek için ziyan edilecek bir an dahi yoktur. Her an tüm evren yeni bir oluþ içerisindedir: Ýnsanoðlu da evrenin bir parçasý olduðuna göre, o da, her an yeni bir hâl/oluþ içerisindendir. Her aný tam anlamýyla yaþamak varken, biz neden hep geleceðe yönelik olarak biriktirme çabasý içerisindeyiz. Bir lokma, bir hýrka anlayýþýnda olalým demiyorum tabii ki. Sadece günümüzü gün edelim, yarýnla hiç ilgilenmeyelim de demiyorum. Her dakikamýzdan hoþnut olalým; her hâlimizden memnuniyet duyalým. Hep daha fazlasýný elde etmek için hýrs içerisinde olmayalým. Kolleksiyonerler ellerinde olmayan bir parçayý elde etmek için didinir dururlar; tâ ki onu elde edinceye kadar. O parçanýn deðeri, aslýnda kolleksiyoncunun zihnindedir sadece. Elde ettiði an deðeri kalmaz onun için . Bu kez, baþka bir parçayý elde etme çabasý içerisindedir. Sonuç olarak dünyaya çýplak ve tek baþýmýza geldik; gene çýplak ve tek baþýmýza gideceðiz. Biriktirme amaç olmadan, her anýn tadýný çýkararak, yaþamý ertelemeyelim. Yaþamýmýzý cennete çevirebiliriz. Cenneti bu dünyada yaþamak varken, beklenti içerisinde olmak biraz garip deðil mi? Yeter ki bakýþ açýmýzý deðiþtirelim. Sahiplenme/biriktirme duygusu o kadar güçlüdür ki, onu elde etmek için kaybettiklerimizin farkýnda bile olamayýz ne yazýk ki. Yukarýda ki H.V.Prochnow ait veciz cümlede de belirtildiði üzere: Yaþam aslýnda çok basittir. Kolleksiyoncular gibi, onu da, bunu da, elde edeyim diye deðer verdiðimiz þeylerin; aslýnda elde edildikten sonra, pek o kadar da deðerli olmadýðýný, çok geç olmadan anlaþýlmasý dileðimle.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © sedat Yalçýn, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |