..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




17 Ekim 2015
Demokratik Deliler Devleti - 30  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Güneþin rengi sapsarý. Isýtýyor fakat yakmýyor. Göz alabildiðine mavi bir gökyüzü var. Hiç bulut yok. Tertemiz bir gök kubbe altýndayým. Hafif bir rüzgâr aðaçlarýn yapraklarýný hýþýrdatýyor. Onlarý incitmeden esiyor, öyle ki kurumuþ yapraklar bile aðacýn dallarýna tutanabiliyor. Güvendeler, düþme kaygýlarý yok.


:AAGD:


-Deli, kendi kendine konuþtuðu için eleþtiriliyor.
-Ýyi de onu dinleyecek, bundan da önemlisi onu anlayacak kimse bulamýyorsa ne yapsýn?
***
Olaysýz geçen üç gün. Ben de inanamýyorum, ama gerçek; çünkü bu üç gün içinde kayda deðer herhangi bir olay meydana gelmedi. Adeta her þey yavaþladý hatta durdu. Ýnsanlar, hayvanlar ve belki de zaman... Düdük sesi duymadým, tabii tabanca da patlamadý. Kuþlar ötmedi, rüzgâr esmedi. Baðýran yok, aðlayan yok, kavga eden yok. Osurukçu osurmadý, Ýzmaritçi sevinç çýðlýklarý atmadý. Herkes suskun, herkes sessiz, adeta dilsiz... Bütün bunlar Tek Kulak darbe giriþiminin yarattýðý bir þok olmasýn!
Bu üç günden sonraki gün, güzel bir sabaha uyandým. Kulaðýma ciyak ciyak baðýran karga sesleri geliyor. Ýyi duyabilmek için nefes almamý bile yavaþlattým. Zevkle dinliyorum bu þahane sesleri.
Güneþin rengi sapsarý. Isýtýyor fakat yakmýyor. Göz alabildiðine mavi bir gökyüzü var. Hiç bulut yok. Tertemiz bir gök kubbe altýndayým. Hafif bir rüzgâr aðaçlarýn yapraklarýný hýþýrdatýyor. Onlarý incitmeden esiyor, öyle ki kurumuþ yapraklar bile aðacýn dallarýna tutanabiliyor. Güvendeler, düþme kaygýlarý yok.
Üzerleri çiy kaplý çiçekler ve çimenler güneþten aldýklarý ýþýðý yansýtmada yarýþ içindeler. Onlardan gelen ýþýk gözlerime vuruyor; rahatsýz edici deðil aksine rahatlatýcý, dinlendirici.
Önümdeki bankýn üzerinde bir adam yatmýþ, uyuyor. Horlamasýný duyuyorum. Gülerek onu izliyorum. Bu adam hastaneye 3D ilan edilmeden birkaç gün önce gelmiþti. Kendisiyle tanýþmadým, adýný o yüzden bilmiyorum. Daha doðrusu her gördüðümde uyuyor olduðundan tanýþma fýrsatý bulamadým. Bazen bankta bazen de çimenlerin üzerinde uyur. Birkaç kere ceviz aðacýnýn altýnda yatarken de gördüm. Baþýna bir iþ gelmesinden korktuðum için uyandýrmak istedim, baþaramadým. Ceviz aðacýnýn altýnda gündüz uyumak tehlikelidir, diye duymuþtum. Ceviz aðacý gündüzleri zehirli bir gaz salgýlarmýþ. Bu gaz da oradaki kiþiyi sersemletirmiþ. Böylesine uykusu derin olan bu adam nedense yemekhanenin zilini duyar duymaz ayaða fýrlýyor ve herkesten önce yemeðe koþturuyor. Gene herkesten önce yemeðini bitirip kendini dýþarý atýyor ve uykuya devam ediyor.
Ben bu adama bakarken yanýma Kel Öðretmen geldi.
-Ne o Kargacý, sende mi özendin bu adamýn keyfine?
-Baksana hocam, nasýl özenmesin insan, dünya yansa adamýn hasýrý yanmaz. Ondaki keyif kimde var?
-Hakiki, daha doðrusu gerçekten yaþamýþ Oblomov bu olmalý!
-Bu adý ilk defa duyuyorum.
-Oblomov, bir Rus yazarýn romaný. Roman kahramanýnýn adý. Bu adam Rus Derebeyi sýnýfýnýn en son soylularýndan biri. O nedenle Oblomov'un çiftliði ve köleleri var; buradan gelen gelirle hayatýný sürdürüyor. Ancak köklerinden kopmuþ bir soylu Oblomov. Çiftliðini bir baþkasý idare ediyor, ona bir miktar para gönderiyor. Oblomov ise çiftliðine hemen hemen hiç gitmiyor, þehirde yaþamýný sürdürüyor. Tembel bir adam, iþ yapmak istemez. Tembellik ona mutluluk verir. Öyle ki her fýrsatta yatar, kolay kolay yataktan dýþarý çýkmaz. Yatarken bir tarafýndan öteki tarafýna dönmek bile ona zor gelir. Davetlere katýlmamak için çok iþleri olduðu bahanesini uydurur. Çok iþ dediði de çiftliði ile ilgili yapmayý planladýðý iþleri düþünmekmiþ. Çoraplarýný bile kendi deðil, uþaðý çýkarýr. Yani kýsacasý Oblomov uyuþuk, hareketsiz, tembel, miskin, üþengeç, mýymýntý bir adam.
-Bizim Oblomov'u yemek saatlerinin haricinde uyanýkken hiç görmedim hocam. Havalarýn iyi olduðu günlerde bahçede hep yatarken gördüm. Galiba bahçeye çýkamadýðý günlerde de içeride yatýp uyuyordur.
-Evet öyle. Kaldýðý oda bizim koridorda. Ben oradan geçerken Oblomov'u hep uyurken gördüm.
Kel öðretmen bu sohbeti kitap konusuna getirdi ve bana sordu:
-Kitap okuyor musun Kargacý?
Ne cevap vereceðimi bilemedim. Kem küm etmemden okumadýðýmý hemen anladý. Utandým. Yýllardýr elime kitap almadýðým aklýma geldi. Kel Öðretmen:
-Ben buradaki zamanýmý çoðunlukla kitap okuyarak deðerlendiriyorum. Dedi. Okumak bana biraz da terapi oluyor. Sana da okumaný tavsiye ederim, istersen bu konuda sana yardýmcý da olurum. En son Yaþar Kemal'in Ýnce Memed romanýný okudum. Beþ cilt, iki bin iki yüz sayfadan fazla. Bir yayýnevi beþ cildi bir araya getirip eseri yayýmlamýþ. Çok eskiden bu eserin birinci cildini okumuþtum. Unutmuþum, tekrar okudum. Yaþar Kemal Çukurova yöresini çok iyi bildiði için oranýn doðasýný ve insanýný çok güzel anlatmýþ. Ýnce Memed, uðradýðý haksýzlýklar nedeniyle Eþkiya olup daða çýkýyor. Çok sayýda aðayý öldürüyor. Halkýn sevdiði ve koruduðu bir eþkiya. Akýcý bir roman ama ikinci ciltten sonra olaylar adeta birbirinin tekrarý. Þöyle ki, Ýnce Memed bir köyde veya daðda jandarmalar tarafýndan kuþatýlýyor, þiddetli çatýþmalar oluyor; ama sonunda kurtulmayý baþarýyor. Daha sonra gene benzer bir olay, daha daha sonra gene... Defalarca bu tür benzer olaylar geçiyor eserde. Kitapta yazarýn doða tasvirleri çok hoþuma gitti, zevkle okudum.
Kel Öðretmen daha konuþacaktý belki, ama birden sustu ve:
-Biz öðretmenler iþte böyleyiz. Bir konuþmaya baþlarsak hiç susmayýz. Baþýný aðrýttýysam kusura bakma. Deyip yanýmdan hýzla ayrýldý. Öyle ki “Estafurullah!” sözcüðünü bile tamamlayamadým, sadece “Es...” diyebildim.
Hastanedeki bize yasak olan telle çevrili yere, bahçeye gitmeye karar verdim. Orada biraz kendimle kalmak istiyordum. Ýçeri alýnýp alýnmayacaðým konusunda tereddütteydim. Kapýdaki görevli beni güler yüzle karþýlanýnca sevindim. Ýçeri girdim. Çalýþanlarla selamlaþtým, hepsi selamýmý aldý ve bana gülümsedi.
Buranýn çoðu ekili alandý. Ýlkönce domatesler karþýma çýktý. Dalýnda domates görmek bir insaný mutlu eder mi? Beni etti. Domateslerin çoðu daha yeþildi. Az sayýda kýzarmýþlarý da vardý. Domateslerin ilerisinde hýyarlar ekilmiþti. Bunlar da çok küçüktü, ama yenebilirdi. Eðilip hýyarlarýn köküne bakarken bir iþçi:
-Kopar da yesene Kargacý, körpecik þimdi onlar. Çýtýr çýtýr, çok lezzetli olurlar. Deyince bir tane kopardým. Elimle hafifçe üzerindeki tozu sildiðim hýyarý aðzýma götürürken çok nefis bir koku da aldým.
Patlýcan, kabak, marul, nane, maydanoz ve soðan ile sarýmsak... Ýleride de topraktan çýkmýþ yeþillikler vardý, ancak ne olduklarý hakkýnda bir bilgim yoktu. Belki de patatesti ya da fasulye veya bakla...
Ekili alanlardan sonra çimlerle kaplý bir boþluk ve daha sonra da meyve bahçesi... Bir erik aðacýnýn altýna oturdum. Burada çalýþan iþçi yoktu. Tek baþýmayým, yani doða ve ben vardýk. Kuþ sesleri duyuyorum. Bu seslerin hangi kuþa ait olduðu sorusunu kendime sormuyorum. Çünkü benim için fark etmez. Hepsi güzel, hepsi hoþuma gidiyor, hepsi beni dinlendiriyor, hepsi beni mutlu ediyor. Bir müddet gözlerimi kapatýp kuþ seslerine yoðunlaþýyorum. Bu sýrada kendimi hastalýða yakalanmadan önceki halimde gibi hissediyorum. Ýþte doðanýn þifasý, iþte doðanýn gücü!
Gözlerimi açtýðýmda benden oldukça uzakta bir leylek görüyorum. Bu görüntü burada benim için bir ilk. Evet, bu hastanede ilk defa bir leylek görüyorum. Gagasýný otlarýn içerisine doðru defalarca vurdu. Sonra kafasýný havaya kaldýrdý. Gagasýnda bir yiyecek var. Ne olduðunu bilmem mümkün deðil. Belki bir fare, belki bir yýlan, belki de baþka bir þey... Ne olduðu aslýnda o kadar önemli de deðil, karnýný doyuracak bir yiyecek buldu ya, o yeter. Gagasýndaki yiyecek kaybolduktan sonra baþýný iki-üç kere saða sola salladý, demek ki yiyeceði yutuyor. Uzun ayaklarýný tahta sopalar üzerinde adým atan bir cambaz gibi ata ata çok daha ileriye gitti ve gözden kayboldu.
Öðlen yemek zili çalýnca yerimden kýmýldamadým. Akþam yemek zili çalýncaya kadar burada kaldým. Akþamki zil sesini duyunca oradan ayrýldým.
Demek ki gerçekten de sabahý güzel olan bir güne uyanmýþým. Dilerim akþamý/gecesi de güzel bir gün olur...
(Devam edecek....)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.