..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padiþaha kalmadý, sana da kalmayacaktýr. -Nizamî
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Vildan Sevil




18 Aralýk 2014
Ah Osmanlýca, Ýlle de Osmanlýca!.. (1)  
Dil bilinci, bilinç dili yoðurur. Hem ilerleme hem de gerileme yönünde.

Vildan Sevil


Günlerdir gözümün önünde çift çift, lodos poyraz, yaðmur çamur demeden kavgasýz gürültüsüz, sakin sakin avlanan, kendi aralarýnda doyumsuz, bitmez sohbetlerini sürdüren flamingolarla þu maðrur, vurdum duymaz, hazýr lopçu balýkçýllarý anlatmaya kalkýþýyorum. Olmuyor. "Onlarýn, insanlarýn, kendimin aþk meþk hallerini, içsel yolculuklarýmý, anacýðýmýn nice çileyle yoðrulmuþ ömründe Araf’a týrmanýrken direncini, çaresizliðini, hýrçýnlýðýný, öfkesini anlatayým" diyorum. Olmuyor.


:ADFD:
Günlerdir gözümün önünde çift çift, lodos poyraz, yaðmur çamur demeden kavgasýz gürültüsüz, sakin sakin avlanan, kendi aralarýnda doyumsuz, bitmez sohbetlerini sürdüren flamingolarla þu maðrur, vurdum duymaz, hazýr lopçu balýkçýllarý anlatmaya kalkýþýyorum. Olmuyor.

"Onlarýn, insanlarýn, kendimin aþk meþk hallerini, içsel yolculuklarýmý, anacýðýmýn nice çileyle yoðrulmuþ ömründe Araf’a týrmanýrken direncini, çaresizliðini, hýrçýnlýðýný, öfkesini anlatayým" diyorum. Olmuyor.

“En iyisi bu konularý yine ertelemek, karnýmýn þiþini indirmek” diyorum.

Bir yazýya baþlýyorum, 'Pat" gündem deðiþmiþ, baþka bir olay öne geçivermiþ.

Saraylara layýk, saygýdeðer 'devletlü' baþ büyüðümüzün fermaný ve yüce izni ve de yandaþ sendikanýn 19. Eðitim Þurasýndaki önerisiyle günlerdir toplumu, basýný meþgul eden Osmanlýca, karma eðitimin kaldýrýlmasý konusunda dilim döndüðünce iki laf da ben edeyim bari demiþtim ki Cemaat operasyonu öne geçiverdi, dayanamadýk, o konu geride kaldý, operasyona klavye oynattýk.

Diyeceksiniz ki "Yazmazsan olmaz mý?" Olmuyor, olmuyor... Þiþiyorum, sancýlar çekiyorum.
………….

Osmanlýca ya da Osmanlý Türkçesi'nin zorunlu olmasýný ýsrarla istemelerinin artalanýnda her zamanki gibi bir taþla çok kuþ vurmak var bana göre.

Osmanlý Türkçesi, Arapça, Farsça, biraz da Türkçe karýþýmý bir dildir. Dil kurallarý, ses yapýsý, Türkçeye uymaz, diðer dillerin kurallarý, ses yapýsý egemendir.

“Osmanlýca esas Türkçedir” diyorlar. Esas Türkçe Osmanlýca ise, Dede Korkut’un, Yunus’un, Pir Sultan’ýn, Dadaloðlu’nun, Karacaoðlan’ýn, Köroðlu ve nice halk ozanýnýn, zamanýnda yazýya geçme olanaðý bulamayan, yüzyýllar boyu sözlü olarak, inatla günümüze ulaþan dil hangi dildir?

Beylikler düzeninden, Osmanlý Devletine ve Osmanlý Ýmparatorluðuna geçiþ sürecinde, geleneksel inançlar silinip giderken Ýslamiyet yaygýnlaþtý, devlet dini haline geldi. Dinin egemenliði nedeniyle geliþmiþ Arap dili ve kültürü, yakýn komþuluk iliþkileri nedeniyle ise geliþmiþ bir edebiyata sahip ola Fars dili, devlet dilini ve edebiyatý zorlar oldu.

Göçer boylarýn dili olarak Anadolu’ya gelen Türkçe, bu geliþmeler karþýsýnda egemen olamadý.
Boylar halinde yaþarken Anadolu'ya gelerek kabile düzeninden yerleþik beyliklere geçiþ, sonra da Osmanlý devletine geçiþ süreciyle birlikte sýnýflar arasý, yönetilenlerle yönetenler arasý farklar çoðaldý, ara açýldý. 'Devletlüler', göç yoluyla gelen soydaþlarýnýn ve daðlarda, köylerde yaþayan kadim Anadolu halklarýný, dillerini, inançlarýný küçümsediler. Oysa Türkçe’nin Çin’den Orta Asya’ya, hatta, Ýskandinav ülkelerine ve Roma dönemindeki bir coðrafyaya yayýlmýþ olan Orhun ve daha sonra kullandýklarý Uygur abeceleri, yazýya dökülmüþ dilleri vardý.

Anadolu’da yaþayan kadim halklarýn dilleri de yok sayýldý. Bu yazýlar ve dil Anadolu’da yerleþemedi, diðerleri de asimile edildi yavaþ yavaþ. Ama dil ve edebiyat, halk ozanlarýnýn sazýyla sözüyle, Alevi-Bektaþi geleneðiyle halkýn arasýnda yaþadý, ölmedi. Osmanlýca ise yalnýzca saray ve çevresi, medrese eðitimi alan azýnlýk tarafýndan kullanýldý, asla halka inmedi. Halk okuma yazmadan yoksun kaldý.

Çeþitli kollarýyla Anadolu'ya gelen Oðuzlarda, Orta Asya'dayken onlarý yüzyýllarca etkilemiþ inançlarýnýn (Gök Tanrý Kültü, Totemizm, Animizm, Þamanizm, Budizm, Manihaizm, Zerdüþtlük)izleri de öncelikle yönetici sýnýf katýnda siliniyor, sonra yeni din, Ýslamiyet halka dayatýlýyordu. Bu inançlarýn izlerine, Anadolu'nun pek çok yerinde bugün de rastlanýr.
Kaþgarlý Mahmut’un, Türkçe’nin deðeri ve yetkinliðini kanýtlamak, Araplara Türkçeyi öðretmek amacýyla yazdýðý Divanü Lugati't- Türk (1074) ve Karamanoðlu Mehmet Bey’in “Dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden baþka dil kullanýlmayacaktýr (13 Mayýs 1277)”diye yayýnladýðý ferman da iþe yaramadý.

Osmanlý, artýk imparatorluk haline gelmiþti. Devletlülerle halk arasýnda dil yönünden de fark olmalýydý. Halk dediðin, kuldu, tebaaydý. Eðitim, yalnýzca seçkinler, saray, devlet erkâný ve onlarýn yakýn çevreleri için gerekliydi. Eðitimden yoksun býrakarak yönetmek, kullarý savaþtan savaþa sürmek kolaydý.

Dil bilinci, bilinç dili yoðurur. Hem ilerleme hem de gerileme yönünde.

Dil; düþünmekte, düþünceyi aktarmakta, iletiþim kurmakta, ekonomiyi yürütmekte, bilimi, sanatý geliþtirmekte kullanýlan bir araç olduðu kadar, eski iktidarý, sistemi reddetmekte, yeni oluþturulan düzeni kurmak için de kullanýlan çok güçlü bir politik araçtýr. Tarih boyunca nice dil, toplumlarla, devletlerle birlikte doðmuþ, büyümüþ, ölmüþtür.
Ýþte þimdi Yeni Türkiyeyi kurmakla meþgul, kökenleri taþra eþrafýna, zengin köylülüðe ve diðer feodal güçlere dayanan yeni egemenler de “Osmanlýca da Osmanlýca ve karma eðitim kaldýrýlsýn” diye tuttururken dili, kültürel, ekonomik ve politik amaçlarý için kullanmak istiyorlar. Toplumu 'Yeni' adý altýnda yüzyýllarca geriye götürmeye kalkýþýyorlar.

Osmanlý Ýmparatorluðu çökerken, eski yýkýlýrken Cumhuriyet Devrimi de böyle yapmýþtý. Geliþmiþ dünyaya ayak uydurmak için eski kültürü radikal biçimde geriletmeye, yenisini oluþturmaya çalýþtý. Her devrim böyledir, eskiyi yýkar, yerine yenisini koymaya çalýþýr. Þimdi ise Yeni adý altýnda eski getirilmek isteniyor. Bunun adý karþý devrimdir.

Ne kadar baþarýlý ya da baþarýsýz olduðu, nedenleri tamamen ayrý bir konu ama cumhuriyet kurulduðunda okuma yazma oraný kadýnlarda binde 4, erkeklerde yüzde 7 idi. Yoksullukla boðuþan, savaþlarla periþan olmuþ, feodal iliþkilerin egemen olduðu, halife padiþah-þeyhülislam erkiyle yönetilmiþ bir toplum... Devlet katýna göre birey yok, halk yok, millet yok. Ne var?... Kul, ümmet, tebaa...

Dünyada geliþen bilim ve kültürden nasibini almamýþ bir toplumda, baðýmsýzlýk, halkýn yönetimi, aydýnlanma hedefleniyor; dogmalarýn, hurafelerin yerine bilimi koymak amaçlanýyordu.

Medreseler, tekkeler, zaviyeler kapatýlýrdý, Arap abecesinden Latin abecesine bu nedenle geçildi. Eklektik, küçük bir azýnlýðýn kullandýðý Osmanlýca yerine, halkýn çoðunun konuþtuðu, anladýðý kullandýðý dil Türkçe, kültür ve devlet dili haline getirilmeye, eðitim halka götürülmeye çalýþýldý. Latin abecesiyle hem okuma yazma kolaylýðý saðlamak hem de dünyadaki geliþmeyi yakalamak amaçlandý. Bitiþken bir dil olan, ses yapýsý açýsýndan Türkçe, Latin abecesiyle uyumluydu.

Anadolu köy köy dolaþýldý, halkýn dilindeki sözcükler derlendi, dil devrimi gerçekleþtirilmeye çalýþýldý. Eskinin yerine yeni bir Türkiye kuruluyordu. O günkü iç ve dýþ koþullarýn belirlediði ortamda, farklý dinsel, etnik kimlikleri tek bir dil ve tek bir milli kimlikte bütünleþtirerek çaðdaþlýða eriþilebileceði düþünülüyordu.

Bugün çok çok gerilere doðru çekiþtiriliyorsak, gericilik aracýlýðýyla emperyalizmin oyuncaðý oluyorsak, cumhuriyetin kazanýmlarýný koruyamýyorsak, cumhuriyet döneminde de bu ülkenin ilerici güçlerine uygulanan baský ve zorbalýðý görmezden gelebilir miyiz?

Gericiliðe ve emperyalist kýþkýrtmalara karþý devrimi korumak amacýyla 1925'te çýkartýlan Takrir-i Sükun Kanunu'nun sonradan her türlü ilerici ve demokratik muhalefeti sindirmekte kullanýlmasýný yok sayabilir miyiz?

Baþlangýçta zorunluluktan, sonra ise iktidarý korumak için sürekli feodal güçlerle, gericilikle kurulan baðlaþýklýklar, feodal yapýnýn çözülmemiþ olmasý bugünümüzü hazýrladý. 12 Eylül Askeri Darbesi ise gericiliðin önündeki tüm barikatlarý yýktý.
Bu bilgilerimize raðmen, bugün, cumhuriyetin kazanýmlarýný hýzla yitirdikçe din tacirlerini alkýþlayanlarýn dýþýnda kaldýðý halde gelecek kaygýsýný býrakýp cumhuriyet dönemi eleþtirilerini gündemlerinin baþ köþesine koyanlarýn masumiyetine artýk hiç inanmýyor, hiç ciddiye alamýyorum. Doksan yýlýn yanlýþlarýný hâlâ yok sayanlarý da anlamýyor, mazur göremiyorum. Kimse kusura bakmasýn. Bunlar aþýlmalý. Þimdi, geleceði düþünme zamanýdýr.

Tarih duraðan deðildir, devrimler-karþý devrimlerle, ileri geri adýmlarla yürür gider. Kusursuz devrim yoktur.
Biz, tarihsel olgularý, geliþmeleri, deðiþimleri ne düþmanlýk ne de aþýrý yüceltme duygularýyla deðerlendiririz, algýlarýz. Biliriz ki hepsi birbirini etkiler ve içinde olumluyu-olumsuzu, doðruyu-yanlýþý, iyiyi-kötüyü barýndýrýr. Ýnsanlýðýn büyük çoðunluðuna nasýl yansýdýðýna, çoðunluðu var olan noktadan daha ileri götürüp götürmediðine bakarýz. Eskiye göre kadar çok insan doyuyor, saðlýk hizmetlerine ulaþabiliyor, eðitiliyor, özgürleþiyor, kadýn erkek eþitliðine ne kadar yaklaþýyoruz?... Bizi bunlar ilgilendirir. Yapýlan yanlýþlarý düzeltmeye çalýþýr, doðrularý geliþtirmeye, eksikleri gidermeye çalýþýrýz. Arkadan çok önümüz ilgilendirir bizi.

Gelelim tekrar Osmanlýcaya...

Varsayalým ki genç kuþaklar Osmanlýcayý öðrendi. Yani bu dilin temeli Arapça ve Farsçayý, mezar taþlarýný ve tüm yazýlý metinleri okumak için de hat sanatýný öðrendi. Reyhanî, Sülüs, Nesih, Tevki ve Rikâ gibi süslü yazý tekniklerini Þeyh Hamdullah Efendiye, Mustafa Rakým efendiye taþ çýkartacak biçimde, sular seller gibi öðrendi. Çocuklar bu dersleri bellemek için büyük rýza ile, korku ile herhangi bir þekilde bilgisayarlarýndan, cep telefonlarýndan falan vazgeçti, cebren ve iman zoruyla öðrendi. Peki ne olacak? Uzay teknolojisinde, bilimin bütün disiplinlerinde kullanmak için “Aman bize de öðretin” diye dünya kapýmýza mý yýðýlacak?

Osmanlýca öðretmeni üretip, Osmanlýca öðretmeni mi ihraç edeceðiz?

Bugünün egemenleri, toplumu yüzyýl ve daha gerilere götürmenin olanaksýzlýðýný bilmezler mi? Gerilere götürdüler, diyelim.

Karþý hamlenin er geç geleceðini bilmezler mi? Biliyorlarsa ýsrardaki amaçlarý nelerdir?

Uzun yazýlarý okumaya üþenen okurlarýmýzý daha fazla sýkmamak için bu yazýyý burada keselim, sorularýn yanýtlarýný bir sonraki yazýya býrakalým.

13. 12. 2014
Vildan Sevil



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatmin Olamýyorum Ey Okur!.. Olamýyorum Ýþte (Sonuç)
Tatmin Olamýyorum Ey Okur!.. (Geliþme)
Tatmin Olamýyorum Ey Okur!.. Tatmin O - La - mý - Yo - Rummm!.. (Giriþ)
Deprem... Kar... Poyraz... Ahhh Baþýmmm... Ve... Ak Balýkçýl
"Komþuda Piþer, Bize de Düþer"  mi?.. Syriza ve Türkiye’de Sol
"Harf Ýnkýlabý Köpekliktir"... Bebelerden Dedelere, Ninelere Osmanlýca da Osmanlýca...
Nur Topu Gibi Bir Barýþýmýz Doðdu… Peki Sonra?..

Küresel Kapitalizmin Oyunlarýndan Biri: Hrant"ýn Katli ve Günümüz

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Referandum Gününden Hoþ Sedalar
30 Mart 1972 Kýzýldere Katliamý (Dev, Baþ Ýstiyor/ G. Akýn)
Birgün Ben, Belki Bir Sýðýrcýk Kolonisinin Ýçinde, Belki Yýldýzlarla Birlikte Göklerde…
N. Ç!.. N. Ç!.. N. Ç"ler!.. Hepimiz Tecavüzcüyüz!..
Geçmiþin Ýzdüþümünde Bir Kýsýr Döngü
Ýzedebiyat Üyelerine Açýk Mektup: Koþun, Face Dayatmasýna Karþý Durun!..
Erkek Egemen Toplumdan Erkek Dininin Egemen Olduðu Topluma
Ýzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açýk Mektup
Cumhuriyetin Rövanþý Ya da Þeriata Doðru Adým Adým Mý?..
Teslis Sendromu >> Ücretsiz E - Kitap: Hulki Can Duru

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duruþma [Þiir]
Dedem Düþlerime Giriyor [Öykü]
Çocuklarýn Çýðlýðýndan Göklerin Týlsýmýna [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Ýlk Sosyalist Muhtar Fevzi Aðabey [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artýk Türkülerle Deðil, Ateþlerle Anýlmaktasýn [Öykü]
Düþselin Gerçeðinde, Gerçeðin Düþselliðinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aþk"a Geldin, Hoþ Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koþuþturmaktan yoruldu. Altmýþýndan sonra, çok yabancýsý olduðu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktý. Ýletiþim kurmak, duygu, düþünce, birikim paylaþmak, genç kuþaklardan yeni þeyler öðrenmek istedi. Yazarlýk deneyimine burada adým attý. Ýþte böyle sýnýr tanýmaz bir "dinazor ". . . Baþarýr mý acaba ?

Etkilendiði Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransýz yazýný, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlý Amin Maalouf...Elbette Nazým, Aragon, Neruda ve nice ozan/þair...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.