Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
Delileri seviyorum. Neden? Çünkü: Çözmek için deli olmaya ihtiyaç duyulan, o kadar çok problem var ki! *** Bu olayýn þoku devam ederken bir þok daha yaþandý: Ýmparator'un bir yakýn adamý da odasýndaki karyolanýn demirlerine kendini asarak intihar etmiþ. Herkes þaþkýndý, abuk subuk tahminlerde bulunanlar vardý; ama çoðunluk suskundu. Suskunluðun nedeni korkudan da öte bir þeydi... Bu adamýn karyola demirine kendini asarak nasýl intihar edebileceði sorusu akla gelmiyor deðildi. Bir insanýn kendini asabilmesi için ipi baðlayacaðý yerin onun boyundan yüksek olmasý gerekmez miydi? Yoksa bu olay intihar süsü verilmiþ bir cinayet miydi? Bu sorularýn cevaplarýný verebilecek yoktu. O nedenle “neyse” deyip geçelim. Bilinen þu ki; Ýmparator'un birlikte darbe yaptýðý beþ arkadaþýndan -firar edeni de öldü sayarsak- sadece bir tanesi sað kalmýþtý. O da “Tek Kulak”dý. Tek Kulak, hastaneye gelmeden önce girdiði bir kavgada sað kulaðýný kaybetmiþ. Güçlü kuvvetli bir adamla alacak verecek yüzünden kavgaya tutuþmuþ ve daha kavganýn baþlarýnda bir kulaðý adamýn aðzýnda kalmýþ. Kanlar içinde yere serilince, adam aðzýndaki kulakla birlikte oradan kaçmýþ. Yaralý hastaneye götürülmüþ ama kaçan adam yakalanamadýðý için kopan kulak yerine dikilememiþ. Günler sonra suçlu yakalandýðýnda ise zaten iþ iþten geçmiþ. Bu olaydan sonra Tek Kulak'da anormal davranýþlar görülmeye baþlamýþ ve beþ sene içinde kavgalar, yaralamalar ve en sonunda da iki cinayet birbirini izlemiþ. Yargýlamalar, yapýlan incelemeler ve hastane raporlarý neticesinde de ceza verilemeyecek kadar aðýr bir akýl hastasý olduðu sonucuna varýlmýþ. Aslýnda Tek Kulak, Ýmparator'dan daha zeki bir adam, ancak onun kadar cesur deðil. O nedenle hareketin liderliði Ýmparator'a kalmýþ. Tek Kulak, darbeden sonra baþkanlýk makamýnýn kendi hakký olduðunu düþünmüþ ve Ýmparator'u bertaraf etmek için kendince planlar yapmýþ. Bu planlarýnýn bir parçasý olarak öncelikle Ýmparator'u yalnýzlaþtýrarak güçsüzleþtirmeye karar vermiþ ve en yakýnýndaki bu dört adamýný ortadan kaldýrmasýný saðlamýþ. Ýmparator zaten oldukça þüpheciydi, o yüzden bu arkadaþlarý hakkýnda Tek Kulak'ýn anlattýklarýna kolayca inanmýþtý. Akþam yemeðini haber veren zilin sesini duyunca yerimden kalktým. Kafamdaki onlarca soruyla yemekhaneye girdiðimde insanlarýn sessizliðini görünce aklý karýþanýn sadece ben olmadýðýmý anladým. Yemeðimi hýzla yedikten sonra, uyumak için yatakhaneye yöneldim. Büroda da uyuyabilirdim ama orada uyumak rahatsýz ediciydi. Uykuya dalmam fazla sürmedi. Birkaç saat sonra duyduðum çýðlýklar tatlý uykumu böldü. Etrafý dinledim. Çýðlýklar binanýn içinden gelmiyordu. Daha iyi duyabilmek için camý açtým. Çýðlýklar bahçeden de gelmiyordu. Kala kala bir tek yer kalmýþtý: Hastanenin dýþýndaki ormanlýk alan. Vahþi hayvan sesleri, çýðlýklara karýþýnca bundan iyice emin oldum. Meseleyi anlar gibiydim: Demek ki gündüz bir þekilde kaçan adam, ormanda bir yerlere saklanmýþ. Gece saklandýðý yerden çýkýp oradan uzaklaþmak istemiþse de vahþi hayvanlar buna izin vermemiþ. Üzüldüm, irkildim, korktum, tir tir titremeye baþladým. Çýðlýklar ve vahþi hayvanlarýn hýrýltýlarý... Ne kadar sürdü, bilemem. Bildiðim sadece bana çok uzun geldiðiydi. Çýðlýklar kesildikten sonra da bir müddet vahþi hayvanlarýn hýrýltýlarý devam etti. Öyle ya avý paylaþýrken de aralarýnda kavga çýkmasý gayet normaldi. O gece de uykusuz geçti. Sabahleyin bu olay anlatýlmaya baþlandý. Geceki çýðlýklarý duymayan çok azdý. Tabii yetkililer ve büyük bir ihtimalle Ýmparator da duymuþ olmalýydý. O nedenle bir araca bindirilen altý güvenlik elemaný inceleme yapmak üzere ormana gönderildi. Bunlar geldiðinde ellerinde o adamýn ayakkabýlarý ve pantolunundan kana bulanmýþ bir parça vardý. Bu keþif ve delillerin þöyle bir faydasý da oldu: Ýmparator, bunlarý gördükten sonra rahatladý. Onun rahatlamasý firar nedeniyle cezalandýrýlacaklarýný düþünen ve korku içinde bekleyen birçok kiþiyi de sevindirdi. Nitekim bu firar olayý yüzünden ceza alan olmadý. Devrimin on birinci günü. Bahçede bulduðum bir kâðýtta þunlar yazýlý: “Beni bir yere baðlayýn; baðlayýn ki bir þeyler benden ayrýlmasýn, uçup gitmesin. Her þey benden uzaklaþmak hatta kaçmak istiyor. Hem de “Hoþça kal” demeden, vedalaþmadan. Gidenlerin peþinden koþacak gücü kendimde bulamadýðým için baðlanmayý gönüllü olarak kabul ediyorum. Benim bu kabulüm hapsedilmeyi, iþkence görmeyi, hatta öldürülmeyi gönüllü olarak kabul edenlerin yanýnda ne ki?” Defalarca okudum yazýlanlarý. Sonra da okurum düþüncesiyle kâðýdý cebime koydum. Üç gündür hep ayný rüyayý görüyorum. Korku dolu bir rüya. Kan ter içinde uyanýyorum. Farkýnda deðilim ama belki de çýðlýk da atýyorumdur. Kýsacasý bir kâbus, bir karabasan. Þimdi böyle diyorum yani gördüklerime mantýklý bir açýklama getiriyorum ama karabasaný görürken uyandýðýmda olanlarý gerçek zannediyorum. Rüya þöyle: Her taraf toz duman içinde. Bomba seslerini ve can çekiþen insanlarýn feryatlarýný duyuyorum. Bir savaþ uçaðý bana doðru geliyor. Sesi kulaklarýmý patlatacak neredeyse. Elimi uzatsam deðeceðim zannediyorum. Sanki o gürültüde pilot beni duyacakmýþ gibi baðýrýyorum: Üstüme gelme! Git, öte tarafa git! Pilot sýrýtarak bana bakýyor. Ben bu sýrýtan yüzü tanýyorum. Evet o, bu yüz o. Yani Ýmparator. Üzerimden geçince arkasýndan bakýyorum. Uçak iyice alçalýyor, kuyruðu yere deðmek üzere. Sonra dikleþiyor, havada bir tur atýp gene benim üzerimden geçiyor. Ýleride bir kez daha alçalýyor, sonra tekrar dikleþmek istiyor. Baþaramýyor. Yere çakýlýyor. Kaçmam gerektiðine karar veriyorum. Oradan uzaklaþmak için var gücümle koþuyorum. Þiddetli bir patlama beni durduruyor. Dönüp arkama bakýyorum. Önce siyah bir duman yükseliyor, bunu kýrmýzý alevler izliyor. Pilot yani Ýmparator ölmüþ olmalý. Buna raðmen panik halindeyim, koþmaya devam etmeliyim. Nereye ve ne zamana kadar. Bilmiyorum. Koþuyorum, koþuyorum, koþuyorum... Bir siperin içindeyim, elimdeki uzun namlulu tüfekle kime olduðunu bilmeden ateþ ediyorum. Oysa ben gerçek hayatta elime silah almýþ bile deðilim. Yani ateþ etmeyi filan beceremem. Yanýmda iki kiþi daha var. Biri vuruluyor, çýðlýk atýp ayaklarýmýn önüne düþüyor. Eðilip yüzüne bakýyorum. Pis pis sýrýtan bir yüz. Evet o, bu yüz o. Yani Ýmparator. Pilottu, asker oldu ve vuruldu. Görünüþü ölüye benziyor. Üzülecek miyim, sevinecek miyim? Bir binanýn duvarýnýn önünde ellerim arkadan baðlý bekliyorum. Karþýmda bir manga asker sýralanmýþ, ellerinde silahlarý var. Az sonra omuzlarý rütbe dolu bir subay geliyor. Komutanlarý olmalý. Subayýn yüzünü görüyorum. Pis pis sýrýtýyor. Evet o, bu yüz o. Yani Ýmparator. Þimdi de beni kurþuna dizecek olan askerlerin komutaný oldu. Hayret! Hiç korkmuyorum. Heyecanlanmýyorum. Sakin sakin karþýmdakilere bakýyorum. Ýmparator'un verdiði komutla askerler silahlarýný bana çevirinceye kadar bu halim devam ediyor. Ýmparator önce sað elini havaya kaldýrýyor ve sonra da indirirken baðýrýyor: -Ateeeeþ.... Silahlardan çýkan mermileri görüyorum. Üzerime doðru geliyorlar. Mermi hýzlý gitmez mi? Bunlar öyle deðil. Bir müddet bana doðru geliþlerini izliyorum. Ýþte geldiler. Bedenimin her tarafýna saplanmaya baþladýlar. Acý duymuyorum. Öleceðimi anladým. Bu yüzden korkmaya da baþladým. Mermiler, mermiler, mermiler... Kaatillerim. Ve uyanýyorum. Saatlerce rüyada yaþadýklarýmýn etkisi altýnda kalýyorum. Biraz sonra unuturum, diyerek kendimi kandýrmaya çalýþsam da unutamýyorum. Geçen saatlerde etkisi biraz azalsa bile bütün gün sürüyor. Bir gün ölümüm acaba bu katilin elinden mi olacak? Rüyalarýmýn yorumunu yapmaya çalýþýyorum. Bana rüyamda bir iþaret verildiði ve buna göre tedbirli davranmam gerektiði sonucuna varýyorum. Pekiyi nasýl tedbir alabilirim ki? Bu konuda elimden ne gelir? Belki de onun beni öldürmesini engellemenin tek bir yolu var: Benim onu öldürmem. Nasýl? Nasýl? Nasýl? Ýþte aklýmda üç gündür dolaþan soru bu: Nasýl? Ýþin içinden çýkamadým. Ama uygulamayý kesin olarak düþündüðüm karara göre, elime fýrsat geçerse Ýmparator'u mutlaka öldürecektim. Bankalardaki hesaplarýn tamamý boþaltýldý. Paralar bana teslim edildi. Masalarýn çekmeceleri de doldu. Hatta iki kutuya da bir miktar para koymak zorunda kaldým. Anlayacaðýnýz artýk devletimizin oldukça zengin bir hazinesi var. Bir diðer önemli deðiþiklik, güvenlik elemanlarýnýn hepsine hem düdük hem de silah verildi. Artýk durmadan düdük sesi ve arada da tabanca patlamasý iþitir olduk. Güvenlik elemanlarý düdük sayesinde yanlarýna gitmeden, uzaktan kurallara aykýrý davranan kiþi ya gruplarý düdük çalarak uyarýyor. Birkaç kere düdük çalýndýðý halde kurallarý çiðneme davranýþý devam ederse iþe silah karýþýyor. Silahlý müdahalede kiþinin þanslý olmasý hayatýnýn kurtulmasýný saðlayabiliyor. Þöyle ki; güvenlikçilerin hepsi iyi niþancý deðil. Þanslý olan kiþi hedefi tutturamayan güvenlikçiye denk gelebilir. Yaralanan olursa az þanslý, tabii ölen olursa kötü þanslý demektir. Silahla ilk müdahale edilen kiþi, kulaklarý iyi duymayan yaþlý bir hasta oldu. Adamýn prostat sorunu da bulunduðundan sýkýþýnca çiþini tenha bir yerdeki bahçe duvarýna yapmaya karar verir. Bir güvenlikçi onu görür, defalarca düdük çalar. Adam duymaz ve üzerine ateþ açýlýr. Yaralanýr, yani az þanslýymýþ. Tabii buna da þükretmekten baþka yapabileceði bir þey yoktur. Ölebilirdi de... (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |