..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ölümden sonra yeni birþeylerin olduðu konusunda umutluyum. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Karakterler Üzerine > Oðuz Tepe




25 Þubat 2015
Þans ve Dans (Dördüncü Bölüm)  
Oðuz Tepe
Yazdýðým ilk romandýr.


:ADHB:
Dördüncü Bölüm



Ocak 1976

Unkapaný köprüsüne ulaþmak için Haliç Tersanesinin önünde ki dönemeci alan seyir halinde ki “kýz gibi” 1974 model Renault marka arabanýn, ön koltuðunda oturan genç adam, giymiþ olduðu yeþil parkesinin cebinden kýsa ve ambalajý, kâðýttan ibaret olup gösteriþsiz durduðu halde adý Birinci olan sigara paketini çýkartarak eline aldý. Yarýsý bitmiþ halde elinde duran sigara paketinin içinden filtresiz olan sigaralardan birini çýkarýp yaktýktan sonra derin bir nefes çekerek, burnundan býrakacaðý dumanýn, dýþarý çýkmasý için oturduðu yöndeki kapýnýn camýný biraz araladý. Unkapaný köprüsüne vardýklarý anda, köprüden geçiþi de tamamlayarak, aksi istikamete doðru seyreden 87 numaralý Taksim Edirnekapý hattýnda yolcu taþýyan Troleybüsü gördü. Yol kenarýnda bulunan direklerin uzantýlarý sayesinde, havada asýlý gibi duran elektrik tellerine, arkasýndan uzanan iki boynuz gibi kollarýn, tellere deðmesiyle, tellerdeki elektrikle çalýþan, kýrmýzý renkli Troleybüsü, nedense bu görüþ açýsýndan gördüðü zaman, üstündeki koca boynuzlarý dýþýnda, büyük olan iki farý ve kocaman gövdesiyle, hep file benzetirdi. Geçen senenin yaz mevsiminde hafta sonlarý piknik yapmak için, 6 senedir evli olduðu güzel eþi ve dünyalar tatlýsý 3 yaþýndaki oðlu Aziz ile birlikte gittikleri Gülhane parkýnda bulunan, hayvanat bahçesini ziyaret etmeden, eve dönmezlerdi. Hayvanat bahçesinde bulunan hayvanlarýn arasýnda, en çok hoþuna giden hayvan fildi. Sigarasýndan bir nefes daha çektikten sonra, Taksim yönüne gitmekte olan Troleybüsün, tekrar Edirnekapý’ya dönerken Tarla Baþýnda ki dar olan yoldan, yokuþ aþaðý inip, yokuþun sonundaki, Ýngiltere konsolosluðuna doðru çýkan, kýsa ama dik yokuþun baþlangýcýnda ki dönemeçte, yine troleybüsün boynuzlarýnýn, elektrik tellerinden ayrýlýp bir anda duracaðýný biliyordu. Daha sonra da Troleybüs þoförünün inerek, arkadaki makaralara sarýlý olan boynuzlara hükmeden çelik halatlar yardýmýyla, boynuzlarý yeniden elektrik tellerine deðdirip, çelik halatlarýn da, yeniden makaralara sarýlmasýný saðladýktan sonra, Troleybüse binerek, týkadýðý trafiði de açarak yoluna devam edeceðinden de, adý gibi emindi.

Unkapaný köprüsünün ortalarýna doðru yaklaþtýklarý sýrada gökyüzünü örten, tül gibi ince bulutlarý gördüðünde, üç gündür aralýklarla yaðmýþ olan kar yaðýþýnýn da, bir iki gün içinde tekrar baþlayabileceðini, babasý öðretmiþti. Bulutlarýn arasýndan batmak üzere olan güneþin solgun ýþýklarý, evlerin damlarýnda ve köprünün her iki tarafýnda yayalara ayrýlan kaldýrýmlarda bulunan kar tabakasýnýn üzerine yansýdýðýnda, Ýstanbul þehrinin; Düðünlerinin olduðu gün beyaz gelinliðini giymiþ olan eþinin, yüzüne yaptýrdýðý makyajla pýrýl, pýrýl parlayan yaldýzlý haline benziyor olduðunu, aklýndan geçiriyordu.

Unkapaný köprüsünün bitimine yaklaþtýklarýnda, köprünün solunda bulunan ve Unkapaný semtiyle, Eminönü semtini birbirine baðlayan yolun deniz kenarý tarafýndaki sebze haline doðru bakýldýðýnda, sebze halinin ilerisinde, iplikçilerin bulunduðu ve halat yapýp sattýklarý Zindan han bulunuyordu. Hanýn arkasýnda bulunan, badem, fýstýk, fýndýk, kuru üzüm, keçiboynuzu, leblebi ve çekirdeðin her çeþidinin bulunup satýldýðý kuru yemiþçiler sokaðý vardý.

On beþ gün önce, evlerine gelen eþinin ve kendisinin, büyükleri ile beraber, kutladýklarý yýlbaþý gecesi için, oradan kuru yemiþ aldýðýný hatýrlayarak, bitmek üzere olan sigarasýndan son bir nefes çekip, arabanýn kül tablasýnda söndürdü.

Unkapaný köprüsünü geçer geçmez, saða saparak, Haliç’i de sað taraflarýna alarak ve sol taraflarýnda kalan Cibali Tekel sigara fabrikasýnýn önünden devam ederek Eyüp’e giden yol üzerinde, bir müddet gittikten sonra, Balat’a geldiklerinde, yolun sol tarafýnda bulunan ara sokaða girdiler. Ara sokak içinde arabayý park ederek, arabadan indiler.

Arabadan indikten sonra, park etmiþ olduklarý sokakta elli metre kadar ileri doðru yürüyüp, sað tarafa döndüklerinde, girdikleri sokaðýn, sol tarafýnda bulunan üç katlý binanýn en alt katýnda bulunan ve camekânýn da, “Pandora“ yazan meyhaneden içeriye girdiler. Dar ve uzun olan mekânýn ortasýnda yanmakta olan kömür sobasý duruyordu. Kömür sobasýnýn ön ve arka kýsýmlarýnda saðlý ve sollu olarak geliþigüzel konulmuþ olan, dikili vaziyetteki yüksek, geniþ ve ahþap bira fýçýlarý duruyordu. Bu fýçýlarýn etrafýnda ayakta duran insanlar, fýçýlarýn üzerlerini masa olarak kullanýyorlardý. Meyhanenin ortasýna doðru ilerlediklerinde, kömür sobasýna yakýn ve sol tarafta, ayakta duran, mavi kazaklý, orta boylu, uzun saçlý adam bulunduklarý tarafa doðru elini kaldýrýp, kendisini göstermek için, ayakuçlarýna basarak yükselen, güleç bir yüzle el sallarken:

--- Selim, Selim. Diyerek yarý yüksek sesle seslendi. Adamý fark edip yanýna doðru ilerlediler. Yanýna ulaþtýklarýnda her ikisi de ayný anda ”Merhaba” dediler.

--- Selim nerede kaldýnýz, neden geciktiniz?

--- Galip, Yusuf geç kaldýðýmýzý söylüyor ne diyorsun, sen bu duruma?

--- Ne geç kalmasý Selim, ya! Yusuf’u tanýmadýn mý? Abartýyor iþte.

--- Ne abartmasý yahu, kaçta buluþacaktýk, kaçta geldiðinizin farkýnda mýsýnýz?

--- Tamam. Yusuf. Selim’le biraz Taksim’de dolaþtýk.

--- Yusuf, Galip’i az çok tanýrsýn, sende biliyorsun ki, yalan söylemez.

--- Tamam, tamam Selim anladým. Yediðiniz içtiðiniz sizin olsun, gördüklerinizi anlatýn bakalým.

--- Ne göreceðiz ki? Hep ayný þeyler. Haksýz mýyým Galip?

--- Ya! Selim. Bakma þu Yusuf’a. Onu boþ ver de ne içeceðiz? Sen onu söyle.

--- Geldiðimiz yerde ne içtiysek aynýsýndan devam edelim, Galip.

--- Beylerimiz dolu geldiler demek?

--- Hay, beyine de sana da! Selim görüyorsun deðil mi, nasýl da kýskanýyor?

--- Galip sor bakalým, Yusuf Beyefendinin kýskançlýðý nereden geliyormuþ?

--- Sahi Yusuf, sen Selim ile beni neden kýskanýyorsun?

--- Neyinizi kýskanacaðým, sizi kýskanmaya kalksam sizi deðil de, Yýlbaþý gecesi çekilen Milli Piyango biletine beþ milyon lira isabet eden, Karadenizli adamý kýskanýrdým.

--- Bak, bu konuda sana katýlýyorum Yusuf. Gerçekten bu devirde iyi para deðil mi Selim?

--- Haklýsýn Galip. Adam þanslýymýþ. Senin piyango biletine ne kadar ikramiye çýkmýþtý Yusuf?

--- Geç bakalým dalganý Selim, geç bakalým. Bari gülmeden söyle de Galip’te inansýn.

--- Ýnanmadým ki zaten. Sen parayý bulmuþ olsaydýn yanýmýzda mý olurdun.

--- Ýkiniz de dalganýzý geçerek gülün bakalým. Yarýn iþe gittiðimiz zaman vardiya bittiðinde kâðýt makinesinden iki ton üretim çýkmadýðýnda, Selim sana baðýrýrken, ben de o zaman ikinize de katýla, katýla güleceðime eminim.

--- Sen, o 24 silindirin rulmanlarýnýn bakýmýný yapmayýp, rulman daðýttýklarý zaman gözüme görünsen de, sana çok kýzmam. Senin hakkýndan Galip gelir. Ne de olsa bakým ustasý kendisi. O zaman sen kaçacak delik arar durursun. Hatta Çýrpýcý deresinde yüzmeye bile baþlarsýn.

--- Niye çýrpýcý deresinde yüzeyim ki, koskoca Merter dibimizde duruyorken. Oraya çýkar, E5’in karþýsýndan geçer, Zeytinburnu’nda olan evime yürüyerek giderim. Nasýl olsa her gün yürüyüp duruyorum.

--- Selim, bu þimdi güle dursun eðlensin, yarýn vardiya da öyle bir þey olursa bak seyret o zaman. Ben onu Eski Londra Asfaltý üzerinden Avrupa’ya kadar kovalýyor muyum, yoksa kovalamýyor muyum, sen gör o zaman. Hadi çok konuþturdun, Selimle beni þuradan Yorgo Efendiyi yanýna çaðýrýp, bize Kulüp rakýsýndan ýsmarla da, içmeye baþlayalým. Geldiðimizden beri dilimiz damaðýmýza yapýþýp kaldý. Deðil mi Selim?

--- Haklýsýn vallahi Galip, baksana, mezesiyle iki ölçü rakýsýný kendi önüne almýþ, oh ne ala. Hiç sormuyor da, siz neden içmiyorsunuz diye. Hat ta, hacý mý oldunuz yoksa? Diye alaycý bir ifade ile de olsa, sormuyor. Dedikten sonra, arabada içmiþ olduðu sigara paketini çýkartarak, fýçýnýn üzerine býraktý. Selim’in son sözlerinden sonra, elini havaya kaldýrarak, diðer müþterileriyle ilgilenen, kýr saçlý omzunun sol tarafýndaki bezle ayný renk olan, belinin arkasýnda düðümlü olan beyaz önlüðüyle iþinin ehli gibi görünen Yorgo Efendi’yi yanýna çaðýrarak, kulüp rakýsýný ve onun yanýnda yenilebilecek mezelerin sipariþlerini tek, tek verdi. Sipariþler geldikten sonra þenlenen fýçýnýn üzerinde Selim’in ve Yusuf’un içtikleri sigaralarýn dumanlarý da, geliþi güzel savruluyordu. Üzerinde bel kýsmýnýn biraz aþaðýsýnda biten kahverengi deri ceketin altýna, ayný renkte boðazlý kazak giymiþ olan, yuvarlak yüzlü, kilolu, her iki kulaðýný kapatacak kadar uzun olan siyah renk saçlara sahip Galip ustanýn; Saçýyla ayný renkte olan gözlerini fýçýnýn üzerinde gezdirip, yanýnda bulunan dostlarýnýn önünde duran kadehlerine kadehini tokuþturdu. Galip aralarýnda oluþan sessizliði bozan ilk kiþi oldu.

--- Sizlerin samimi dostluðunuza inanmasam, þu an yanýnýzda olmazdým. Bunu biliyorsunuz deðil mi?

--- Galip, bunu Yusuf’un bildiði kadar bende biliyorum. Gerçek dostlar, sadece iyi günlerinde yanýnda olduklarý kadar, kötü günlerinde de, senin yanýnda olmasýný bilenlerdir. Sözlerime eminim Yusuf da katýlýyordur.

--- Katýlýyorum elbette. Hem de noktasýna, virgülüne kadar katýlýyorum. Galip, bu nedenle açýklama yapmak için kendini zorlamana gerek yok, biz seni çok iyi anlýyoruz.

--- Teþekkür ederim, sað olun da insan bazen dostlarý bilse bile açýklama yapmak ister. Çünkü vefa borcunun ne demek olduðunu yaþayarak görmüþ olan biriysen, her zaman açýklama yapmak istersin. Sizler yüreði saðlam adamlar çýktýnýz. Bugün yapmýþ olduðunuz iyiliðinizi, ömrüm boyunca unutamam. Özellikle Selim’in bu zamana kadar yaptýðý iyilikleri unutmam nankörlük etmiþ olduðum anlamýna gelir.

--- Galip içinde art niyet taþýmayan kim varsa, o adam olma yolunda ilerlemiþ mesafe kat etmiþ biri demektir. Bunu sakýn unutma Yusuf ayný þey senin içinde geçerli.

--- Anladým Selim. Ben Galip’i tanýdýðýmdan beri, onu sevmiþ olan birisiyim. Zaten kendisi de saðlam bir adam olduðunu bizlere yeri geldiðinde kanýtlamýþtýr. Bu nedenle kendisini açýklama yapmak zorunda hissetmesini istemedim. Bugün kendisinin yaþadýðý sýkýntýnýn, yarýn öbür gün sana veya bana gelmeyeceðinin garantisi var mý? Bence yok. Sence var mý? Selim?

--- Yok.

--- Ya, sence var mý? Galip

--- Bence de yok.

--- Bunun için rahat ol Galip. Sence de rahat olmasý gerekmiyor mu? Selim?

--- Tabi ki Yusuf, Galip’in rahat olmasý gerekiyor. Bak Galip; Þurada sohbetimiz bittikten sonra dýþarý çýktýðýmýz andan itibaren baþýmýza ne geleceðini bilmiyoruz. Sanýrým sende bunun farkýndasýndýr. Baþýmýza ne geleceðinden daha çok, geldiði andan itibaren yanýmýzda kimin olup olmadýðýnýn önemini de bilen insanlarýz. Yusuf’un az önce dediði gibi, bizlere açýklama yapmak zorunda deðilsin, eðer açýklama yapmak zorunda seni býrakýrsak, o zaman bizler sana yanlýþ davranmýþ oluruz. Bunun için, seninle Taksim’den buraya gelene kadar arabanýn içinde konuþmadým. Bunu da bilmeni isterim. Bak sonuçta, senin sýkýntýný hallettik. Bu nedenle de hiçbir þeyi kafana takma, bizler dostun olarak her zaman yanýnda olacaðýz.

--- Tamam, tamam. Sizler gibi vefalý dostlarým olduðu için kendimi çok þanslý hissediyorum. Kadehimi de dostluðumuza kaldýrýyorum. Haydi þerefe.

--- Þerefe.

--- Þerefe.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn karakterler üzerine kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þans ve Dans (Sekizinci Bölüm)
Þans ve Dans (Altýncý Bölüm)
Þans ve Dans (Onbirinci Bölüm)
Þans ve Dans (Ýkinci Bölüm)
Þans ve Dans (Dokuzuncu Bölüm)
Þans ve Dans
Þans ve Dans (Üçüncü Bölüm)
Þans ve Dans (Yedinci Bölüm)
Þans ve Dans (Onuncu Bölüm)
Þans ve Dans (Beþinci Bölüm)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Umudun Adý Var. [Öykü]
Yaþam Parký [Öykü]
Dikmek [Deneme]
Telaþe Memurluðu Sýnavý [Deneme]
Yaþým Tuttu. [Deneme]
Takýlmak… [Deneme]
Boyumun Ölçüsünü Aldým. [Deneme]
Yazdým. [Deneme]
Oyunbozanýz. [Deneme]
Bir Sen Kaldýn. [Deneme]


Oðuz Tepe kimdir?

. . . . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Oðuz Tepe, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.