..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir þey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




16 Temmuz 2015
Demokratik Deliler Devleti - 23  
Ömer Faruk Hüsmüllü
“Seni aradým umutsuzca kapalý gözlerimin arkasýnda. Bu tabii senin kendin deðil hayalin olacaktý, ama benim için fark eden bir þey yoktu. Baþýmý önce omzuna yaslamak, sonra dizlerinin üzerine koymak istiyorum. Bu arada parmaklarýn saçlarýmýn arasýnda dolaþýrsa heyecandan kalbim hýzlý hýzlý atmaya baþlar. Ya nefesini ensemde, kokunu burnumda hissedersem ne olur biliyor musun? Ýstersen ne olacaðýný hiç denemeyelim, böyle kalalým; bu kadarý yeter bana!”


:ABIA:



Aklýndan zoru olmayan var mý? Varsa birkaç örnek istiyorum.
Aklýndan zoru olanlara “deli” diyorlar da!
***
Kuledeki nöbetçi uzaktan hastaneye doðru gelen bir polis arabasý görünce hemen Savunma Bakaný'ný aramýþ. Bakan gelenlerin ne istediðini öðrenmesini söylemiþ. Araba, hastaneye 20-25 metre kala ani bir fren yaparak durmuþ. Galiba kapýnýn üzerinde asýlý duran pankarttaki “karantina” ifadesi buna neden olmuþ. Arabadan inen omuzlarýndaki apolet çokluðundan rütbeli biri olduðu anlaþýlan bir polis nöbetçiye seslenerek bir yetkili ile görüþme isteðini bildirmiþ. Nöbetçi hemen bu isteði Savunma Bakanýna iletmiþ. Bakan da fazla düþünmeden bu iþi benim yapabileceðime karar vermiþ.
Bakan'ýn yanýna götürüldüðümde bana bir beyaz önlük giydirildi ve kendimi nöbetçi doktor olarak tanýtmam söylendi. Ayrýca bir hata yapmamam konusunda da uyarýldým. Aksi takdirde bunun cezasý çok aðýr olurmuþ.
Önlüðü giydim ve çýkýþ kapýsýnýn yanýna geldim. Bakan da benimle beraberdi. Ne konuþtuðumu duymak istiyordu. Etraftaki iki güvenlikçiye de silahlarýný çekip kapýnýn arkasýnda durmalarýný emretti.
Heyecan içindeydim. Baþarabilecek miydim? Mutlaka baþarmalýydým. Önce burada olan biteni gelen polise anlatmayý düþündüm. Öyle ya böyle bir fýrsat bir daha ele geçmeyebilirdi. Böylece ben ve yüzlerce yurttaþ, ayrýca köle olarak vasýflandýrýlan hastane personeli bu cehennemden kurtulabilirdi. Anlattýktan sonra da polis arabasýna doðru kaçacaktým, nasýl olsa onlar beni korurdu.
Kapýyý yarý açýk býrakmam ve bedenimin bir kýsmýnýn içeride kalmasý konusunda uyarýlýnca bu düþünceden vazgeçtim. Çünkü böyle bir davranýþta bulunursam güvenlikçiler beni oracýkta delik deþik ederlerdi.
Polise seslendim:
-Hoþ geldiniz. Size nasýl yardýmcý olabilirim?
-Hoþ bulduk. Birkaç sorum olacak, o nedenle rahatsýz ettim.
-Buyurun sorun!
-Önce görevinizi öðrenmek istiyorum.
-Ben nöbetçi doktorum.
-Galiba hastanenizde karantina uygulamasý var. Karantina daha ne kadar sürecek?
-Kesin bir tarih veremem ama sanýrým yakýnda biter. Çünkü hastalýðý önemli ölçüde kontrol altýna aldýk.
-Esas öðrenmek istediðim de þu: Devriyelerimiz hastanenizin yakýnýndaki ormanlýk alanda çok sayýda parçalanmýþ insan cesedi bulmuþlar.
-Ýnsan cesedi mi? Vahþi hayvanlara ait olmasýn bulunanlar!
-Hayýr deðil. Ýnsan cesedi olduðundan eminiz. Üstelik bulunan cesetlerin hemen hemen hepsinin cinsiyeti erkek.
-Bunun bizimle olan ilgisini anlayamadým.
-Ben hem sizi bilgilendirmek hem de bu konu hakkýnda bir duyumunuz varsa öðrenmek için soruyorum. Acaba hastanenizden kaçan hasta var mý? Varsa cesetler onlara ait olamaz mý?
-Bizim devletimizde...
Evet, o kadar dikkatli olmama raðmen “devletimiz” diyerek açýk vermiþtim. Dil sürçmesi dedikleri bu olmalýydý. Sonumun yaklaþtýðýný hissediyordum. Hemen düzelttim:
-Pardon, hastanemizde sabah ve akþam olmak üzere iki kere yoklama yapýlýr. Hastanemizden son altý aydýr firar eden bir tek hasta bile olmamýþtýr.
Neyse ki polis “devletimiz” sözcüðünü ya duymamýþtý ya da anlamamýþtý. Acaba bunu da atlattým mý? Acaba, acaba...? Zihnim “acaba”larla doldu.
Polis teþekkür etti, selam verdi ve güler bir yüzle arabasýna bindi. Araba gözden kayboluncaya kadar arkasýndan baktým. Bu bakýþ biraz geri dönerler mi diye meraktandý ama asýl þaþkýnlýðýmdandý. Sýrtýmdan, göðsümden, yüzümden, hatta saçlarýmýn arasýndan ter fýþkýrýyordu. Ýçeri girip kapýyý kapattým. Bakanýn ve güvenlikçilerin gözlerine, yüzlerine bakarak benim hakkýmdaki kanaatlerini okumaya çalýþtým. Baþarmýþ mýydým, yoksa...?
Hepsinin de gözleri, yüzleri en ufak bir ipucu vermedi bana. Önce Bakan, sonra da güvenlikçiler oradan ayrýldýlar.
En yakýnýmdaki bir bankýn üzerine çöktüm kaldým. Ne yapacaðýmý bilemiyordum, aklýma hep kötü þeyler geliyordu ve ben bunlara karþý herhangi bir çözüm üretemiyordum. Baþýmý kaþýdým, elim yýkanmýþ gibi su içinde kaldý. Gömlek sýrtýma yapýþmýþtý, hatta ter önlüðe bile geçmiþti. Biraz rahatlamak için önlüðü çýkardým, gömleðimin düðmelerinin hepsini çözdüm. Faydasý oldu.
Orada ne kadar oturdum, bilmem.
Hastalardan biri yanýma geldi, yüzüne bakmadýðým için kim olduðunu söyleyemeyeceðim. Geliþi beni rahatsýz etti. Kimseyle uðraþacak durumda deðildim. Adam elindeki bir kâðýt parçasýný bana vermeye çalýþýyordu. Ben almak istemiyordum. Sonunda o galip geldi ve kâðýdý elime tutuþturdu. Çok kýzdým.
-Defol baþýmdan be!
Diye baðýrdým. Korkmuþ olmalý, hýzla yanýmdan uzaklaþtý. Elimdeki kâðýdý arkasýndan attým, ayaklarýmýn biraz ilerisine düþtü.
Kendimi toparlayýnca bu adama kaba davrandýðýmý, onu kýrdýðýmý düþünerek üzüldüm. Keþke öyle davranmasaydým! Bana ýsrarla vermeye çalýþtýðý kâðýdý yerden aldým. Okudum:
“Seni aradým umutsuzca kapalý gözlerimin arkasýnda. Bu tabii senin kendin deðil hayalin olacaktý, ama benim için fark eden bir þey yoktu. Baþýmý önce omzuna yaslamak, sonra dizlerinin üzerine koymak istiyorum. Bu arada parmaklarýn saçlarýmýn arasýnda dolaþýrsa heyecandan kalbim hýzlý hýzlý atmaya baþlar. Ya nefesini ensemde, kokunu burnumda hissedersem ne olur biliyor musun? Ýstersen ne olacaðýný hiç denemeyelim, böyle kalalým; bu kadarý yeter bana!”
Bu yazý kime aitti? Âþýk'a ait olabilir miydi? Âþýk sadece þiir yazar sanýyordum. Belki de Âþýk'ýn eþyalarý arasýndan çýktý ve en iyi saklayacak kiþiye yani bana getirildi.
Kel Öðretmen ile Kötümser biraz ilerimde tartýþýyorlar. Sesleri bana kadar geliyor.
Kel Öðretmenin saçlarý kafasýnýn ortasýndan dökülmüþ olmasýna raðmen yan taraflarda aksine uzun, öyle ki omuzlarýndan aþaðýya sarkýyor. Sýrtýnda açýk kahverengi ceketi, ayaðýnda da soluk mavi renkli kot pantolonu var. Ceketinin sað cebi sökülmüþ, düðmelerinden biri kopmuþ. Sarý gömleðinin boynundaki oldukça kalýn baðlanmýþ kravat, uzaktan bile dikkat çekiyor. Ayaðýndaki ayakkabýlar uzun süre boya görmediklerinden siyah gri karýþýmý bir renkte görünüyor.
Kötümserin kýyafeti ise tam aksine oldukça þýk. Yeni alýndýðý belli olan pantolonun üzerine gösteriþli bir tiþort giymiþ. Ayakkabýlarý hakiki deri ve ökçeleri yüksek. Spor giyinmeyi tercih ediyor. Ýkide bir üzerine geldiðini sandýðý toz ve bitkileri silkelemek için eliyle pantolonunun önüne ve tiþortuna vurmak gibi bir tiki var.. Bu hareketleri o kadar sýk yapýyor ki izleyen bundan rahatsýzlýk duyabiliyor. Çünkü el hareketleri sürekli insanýn dikkatini çekiyor.
Kötümser bugün her zamanki gibi çok dertli. “Hayat bana hep oyun oynadý, yüzümü hiç güldürmedi.” deyince Kel Öðretmen'in yüzü ciddileþti, gözlerini uzaktaki bir yazýyý okuyormuþ gibi kýsarak konuþtu:
-Yaþadýðýn her olumsuzluðu hayata yüklemek ister gibisin.
-Tabii hayata yükleyeceðim, çünkü kötülükler, iðrençlikler, çirkinlikler hep onda...
-Hayat, çok iyi bir öðretmendir. Sen iyi bir öðrenci olamadýysan suçu, hayatda deðil, kendinde aramalýsýn.
Tartýþmalarý hoþuma gitmiþti, dikkatle takip ediyordum ama iki güvenlikçi gelip kollarýma girip oturduðum yerden beni kaldýrýnca maalesef geri kalanýný dinleyemedim. Güvenlikçilerden biri:
-Kargacý, seni Baþkan görmek istiyor, dedi.
-Baþkan mý, yani Ýmparator! Beni mi görmek istiyor?
-Evet.
Panikledim. Hemen aklýma polisle yaptýðým konuþmadaki hatam yüzünden cezalandýrýlabileceðim geldi. Bu ceza büyük bir ihtimalle ölüm olacaktý. Ancak ölümün hangi türü? Kurþuna mý dizdirecekti, ipin ucunda mý sallandýracaktý, ormandaki vahþi hayvanlarýn önüne mi atacaktý, ya da iþkence ederek mi öldürtecekti? Tercihimi bana býrakýrsa ne cevap vermeliydim? En az acý verecek olan hangisi? Kurþuna dizilmek olabilir mi?
-Ben bir þey yapmadým, benim suçum yok ki Baþkan beni çaðýrsýn!
-Suçun var mý yok mu onu biz bilemeyiz. Bize seni bir an önce getirmemiz emredildi. Acele et! Bizi de kendini de zorda býrakma.
-Tamam. Öyleyse gidelim.
-Gidelim de Kargacý, önü açýk, terden ýslanmýþ, pis pis kokan bu gömlekle mi Baþkan'ýn karþýsýna çýkacaksýn. Bu saygýsýzlýðýný görünce niyeti olmasa bile seni cezalandýrýr. Odana gidelim de önce üzerini deðiþtir.
Birkaç dakika içinde gömleðimi deðiþtirdim. Pantolonumun duruma da iyi deðildi. Ama baþka pantolonum olmadýðý için mecburen bununla gidecektim.
Saray'ýn bahçe kapýsýndan içeri girince önce dikkatimi etraftaki güvenlik elemanlarý ve bahçevan çekti. Binanýn içinde de çok sayýda güvenlik elemaný vardý. Ýsyandan sonra sayýlarý artýrýlmýþ olmalý. Geniþ bir koridordan geçip bir odanýn kapýsý önünde durduk. Ýmparator burada olmalýydý. Kapýdaki görevli bizi görünce hemen Ýmparator'a haber verdi.
Fazla bekletilmeden Ýmparator'un huzuruna alýndýk. Savunma Bakaný da oradaydý. Korkarak Ýmparator'un yüzüne baktým. Hayret, kýzgýn görünmüyordu. Buna raðmen gene de bu adamýn ne yapacaðý belli olmazdý.
-Gel bakalým Kargacý! Bugün olanlarý Savunma Bakaný bana anlattý. Sen ne yaptýn öyle? Senin yaptýðýn devletimiz açýsýndan çok önemli sonuçlar doðurabilir. Dedi.
Kekeleyerek:
-Ben bir þey yapmadým efendim. Ýnanýn yapmadým, benim hiç suçum yok. Dilim sürç... Dedim.
-Sen devletimize yönelik büyük bir tehlikeyi bertaraf ettin.
-Ben mi?
-Evet sen! O nedenle seni Demokratik Deliler Devleti'nin milli kahramaný ilan ediyorum.
-Beni mi?
Diyebildim sessizce...
Ýmparator bana bir madalya taktý. Ayrýca kabzasý deðerli taþlarla süslü küçük bir tabanca hediye edip, bunun kullanýlmasýnýn en kýsa sürede bana öðretilmesi için Savunma Bakanýna emir verdi. Milli kahraman olmam nedeniyle güvenliðim açýsýndan bu çok önemliymiþ...
Ýþte böylece, tarihteki deli milli kahramanlara bir tanesi daha eklenmiþ oldu!
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.