..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Çaðdaþ Sanat > mehmet taþtan




15 Kasým 2015
Postmodernizm Ya da Þiirin Ýflasý  
mehmet taþtan
Þiiri köklerinden koparýp, yalnýzca ayný kompartýmandakilerin anlayabildiði bir jargona dönüþtürmek, o kiþileri bir süreliðine iyi hissettirse de, yazdýklarýný toplumun gönül kubbesinde "baki kalacak hoþ sedaya" dönüþtürmeye yetmez.


:AGJI:
Þiir yazmak, þiir üzerine düþünmeyi de zorunlu kýlýyor elbette. Bu nedenledir ki, baþýndan beri þiire ayýrdýðým zamanýn büyük bir kýsmý, þiir okumak ya da þiir üzerine düþünmekle geçer. Bu alýþkanlýkla, sayfaya þiir biçiminde aktarýlmýþ, hiç bir metnin, hiçte yoksa bir kaç satýrýný okumadan geçmem.. Sonuna kadar okuyup okumayacaðýma ise o ürünün albenisi karar verir... Otuz yýlý aþkýn bir süredir devam edegelen bu okumalar sýrasýnda, çok beðendiklerim de olmuþtur; þiir olarak var olmayý hak ettiðini düþündüklerim de... Ancak bir kaç istisna dýþýnda severek okuduðum þiirlerden hiçbirinin yeni dönem þairlere ait olmadýðýný esefle fark ediyorum. Dergilerde böyle, kitaplarda böyle, antolojilerde böyle... Üstelik bu ürünler, þöyle kýyýda köþede kalmýþ amatör çalýþmalar da deðiller... Modern Türk þiirini temsil eden ya da ettiði iddiasýnda bulunan edebiyat çevrelerinin ortak beðenileriyle ön plana çýkmýþ ürünler... Ama bir türlü þiir tadý vermiyor insana... Tad... Bir dönemin þiiri üzerine kýymet hükmü oluþturabilmek için kullanýlabilecek en kötü ayraç... Siz, bir þiirden tad almayabilirsiniz ama tad alma duyunuzla þiir kalitesini belirleyemezsiniz. O halde, tad alma duyunuzun kýstaslarý nelerdir? Doðru soru bu, deðil mi?

Bu þiirlerde arayýpta bulamadýðm nedir? kendi mahallelerinin çocuklarýný parlatma gayretiyle "yüzyýlýn þairleri" adýyla çýkarýlmýþ antolojilerdeki son otuz-kýrk yýlýn ürünleri, edebiyat dergilerinde, þiir yýllýklarýnda yayýnlanan onca þiir, niye ruhumda en küçük bir esinti meydana getirmiyor? Nedir bunun sebebi?

Ýþte bütün bunlar üzerinde kafa yorarken, geçende ülkemizin hatýrý sayýlýr bir edebiyat dergisinin öncü þairlerinden biriyle buluþtum. Sohbetin bir yerinde, onun masasýnda duran bir kitaptan herhangi bir sayfayý açýp okuduðum bir þiiri kendisine uzattým. O þiirde ne anlatýldýðýný ya da ne anlamamýz gerektiðini sordum. Bunu söylerken de, muhatabýmýn, hiç bir bilgelik ve derinlik içermeyen o metin üzerinde yorum ya da analiz yapmasýný beklemiyordum. Çünkü, boyanýn tuvale geliþigüzel serpilmesi gibi, birbiriyle ilgisiz kelimelerin altalta yazýldýðý metinden bir tema oluþturmak, bir ana fikir çýkarmak mümkün görünmüyordu. Muhatabým da bu durumun farkýna varmýþ olacak ki, bir zeka oyunuyla beni savuþturmaya çalýþtý. Temasýyla ilgili hiç bir deðerlendirmeye girmeden, þiiri basit bulduðunu, kendisinin daha karmaþýk anlatýmlarý tercih ettiðini söyledi. Sorun tam da buydu, derin görünsün diye sularý bulandýrmak...

Türk þiirinin duayenleri Mevlana, Yunus Emre sözün derinliðinin saflýðýnda olduðunu biliyor ve öyle söylüyorlardý. Yalnýz onlar mý? Ýkinci yenicilere gelinceye kadar þairin ne dediði belliydi. Kullandýðý bir kýsým kelimeleri bilmemek ise, bir sözlük meselesiydi. Bunun dýþýnda, þiirin ne dediðini anlama, temasýný çözme sorunu yoktu. Teþbihleri, telmihleri bilmeseniz bile, þiirin duygusuna nüfuz ederdiniz. Aruz ve hece adlý iki ayrý ana damardan beslenen ve kinayesinden cinasýna kadar zengin bir söz sanatý kadrosuna sahip bulunan Türk þiiri, ilk ciddi kýrýlmayý ya da cýlýzlaþmayý serbest þiire geçiþle yaþadý. Orhan Veli'yle özdeþleþen bu yeni akýmla Türk þiiri, eski Türkçe'den, vezinlerden ve söz sanatlarýndan uzaklaþtý. Sermaye olarak, elinde dil devrimiyle sadeleþtirilmiþ bir sözlükle gündelik hayatý anlatmak kaldý. Ancak vezni yýkan bu hareket, kelimelerde "yeniyi" tercih ederken, dilin yapýsýna müdahale etmedi. Vezinle birlikte eski sözlüðe reddiye olarak doðduðu için, þiirin melodisini bozdu ama Türkçe'nin söz dizimini (sentaks) korudu, dilin yapýsýyla uðraþmadý.

Dilin yapýsýna, yani þiirdeki söz dizimine ve anlam bütünlüðüne müdahaleyi ise 1950'lerde ortaya çýkan ikinci yeniciler gerçekleþtirdi. Edip Cansever ve arkadaþlarýnýn önayak olduðu bu savruk söyleyiþ, "entelektüel þiir" imajýyla servis edildi ve kabul etmek gerekir ki hedeflenen kitlede de, þu ya da bu þekilde belli bir karþýlýk buldu. Yalnýz klasik sanat unsurlarýný deðil, beraberinde dilin mimari ve melodisini de dýþlayan bu akým, þiir adýna son elli yýlýn ana belirleyicisi olarak merkeze oturdu. Geniþ halk yýðýnlarý bakýmýndan olmasa bile, sýradýþý olmayý yerleþik kabullerden uzaklaþmak olarak görenlerin, bu þiire gösterdiði raðbet, "modern þiir zevki budur" þeklinde bir algýyý dayattý.

Bu yeni akým, yazdýðý þeyin hakkýný ve hesabýný verecek kadar derin bir þiir vukufiyeti bulunan ustalarý sarmalýna alamasa da, modern Türk þiiri adýna son yarým asrýn ana belirleyicisi, yeni kuþak þairlerin de umumiyetle yol göstericisi ya da en azýndan ana etkileyici oldu. Böylece þiirimiz yalnýzca, Türkçenin mimarisini ve melodisini terk etmekle kalmadý; yüzyýllar boyunca taþýyageldiði söz sanatlarýyla birlikte, manadaki derinliðini ve söyleyiþteki saflýðýný da kaybetti. Bu kaybediþ, bir virgül için sabahtan akþama kadar düþünen þairlerin yerini, zamansýz gelen misafire omlet yaparcasýna þiir yazýp servis eden insanlarýn doðmasýna yol açtý.

Anlaþýlmazlýðýný okuyucunun yetmezliðine tahmil ettiði için kimsenin "kral çýplak" diyemediði bu þiirler, yalnýz söyleyiþ biçimi itibariyle deðil, poetikasý itibariyle de flu ya da karanlýktý. Öyle ki, bu þiire iliþkin manifestolar, kendi dilini yaratmak, anlak, izlek gibi toplum zihninde karþýlýðý bulunmayan sözlerle doluyordu. "Postmodern þiir fenomeni, þiir kamusunun henüz sýnýrlarýný ve muhteviyatýný yeterince tefrik edebildiði bir tanýma sahip deðil" ifadesinde olduðu gibi birbiriyle ilgisiz kelimeler ayný cümlede zoraki tutuluyordu. Ama cümlenin ne dediðini anlamak hemen mümkün olmadýðý için tekrar tekrar okumak gerekiyordu.

Onlara göre mýsra devri kapanmýþtý, þimdi þiire bir bütün olarak bakma zamanýydý. Oysa þiir mýsralardan, mýsra onu þekillendiren kelimelerden oluþur. "Yasemin" kelimesindeki bütün sessizlerin yumuþak, seslilerin kalýndan ise inceye doðru giden bir ahenk oluþturduðuna dikkat etmeden bu sözdeki güzelliðin sýrrýný keþfetmek mümkün deðildir. Türkçe'de binlerce kelimede var olan bu insicamý görmeden kusursuz mýsraya varýlmasý beklenemez. Hakký Ýbrahimhakkýoðlu'nun, "Yandý gül, gülþende bülbül, yandý câným bir su ver." mýsraýndaki o ihtiþamý saðlayan þey, yalnýzca aruzun gücü deðil, kullanýlan seslerin muazzam iç uyumudur.

Peki, ikinci yeninin etkisiyle þekillenen þiirler çok kötü de, geleneðe yaslandýðýný sananlarýn durumu diðerinden daha mý iyi? Deðil tabii ki... Ancak, epey zamandýr kendini þiirin merkezi ve eliti gören postmodernistler, "geleneðin çevresinde dolaþanlarý" ciddiye almadýklarýndan, þiirimizin yaþadýðý kuraklýðý amatör gelenekciler üzerinden irdelemek, meselenin özünden uzaklaþmak olur. Bu böyle olmakla birlikte, Türk þiirinin yaþadýðý yarým asýrlýk savrulmayý ve deðersizleþmeyi anlayabilmek için Yahya Kemal'in bütüncül bakýþ açýsýný hatýrlamakta yarar var. O diyor ki: “Bir naaþ nasýl yavaþ yavaþ solar, çürür, lîme lîme olur, bir kemik çerçevesi kalýrsa Türk þiirinin de öyle, önce rûhu çekildi, sonra yavaþ yavaþ lisâný çürüdü, vezni bozuldu, âhengi çetrefilleþti. Nihâyet kuru bir iskelet kaldý.”

Bu tanýmlama genel anlamda gerçeði yansýtmakla birlikte, o kavurucu çölün ortasýndan nehir gibi akan þairler de çýkmýþtýr elbette... Sezai Karakoç, Attila Ýlhan, Erdem Beyazýt bunlardan sadece bir kaçý... Annelerinden emdikleri Türkçeyi kirletmeden þiirlerine yansýtan, yaþadýklarý dönemin yüzaký olmakla kalmayýp, geleceðe de umut aþýlayan bu þairlerin ortak özelliði, gelenekten beslenmiþ olmalarýdýr. Tabii ki, gelenekten murat, geçmiþi tekrar etmek deðildir. Necip Fazýl, "üstün sanatkâr, sabit bir þekil ve kalýp baðlýlýðý içinde, her an, her mýsra, her kelimede eski þekil ve kalýbýný yenileyebilendir" sözüyle bu gerçeðe iþaret etmektedir. Nasýl ki, Süleymaniye'yi birebir taklit ederek Mimar Sinan olmak mümkün deðilse, geçmiþin þiir kalýplarýný, sembollerini birebir kullanarak bugünün büyük þiirini yazmakta mümkün deðildir. Ama o mabet, beþyüz sene dayanacak taþlarýn yontulmasý ve muazzam bir estetik anlayýþýyla nasýl inþa edilmiþse, geleceðe taþýnacak þiirin de ancak öyle bir dil tutkusu ve estetik anlayýþýyla inþa edilebileceðini görmek gerekir.

Öyle ki, derinliðini saflýðýndan alýp, dil ve estetik anlayýþýyla þekillenen mýsralar, terennüm edildiði bütün dudaklardan bengisu içmektedir. "Þarabýn gazabýndan kork / Çünkü fena kýrmýzýdýr" (Attila Ýlhan). "Sizin hiç babanýz öldü mü? / Benim bir kere öldü, kör oldum" (Cemal Süreya). "Ýzmir'in denizi kýz, kýzý deniz./ Sokaklarý hem kýz, hem deniz kokar" (Cahit Külebi). "Neden büyük ýrmaklardan bile heyecanlýydý / Karlý bir gece vakti bir dostu uyandýrmak" (Ýsmet Özel). "Taþ taþ deðil baðrýndýr taþ senin / Nereni,nasýl yaksýn söyle bu ateþ senin" (Osman Sarý). Her biri saflýðýn derinliðinde yükselen bu beyitler, yalnýzca þairlerinin yýldýzýný parlatmakla kalmayýp, kalýcý þiirin de istikametini göstermektedirler.

Bu gerçeði görmeden, þiiri köklerinden koparýp, yalnýzca ayný kompartýmandakilerin anlayabildiði bir jargona dönüþtürmek, o kiþileri bir süreliðine iyi hissettirse de, yazdýklarýný toplumun gönül kubbesinde "baki kalacak hoþ sedaya" dönüþtürmeye yetmez.

O þair dosta sorduðum, "son on beþ yýlda yazýlýpta aklýnýzda kalan bir þiir var mý?" þeklindeki sorunun cevapsýz kalmasý bunun açýk delili...

Mehmet Taþtan

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Güzel Yazý
Gönderen: Naki Aydoðan / , Türkiye
8 Eylül 2021
Eleþtiriye karþý güzel yazý saðlam bir duvar. Katýlýyorum þiirin köküne inmeli, yazýyý yeniden icat etmeli ve okurluðu yeniden keþfederek yeni okurlar edinmeli. Ben bir okuryazar, eðitimini almadan þiir yazar olarak þiir okurken araþtýrýr þiir yazarken okurum, okurluðumu belli ederim. Yazýnýzýn güzelliði büyüledi beni ve eleþtiri ve tenkitleriniz benliðimde kazma ve kürek olarak yer etti. Saygýlarýmla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn çaðdaþ sanat kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þiir ve Þair

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þiirin Neresindesiniz?
Þiirin Gördüðü Manzara

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sýradan Acýlar [Þiir]
Hüzünlü Perde [Þiir]
Gözlerinde Çað Yanar [Þiir]
Lila [Þiir]
Gideceðim [Þiir]
Bir Ömür [Þiir]
Suçlu Benim [Þiir]


mehmet taþtan kimdir?

Yirmi yaþýndayken, Ýnsan Boþluðu (1987) adlý ilk þiir kitabý yayýnlandý. Yaðmur Islýyor Beni (2009) adlý ikinci kitabý, akademik çevreler ve okurlar tarafýndan takdir ve ilgiyle karþýlandý. "Bu Kapýdan" adlý yeni þiir kitabý Nisan 2016'da Berikan Yayýnevi tarafýndan yayýnlandý


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © mehmet taþtan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.