..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




29 Aralýk 2015
Zerdaliyi Kim Dikmiþ  
Mehmet Önder
Davayý kaybeden avukata para yook!


:ADCG:
      ZERDALÝYÝ KÝM DÝKMÝÞ


      Beþ on dakika oturdu oturmadý:
- Senin burasý da imamevinden aþ, ölü gözünden yaþ. Kahveciye borcun mu var? Hadi çaylar benden olsun.
- !
      Benden çay söylemek dýþýnda karþýlýk alamayýnca yeni arayýþlara girdi. Sýradan, raflara göz attý. Hatta, süzdü:
- Hepsini okudun mu?
- Eh, gerektikçe okunuyor.
      Yüzünün sol yanýyla sinsice gülümsedi:
- Ne oldu?
- Bana, pek okumuþsun gibi gelmedi de.
- Nedenmiþ o?
- Avukatýn sermayesi çene; ama sende biraz sermaye sýkýntýsý var. Çoluk çocuk biz yardýmcý olmasak duruþmalarda gýkýn çýkmayacak. Bizim tarafta kimse yokmuþ gibi.
- Sürekli konuþmam mý gerekiyor?
- Deðil de, bir zerdaliyi kimin diktiðini söyletemedin beþ aydýr.

     …

      Ýsmail bey sürekli saldýrýda. Aslýnda amacýný da anlýyorum. Beni, beþ aydýr ve de beþ duruþma öncesinden beri ödemediði avukatlýk ücretiyle “Birader sen hallet, ben haftaya geleceðim” deyip ödettiði keþif masrafýný isteyemeyeceðim kývama getirmeye çalýþýyor. Ben ekonomiden dem vurup sýkýntýdan bahsettikçe, o zerdaliyi soruyor.
     Dava tapu iptali ve tescil. Büyük olasýlýkla bir saat sonraki duruþmada karara çýkacak. Tarlasý, meyvesý, otu çöpü hepsi Ýsmail Bey’in. Ama avukatlýk ücreti, masraf? O zor. Bir ara baktým pantolonunun sað cebi þiþkince. Bu güzel, öyle ya o da insan; þimdi “Bayaðý gecikti, özür dilerim. Buyur paraný. Bu da benim için yaptýðýn keþif masrafý” der, bu iþ biter. Ýhtimal cebindeki þiþkinlik de o paranýn þiþkinliðidir, diye umuyorum.
Ama ne gezer, elini cebine attý, bir tomar bez çýkardý. Bu bir mendil, daha doðrusu eskilerin yaðlýk dediði türden; büyükçesi. Eðildi, burnundan metalik bir ses çýkardý. Yeniden cebine koydu. Bütün umutlar suya düþtü. Bu þiþkinlikten yaðlýk çýkarsa, öteki cebinden taþ çatlasa mentollü mendil çýkar. Baþka bir þey çýkmaz.

     …

Daha önce kaç kez yaþadýk benzerlerini. Ýlk duruþmadan önce para getirecek, akþamdan annesi öldü. Akþam annesi ölmüþ adamdan avukatlýk ücreti istemek de ayýp olur. Hem de akþam ölen anasýný sabahýn ayazýnda defnedip, dokuzdaki duruþmaya yetiþebilen bir fedakar evlattan… Tabii ki, yerden göðe kadar haklý. En geç ikinci duruþma öncesi ödeyeceðini de söylerse hele.
Dünyanýn bin bir türlü hali var derler ya, ne iþ yaptý ne sattýysa Ýsmail Bey’in bir köy muhtarlýðýnda yüklüce alacaðý varmýþ. Þanssýzlýk; paralarýn daðýtýlacaðýndan bir gün önce binada yangýn çýkmýþ. Bütün evrak kül olmuþ. Ödemeler askýda. Ne denebilir þimdi; ikinci duruþmadan önce de ödeme yok.
Ýsmail bey üçüncü duruþmadan önce erkenden gelmiþ. Büronun kapýsýnda karþýladý beni. “Yok” dedi, “Bu þans denen þey bende yok!”
- No oldu?
- Benim, büyük oðlan Hollanda’da çalýþýr. Ýþi iyi, kazancý güzel. Ondan istedim.
Oluyor mu ne? Meraktan sözünü kesmiþim:
- Gönderdi mi?
- Ne göndermesi! Orada Yumurta Bayramý diye bir bayram varmýþ, dini bayrammýþ. Resmi tatil, diye bütün bankalar kapalý mý sana? Para iþi yattý. Bende þans mý var kardeþim?
Ýçimden “Estaðfurullah o onur tümüyle bize ait” desem de, söylenecek bir þey yok.
Her duruþma öncesi umutla beklenir ya; bekliyoruz. Dördüncü duruþma öncesi yine geldi. Bu kez babasýna tren çarpmýþ. Günlerce hastanelerde koþuþturmaktan periþan olmuþ. Cenazeyi daha dün alabilmiþ. Ne elde kalmýþ ne avuçta.
Tabii insanlýk hali. Hem tren bu kolay mý? Kime çarpsa ayný þeyi yapardý.
Aslýnda ben, keþif günü için çok umutluydum. Keþif masraflarý ile ücreti getirir, diye. O da olmadý. Asýl þanssýz olan benim dedim ya, keþiften bir gün önce kötüleþen annesini özel doktora götürmüþ. “Kolay mý özel doktora gitmek?“ dedi. “Sigortasýz, Bað-Kur’suz.” Deðil de, ilk duruþmadan bir gün önce ölen annesi bu kez dirilip “Oðlum Ýsmail , ben dirildim. Haydi beni özel doktora götür. Paran yoksa, avukata vereceðin parayý kullan. Onlar herkesten çuvalla para kazanýyor. Senden almazsa batacak deðil ya!” demiþtir. Eh bu da evlat ya, kýramamýþtýr anacaðýzýný!
Her þeyi kabullendim de, Ýsmail Bey’in saðda solda “Avukatýn parasýný ben vermiyor muyum? Ýster duruþmaya sokarým, ister adliye binasýnýn önünde davalýyý dövdürürüm?” diye konuþmasý çok aðýrýma gitti.

     …

Neyse, paradan puldan umudu kestik, bari duruþmayý kaçýrmayayým, deyip adliyenin yolunu tuttum. O önden, ben arkadan. Yanýmdan gidemiyor; çünkü, ev ahalisi yetiþmiþ kapýda bekliyormuþ. Saðýmda karýsý, solumda kýzý, her duruþmaya gidiþimizde yaptýklarý gibi, eðilip eðilip yüzüme üflüyorlar. Bir ara “Ýsmail, bey al þunlarý baþýmdan” demeye yeltendim; döndü bir de o üfürdü. Sabahtan beri aðzýnýn içinde takýrdattýðý nane þekerinin kokusu üç metre öteden genzime kadar dayandý.
Üfürüle üfürüle adliye binasýna girdik. Ama orada da rahat yok. Üçü birden baro odasýnýn karþýsýna dikildiler. Ýçlerinden okuyorlar, gözlerini yumup daireler çize çize üzerime üflüyorlar. Bereket versin meslekdaþlardan durumu fark eden yok. Ama bu anlaþýlmayacak demek de deðil. Önlem almalýyým. Yanlarýna gittim, nefeslerini boþa harcamamalarýný, bana okuyup üflemelerinin karara etkisi olmadýðýný, asýl hakime üflemesi gerektiðini; hatta hakime gönderilen üfürüklerin temyiz aþamasýnda Yargýtay üyeleri üzerinde de etkisi bulunduðunu söyledim.
Ýsmail bey, “Temyiz hakimlerine de etkili olduðu garanti mi? “ dedi. “Yüzde doksandokuz oranýnda” dedim. Birden yüzü aydýnlandý, rahatladý     
Sözleri duyan ve ailenin de gerçek reisi olduðu kanýsý uyandýran karýsý Ýsmail Bey’in kulaðýna, fýsýltýyla “Doðru olabilir. Bununla vakit kaybetmeyelim, gidelim yýlanýn baþýný kendi elimizle ezelim” dedi. Kýzýna da bir, haydi gel iþareti yaptý, soluðu duruþma salonunda aldýlar. Arkadaki seyirci sýrasýndan hakimin yüzüne karþý yine daireler çize çize, üflemeye baþladýlar.



Duruþma saati gelince içeri girdim. Zaten içerde olan bizimkiler bir ön sýraya geçti. Ýsmail bey en yakýnýma, karýsý onun yanýna, kýzý da anasýnýn yanýna oturdu.
Ama sorunlar bitmiyor. Hakim, bayanlarýn davada taraf olmadýðýný anlayýp biraz yüksek sesle, arka sýraya geçmelerini söyleyince, üçü birden dönüp yüzüme baktýlar: “Hayýr. Onlar bizden. Burada oturacaklar!” dememi beklediler. Benden ses çýkmayýnca, “Seni rezil seni” anlamýnda yüzüme bakýp, homurdanarak arka sýraya geçtiler.
Ýsmail bey bir ara, her duruþmada yaptýðý gibi, cebinden bir kaðýt çýkardý; bana uzatýp “Bunu hakime ver” iþareti yaptý. Ben de kaþlarýmý kaldýrýp “Olmaz”, baþýmla da “Koy onu cebine” iþareti yapýnca sinirlendi. Efelenir gibi baþýný uzattý:
- Ver dedim sana. Þimdi davayý kaybedeceksin de, ele güne rezil edeceksin beni!
Karýsý da arkadan destek veriyor:
- Beceriksiz, daha kaðýt vermeyi bilmiyor.
Kýzý boþ durur mu? O da babasýna yükleniyor.
- Anam sana “Bu herifi tutmayalým, bunda avukat kýlýðý yok” demedi mi ha, demedi mi?
Ýsmail bey her duruþma öncesi, duruþma sýrasýnda elime tutuþturmak üzere, bir þeyler karalayýp getiriyor. Olur olmaz her þeyi de yazýyor. Genellikle, birinci paragrafta davalýnýn ne denli aþaðýlýk, onursuz biri olduðunu ballandýra ballandýra anlatýyor; ikinci paragrafta sülalesinin ne denli ahlaksýz, hýrsýz, uðursuz olduðunu somut örneklerle ortaya koyuyor. Yazýnýn serim, düðüm bölümlerini böyle oluþturduktan sonra, çözüm bölümünü de mutlaka, ”O zerdaliyi sen mi diktin ulan ..zevenk” özdeyiþi ile sonlandýrýyor.

          …

Arka sýraya geçen karýsý ile kýzýnýn her an bir þeyleri kurtaracakmýþ gibi tetik duruþlarý, ani ve çeyrek, yarým hop oturup hop kalkýþlarý salondakileri tebessüm ettirse de, ister istemez dikkatleri daðýtýyordu.
Yine bir ara; arkadakiler söylenmeye devam ettiðinden olacak hakim “Dýþarý çýkýn!” dedi. Çýkmayýnca da mübaþire “Çýkar þunlarý dýþarý!” diye uyardý. Tabii olayýn suçlusu belli: Ben. Üçü bir aðýzdan “En sonunda dýþarý da attýrdýn ha?” diye söylenirken kadýnla kýz Ýsmail Bey’e, “Biz sana öteki avukatý tutalým, dedik. Bunda hayýrlý göz yok, bu adam davayý satar, dedik. Dinletemedik dinletemediik” nidalarýyla, baðýra çaðýra dýþarý çýktýlar.

     
     …


Artýk dava bitirilecek. Hakim taraflara son kez dava ile ilgili diyeceklerini sordu. Ýsmail bey bunu duydu ya, söz sýrasý da gelmiþken, bana “Zerdaliyi kim dikmiþ onu sor, haydi onu sor ” diye bastýrmaya baþladý. Hakim zerdali sözcüðünü duyunca “Bir daha zerdali dersen seni de dýþarý atarým” diye uyardý. Bizimki zorunlu olarak sustu.
Karar davanýn kabulüne. Dýþarý çýktým ki, yerde biri uzanmýþ yatýyor. Kalemden kolonya bulmuþlar, ayýltmaya çalýþýyorlar. Yüzüne baktým, Ýsmail bey’in karýsý . Kýzý, hem anasýnýn bileklerini ovuyor, hem de “Biz yandýk, biz mahvolduk” diye söyleniyor. “Ne baðýrýyorsun davayý kazandýk ya” dedim.
- Zerdaliyi o mu dikmiþ? O uðursuz mu dikmiþ, dedi.
Ne farkeder, davayý kazandýk. Tarla da sizin, zerdali de sizin diyecem, Ýsmail beyden lafým yarým kaldý:
- Peki o namussuza “Zerdaliyi Ýsmail dikti” dedirtebildin mi?
- Hayýr ama…
- Sen hangi davayý kazandýn o zaman?
Ben yanýt ararken kadýn da iyileþip ayaða kalktý. Üçü birden:
- Davayý kaybeden avukata para yook!





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.