//Dünyada deðiþim rüzgarýnýn sahipleri ayný zamanda büyük oyunu kuranlardýr. Bizim açýmýzdan önemli olan, bu oyunun hangi tarafýnda rol aldýðýmýzdýr.//

Ýki büyük siyasi imparatorluðun soðuk savaþýnýn sömürü ve zulüm çarklarý altýnda ezilen dünyanýn geri kalmýþ Parya halklarýnýn arasýnda üçüncü ve aykýrý sayýlacak baþka bir ses duyulmazken, sahnedeki büyük ve güçlü oyuncu rolünde olan Batý.



Batý; Büyük Sanayii Devrimi'nden sonra, Dünya'nýn ve özellikle Ýslam Dünyasý'ný, kendi içlerindeki aydýn ve politikacýlar(olar ki" Aydýn" denildiðinde, dinden uzak, sefih yaþam özlemi içinde, faþizmle beslenen devletin emir komuta zinciri içinde kalem oynatan þahsiyeti silik kiþiler. Politikacý denildiðinde devlet herkesten daha üstün bir akla sahiptir anlayýþý içinde" Devlet = Güç"." Güç= Ekonomi + Askeri ve Bürokrasi"den elde ettiði otoriteyi halkýna karþý silah olarak kullanmak)'ýn gönüllü ajanlýðý ile koloni edinmiþtiler.

Dünya; kendileri adýna, dönüþü olmayan bir rotaya girmiþ ve artýk bu rotanýn istisnasýz izleneceðinden emin olmuþtular.

Ama öyle olmadý. Ýslam Ýnkilabý, Ýran coðrafyasýndaki Batý yanlýsý rejimi devirerek, Dünya ezilenlerine yeni bir ilham kaynaðý oldu. Öyle ki daha önce deðiþim rüzgarlarýnýn kaynaðý olan yeldeðirmenleri ve onlara kaþý sözde savaþtýðýný iddia eden Don- Kiþotlar bile, beyninden darbe almýþ sersem savaþçýlara dönüþtüler.

Onlara göre bu Ýnkilab'ta Batý devrimleri gibi zaferden sonra gücü ele geçirdiðinde ulaþmak istediði hedef, salt hukuksal-ceza-i(Emevi, Abbasi ve Osmanlý saltanatý algýsý) müeyyidelerden oluþur ve böylece kurumsallaþmaktan öteye geçmeyecektir. Zira Batý'ya göre kanunlarýn ruhu yoktur..!

Taþlarýn yerinden oynamýþlýðý ve verdiði sarsýntýyý erken farkeden ve hemen toparlayan bu cenah, Irak-Ýran Savaþý'nýn fitilini Saddam vasýtasý ile ateþledi...

Irak-Ýran Savaþý sona erdiðinde, Saddam'ý bir müddet sonra görevinden alan ayný dünyanýn mümessilleri; acaba Suriye, Irak ve Yemen Ýslami direniþ cephesine karþý vekaleten kullandýðý IÞÝD çetesinin faturasýný, bölgedeki hangi dostuna ödetecek?!

Altýný çizerek belirteyim. Batý'nýn; ''yeni bir soðuk savaþ dönemine girildiði ilanýndaki kod açýlýmý, Ýslam Dünyasý'nca çok iyi okunmasý'' sorumluluðudur.

Tarih; fiili/sýcak savaþlardan sonra bir çok kez veya hemen her zaman soðuk savaþ dönemini birlikte getirdiðini kaydetmiþtir.

Bu da günümüz açýsýndan, Batý'nýn; IÞÝD bedeninde hulul ederek, Suriye ve Irak'ta demokrasi mücadelesi adý altýnda, Ýslam'a karþý yürüttüðü savaþta yenildiðini, politik bir kavramla ilan ettiðini anlýyalým.

Çekirdek gücü konumunda olan Velayet'in tavizsizliði ile Ýslami Uyanýþ, artýk Ýslami Direniþ sahfasýna evrilmiþtir.

Batý'nýn; son üçyüzyýllýk savaþ tarihine baktýðýmýzda Ýslam Dünyasý'na karþý yaptýðý savaþlarýn kronolijisindeki en büyük darbe, Irak-Suriye ve Yemen Ýslami direniþ cephelerinden almýþtýr.

ABD'nin uydularý konumunda olan bölge devletleri ve özellikle Arap (Ürdün, Bahreyn, Katar, Suud...) kabile iktidarlarýnca yönetilen çadýr devletleri, pekte uzak olmayan bir gelecekte, harekete geçen fay hatlarýndan dolayý ciddi kýrýlmanýn olacaðýný açýkca görmektedirler. ABD'li bir politikacýnýn; ''Bir süreçten geçerken deðiþime uyum saðlamak zorundasýnýz'' sözü, yenilgisinin açýk ifadesidir.

Batý Dünyasý; Ýslami Uyanýþ'ýn, Ýslami Direniþ'e evrilmesi sürecini, Ýslam Dünyasý'ndan daha önce görebilmiþ. Bundan dolayý, yeniden farklý bir deðiþim rüzgarý estirmek isterken, saldýrý ve savunma pozisyonundan çýkmak ve anlaþma cephesine yerleþerek kurtulabileceðini anlamýþ gibi göstermektedir.

Hint Okyanusu'ndan Atlantik'e kadar Ýslami Direniþ'in cephelerinde filizlenen yeni medeniyetin kokusu yayýlmaktadýr. On yýl önce Velayet Ýslamý'na karþý büyük tehlikelerden biri olan Saddam'lý iktidarýndaki Irak, bugün Velayet'in direniþ kalesi oldu.

Bölge; kendi öz Ýslami kimliði ile tanýþýp onunla þekillenirken, geç kalýnmýþ ilkel milliyetçilik veya kadim mezhepçilik kartlarý son olarak kullanýlmak istense de Ýslami Uyanýþ, direniþe dönüþtü.

Irak- Suriye ve Lübnan-Filistin savaþ hatlarý ile Yemen ve Bahreyn direniþleri bu vuruþlarýn yakýn gelecekte Mýsýr, Pakistan ve Körfez direniþ Ýslamcýlar'ý, Irak, Suriye ve Yemen gibi Velayet Ýslamý'nýn birer kalesi haline dönüþecektir. Bölge; topyekün direniþ alanlarýna eklendiðinde, Yemen direniþinin, Hizbullahi direniþe dönüþmesi, Suud Vahhabi Ýslamý'nýn altýnda patlamaya hazýr dinamit olmuþ olacak.

Bu tehlikeyi yirmibeþ yýl önce sezen Batý; Türkiye Ýslamcýlar'ýný son on yýldan bu yana Arap sokaklarýnda Ýslam demokrasisi sentezini pazarlamaya gönderdiysede alýcý bulmadý. Þayet alýcý bulabilseydi Ýslami Þua'nýn aydýnlanmasýndan bu yana, Batý'nýn sürüklendiði anafordan kurtulma olasýlýðý olacaktý!

Oysa Türkiye Ýslamcýlýðý, Ýhvan Ýslamcýlýðý'ndan aldýðý mirasý, Laik Türkiye tarihinden, iktidar olduðu sürece kadar biriktirdiði Ýslami argümanlarýný on yýl gibi kýsa bir sürede Batý'ya entegre olarak hoyratça harcamýþtý..

Yani Türkiye/Ýhvan islamcýlýðý dönüþü olmayan erime potasýnda bitmeye doðru gidiyordu.

Ýslami Uyanýþ'ýn direniþ safhasýna geçiþi, hiç kuþkusuz Velayet Ýslamý'nýn büyük zaferlerinden ve Ümmet'e coþkun bir armaðanýdýr.



Muhammed CAN