..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçý, toplumda uzun çalýþma ve çabalardan sonra alnýnda ýþýðý ilk duyan insandýr. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Aný > Numan Kurt




6 Ocak 2016
Ben, O Köyü Çok Sevdim  
Numan Kurt

:ABHG:
Merhaba,
Bu yazýmda tam altmýþ iki yýl önce köyümüze gelip üç yýl öðretmenlik yapan, köylülerimizin unutmadýðý, kendisinin de bizleri hiç unutmadýðýný bildiðim Ýzzet Ernur öðretmeni anlattým.
...................................................................................................................

( Ýzzet Ernur’a)
“Poyrazý dondururdu akþamlarý
Masa üstü gibi dümdüz ovanýn
En ucunda köyün
Koca binanýn bir küçük odasýnda
Ve de gaz lambasýnýn ýþýðýnda
Ben düþünürdüm
Boz önlükleri, ak yakalarýyla
Burunlarýný iþlik kollarýna silmiþ
Soluk yüzlü
Soðukkuyu ayakkabýlý
Ama saygýlý
Köy çocuklarýný”
………………………………………………………………………………………
“Ankara’ya kadar gelmiþken Mucur’a kadar uzanýp can dostum Hasan Çavuþ’u da ziyaret edeyim.” dedi kendi kendine. Otuz yedi yýl çalýþtýktan sonra þimdi emeklilik iþlemleri için gelmiþti baþkente. Üþenmemeliydi, ne vardý ki Ankara’dan Mucur’a? Atladý mý otobüse üç saat sonra oradaydý.
*
Otobüs . bozkýrýn ortasýnda yýlan gibi kývrýlan yolda giderken o yöre halkýnýn kendilerine has þiveleriyle konuþmalarýný bir süre dinledi. Sonra daldý otuz yedi yýl öncesine...Bu yolculuk onu ta 1954 yýlýnýn yaz sonuna götürdü:
Savaþtepe Köy Enstitüsü’nü bitirmiþ, Hacýbektaþ’ýn Sadýk köyüne atanmýþtý. Bozkýrýn ýþýðý olan köy enstitüleri kendisi son sýnýfa geçtiðinde kapatýlmýþ öðretmen okullarýna dönüþtürülmüþtü. Asýlsýz söylentilerle kapatýlan bu okullardan sonra Anadolu’yu aydýnlatan bir ýþýk söndürülmüþtü.
Ýlçeye “göreve baþlama dilekçesi”ni verdikten sonra Hanomag marka bir traktörle köye ulaþmýþtý 1954 yýlýnýn yaz sonu sýcak bir gününde. Köyde onu Hasan Kurt ve Ýlhan Tekin karþýlamýþlardý. Ýþte þimdi Mucur’a yerleþen Hasan Kurt’u ziyarete gidiyordu. Köyde kaldýðý üç yýl içinde onlarla çok güzel dostluklar kurmuþtu. Bu arada 1960’lý yýllarýn baþýnda vefat eden Ýlhan Tekin’i de rahmetle andý. Köyde “Hatip” namýyla anýlan Hakký Çavuþ muhtardý. Koca Anadolu bozkýrýnýn ortasýnda düz ovaya kurulmuþ bir köy. Toprak damlý evleri, çatýlý okulu, selektörü ile aðaçsýz; ama insanlarý ile samimi bir köy…
Okulu gezmiþ, yakýn zamanda köye dönmek üzere memleketi Balýkesir’e gideceðini söylemiþti. “Yook, “ dedi muhtar ve ilk tanýdýðý köylüler, “…gidersen geri dönmezsin.” Söz vermiþti döneceðine; ama yine de “Gömleðini rehin býrak, inanalým döneceðine” demiþlerdi. Eee, öðretmenin gömleði de kýymetliydi o zamanlar hani. Onlarda böyle gömlek ne arar. Çoðunun giydiði yakasýz iþlik.
1954’ün eylülünde yüz on öðrencili okulu açtý . Okula gelen üç beþ kiþi. O zaman için köy yerinde iþ güç bitmemiþtir. Zaman içinde bütün öðrencileri okula getirmeyi baþarmýþtý. Bunu baþarmak için denediði yollardan biri de bisikletle gidip tarlalarda, harmanda öðrencileri bulup okula getirmekti.
Okulun adýna yüz elli dönüm tarla vardý. Bu önemli gelir kaynaðýný iyi kullandý. Bahçe duvarýný yaptýrdý, bahçeyi aðaçlandýrdý. Her yýl okulu teftiþe gelen ilköðretim müfettiþinin de takdirini kazanmýþtý. Bu müfettiþin de önerisiyle bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý’nýn ilçedeki daire amirlerinin, çevre köylerdeki öðretmen ve öðrencilerin katýlýmýyla Sadýk köyünde kutlanmasýna öncülük etti..
Sadýk köyünde üç yýl kalmýþtý.. Ýlk iki yýlýnda bekardý, son yýlýnda sevgili eþi Þennur Haným’la birlikte geldi köye. Eþi de kültürüne, âdetlerine yabancý olduðu bu köyü ve köylüleri çok sevmiþti. Çünkü onlar alçak gönüllü insanlardý. Bekarlýk döneminde Ýzzet öðretmenin en yakýn dostlarýndan biri de evleri okula çok yakýn olan Kara Mustafa dedenin oðlu Tahir Dayýoðlu’ydu. Geldiðinin ikinci yýlýnda da Aliþan Deveci muhtar olmuþtu.
Köyde okuma seferberliði onunla baþlamýþtý. Ýlkokulu bitirdikleri halde Asým Kurt ve Mustafa Taþ’ý okula devam ettirdi, onlarýn öðretmen okulunu kazanmalarýna yardýmcý oldu. Köyde ilkokuldan sonra ortaokula gitme olayý Ýzzet Ernur’un öðrencileriyle baþladý.
Üç yýl içinde köylü onu çok sevmiþti. Köyden ayrýldýktan sonra deðiþik yýllarda köyü ve eski dostlarýný ziyaret etmeyi hiç ihmal etmedi. Þimdi otuz üç yýl sonra yine yollardaydý. Sadýk köyünün hiç unutamadýðý, “velesbitiyle tarlada öðrenci toplayan” bu idealist öðretmen.
*
Otobüs muavininin “Sayýn yolcular Kýrþehir’e geldik, otobüsümüz Mucur’a kadar gidecektir, Mucur yolcularý inmesin.” Sözleriyle daldýðý hayalden, gözünün önünden þerit gibi geçen otuz beþ yýl önceki yaþadýklarýndan sýyrýldý Ýzzet öðretmen. Yarým saat sonra dostu Hasan Kurt’u ziyaret edecekti. Ýçini bir heyecan kapladý.
…………………………………………………………………………………………
-Alo!
-Alo, ana sen misin?
-Benim oðlum.Balýkesirli Ýzzet öðretmen bizi ziyarete geldi de sizi de görmek istiyor, akþam bize gelin.
-Olur ana, yemekten sonra geliriz, bir ihtiyacýnýz var mý?
-Yok.
Ýzzet Ernur öðretmen, ben ilkokula baþlamadan köyümüzde öðretmenlik yapmýþtý. Aðabeylerimin öðretmeniydi. Üç yýl kaldýðý köyümüzde ayrýldýktan sonra bu unutamadýðý ilk görev yerine birkaç kez dost ziyaretine gelmiþti. Ayrýca iki yýl önce birlikte çalýþtýðým Balýkesirli bir arkadaþýmý ziyarete gittiðimde onu bulmuþtum. Akþam da evine ziyarete gitmiþtik arkadaþýmla birlikte. Gece geç vakitlere kadar aradan bunca yýl geçmesine raðmen hem kendisi hem de eþi Þennur Haným bana köyde onlarýn kaldýðý yýllarda yaþayan bütün aileleri sormuþlardý. Herkes hâlâ akýllarýndaydý.
Babamlarda o akþam çaylar, kahveler içildi, sohbet edildi. Yatma vakti geldiðinde:
-Ýzzet hocam, ben yarýn okuldan iki gün izin alýp sizi gezdirmek istiyorum. Köye, Kayseri'ye, Kýrþehir'e gideriz, tüm eski öðrencilerinizi görürsünüz.
-Çok memnun olurum, sana zahmet olmasýn.
-Yok, ben sabah erken gelirim.Ýsterseniz þimdi bize gidelim, bizde kalalým.
-Olmaz, ben Hasan Çavuþ'u görmeye geldim, gece de burada kalmak istiyorum.
*
Sabahýn erken saatinde Mucur terminalinde Kayseri'ye giden otobüse bindiðimizde orta sýradaki koltuklarýn birinde tek kiþi vardý. Mucur'da oturan, köyümüzde öðretmenlik yapan hala oðlu Ahmet Ünlütürk. Her gün köye gidiþ geliþ yapýyordu. Beni görünce:
-Ne o dayý oðlu, hayýrdýr nereye?
-Köye gidiyorum.
Bu arada kaþla gözle yanýmdaki kiþiyi soruyordu.
-Ýzzet Hocam, sizin öðretmeniniz.
O anda bizim Ahmet'i görmeliydiniz. Elinde yeni yaktýðý sigarasýný nereye söndüreceðini þaþýrdý. Hoþ beþ ettiler. Bunca yýl sonra neredeyse kendi emekliliði gelen hala oðlu, öðretmenine sigara içerken yakalanmýþ öðrenci gibi suçlandý, saygýsýný gösterdi.
Köy sapaðýna gelince otobüsten indik. Þimdi tam hatýrlayamýyorum; ama baþka bir vasýtayla köyü ulaþtýk. Köyün içi her kýþ olduðu gibi çamurluydu. Ahmet, okuluna yöneldi, biz de hemen yanýndaki köy kahvehanesine girdik. Kahvehane aðzýna kadar dolu. Ýçeri yoðun sigara dumaný. Ýçeri girince selamýmýzý duyanlar okey masasýndan kafalarýný kaldýrýp baktýlar. Ben:
-Köyümüzün yýllar öncesindeki öðretmeni Ýzzet Ernur hocamla sizleri ziyarete geldik.
Bir kaç aðýzdan "Hoþ geldiniz!" sesi çýksa da beklediðimiz yakýnlýðý bulamadýk gibi geldi bana. Ýzzet öðretmenin de yüz ifadesinden anladým bunu. Bu arada Göbekli Bayram aðabey, masalarýn arasýndan fýrladý geldi:
-Vay, Ýzzet hocam, hoþ geldin, sefalar getirdin köyümüze.
-Hoþ bulduk Bayram.
Köyümün bu güzel insaný bizi kucaklarcasýna dýþarý çýkardý.
-Haydi bizim eve gidelim.
Bayram aðabeyin evinde yemek, çay, kahve, sohbet derken iki saat kadar oturduk. Bu arada Bayram aðabeyin telefonuyla Abdullah Tekin amca da geldi . Ýzzet öðretmenin de keyfi yerine geldi.
*
Ýkindi üzeri Kayseri yolundaydýk. Öðretmenimizin öðrencilerinden çoðu Kayseri'ye yerleþmiþti. Hemen hemen hepsi öðretmendi. Onlarý görmekten de ayrý mutluluk duyacaktý.
Aðabeyimin Talas'taki evinin yakýnýndaki durakta belediye otobüsünden inince önümüzde yürüyüp giden Ahmet Akyürek'i gördüm. Biz de peþinden giderken:
-Þu gideni tanýyabildin mi Ýzzet hocam?
-Yüzünü görmem lazým.
Biraz ilerleyip bakýnca:
-Yahu bu bizim Ahmet Akyürek deðil mi?
-Evet, bunca yýl sonra tanýyabilmeniz çok ilginç.
-Ýlkokulda iken "Kafa gidiyor, kafa gidiyor!" derdi sýk sýk.
Yürüdük. Ahmet'in omuzuna dokundum, dönüp baktý:
-Oooo! Hoþ geldin nasýlsýn?
-Ýyiyim, sen nasýlsýn, nereye böyle?
-Eve gidiyorum?
-Misafirimi taný bakalým.
Ahmet, baktý baktý tanýyamadý. "Ýzzet öðretmenimiz." deyince o da hemen elini öptü. Beni þaþýrtan da öðretmenimizin hafýzasý oldu.
O akþam öðretmenimizin Kayseri'deki öðrencilerinin hemen hemen hepsi Yusuf aðabeyimin evindeydi. Geç vakte kadar sohbet edildi, anýlar anlatýldý. Mutlu oldu Ýzzet öðretmen.
Misafirler gidip de yataða baþýmýzý koyduðumuzda "Ýzzet hocam, yarýn da Kýrþehir'deyiz, iyi geceler." dedim. Yorgundu, hemen uyudu.
*
Kayseri'den Kýrþehir'e gelen otobüsten aðabeyim Asým Kurt'un oturduðu Bankaevleri'nin yanýnda indik. Öðle yakýndý. Eve doðru giderken Ýzzet öðretmeni elinde siyah çantayla görünce aklýma muzýrlýk geldi. Aðabeyim de Tevriz yengem de onu öðrencisiydi.
-Hocam sizden bir isteðim var..
-Hay hay, buyur söyle!
-Þimdi aðabeyimgile vardýðýmýzda kendisi okuldadýr. Evde yengem olur. Eðer sizi görünce tanýmazsa ben sizi satýcý olarak tanýtacaðým. Hani þimdi etrafta çok sayýda kitap, ansiklopedi, çeþitli eþya satýcýlarý var ya!
- Haydi bakalým, seni mi kýrayým, biraz neþeleniriz.
Zili çaldýk. Kapýyý yengem açtý. Meraklý ve þüpheli gözlerle:
-Hayýrdýr, bu okul gününde, önemli bir þey mi var?
-Yok yenge, izinliydim de sizi de ziyaret etmek istedim.
-Hoþ geldiniz, buyurun!
Ýçeride kaþla gözle yanýmdakinin kim olduðunu soran yengeme:
-Bu aðabeye sizin merdivenlerde rastladým. Çarþaf, yastýk kýlýfý gibi þeyler pazarlýyormuþ. Çantasýný açsýn da bak!
Bu arada Ýzzet öðretmen eðilip çantasýný açmaya kalkýþýnca ikimiz de makaralarý koyverdik. Þaþkýn þaþkýn bakan yengeme:
-Tanýmadýn mý Ýzzet öðretmenini?
-Amaaan! Gerçekten o mu?
-Evet yenge gerçekten o, bizleri ziyarete gelmiþ.
Boynuna sarýldý öðretmeninin. Ýkisi de duygulandýlar.Biraz sonra aðabeyimi aradý yengem. Ýsmini vermeden "Misafirimiz var, eve gel!" diyerek.
Çok geçmeden aðabeyim geldi. Salona girer girmez misafiri görünce "Ýzzet hocam!" dedi O kadar yer gezdik, insan gördük, yýllar sonra onu görünce tanýyan tek kiþi Asým aðabeyim oldu. "Nasýl tanýdýn?" diye sorduðumuzda da "Þakaklarýnýn üstündeki saçlardan..." dedi.
*
Sevgili öðretmenimiz bu gezimizden sonra çok mutlu oldu. Þimdi seksen bir yaþýnda Balýkesir'de yaþýyor. Geçen yýl eþi Þennur Haným'ý kaybetmiþ. Oðlu Tuncay Ernur'la internette iletiþim içindeyiz. Ýlk iþim bu yazdýklarýmý ona göndereceðim. Ýzzet öðretmenimize okusun diye. Ben, çok sýk olmasa da kendisiyle telefonda konuþuyorum. Köyümüzün altmýþ yýl önceki bu vefalý, idealist öðretmenine selam olsun.
*
"Sevgili öðretmenim
Yýlardýr hep sizi yazmak istedim
Oysa ben sizin öðrenciniz bile deðildim
Bozkýrdaki köyümde
Sekiz köþe þapkalý köylülerim
Hiç unutmadýlar sizi
Siz de vefalý oldunuz yýllar içinde
Size nice saðlýklý yýllar diler
Ellerinizden öperim"
.........................................................................................................................
Numan Kurt
6 Ocak 2016
Ankara
...............................................................................................................



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bak, Kimler Var, Unutulur Mu Hatýralar
Güzel Günler Yaþadýk
Bölük Pörçük (4)
Bölük Pörçük (3)
Baharda Özlerim Memleketimi
Gül Yüzlü Anaya Mektup
Dayým Fotoðraf Ýstemiþ
Bölük Pörçük (1)
Bölük Pörçük (2)
Benim Babam/ Adý Hasan

Yazarýn þiir ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yýllarýn Ötesinden
Elele Gezmek Ýsterim
Günü Yaþarken
Analar Aðlar (Þerife'ye)
Bu Yangýn Söndürülmeli
Çeþitlemeler
Eðirdir Meydanýnda Ýki Aðaç

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gecenin Zifiri Karanlýðý, Sis ve Sancý [Öykü]
Ýlginç Adamdý Benim Dedem [Öykü]
Köyümde Düðün Var (Dý) [Öykü]
Yoksulun Gönlü Zengin [Öykü]
Müdür Koltuðunda Yatan Fare [Öykü]
Karanlýk, Aðaran Yol, Köpekler ve Korku [Öykü]
Önce Gerçekler, Sonra Özlemler ve Hayaller [Öykü]
Dön Geri Bak [Öykü]
Aliþen Emmi'nin Dükkâný [Öykü]
"Þýp" Diye Sevmiþim Ben [Öykü]


Numan Kurt kimdir?

1951 Nevþehir-Hacýbektaþ-Sadýk Köyü doðumluyum. Ýlkokulu köyümde,ortaokulu Nevþehir'de,öðretmen okulunu Kýrþehir'de,eðitim enstitüsünü Konya Selçuk Eðitim Enstitüsünde okudum. 1972'den 1998'e kadar Mucur'da ve Ankara'da çeþitli okullarda çalýþtým. 1998'de Ankara-Batýkent Mobil Lisesi edebiyat öðretmenliðinden emekli oldum. On yýl çeþitli dershanelerde ÖSS hazýrlýk kurslarýnda çalýþtým. Þimdi köyümle,köyümün insanlarýyla,okullarda yaþadýðým ilginç olaylarla ilgili yazýlarý bu blogumda ve köy sitemizde yazýyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Numan Kurt, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.