..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




7 Nisan 2015
Demokratik Deliler Devleti - 16  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Mucit, bugüne kadar gözle görülür, elle tutulur bir icatta bulunmamýþ olmasýna raðmen, gelmiþ geçmiþ en büyük icatlarý yaptýðý iddiasýndadýr. Neredeyse tekerleði bile kendisinin bulduðunu sanmaktadýr.


:AAEF:





-Bir gün gezegenimizi ziyarete gelen uzaylýlar, bizi gördükten sonra diyecekler ki:

-“Bunlarýn hepsi deli!”

**

Þaþkýnlýðým geçince dýþarý çýktým. Bir güvenlik elemaný Mucit’i döverek götürüyordu. Demek ki patlamada onun suçu vardý.

Mucit, bugüne kadar gözle görülür, elle tutulur bir icatta bulunmamýþ olmasýna raðmen, gelmiþ geçmiþ en büyük icatlarý yaptýðý iddiasýndadýr. Neredeyse tekerleði bile kendisinin bulduðunu sanmaktadýr.

Dedikoducu’yu aradý gözlerim. Haber kaynaðýmdan olayýn detayýný öðrenebilirdim. Ancak ben onu deðil de, o beni buldu. Birden yanýmda bitivermiþti. Neler olduðunu sordum. Anlattý.

Mucit, çok önemli iki keþifte bulunduðunu ve bunlarý açýklayacaðýný baðýrarak ilan etmiþ. Çok sayýda kiþi merak ettiðinden etrafýný sarmýþ. Yeterince kalabalýk toplandýðý kanaatine vardýktan sonra Mucit, izleyicilerin gözleri önünde dizlerini bükerek yere eðilmiþ, aðýr bir cismi kaldýrýyor gibi yapmýþ ve bu görünmeyen cismi bir masa üzerine koymuþ.

-Bu gördüðünüz, çaðýmýzýn en etkili silahýdýr. Birkaç dakika içinde bununla binlerce hatta yüz binlerce düþmaný öldürebilirsiniz. DDD’nin düþmanlarýný yok etmek amacýyla üretilmiþtir. Üstelik bu silah, öldürdüklerinden geriye en ufak bir iz bile býrakmýyor. Yakýnda Sayýn Baþkanýmýzýn huzurunda deneme atýþlarý yapýlacak ve herkese bu silahýn gücü kanýtlanacaktýr. Demiþ. Bir seyirci:

-On binlerce insaný öldürdükten sonra nasýl ve nereye gömeceðiz? Hem, hani silah nerede? Görünürde silah milah yok. Deyince;

-Söylediklerimi iyi dinle! Bu silahýn öldürdüklerinden geriye gömülecek bir þey kalmýyor ki gömme sorunu yaþayalým. Ölenler adeta buharlaþýp kayboluyor. Bu teknoloji harikasý silahý herkes göremez. Görebilmek için ileri zekâlý olmak gerekir. Maalesef geri zekâlýlar baktýklarýnda silah yok sanýrlar. Þimdi sizlere soruyorum: Buradaki silahý kimler görüyor?

Seyircilerin yarýya yakýný gördüklerini belirtmek için ellerini kaldýrmýþlar. Bunlardan biri de Dedikocu’ymuþ. Neden böyle yaptýðýný sorduðumda, zekâsýndan kuþkuya düþülmesini istemediðini söyledi.

Mucit, masa üzerindeki olmayan silahý gene zorlanarak elleriyle almýþ yere indirmiþ. Bu sýrada alnýndan terler akýyormuþ. O nedenle birçok kiþinin zihninde “Acaba?” sorusu belirmiþ. Mucit, daha sonra bir kutunun içinden füzeye benzer bir cisim çýkarýp onu da masanýn üzerine koymuþ. Füzenin üzerinde “Ýmparator” yazýyormuþ.

-Bu DDD’nin ilk uzay aracýnýn prototipidir. Yakýn bir gelecekte dileyen yurttaþlarýmýz aya, marsa hatta diðer güneþ sistemlerindeki gezegenlere bu uzay aracý ile yani Ýmparator’la seyahat edebilecekler. Bunun müjdesini þimdiden sizlere vermek istiyorum. Deyince gene bozguncunun biri:

-O araç, býrak uzaya gitmeyi, þu aðacýn boyu kadar bile havaya çýkamaz. Deyince Mucit:

-Nasýl gittiðini size kanýtlayacaðým. Bakýn, görün! Diye cevap vermiþ ve aracýn altýndaki fitili ateþlemiþ.

Ýþte bu ateþlemenin hemen ardýndan benim de duyduðum o þiddetli patlama meydana gelmiþ. Neyse ki kimseye -korkunun dýþýnda- yaralanma gibi herhangi bir zarar vermemiþ.

Haberleri aldýðýma göre bu kadarý yeterdi. Þimdi Dedikocu’dan kurtulmanýn bir yolunu bulmalýydým. Ama Dedikoducu, benden haber çekmek niyetinde olduðundan yanýmdan ayrýlmamaya kararlýydý. Sohbet açmak istiyordu. Sordu:

-Nasýl yeni iþinden memnun musun?

-Sen de mi duydun, bana yeni bir iþ verildiðini?

-Oooo, duymayan kaldý mý ki? Saðýr sultan bile duymuþtur. Herkes forslu biri olduðunu söylüyor.

-Ýnsanlarýn iþi gücü olmayýnca böyle iþlerle uðraþýyorlar. Laf, dedikodu, aslý astarý olmayan birçok þey anlatýp duruyorlar.

-Baþka türlü vakit nasýl geçecek? Bunlarý býrak da söyle bakalým: Nasýl bu iþten yolunu bulabiliyor musun? Para musluðunun baþýnda olduðuna göre ucundan kýyýsýndan sebepleniyorsundur.

-Benim bu iþten hiçbir kazancým yok. Yap diye emir verildi, yapýyorum.

-Bal tutan parmaðýný yalarmýþ, derler ya…

-Parmak filan yalamýyorum, paraya ihtiyacým da yok. Üstelik para, burada yalnýz benim deðil hiç kimsenin iþine yaramaz. Ýsterse oda dolusu olsun, iþe yaramadýktan sonra!

Dedikoducu’nun konuþmalarý ve sorularý beni, iyice sýkmýþtý. Ne yapýp edip baþýmdan savmalýydým. O konuþurken etrafa bakýnmaya baþladým. Aralarýnda 15-20 metre mesafe bulunan iki aðaçta birer korkuluk asýlý olduðunu gördüm. Birkaç kiþi bu korkuluklarý birbirlerine iteleyerek oyun oynuyorlardý. Bir ara güvenlik geldi oraya, hepsi kaçýþtýlar. Güvenlik gider gitmez döndüler ve oyunlarýna devam ettiler.

-Benim bildiðim korkuluklar aðaca asýlmaz, topraða çakýlmýþ bir sopanýn ucuna geçirilip tarla ya da bahçelerde kuþlarý korkutmak için kullanýlýrdý. Yoksa bu uygulama yeni bir oyun çeþidi mi? Baksana oynayanlar ne kadar eðleniyorlar? Dedim, Dedikoducu’ya.

-Kargacý, galiba para saymaktan yorulan gözlerin etrafý iyi görmemeye baþladý. Dikkatli bak! Diye cevap verdi.

-Gözlerimden herhangi bir þikâyetim yok. Her þeyi çok iyi görebiliyorum. Korkuluklar insana çok benziyor. Bravo doðrusu, yapan kimse çok becerikliymiþ. Ayakkabýlarý bile var. Þurasýný anlamadým: O güzelim elbiseleri kendileri yerine neden korkuluklara giydirmiþler?

Dedikoducu alaylý bir þekilde bana bakýp bir kahkaha attý. Bozulmuþtum.

-Çok iddiacýsýn Kargacý. Elbiseleri neden onlara giydirmiþler? Çünkü onlar korkuluk deðil; senin benim gibi insan. Aramýzdaki fark þu: Biz canlýyýz, onlar ise ölü…

-Benimle dalga geçmeyi býrak!

-Gel, yanlarýna gidip bakalým! Sonra da dalga geçip geçmediðime sen karar ver!

Gittik. Oyuncular bizim hýzlý adýmlarla yaklaþtýðýmýzý görünce kaçýþtýlar. Aðacýn bir tanesindeki korkuluk zannettiðim cisme iyice yaklaþýp baktým. Sararmýþ bir yüzden çýkmýþ kocaman bir dil, yana yatmýþ bir baþ görünce çýðlýk atýp iki adým geri sýçradým.

Dedikoducu gülümseyerek bana baktý; haklý çýkmanýn verdiði bir galibiyetin gururunu yaþýyor gibiydi.

-Ýstersen diðerine de bak!

Ona da baktým. Evet, artýk hiçbir þüphem kalmamýþtý. Ölülerin kim olduklarýný da biliyordum. Ýmparator’un en yakýn adamlarýydýlar. En çok güvendiði kiþilerdi.

-Biri mi öldürüp asmýþ bunlarý? Diye sordum Dedikoducu’ya.

-Hayýr. Mahkeme edilip asýlmýþlar.

-Suçlarý neymiþ? Ýmparator onlarýn idamýna nasýl izin vermiþ?

-Onlarý mahkemeye sevk eden, zaten Ýmparator’un kendisiymiþ. Karþý bir darbe yapacaklarýndan þüphelendiði için onlarý mahkemeye vermiþ. Mahkeme de vatana ihanetten suçlu bularak idamlarýna hükmetmiþ. Bu sabaha karþý da hüküm infaz edilmiþ.

-Olanlara inanamýyorum! Bu adamlar, devrim için tüm varlarýný yoklarýný ortaya koyup, kelle koltukta mücadele etmediler mi? Ödülleri bu mu olmalýydý?

-Sen galiba þu sözü duymadýn, derler ki: Her devrim, kendi evlatlarýný yer! Demek ki doðru bir sözmüþ. Çünkü bu olayla da bir kez daha kanýtlandý.

-Desene Dedikoducu, bizim devrim aðacýmýz da çocuklarýnýn kanýyla sulanýp büyüyecek ve geliþecek…

Dedikoducu’nun yanýndan ayrýldým. Bir tuhaf olmuþtum. Çünkü kafamýn içinde oluþan dönme dolapta; dört tane kavram döndü, döndü, döndü…

Devrim, kan, aðaç, evlat.

(Devam edecek....)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.