..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar > Hakan Yozcu




7 Ocak 2016
izmir Günleri  
Hakan Yozcu
Hasan Saðlam Öðretmenevi Eþrefpaþa’da Ýkiçeþmelik Caddesi’nde bulunuyor. Ulaþým çok kolay ve rahat. Belediye Otobüsleri buradan geçiyor. Durak, hemen önünde. Öðretmenevi’ne geldik. Çok sayýda merdivenlerden inerek Resepsiyona vardýk. Resepsiyonda çok kibar, çok nazik, güleryüzlü ve yardým etmeyi çok seven bir bayan ile karþýlaþtýk. Bize “Hoþ geldiniz” diyerek kayýtlarýmýzý yapýp oda anahtarýmýzý verdi. Öðretmenevi hakkýnda kýsa bilgiler verdi. Kahvaltý sabah 10’a kadardý ve ücretsizdi. Öðle ve akþam yemekleri çýkýyordu. Üyelere 10 TL idi. Aþaðýda kafeterya bulunuyordu. Burada oturup hoþçavakit geçirebilirdik. Bayan bize “Burayý çok seveceðimizi, bir yardýma ihtiyacýmýz olursa yardýmcý olacaðýný” söylüyordu. Gerçekten de orada çalýþanlar güleryüzleriyle burayý sevmemizi saðlýyorlardý…


:ADBC:
     
     Ýlk Gün
     Kadim dostum Bünyamin Merhametsiz ile beraberiz. 5 günlük bir kafa dinleme tatili yapacaðýz. Bunun için de Ýzmir’i tercih ettik. Konak Hasan Saðlam Öðretmenevi’nden yer ayýrttýk. Orada kalacaðýz. Burayý seçmemizin nedeni merkezi bir konuma sahip olmasý idi. Buradan istediðiniz her yöne rahatlýkla gidebiliyorsunuz.
     Adnan Menderes Havaalaný’ndan dýþarý çýktýðýmýzda müthiþ bir soðuk karþýladý bizi. Kar soðuðu vardý havada. Adeta donuyorduk.
     Konak’a gitmek için araç baktýk. Ne bir dolmuþ, ne bir otobüs vardý görünürde. Taksiler gelip geçiyordu; ama biz taksiye binmek istemiyorduk.
     Tam çýkýþta eski bir öðrencimiz ile karþýlaþtýk. O burada yaþýyormuþ. Bize, “Metro ile gidelim. Daha kýsa zamanda varýrýz.” dedi. Biz de onu takip ettik.
     Ýzmir Metrosu, sonradan yapýldý. En son gittiðimde metro hala inþaat halindeydi. Demek ki uzun zamandýr gitmemiþim Ýzmir’e…
     Doðrusu, trafik, metro sayesinde hem rahatlamýþ, hem de bir düzene girmiþ. Þehre büyük bir kolaylýk saðlamýþ.
     Ýzban kartýmýzý aldýk. Bu karta kredi yükledik. Öðrendiðimize göre bu kart, Ýzmir toplu ulaþýmýnda her yerde geçerliymiþ. Trende, Belediye otobüslerinde ve deniz ulaþýmýnda gemilerde kullanabiliyorsunuz. Tek yapmanýz kredi bittikçe yükleme noktalarýndan yükletmeniz. Biz de hep öyle yaptýk…
     Hilal Ýstasyonu aktarma yeriymiþ. Orada inip diðer hatlara geçiyorsunuz. Biz de Konak Hattýna geçtik. Konak’ta da bir otobüse binerek Hasan Saðlam Öðretmenevi’ne gittik.
     Hasan Saðlam Öðretmenevi Eþrefpaþa’da Ýkiçeþmelik Caddesi’nde bulunuyor. Ulaþým çok kolay ve rahat. Belediye Otobüsleri buradan geçiyor. Durak, hemen önünde.
     Öðretmenevi’ne geldik. Çok sayýda merdivenlerden inerek Resepsiyona vardýk. Resepsiyonda çok kibar, çok nazik, güleryüzlü ve yardým etmeyi çok seven bir bayan ile karþýlaþtýk.
      Bize “Hoþ geldiniz” diyerek kayýtlarýmýzý yapýp oda anahtarýmýzý verdi. Öðretmenevi hakkýnda kýsa bilgiler verdi. Kahvaltý sabah 10’a kadardý ve ücretsizdi. Öðle ve akþam yemekleri çýkýyordu. Üyelere 10 TL idi. Aþaðýda kafeterya bulunuyordu. Burada oturup hoþçavakit geçirebilirdik. Bayan bize “Burayý çok seveceðimizi, bir yardýma ihtiyacýmýz olursa yardýmcý olacaðýný” söylüyordu. Gerçekten de orada çalýþanlar güleryüzleriyle burayý sevmemizi saðlýyorlardý…
     Odamýza geçtik. 4 kattaydýk. Odamýzýn manzarasý müthiþti. Ýzmir Körfezi ayaklarýmýzýn altýndaydý. Ýnanýlmaz bir þekilde Karþýyaka ve Konak bize gülümsüyordu. Körfezde gemiler gidip gelirken karada da araçlar birbirlerini aralýksýz takip ediyordu.
     Odaya yerleþtikten sonra hemen aþaðýya indik. Aþaðýya doðru yürümeye baþladýk. Bir evin önünde bayrak gördük. Ne olduðunu anlamak için yaklaþtýk. Evin önünde bir levhada Ýsmet Ýnönü’nün bu evde doðduðu yazýyordu. Resimler çekip oradan ayrýldýk.
     Beþ dakika sonra Ýzmir Saat Kulesi’inin yanýndaydýk. Görkemli bir yapýydý bu. Albenisi oldukça farklýydý. Bu yapý 1901 yýlýnda Osmanlý Padiþahý 2. Abdülhamit’in tahta çýkmasýnýn 25. Yýldönümü anýsýna yapýlmýþ. Mimarý Raymond Pere imiþ. Dönemin Ýzmir Valisi Kamil Paþa, bir kampanya baþlatmýþ ve kulenin masraflarýnýn bir kýsmýný Ýzmir Halkýnýn yaptýðý baðýþlarla karþýlamýþ. O gün bu gündür bu saat kulesi adeta Ýzmir’in bir simgesi haline gelmiþ.
     Meydanda yine bir tarihi camii var. Hemen yanýnda eski Ýzmir ili Hükümet Konaðý bulunuyor. Deniz tarafýnda ise günümüz Ýzmir Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý binasý yer alýyor. Bunun önünde de Ýzmir’in Yunalýlar tarafýndan iþgal edildiði yýllarda düþmana ilk kurþunu sýkan Gazeteci Hasan Tahsin’in bir de heykeli bulunuyor. Heykelde ilk kurþunun sýkýldýðý o an temsil ediliyor.
     Burasý 20 yýl kadar önce trafiðe açýk bir bölgeydi. Hatta sahilden Kemeraltý’na giden bir üst geçit bulunuyordu. Þimdi ise trafiðe kapatýlmýþ. Üstgeçit de kaldýrýlarak ziyaretçiler için yayalaþtýrýlmýþ.
     Ýçeri doðru yürüdüðünüzde tarihi Kemeraltý Çarþýsý’na varýyorsunuz. Burasý adeta mahþeri yer. Çok kalabalýk. Ýnsanlar sel gibi aþaðý yukarý akýyor. Tabii herkesin elinde paketler veya poþetler görmeniz mümkün. Çünkü burada herkese ve herkesime uygun ürünler bulmanýz mümkün. Deyim yerindeyse burada yok, yok…
     Biz de çarþýya girdik ve alabildiðince gezdik. Her sokaðý ayrý bir pazardý. Labirent gibi sokaklar iç içeydi. Karýþýktý. Bu nedenle kafanýz da karýþýyordu. Çýkýþý bulmakta zorluk çekiyordunuz. Kimseye sormasanýz mutlaka kaybolursunuz.
     Biz de sora sora çýkýþý bulduk. Gün çoktan batmýþtý. Ýzmir’e soðuk hava çökmüþtü. Biz de Çankaya tarafýndan dýþarý çýkýp bir otobüse bindik. Biraz sonra Öðretmenevi’nin önündeydik. Burasý artýk bizim evimizdi. 4 gün boyunca da öyle oldu…
     Ýkinci Gün
Ýzmir’de ikinci günümüz. Sabah 09.00 ‘da kalkýyoruz. El yüz yýkayýp giyindikten sonra kahvaltý için aþaðý iniyoruz.
     Resepsiyondaki bayan her zamanki güler yüzüyle bizleri selamlýyor. “Günaydýn” diyerek salona geçiyoruz.
     Sabah kahvaltýlarý self servis þeklinde yapýlýyor. Her þey yandaki masanýn üzerinde duruyor. Siz, tabaklarýnýzý alýp ne yemek istiyorsanýz alýyorsunuz. Geniþ bir menü var önünüzde. Peynir, zeytin, yumurta, börekler, reçeller çeþit çeþit… Ýsterseniz çorba da alabiliyorsunuz…
     Güzel bir kahvaltýdan sonra kendimizi dýþarý atýyoruz. Benim en zoruma giden þey de öðretmenevi çýkýþýnda yüksekçe bulunan merdivenleri týrmanmak oluyor. Kendi kendime “Þuraya da yürüyen merdivenler koysalar ne güzel olurdu ya” diyorum. Bir de ayrýlýrken valizlerle çýkacaðýz buradan. Doðrusu onu düþünmek bile istemiyorum…
     Ýlk gelen otobüse biniyoruz. Burada þoförler, en saðlam bilgilere sahipler. Çünkü onlar her yeri biliyor. Biz de hemen soruyoruz. “Karþýyaka’ya nasýl gidebiliriz?” O da cevaplýyor. “Binin. Alsancak’da inip metroya geçin. Oradan doðru Karþýyaka’ya varýrsýnýz.” diyor…
     Biz, söylenenleri aynen yapýyoruz. Önce Alsancak’a varyoruz. Tam metronun önünde iniyoruz. Banliyo trenini buluyoruz. Kartýmýzý okuyucuya okutup bekleme alanýna geçiyoruz. Gerçekten de kolay oluyor.
Tren, her durakta yolcu indirip aldýktan sonra ilerliyor. Etrafýmýzý seyrederek gidiyoruz. Burada dikkatimi çeken þu oluyor: Önceden Karþýyaka’ya giderken müthiþ bir laðým kokusu alýyordunuz denizden. Özellikle Bornova Karþýyaka arasýnda bu koku dayanýlmaz oluyordu. Ama o koku, þimdi hiç yok. Körfez, temizlenmiþ. Yalnýz, binalar eski kalmýþ. Yirmi yýl önce nasýlsa þimdi de ayný binalar. Çok büyük bir geliþme veya deðiþme olmamýþ. Ama en büyük deðiþiklik o, iðrenç kokunun giderilmesi olmuþ…
Kýsa bir yolculuktan sonra Karþýyaka’dayýz. Metro’dan çýkýnca kendimizi kalabalýk bir caddede buluyoruz. Burasý Karþýyaka Çarþýsý. Çok kalabalýk. Aþaðýdan yukarýya, yukarýdan aþaðý insan seli var…
     Biz, sahil tarafýna doðru yürümeye baþlýyoruz. Saðlý sollu maðazalar, alýþ veriþ merkezleri bulunuyor. Arada bir uygun bulduklarýmýza giriyoruz. Beðendiðimiz bir þeyler olursa alýyoruz.
     Karþýyaka, Ýzmir’in bir ilçesi. Körfez’in kuzeyinde yer alýyor. Burasý 1865 yýlýnda Ýzmir-Menemen demiryolunun hizmete girmesinden sonra yerleþime açýlmýþ ve 1874 sonrasýnda Ýzmir merkez (Konak) ile vapur seferleri baþlayýnca geliþmiþ bir yerleþim yeri. Özellikle geçmiþ yýllarda Kordonboyu olarak bilinen sahil kenarý çok meþhur olmuþ.
     Yürüyerek caddenin sonuna geliyoruz. Karþýda hemen Karþýyaka Ýskelesi bulunuyor. Ýþte buradan Konak’a gemiler ile gidebiliyorsunuz. Ýzmir’in o müthiþ ve muazzam güzelliðini hayran hayran izliyorsunuz. Hele de güneþin batýþýný görmek bir baþka oluyor…
     Cadde’nin hemen giriþinde iki kadýn heykel sizi karþýlýyor. Bunlara “Çarþý Giriþi Kadýn Heykelleri” deniliyor. Bu heykellerin önünden hergün binlerce insan geçiyor. Bu çarþý buraya gelenlerin en çok ziyaret ettikleri yer olarak biliniyor.
     Bronzdan yapýlmýþ, arkalarýnda rüzgarlanan tül perde olan iki kadýn heykel. Buraya özgün farklý görünüm kazandýrmak için yapýlmýþ. Çaðdaþ kadýný simgeliyor.
     Sahil boyu yürümeye baþlýyoruz. Hava soðuk. Belki bu nedenle bizden baþka kimse yok. Arada bir genç âþýklara rastlamýyor da deðiliz. Onlarý gördükçe içimizde bir kýskançlýk beliriyor. Ne de olsa artýk yaþlýyýz. Böyle genç âþýklar gibi olamýyoruz. Ama gönül iþte… Ýstemiyor da deðil…
     Az ilerde farklý bir anýt geliyor önümüze. Bir yol uzayýp göðe doðru yükseliyor… Gittikçe daralýyor ve yok oluyor. Betondan yapýlmýþ bir kemer arasýndan geçiyor.
     Bu anýt, 1992 yýlýnda heykeltýraþ Bihrat Mavitan tarafýndan yapýlan “Ýnsan Haklarý Anýtý”. Çoðunluðu demokrasiyi simgeleyen üç elemandan oluþuyor. Bu nedenle tek bir kompozisyon deðil. En büyük eleman, insan haklarýna açýlan kapý. Bu kapýnýn içinden insan haklarýna ulaþacak bir yol geçip sonsuza ulaþmakta ve toplumun bu yolda yapýlacak ilerlemenin beklentisi sembolize ediliyor.
     Daha ileride tanýdýk bir dosta rastlýyoruz. Türkiye’nin Usta Þairlerinden biri olan Attila Ýlhan’a.
     Attila Ýlhan’ýn büstü de Karþýyaka’da Kordonboyu’ndaki bu parkta yer alýyor. Benim aklýma hemen þairin ünlü dizesi “ben sana mecburum, adýný mýh gibi kalbimde saklarým” sözleri geliyor… Resimler çekip ayrýlýyoruz.
     Bunlar gibi Karþýya’da birçok yerde taþ heykeller bulunuyor. Belediye, Kültür ve Turizm Kenti vizyonuyla hareket ederek ilçeyi bu heykellerle donatmýþ.
     2010 yýlýnda gerçekleþtirilen “Karþýyaka 1. Taþ Heykeller Sempozyumu’na katýlan yerli ve yabancý sanatçýlarýn sempozyum süresince meydana getirdikleri heykeller meydanlarda halkýn beðenisine sunulmuþ. O gün bu gündür bu heykeller Karþýyaka meydanlarýný süslüyormuþ…
     O kadar çok yorulmuþuz ki, dönüþte sahilde bulunan bir çay evinde oturup yorgunluk çýkarýyoruz. Bir de tavla maçý yapýp akþam olduðundan öðretmenevine dönüþ için yola çýkýyoruz.
     Bu defa gemiyi tercih ediyoruz. Körfez’in o müthiþ güzelliðini, büyülenerek teneffüs ede ede Karþýyaka ‘dan Konak’a gemi ile gidiyoruz…
     Üçüncü gün
     Bu gün, Hatay, Fahrettin Altay, Balçova taraflarýný gezeceðiz. Eþrefpaþa’dan bir otobüse biniyoruz.
     Üçyol tarafýndan Hatay’a doðru ilerliyoruz. Biraz sonra sað tarafýmýzda Hatay Askeri Hastanesi geliyor. Buranýn hatýrasý büyük bende. Yýllar önce öðretmenliðimin ilk günlerinde tanýþtýðým arkadaþým Sabahat Hemþire’yi ziyarete gelmiþtim buraya. Oturmuþ sohbet etmiþ ve bir kahve içmiþtik. Aradan 20 yýl geçmiþ. O günler geldi gözlerimin önüne…
     Fahrettin Altay’a geldiðimizde indik otobüsten. 19 Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne giden baþka bir otobüse bindik. Burada týbbi malzeme satan dükkânlar var. Bir alet bakacaðýz.
     Aleti aldýktan sonra Teleferik’e gitmek için yola çýktýk. Teleferik buraya yürüme mesafesinde. Ancak biraz yokuþ. Kime sorduysak “200 metre var. Yürüyün” dedi. Ancak o 200 metre nedense hiç bitmedi bize. Nereden bakarsanýz 2 km yol yürüdük. Bünyamin arkadaþým “Galiba milletin 100 metre anlayýþý 1 kilometreye denk geliyor” dedi. Gülüþtük…
     En kötüsü de teleferiðe vardýðýmýzda aldýðýmýz kötü haberdi. Orada çalýþan görevliler “Teleferik sadece pazartesi günleri çalýþmýyor. Diðer bütün günler açýk” dedi. Moralimiz bozuldu. Bizdeki de þans mýydý? O gün de pazartesiydi.
     Buraya bir de üniversite açýlmýþ. Ýzmir Ekonomi Üniversitesi. Bu nedenle de etrafa hep kafeteryalar, restoranlar, kahvehaneler yapýlmýþ.Öðrenci iþi. Bunlardan birine girip oturuyoruz. Türk kahvesi içiyoruz. Tabii tavlayý görmüþken bir maç yapmadan edemiyoruz.
     Dinlendikten sonra kalkýp ana caddeye kadar yürüyoruz. Bir otobüse binip “Agora” Alýþveriþ merkezine geliyoruz. Burada inip geziyoruz. Maðazalar ve çocuklar için oyun alanlarý var burada. Biraz alýþ veriþ yapýp tekrar yola koyuluyoruz.
     Konak otobüsü geliyor. Biniyoruz. Ama bu defa sahil boyundan Güzelyalý tarafýndan gidiyoruz Konak’a. Doðrusu bu tarafýn manzarasý daha güzel desem hiç yalan olmaz.
     Ýzmir Devlet Tiyatrolarý’nýn önünde iniyoruz. Þansýmýzý deneyip Devlet Tiyatrolarýna bakýyoruz. “Bir Garip Orhan Veli” oynuyor. Ama oyunun biletleri bütün ay boyu için bitmiþ. Yani kapalý giþe oynuyorlar. Boynu bükük vaziyette ayrýlýyoruz.
     Tekrar Kemeraltý’na geliyoruz. Acýktýðýmýzý hissediyoruz. Bir restauranta kendimizi atýp Ýskender yiyoruz. Dýþarýda oturduðumuz için geleni gideni izlyoruz. Güzel bir manzarasý var…
     Sonra yine Kemeraltý’na dalýyoruz. Yine labirent gibi sokaklar arasýnda dolaþýyoruz. Öyle ki bu defa sormadýðýmýz için yanlýþ caddeden çýkýyoruz.
     Akþam çoktan olmuþ. Karanlýk çökmüþtü. Çankaya tarafýna geçip gelen ilk otobüse biniyoruz. Otobüsümüz Ýkiçeþmelik yönünden dönerek Esrefpaþa Caddesine giriyor. Birkaç durak sonra evimiz dediðimiz Hasan Saðlam Öðretmenevi’ne geliyoruz.
      Hafiften yaðmur baþlýyor. “Tam zamanýnda gelmiþiz” diyoruz. Eþyalarýmýzý odamýza býrakýyoruz. Biraz dinlendikten sonra aþaðý kafeteryaya çay içmeye iniyoruz.
     Artýk bura çalýþanlarýyla iyice dost oluyoruz. Bizi görünce hemen tanýyorlar. Her gün kahve içtiðimiz için isteðimizi biliyorlar. Tabii burada her þeyi fiþ karþýlýðýnda alýyorsunuz. Çay, kahve, su, yemek… ne istiyorsanýz kasadan fiþ alýyorsunuz. Bu fiþi görevli arkadaþa veriyorsunuz. O da sizlere isteðinizi hemen getiriyor…
     Salonda baþka öðretmenler de var. Okey oynayanlar, tavla oynayanlar, sohbet edenler veya ders hazýrlayanlar var…
     Biz kendi dünyamýzdayýz. Geceyi yine tavla maçýyla kapatýyoruz.
     Yarýn son günümüz. O nedenle odaya erken çýkýyoruz.
     TV’de film izleyip uyumaya çalýþýyoruz…
     Son Gün
     Son gün Kadifekale’ye çýkma düþüncemiz var. Ama yaðmur buna muhalefet ediyor. O kadar çok yaðmur yaðýyor ki Kale’ye çýkma þansýmýz hiç olmuyor.
     Kadifekale Tepekule’deki eski Ýzmir dýþýnda, kentin yeniden kurulduðu alandýr.
MÖ 4. Yüzyýlda kurulan kentte bugüne kadar varlýklarýný sürdüren Helen, Roma, Bizans ve Osmanlý dönemlerine ait kalýntýlar bulunmaktadýr. Ýzmir’in ve körfezin kuþbakýþý seyir noktasý olan Kadifekale’den Ýzmir’i seyretmek insaný büyülüyor. Buraya kadar gelip de burayý görmeden gitmek ne kadar üzücü. Burayý görmeyenler için “Ýzmir’e gittim” demek hiç doðru deðil. Maalesef biz yaðmur muhalefetiyle çýkamýyoruz buraya…
Son bir defa yine Kemeraltý’na iniyoruz. Almak isteyip de alamadýklarýmýza bakacaðýz.
     Özellikle Bünyamin, amcasý için bir ibrik bakacak. 3 gündür kime sorduysak aldýðýmýz cevap hep ayný oldu. “Bizde yok. Kemeraltý’na gidin. Orada bulursunuz.”
     Kemeraltý’nda da durum pek deðiþmedi. Kime sorduysak “Bizde yok. Ýki sokak öncesine bakýn”
     O, iki sokak öncesi nedense hiç gelmedi. Bulamadýk. Her gittiðimiz esnaf “Ýki sokak öncesine bakýn” diyordu. Ýki sokak öncesine gidip soruyorduk. Orada da “Bir önceki sokaða bakýn” veya “Bir sonraki sokakta bulursunuz” diyorlardý. Biz, bir türlü bulamadýk bu sokaðý…
     En son, tam çýkarken, bir yerde isteðimize yakýn bir þey bulduk. Çaresiz aldýk onu. En azýndan elimiz boþ gitmeyecektik.
     Özellikle çocuklara çeþitli kýyafetler almýþtýk. Hanýmlara da bazý hediyeler aldýk. Kendimize pek bir þey alamamýþtýk…
     Ama deðmiþti doðrusu… Güzel stres atmýþtýk…Gezmek, deðiþik yerler, farklý insanlar tanýmak güzel oluyordu…
     Artýk gitme zamaný gelmiþti. Öðretmenevine gidip çýkýþ yapacaktýk. Valizlerimizi alýp aþaðýya indik.
     Bizi her zaman güleryüzüyle karþýlayan bayan yine resepsiyondaydý. Gülerek “Ayrýlýyorsunuz galiba. Umarým burasýný beðenmiþsinizdir. Sizleri aðýrlayabildiysek ne mutlu bize” diyordu.
     Kendisine çok teþekkür ettik. Gerçekten memnun ayrýlýyorduk. Evimizi terk ediyor gibiydik.
     Valizlerle düþtük yola…
     Ah o merdivenler olmasaydý keþke…
     “Neden þuraya yürüyen merdiven yaptýrmýyorlar ki? “ diye söylenerek havaalanýnýn yolunu tutmuþtuk…
     Elveda Ýzmir…

     



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn anýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýstanbul Notlarý
Güvercinlik Köyü Mezarlýðý
Mahmut Bal'ý Aðýrlýyorum
Adana Kültür Gezisi
Maðusa’da Ýkram Çadýrý
Siz Hala Sigara mý Ýçiyorsunuz?
Nevþehir Buluþmasý
Aðabeyim Geldi
Beyaz Melekler

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir "Mavi Köþk" Yazýsý
Kýbrýs'ýn Ýlk Yerli Komedi Filmi
Kadýn Olmak Zordur
Öyle Bir Dünyada Yaþýyoruz Ki!
Girne’de Kahve Ýçimi
Ben Olsam
Meyhi Keyf
Nerede O Eski Ramazanlar?
Muhtarlarýmýzýn Ýstekleri
güvercinlik’te Hafta Sonu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yüreðimde Ýhtilal Var [Þiir]
Hayat Seni Çözemedim [Þiir]
Helallik Ýstiyorum [Þiir]
Yörük Kýzý [Þiir]
Nasihat 2 [Þiir]
Seninle Olayým [Þiir]
Geliyoruz [Þiir]
Nasihat [Þiir]
Aþk Var mý? [Þiir]
Minik Bir Þaire Rastladým [Þiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doðumluyum. Kuzey Kýbrýs'ta yaþýyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümünden mezun oldum. 20 yýl çeþitli okullarda edebiyat öðretmenliði yaptým. Uzun yýllar Yenivolkan ve Güneþ Gazetelerinde köþe yazarlýðý yaptým. Þu an Habearkýbrýslý ve Güncelmersin Gazetelerinde yazýyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazýlarým yayýnlanýyor. Þiir, öykü ve tiyatro oyunlarý yazýyorum. Bu alanlarda çeþitli ödüllerim var. Kendime ait basýlmýþ "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Baþka" isimli iki adet öykü kitabým var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yýl Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Genel Müdürlüðü görevinde bulundum. Halen Baþbakan Yardýmcýlýðý Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlýðý'na baðlý Müþavirim.

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.