..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




29 Aðustos 2016
Göçe Göçe - 11  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Her ev bir fýrýn ekmek ve bir tencere çorba piþirdi. Sýcacýk ekmeklerimizi elimize aldýðýmýzda, mutluluktan uçuyorduk. Mis gibi kokuyordu o güzelim ekmekler. Ya çorba? Bu kadar nefis bir çorba hayatýmda içmemiþtim. Yüzümüze kan geldi, bedenimize can... Dört saat sonra tekrar yola çýkmak için hazýrdýk.


:III:


15 Mayýs 1878 (13 Cemaziyelevvel 1295) Göçün Kýrk Üçüncü Günü;
Kuþ uçmaz, kervan geçmez bir yere geldik. Yolu çok kötü; aslýnda belki de yol mol yok burada; biz öylesine gidiyoruz iþte. Nereye baksan orman ve daðlarýn tepeleri görünüyor. Hava da sanki her zamankinden daha erken karardý. Gökyüzünde ne ay ne de bir tane yýldýz var. Zifiri bir karanlýk çökünce durduk. Aydýnlýkken bile buradan geçmek çok zorken, bu göz gözü görmeyen karanlýkta imkansýzdý. Hayvanlar boyunduruklarýndan çýkarlýp ya ot olan bir yerdeki aðaca ya da arabaya baðlandý. Arabalarýn hemen yaný çimen doluydu.
Uyuyup, sabaha çýkacaðýmýz zorlu yolculuk için güç toplamalýydýk. Beni bir müddet uyku tutmadý. Uykuya daldýðýmda sabaha fazla bir zaman kalmamýþtý.
Sabaha uyandýðýmýzda karþýlaþtýðýmýza, bir sürpriz mi yoksa bir felaket mi demeli? Ýlerimizdeki orman yanýyordu. Önce göðe yükselen siyah dumanlarý gördüm, sonra bunlarýn yerini alevler aldý. Yangýn bize oldukça yakýndý. Acaba bulunduðumuz yere kadar yayýlýr mýydý? Öncüler gidip yangýný incelediler. Þimdilik bizim için bir tehlikenin bulunmadýðýný, ama gene de olduðumuz yerde beklememiz gerektiðini söylediler. Her ihtimale karþý hazýrlýklý olmalýydýk. Tehlike bize doðru gelirse, geriye dönmek zorunda kalabileceðimizi de eklediler. Koskoca kafile, nasýl geri döndürülecekti? Bu iþ o kadar kolay deðildi. Zaten geçtiðimiz çoðu yerin geniþliði ancak bir araba alacak kadardý. Bu daracýk yolda, geri dönmek imkansýz gibiydi.
Hayvanlarý koþup beklemeye baþladýk. Aðaçlarýn arasýndan koþarak giden yabani hayvanlar gördüm. Bunlar önce tek tüktü, sonra sayýlarý giderek arttý. O nedenle arabalardan inilmemesi konusunda herkes uyarýldý. Aksi halde, vahþi bir hayvanýn hücumuna uðrayabilirdik. Demek ki yangýn nedeniyle yabani hayvanlar da, canlarýný kurtarmak için oraya buraya kaçýþýyorlardý.
Nitekim korkulan oldu, bizim ilerimizdeki arabalardan birine üç tane kurt saldýrmýþ. Vahþi kurtlarýn saldýrýsý öküzleri ürkütmüþ ve araba devrilmiþ. Devrilme sýrasýndaki yaþanan kargaþa, atýlan çýðlýklar kurtlarý da korkuttuðundan kaçýp gitmiþler. Yardým isteniyordu. Gittik. Önce devrilen arabayý düzelttik. Ýçindeki insanlar eþyalarla birlikte etrafa saçýlmýþlardý. Üç çocuk, bir de anne baba vardý. Çocuklarýn durumu iyi. Annenin ayaðý, babanýn da kolu aðrýyormuþ. Kýrýlmýþ olabilir. Aileyi arabaya bindirip, eþyalarýný topladýk. Öküzlerin durumu iyiydi. Araba ustalarýna haber verildi. Geldiler. Arabayý bir saat içinde yola çýkmaya hazýr hale getirdiler.
Yangýn bir süre daha devam ettikten sonra, etkisi azaldý. Öncüler, tekrar yangýn yerine gidip keþif yaptýlar. Zor da olsa geçilebileceði kanaatinde olduklarýndan, hareket ettik. Duman genizlerimizi acý acý yakýyordu. Yangýn yerine yaklaþtýkça, yanýk et kokusu da karýþtý buna. Yangýndan kurtulamayan, yanarak can veren hayvanlarýn kokusu.
Yavaþ yavaþ yanan aðaçlarýn arasýndaki yoldan, dumandan oluþmuþ bir sisin içinde dikkatli bir þekilde ilerliyorduk. Tehlikeli bölgeden geçiþ, yaklaþýk on dakika sürdü. Kafile yangýn nedeniyle fazla bir zarara uðramadan, bu felaketi de atlatmýþtý.
Daha ne kadar felaketle karþýlaþacaðýmýz belli deðildi. O yüzden kendi kendime “ Felaketler karþýsýnda direncimizi yitirmemeliyiz. Nasýl ki aðacýn dayanýklýlýðýný sýnayan fýrtýnaysa, insanýn dayanýklýlýðýný sýnayan da karþýlaþtýðý felaketlerdir.” diye telkinde bulunuyordum. Bu sýnavý geçmeye kararlýydým.
Týrnova'ya çok az bir yolumuz kalmýþ.
● ● ●
23 Mayýs 1878 (21 Cemaziyelevvel 1295) Göçün Elli Birinci Günü;
Týrnova'nýn içine girmedik, kenarýndan geçtik. Buranýn çok büyük bir þehir olduðu uzaktan gördüðümüz çok sayýdaki binalarýndan belli.
Çocuklarýn çoðu hasta. Son beþ gündür, her gün bir tane çocuk kaybettik. Bir de çok yaþlý karý kocayý. Bunlardan önce koca öldü, üç gün sonra da karýsý. Kimseleri yoktu. Varisleri olmadýðý için, eþyalarý ihtiyacý olanlara daðýtýldý. Arabalarýnýn içi yiyecek doluymuþ. Bunlar da çok çocuklu aileler arasýnda pay edildi. Öküzleri ve arabalarý yedeðe alýndý.
Bugün gökyüzünde, ýþýl ýþýl yanan bir güneþ vardý. Gökyüzünün tek hakimi güneþti. Adeta masmavi gökyüzünde, tek baþýna olmanýn keyfini çýkarýr gibiydi. Geride býraktýklarýmýza nazaran daha düzgün bir yolda ilerliyorduk. Önce bir bayýrý çýktýk. Aðaç dolu bu bayýrýn sonunda geniþ bir düzlük alan ile karþýlaþtýk. Tarlalarý görünce sevindim, günlerdir orman içlerinden geçmeye çalýþmaktan sýkýlmýþtým. Etrafýmýz saðlý sollu tarla doluydu. Bazý tarlalarda birkaç karýþ uzamýþ ekinler varken bazýlarý da nadasa býrakýlmýþtý. Çok iyi seçemedim ama sanýrým ekin tarlalarýnýn arkasýnda patates ekili tarlalar da vardý.
Biraz gidince, bacalarýndan ince dumanlar çýkan ahþap evler gördüm. Bir köyün içinden geçecektik. Öncüler burasý ile ilgili bilgi getirdiler. Bir Türk köyüne giriþ yapacaktýk. Ýhtiyacýmýz olan bazý þeyleri buradan temin edebilirmiþiz. Öncülere;
-Sýcak yemeðe hasretiz. Yemekten de vazgeçtim, bize hiç olmazsa birer tas çorba verseler, dedim.
Köylüler bizi çok iyi karþýladý. Nereden gelip nereye gittiðimizi sordular. Anlattýk. Yaþadýklarýmýz karþýsýnda þaþkýnlýklarýný belirttiler. Kendilerinin þimdilik göç etmeye niyetleri olmadýðýný, Bulgarlar'ýn ve Ruslar'ýn buralara gelemeyeceklerini söylediler.
Daha önce karþýlaþtýðýmýz köylerin çoðunun dýþýndan geçmiþ, Türk köyü olanlarýn bazýlarýnýn içine girerek küçük alýþ veriþler yapmýþtýk. Bu köyden karþýlayabileceðimiz ihtiyacýmýz çok fazlaydý. En baþta ekmek istiyorduk, ayrýca bir tas sýcak çorba talebimizi de ilettik. Alacaklarýmýzýn karþýlýðý olarak da, kimsesiz karý kocadan kalan öküzleri ve arabayý köyün ortak malý olarak kullanmalarý için vermeyi teklif ettik. Seve seve kabul ettiler. Yalnýz ekmek hazýrlanýp piþirilmesi için, birkaç saat gerektiðini ve bu kadar kiþiye çorba verecek taslarýnýn bulunmadýðýný söylediler. Ekmeklerin piþmesini beklerdik ve tas iþi de sorun deðildi; çünkü herkesin yanýnda zaten tasý ve kaþýðý vardý.
Her ev bir fýrýn ekmek ve bir tencere çorba piþirdi. Sýcacýk ekmeklerimizi elimize aldýðýmýzda, mutluluktan uçuyorduk. Mis gibi kokuyordu o güzelim ekmekler. Ya çorba? Bu kadar nefis bir çorba hayatýmda içmemiþtim. Yüzümüze kan geldi, bedenimize can... Dört saat sonra tekrar yola çýkmak için hazýrdýk.
Þimdi baþaracaðýmýzdan daha emindik, kendimize güvenimiz artmýþtý. Birkaç dilim ekmek ve bir tas çorba, bize sanki hiç tükenmeyeceðini zannettiðimiz bir enerji vermiþti. Hayvanlar da bu mola sýrasýnda dinlenmiþ, otlamýþ ve suyunu içmiþti. Hýzýmýzý eskiye nazaran biraz daha artýrarark gidiyorduk.
(Devam edecek...)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.