..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Usun ve deneyimin aksaçlýlarýnki gibi, ama yüreðin masum çocuklarýnki gibi olsun." -Schiller
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Baþkaldýrý > Abuzer Yalçýn




29 Mayýs 2016
Reddediyoruz!  
Abuzer Yalçýn
Telefondaki alarmýn sesiyle irkildi. El yordamýyla telefonu bulup alarmý kapattý. Yüzünü yorgandan dýþarýya çýkardýðýnda odanýn soðukluðunu daha iyi hisseder oldu. Dönüp uyumak istiyordu ama servisi kaçýrýrsa iþe yetiþme þansý yoktu.


:AFFB:
Bir yýl önce girmiþti bu iþe. Askerden döndükten iki yýl sonra nihayet sigortalý bir iþ bulmuþtu. Ancak iþ yaþadýðý þehirde deðildi. Ama sorun etmedi. Edemezdi.
     Soðuða alýþtýktan sonra tüm bedenini yorganýn altýndan sýyýrdý. Soðuk artýk iliklerine kadar iþliyordu. Tek göz bu odayý iþe girdikten bir hafta sonra maaþýnýn yarýya yakýnýný kira olarak vermek karþýlýðýnda tutmuþtu. Giriþte bir hol, holün ortasýnda hem tuvalet hem de banyo olarak kullanýlan kýsma açýlan bir kapý ve az ilerde de yattýðý oda.Evin hepsi bundan ibaretti. Mutfak sayýlabilecek ne bir oda ne de holde ayrýlmýþ bir köþe vardý. Küçüktü ama idare etmek zorundaydý. Zor bulmuþtu bu evi. Çünkü Suriye’deki savaþ bu ildeki kira fiyatlarýný yükseltmiþti. Kiralýk ev bulmak akþam eve gelirken kasaptan et almak kadar zordu.
     Ortasýnda eski bir halý, giriþinde eski ama saðlam olduðu belli olan bir soba bulunan bu odada çok fazla eþyasý yoktu. Bir kat yatak, eski bir televizyon, dökmeyi unuttuðu ve artýk dolup taþmýþ bir kül tablasý, yenmiþ bir yemekten arta kalanlar…
     Artýk iyice kendine gelmiþti. Baþucunda duran telefondan saate baktý. Saat 05.15’ti.05.45’de servis evin iki üstcaddesinden geçiyor ve yaklaþýk kýrk dakika sonrada iþ yerine varýyordu. Bu hafta 7-3 vardiyasýndaydý. Telefonu bir kenara býraktý. Soðuktan büzüþmüþ eli çakmaða ve sigaraya uzandý. Ancak sigara paketi boþtu. Avucunun içinde sigara paketini buruþturdu. Afili bir küfür sallayýp paketi sobanýn önüne doðru fýrlattý. Sigara içmeden kendine gelemiyordu.
     Hýzlýca lavaboya gitti. Soðuk suyla yüzünü yýkadý. Soðuk su iyi gelmiþti. Hemencecik giyindi. Geçen hafta bilmem kaç taksitle aldýðý akýllý cep telefonu baþta olmak üzere çakmaðýný, anahtarlýðýný ve tutmamýþ iddaa kuponlarý ile dolu cüzdanýný üzerine aldý. Kabanýný giyerken bir koku dikkatini çekti. Kabanýný astýðý yerden gece yaðan yaðmur neticesinde su sýzmýþ ve bu da kaban üzerinde dayanýlmaz bir küf kokusu býrakmýþtý.
     Ayakkabýlarýný giyindi. Kendini þehrin soðuk, kalabalýklar içindekiyalnýz iþçi yýðýnlarýnýn öbek öbek bekleþtiði sokaða amaçsýz attý. Sabahýn bu erken vaktinde henüz güneþ bile uykusundan uyanmadan kendini sokaklara atan iþçilerin arasýna katýldý. Her köþede koyu bir sohbet ve uykudan yeni uyanmýþ gözler vardý.
     Vardiya arkadaþlarýnýn beklediði büyükçe bir elektrik direðinin ve yaðan yaðmurla bir bataklýðý andýran çamur deryasýnýn bulunduðu köþeye vardý. Aklýnda tek bir soru vardý:”Kimden sigara istemeli?”

     Neyse ki herkesle iyi anlaþýr. Kimseden olanýný esirgemez bir insandý. Yan makinede çalýþan Ahmet Usta ordaydý. Hemencecik yaklaþtý. Merhabanýn ardýndan asýl hedefi olan sigarayý istedi.
     Ahmet Usta kýrkýna merdiven dayamýþ, iki çocuklu bir aile babasýydý. Týknaz ama güçlü bir vücuda sahipti. Dudaklarýnýn hemen üstünden baþlayan ve burun seviyesine kadar uzanan gür ama tütün içmekten sararmýþ bir býyýða sahipti. Kendisi esmer olmasýna raðmen yüzünün orta yerinde duran kýrmýzý ile sarý arasýndabelki detam anlamýyla turuncuya çalan býyýk acýdan kývrýmlaþmýþ yüzde hem bir gurur hem de bir gülünç ifadesi gibi duruyordu.
     Sigarayý soðuktan çatlamýþ dudaklarýnýn arasýna aldý. Ceplerini yokladý. Çakmaðý pantolonun sað cebindeydi. Bir eliyle çakmaðý çakarken diðer eliyle de alev sönmesin diye çakmaðý sabah ayazýndan koruyordu.
     Önce çakmaðýn sesi arýndan da alev alan tütün sesini iþitti. Öylesine bir nefes çekti ki sigaradan gören yeryüzündeki tüm havayý ciðerlerine çekti sanýr. Bir nefes daha aldý güçlüce dudaklarý arasýndaki sigaradan. Sonra ayazdan çatlamýþ eli ile aldý sigarayý dudaklarýnýn arasýndan. Ahmet Usta’yý her gün gördüðünden daha dalgýn görmüþtü. Sormak ihtiyacý hissetti.
     -Hayýrdýr Ahmet Ustam, dalgýnsýn.
     - Caným çocuklara sýkkýn biraz. En çokta sekizinci sýnýfa giden kýzýma.Bu yýl sýnava gireceklerini ve ders çalýþmasýný tembihlemeye kalktýðýmda bana Hale’nin babasýnýn özel ders aldýrdýðýný benim ise geçen haftaki deneme parasýný vermediðimi söyledi. Ona caným sýkkýn. Sabah ben gelirken uyuyordu. Baþucuna 5 tl býraktým. Ama kýz haklý kardaþ, el neler alýyor çocuklarýna biz…
     Sözünü tamamlamasýna izin vermedi. Belkide Ahmet Usta’nýn üzüntüsünü daðýtacaðýna inandýðý için lafa girdi.
     -Boþ ver be usta. Okuyacak adam her þekilde okur. Hem sen patron musun da çocuða özel ders aldýracaksýn? Bak bizim bir matematikçi vardý. Allah seni inandýrsýn…
     Sözünü tamamlayamadan servisin geliþi ile tüm sohbet yarým kaldý. Herkes gibi oda birden hareketlendi. Parmaklarýnýn arasýnda duran sigaradan ardý ardýna bir iki güçlü nefes aldý. Ahmet Usta’nýn ardýndan o da kendini servise atmýþtý. Servisin içi gözlerinden uyku damlayan yaþamdan bezmiþ, sanki Nazi toplama kampýna giden insanlar ile doluydu.
     Ahmet Usta önden ikinci sýrada sað tarafta kendisi ile yaþýt bir baþka usta ile oturuyordu. Yanlarýndan geçerken ikisini de selamladý. Yer bulmak için arka sýralara doðru ilerledi. Nihayet bir yer buldu. Muharebe kazanmýþ muzaffer bir komutan edasý tek boþ olan koltuða oturdu. Boþtu çünkü burasý teker üstü idi.
     Geri kalan her yer dolmuþtu. Kendinden sonra gelenler artýk saðlý sollu koridora dizilecekti. ‘Teker üstü de olsa oturarak gitmek gibisi var mýdýr?’ diye düþündü. Sabahýn köründe çalýþmaya giderken birde kýrk dakikalýk þehir içi yolculuðunu ayakta çekmek tam bir iþkenceydi. Üstelik neden herkesin oturarak gitmesi için yeterli koltuk yoktu?
     Neyse ki o bir koltuk sahibi idi artýk ve tüm yolculuk boyunca daha geçen hafta aldýðý akýllý telefonu ile oynayabilecekti.
     Elini kabanýn sað iç cebine attý. Keskin küf kokusu hâlâ üstündeydi. Cebini karýþtýrýyordu. Telefonu ararken eline bir kâðýt parçasý geldi. Ne olduðunu hatýrlayamadý. Telefonda ordaydý ama artýk kâðýda olan meraký daha fazlaydý. Hemen kâðýdý çýkardý. Küçük, üzerinde yazýlar olan sanki bir market tanýtým kâðýdýydý. Ýyi de öyle olsa cebine neden alsýn? Her yolda yürüyenin baþýna gelmiþtir. Bir süper market ya da bir maðazanýn reklam kâðýdýný can havliyle elinize tutuþturur bir genç. Ama siz yaklaþýk on adým sonra belki de daha önce buruþturur yere atarsýnýz. Bu onlardan deðildi.
     Cebinde buruþmuþ ve duvardan akan yaðmur suyundan yaþarýp rengi deðiþen ama üzerindeki yazýlarý okunan kâðýdý dikkatlice açtý. Ýlk an anlamaya çalýþtý, ne idi bu kâðýt? Sonunda hatýrlar gibi oldu. Dün servisten merkezde inmiþ ve bir müddet gezdikten sonra bir iddaa bayisine girip o günün maçlarýna bakmýþtý. Ýþte tam bayiden çýktýðýnda kararlýlýðý ve taþýdýðý umudu yüzüne sinmiþ üzerlerinde kýrmýzý-sarý renkli orak çekiç amblemli önlükler giyen ve avazý çýktýðýnca baðýran birkaç genç çýkmýþtý.
     Önce anlamadý. Sonra gençlerden top sakallý olan yanýna yaklaþýp iþte o kâðýdý vermiþti. Kendisinden uzaklaþýrken hâlâ baðýrýyordu:”NATO’dan çýkýlacak, fabrikalar kamulaþtýrýlacak. Bizim olan her þey çalanlardan geri alýnacak!” Neyse ki o kararlý gençler uzaklaþmýþtý. Kâðýdý buruþturdu. Tam atmak isterken birden çekindi ve kabanýn iç cebine sýkýþtýrýp yoluna devam etti. Ýþte ellerinin arasýnda duran kâðýt o kâðýttý.
     Çok okumayý sevmezdi. Hatta hiç okumazdý. Çoðu zaman gazetelerin spor sayfalarýný bile bitirirken zorlanýrdý. Ama bugün bu yazý dikkatini çekmiþti.Belki de yazý deðil de o kararlý gençlerin karanlýðý yýrtan çýðlýklarý okumasý için ýsrar ediyordu elindeki kâðýdý.
     Heceleyerek, hiç anlamadan okumaya baþladý:”Re-re-redde-di-yo-yoruz! Kokuþmuþ bu düzeni ve bu düzenin tüm kirli oyunlarýný! Ýnsanýn insaný sömürmesine dayalý bu düzen yýkýlacak! Patronlar için deðil kendimiz için çalýþacaðýz!” Cümleyi tamamladýðýnda çok yorulduðunu hissetmiþti. Okuyamazdý gayri geri kalaný. Bu kadarýný okumasý bile onun için büyük bir iþti. Bir an buruþturup yere atmayý düþündü, sonra birden vazgeçti. Okuduðu kýsmý tekrar okudu ve bu sefer daha düzgün katlayarak cebine koydu.
     Bu kadar okuma yeterdi ona. Cebine kâðýdý býrakýp telefonunu aldý. Geçen hafta almýþtý bu telefonu. Bilmem hangi markanýn artýk J mi S mi bilmem ne isimli modelinin mini ikisiydi telefon. Son model deðildi,zaten gücü de yetmezdi son modelini almaya. Çok para idi çok ama dün oynadýðý iddaa kuponu bir tutsa kesinlikle yapacaðý ilk iþ bu telefonun son modelinden almak olacaktý.
     Telefon avucunun içinde iken birden kendini baþka bir yerde buldu ve ne olduðunu anlayamadý. Karþýsýnda dünkü o maðrur delikanlý vardý. Korktu birden ve sordu o gence.
     -Kimsin sen?
     -Ben Sedat. Ýþçiyim. Sen kimsin?
     -Bende iþçiyim. Ýþe gidiyorum. Burasý neresi? Nasýl buraya geldim ben?
Delikanlý sorusuna cevap vermedi. Kollarýndan tutup sarsmaya baþladý.
     -Eken biz, biçen biz. Yiyen neden onlar? Neden hep iþçi ezilir? Biz çalýþmazsak, biz üretmezsek patronlar neye yarar?
     Bu gencin sorduðu sorulara anlam veremiyordu. Ancak giderek daha þiddetli sarsýlýyordu. Bir anda irkildi olduðu yerde. Eðer öndeki koltuðun üzerinde bulunan demir tutacaðý kavramasa belki de yere savrulabilirdi. Nasýl olmuþ ise uyumuþtu. Önce ne olduðunu anlayamadý. Sonra çevresinde hareketlenen iþçilerin telaþýndan ve artýk çekilmez olan motor sesinin olmayýþýndan fabrikaya geldiðini anladý.
      Amma da uyumuþtu. Son hatýrladýðý elinde telefon ile uðraþýyordu. Bir anda telefonun eline olmadýðýný anladý ve hýþýmla elini cebine attý. Neyse ki telefon yerli yerindeydi. Çýkardý ve kontrol etti. Tekrar cebine koyduðunda düzeltip kaldýrdýðý kâðýdýn yerinde olmadýðýný anladý. Ama nereye gitmiþti? Ýþte orada, yerde. Peki, oraya nasýl gitmiþti? Ýyice kafasý karýþmýþtý. Serviste gördüðü düþmüydü yoksa gerçek miydi? Anlam veremedi.
     Yere eðildi ve kâðýdý aldý. Kabana akan sudan rengini kaybeden kâðýt yerde iyice kirlenmiþti. Önce almak istemedi. Zaten neye yarayacaktý? Sonra az önce düþüne giren genç geldi aklýna. Belki de anlamsýz bir çekinme vardý içinde. Gördüðü düþün etkiside olabilirdi.
     Nasýrlý elleri ile temizledi o kâðýdý. Týpký demin düþ mü yoksa gerçek mi olduðunu anlamadýðý zamanda yaptýðý gibi düzetti ve cebine koydu.
     Servisin yarýsý boþalmýþtý. O da inmek için ayaða kalktý. Hýzlýca yürüdü. Servisten aþaðý indi. Bu sefer daha az samimi olduðu ancak her istediðinde sigara verdiði bir arkadaþýndan sigara aldý. Mesainin baþlamasýna az bir zaman vardý. Sigarasýný yaktý, derince sanki tüm damarlarý çatlayýncaya kadar geniþleyecek bir nefes aldý. Sonra tüm gücü ile geri verdi. Aðzýndan ve burnundan dumanlar boþaldý.
      Sigarasýný içerken serviste olanlar aklýna geldi. Hiçbir anlam veremedi olan bitene. Ne olmuþtu? Ayrýca okuduklarýndan da hiçbir þey anlamamýþtý. Ne yani patronun fabrikasýna zorla el mi koyacaklardý? Olur muydu öyle þey? Adam bunca kiþiye ekmek veriyordu. Hem yaptýn diyelim adamýn yanýna koyarlar mýydý? Polisi, jandarmasý adamý öldürürdü.
     Bu düþünceler arasýnda sigarasý bitti. Elini cebine götürüp akýllý telefonunu çýkardý. Saate baktý. Vakit gelmiþti. Telefonu tekrar cebine koydu. Eli yine o kâðýda deðmiþti. Okuduðundan da olanlardan da hiçbir þey anlamýþtý.
     Ýlerledi. Fabrikanýn çalýþtýðý kýsmýna geldi. Sorumlu olduðu makineninbaþýndaydý. Siren çalmýþ. Ýþçiler çalýþmaya baþlamýþtý. Çarklar dönüyordu. Ustabaþlarýnýn sesleri öteden duyulmaya baþlamýþtý. Oysa hâlâ sabahki düþün etkisindeydi. Kulaðýnda ayný cümle:”Neden patronlar için çalýþýyoruz?”
     Öteden seslenen ama sesini duyuramayan ustabaþý iyice sokuldu yanýna ve gür bir sesle baðýrdý:
     -Abuzer, hadi iþe baþla! Ne yapýyorsun makinenin baþýnda sersem sersem? Makinenin yaðýna baktýn mý? Ýplikleri kontrol ettin mi? Yetiþmesi gereken mal çok o yüzden sana mesai yazdým. Genç adamsýn para lazým olur.
     Yüzündeki bir anlýk ebleh bakýþý býraktý ve ustabaþýna cevap verdi:
     -Bakýyorum ustam, tamam ustam. Sað olasýn Necmi Usta yeni telefon aldým zaten. Hem de akýllý telefon.
     -Hadi býrak telefonu melefonu. Ýþe baþla! Diye haykýrdý ustabaþý Necmi. Uzun boylu ama koca göbekli bir adamdý.
     Bu sefer cevap vermedi ustaya. Necmi Usta sabahlarý savsaklayanlarý sevmezdi. Bir an önce döndü ve makinenin yaðýndan baþlayarak kontrol etmeye baþladý.
     Diðer tüm fabrikalarda ve vardiyalarda çalýþan yüz milyonlarca iþçi gibi anlamsýz ve amaçsýz dâhil olmuþtu çarkýn diþlilerinin arasýna. Makinenin diþleri arasýnda iplikler akarken kendi sarý diþleri arasýnda bir kelime akýyordu:”REDDEDÝYORUZ!”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Abuzer Yalçýn kimdir?

Emeðin Yolunda Sanat.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Abuzer Yalçýn, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.