Cumhurbaþkaný Sayýn Mustafa Akýncý, resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Ankara’ya gitti. Burada çeþitli temaslarda bulunan Sayýn Akýncý, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaþkaný Sayýn Recep Tayyip Erdoðan ile de 2.5 saat kadar bir görüþme yaptý.
     Bu görüþme, genelde Kýbrýs Meselesi ve Toplumlararasý görüþmeler hakkýnda olurken bana göre en çok da üzerinde durulmasý gereken Ýki Cumhurbaþkanýnýn aralarýndaki diyalog oldu.
     Sayýn Akýncý konuþmasýnda “Kýbrýs küçük bir yer, dedikodusu olan bir yer. Namýk Kemal hep dedikodusundan þikâyet etmiþ, bir de sivrisineðinden” diyerek adeta Kýbrýs Türklerinin dedikoducu olduðunu tüm Dünyaya ilan etti.
     Dedikodu yapmak, insanlar arasýnda pek sevilmez ve hoþ karþýlanmaz. Ama nedense dedikodu yapmaktan da bir türlü geri kalmazlar. Belki de bunun sebebi, dedikodunun yasal olarak bir suç kabul edilmemiþ olmasýdýr. Çünkü dedikodu yapmak suç deðil.
     Dedikodu yapmak suç deðil diye bunu yapmak da doðru mu? Asla…
Dedikodu yapmak hiç de hoþ bir davranýþ þekli deðildir. Ýnsanlar arasýnda kýrgýnlýk yaratýr. Kavgaya neden olur. Darýlmalar, küsmeler, kýrýlmalar yaþanýr. Dedikodu yapanlar da toplumda hiç sevilmezler. Güvenlerini kaybederler ve itibarlarý olmaz.
Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn þaka mahiyetinde de olsa, Kýbrýs Türkü’ne dedikoducu demesi bana göre pek yakýþýk almadý. Devlet adamlýðý ile pek baðdaþtýramadýn doðrusu. Ýþin ciddiyeti kayboluverdi.
Oysa bu tip görüþmelerin, daha olgun bir havada ve daha güzel bir ortamda geçmesi gerekir.
Burada “Reddediyoruz” düþüncesini taþýyan zat-ý muhteremlere sormak istiyorum: “Sayýn Akýncý’nýn Kýbrýs Türkü’ne dedikoducu demesine ne diyorsunuz? Bunu da reddetmiyor musunuz?” Siz reddetmiyorsanýz, ben reddediyorum. Çünkü Kýbrýs Türküne yakýþtýrýlamayacak bir söylem bu.
Dedikodu yapmak dinimizde de hoþ karþýlanmamýþtýr. Ve dedikodu yapmak Kur’an’da “Bir kýsmýnýz diðerlerinizin gýybetini (dedikodusu) yapmasýn. Sizden biriniz ölmüþ kardeþinin etini yemek ister mi?” denilerek dedikodu ölmüþ kardeþin etine benzetilerek kötülenmiþtir.
TC Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan da yaptýðý konuþmada Kýbrýs Türklerine Türkiye’deki darbe giriþiminden sonraki dik duruþu için teþekkür etti. “5 Aðustos günü Lefkoþa’daki düzenledikleri Demokrasi Mitingi ile ülkemizin ve milletimizin gerçek dostu olduklarýný ifade ettiler” dedi.
Merak ediyorum: Sayýn Recep Tayyip Erdoðan, Sayýn Akýncý’ya Lefkoþa’da yapýlan bu mitinge katýlýp katýlmadýðýný sordu mu? Kendisine, “Böyle bir miting varken, bir köyde yapýlan Üzüm Festivali’nde ne iþiniz vardý?” diye sormadý mý?
Veya muhalefette bulunan CTP ile diðer sol partilerin bu mitinge neden katýlmadýklarýný sormadý mý?
Her fýrsatta “Demokrasi” diye haykýran ve bu anlamda mangalda kül býrakmayan KKTC sol partilerinin nasýl olup da demokrasi mitingine katýlmadýklarýný merak etmedi mi? Yoksa KKTC’deki bütün bu partiler FETÖ’cü de bu nedenle mi bu mitinge katýlmak istemediler.
Tabii ki öyle deðil. Çünkü iþin içinde Türkiye var. Türkiye’nin olduðu her hal ve þartlarda da bunlar yoklar. Ve her þeyi reddediyorlar. Öyle ki yýllardýr savunduklarý, inandýklarý ve uðruna her þeylerini vermeye hazýr olduklarýný söyledikleri demokrasiye bile destek vermeme çabasýna giriyorlar. Bu nasýl bir anlayýþtýr bilemiyorum.
Allah’tan KKTC’de sessiz çoðunluk kendini gösterdi de “Demokrasi Mitingi” þanýna yakýþýr bir þekilde yapýldý. Ve Sayýn Recep Tayyip Erdoðan’ýn teþekkürlerine maruz kaldý. Yok bunlara kalsaydý o gün meydanda in cin top oynardý… Türkiye gözünde de ne hallere düþerdik kim bilir?
Þimdi Sayýn Akýncý’nýn sözüne bakýyorum da “Bunlar galiba bir yerlerde toplanýp dedikodu ediyorlar” demekten kendimi alamýyorum.