..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamýþ kiþiler tarafýndan anlatýlan hiçbir zaman olmamýþ olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




30 Aðustos 2016
Göçe Göçe - 13  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Ýki bebek öldü. Bunlardan biri Alaz bebek. Tabii diðerine de üzüldük, ama Alaz bebeðe daha fazla... Anasýnýn yanýna gitti. Çok kýsa sürdü bu dünyadaki yaþamý Alaz bebeðin. Belki de anasý, onun hasretine dayanamayýp yanýna istedi ve Tanrý da bu dileðini kabul etti.


:AJBB:




Bu sözü durmadan tekrarlýyorum. Hiç unutmayacaðým; Yer demir gök bakýr. Evet, yer demir gök bakýr. Bunu Türkiya'ya kabul edilmediði için geri dönen bir köylüden öðrendim. Hem kendi hem de bizim durumuzu bir sözle ne güzel özetlemiþti.
Üstü baþý pejmurde, ayaklarý çýplak, soluk benizli, kýrk yaþlarýnda bir köylüye neden geri döndüðünü sordum. “Osmanlý Macir istemez, geri dön dedi. Dönmemek için direnenleri vurdu. Gözlerimle gördüm. Mecbur döncem. Bereket benim köy yakýn, üç gün sonra ordayým. Oraya da belki gavur gelmiþtir. Ne yapacamý þaþýrdým. Çare yok. Anlaycan yer demir, gök bakýr. Ha, bi de aberin olsun, Bulgar tarafýndan giriþ çok sýký, Karaa(ð)aç'tan kolaymýþ.”
Bu köylünün yaþadýðý çaresizliðin aynýsýný biz de yaþýyorduk. Umutsuz, bedbin, asabi bir insan topluluðu haline gelmiþtik. Kendimize olan güvenimizi de yitirmek üzereydik artýk. Kýrýcý davranmak, kötü söz söylemek, baðýrmak sýk yaptýðýmýz davranýþlara eklenmiþti. Bütün bunlarýn gerisinde çaresizliðimiz yatýyordu. Oysa çaresiz, çare aramaktan vazgeçmiþ olana denir. Sorunlarýmýza çare arayalým ki çaresizlikten kurtulalým. Bunu yapmayýnca her geçen gün, yavaþ yavaþ umutlarýmýzý da tüketiyorduk. Bir insaný yaþarken öldürmek için, ondan umutlarýný almak yeter. Umutsuz insanlardan her þey beklenir. Umutsuz halk, patlamaya hazýr bir bomba gibidir. Bu köylünün anlattýklarýný duyduktan sonra, kafilede birçok kiþiden defalarca “Osmanlý bizi almazsa, savaþýrýz. Biz onun sancaðýný dalgalandýrmak için yüzlerce yýl savaþarak kanýmýzý döktük; bize bu kötülüðü yapamaz!” ifadesini duyuyordum. Bizim kafile halkýnýn ölmek pahasýna bile olsa, Osmanlý ile savaþmayý göze almasý da bunu ispatlamýyor mu?
Bazen düþünüyorum da ömür; umutla umutsuzluk, doðru ile yanlýþ, güzel ile çirkin, iyi ile kötü, kýsacasý zýtlar arasýnda gidip gelen bir sarkaça benziyor. Göçün kahrýný çektik, çekiyoruz. Sýkýntý, eziyet, açlýk, sevdiklerimizi kaybetmiþ olmak bizi bu hale getirmiþ olabilir. Yalnýz, bu her zaman böyle olacak demek deðildir. Sað kalanlarýmýzýn önünde saðlýklý, mutlu güzel günler mutlaka vardýr. Ýnsanlarýmýza geleceðe dair umut aþýlamak zorundayýz; çünkü bu bizim görevimiz.
Görüþlerimi heyete açýkladým, köylünün uyarýsýný da anlattým. Ýlk fýrsatta aile reisleri ile bir toplantý yapýlýp onlara moral verilmesi ve Türkiya'ya Yunanistan üzerinden giriþ yapýlmasý kararlaþtýrýldý.
● ● ●
Yörük Dede'nin göç anýlarýný yazmaya burada da ara verdik. Saatlerdir yazýyorum. Bazen Osman Dedem yazdýrdýklarýný bana okutuyor, uygun bulmadýðý bir ifade varsa, metnin orijinaline bakýp düzelttiriyordu. Tabii bu da zaman kaybýna yol açýyordu. Ben yazarken çok yoruluyordum, ama halimden hiç de þikayetçi deðildim. Oysa Minik benimle ayný kanaatte deðildi. Ara sýra onu sevmem, onunla ilgilenmem için gelip etrafýmda dolaþýyor, ellerime ayaklarýma sürtünüyordu.
Dedem kedileri nedense pek sevmezdi. Minik'e birkaç kere :
-Zýt, zýýýt anacýný sattýmýn kedisi, diye baðýrdý. O da korkarak kaçtý ve sobanýn altýndaki yerine sýðýndý. Dedeme kötü kötü bakýyordu. Galiba Minik, dedemi sevmemiþti!
● ● ●
6 Haziran 1878 (5 Cemaziyelahir 1295) Göçün Altmýþ Beþinci Günü;
Ýki bebek öldü. Bunlardan biri Alaz bebek. Tabii diðerine de üzüldük, ama Alaz bebeðe daha fazla... Anasýnýn yanýna gitti. Çok kýsa sürdü bu dünyadaki yaþamý Alaz bebeðin. Belki de anasý, onun hasretine dayanamayýp yanýna istedi ve Tanrý da bu dileðini kabul etti. Ayrý ayrý mezarlarda yatýyor bedenleri; ama ruhlarý öteki dünyada mutlaka bir araya gelmiþtir. Sütanasýnýn aðlamasýna yürek dayanýr gibi deðildi. Sesi hâlâ kulaklarýmda. Alaz bebeði kendi çocuðu gibi sevmiþ ve benimsemiþti.
Göç güzergahýný deðiþtirmek zorunda kaldýk. Çünkü öncülerin aldýðý istihbarata göre, Bulgarlar bu güzergahta askeri birlikler oluþturmuþlar ve Türk göçmenlere saldýrmak için hazýr bekliyorlarmýþ. Binlerce insaný bu yolda pusuya düþürüp öldürdükleri söyleniyor. O nedenle Kýzanlýk tarafýna yöneldik. Deðiþiklik bize zaman açýsýndan çok pahalýya mal olacak, ama mecburuz. Güvenlik her þeyden önemli.
Nasýl unuttum, þimdiye kadar neden aklýma gelmedi diye kendime kýzýyorum. Utancýmdan yüzüm kýzarýyor. Oysa çok öncelerden o insanlarý hatýrlamalý ve onlar için bir þeyler yapmalýydým. Kendimi göçün problemlerine, can kaygusuna kaptýrdýðým için o insancýklar hafýzamdan silinip gitmiþlerdi.
Köyümüzde durumlarý çok kötü olan üç aile vardý. Üçü de fakir, ama gururlu üyeleri olan ailelerdi. Bunlar açlýktan ölseler de hiç kimseden bir lokma ekmek bile istemezler, isteyemezlerdi. Geçen bunca zamanda acaba durumlarý nasýldý? Hiç vakit kaybetmeden bir korucuyu çaðýrdým ve bu üç ailenin durumunu inceleyip bana haber vermesini söyledim. Ýncelemeyi ailelere sezdirmeden yaparsa daha iyi olacaðýný da ilave ettim. Korucu ne demek istediðimi gayet iyi anlamýþtý. “Tamam!” deyip yanýmdan ayrýldý ve bir saat sonra da geldi:
-Gördüðüm kadarýyla durumlarý çok kötü. Günlerce ot yiyerek idare etmiþler, ama iki gündür ot da bulamadýklarýndan aðýzlarýna bir lokma yiyecek girmemiþ. Hepsi bir deri bir kemik kalmýþlar.
Dedi. Mola verilince hemen bizim heyeti topladým, durumu açýkladým, mutlaka bir tedbir almamýz gerektiðini söyledim. Hiç vakit kaybetmeden hemen þimdi bir þeyler yapýlmalýydý. Heyet bana hak verdi. Korucularý herkesin yiyecek miktarýný kontrol etmeleri için görevlendirdik. Bu kontrol sýrasýnda yiyeceði çok olanlardan bir miktar alýnmasýný ve getirip heyete teslim edilmesini söyledik.
Korucular verilen görevi tamamladýlar. Gördük ki toplanan yiyecek miktarý çok fazla deðildi, ama bu aileleri, idareli kullanýrlarsa bir hafta idare ederdi. Bir de yiyecekleri ailelere kimin götüreceði sorunu vardý. Kimse bu konuda gönüllü olmadý. Mecburen ben kabul edecektim. Yanýma bir korucu alýp, tek tek bu aileleri ziyaret ettim. Beni sever ve sayarlardý. Benim verdiðim bir þeyi, o yüzden almamazlýk edemezlerdi. Aldýlar. Aðýzlarýndan teþekkür kelimesi çýkmadý, ama gözlerinden ne demek istediklerini çok iyi anlamýþtým.
Heyettekiler benim gülerek geldiðimi görünce, onlar da rahatladý. Bir araya gelmiþken Atice Anayý, koruculardan ve öncülerden de birer kiþiyi çaðýrýp bir toplantý yaptýk. Bu toplanntýnýn ana konusu kafiledeki insanlarýn hayatlarýný korumayla ilgiliydi. Bunun için de öncelikle beslenme ve giyinme konusu geliyordu. Yola çýkarken birçok kiþinin parasý zaten yoktu, olanlarýn çoðunda da bitmiþti. Parasý kalan sadece birkaç kiþiden ibaretti. O nedenle heyete þu teklifi getirdim:
-Öldüklerinde varisi kalmayan kiþilerin hayvanlarý, arabalarý, eþyalarý, yiyecekleri kafilenin ortak malý olarak kabul edilmeli. Ayrýca yedekte kimin ne kadar hayvaný varsa, bunlar da ortak mal olmalý. Bir yerleþim yerine gelindiðinde bu ortak mallarýn bir kýsmý, ya para karþýlýðý satýlmalý ya da yiyecekle takas edilmeli. Elde edilen yiyecekler ailelerin üye sayýsýna göre pay edilmeli. Yol boyunca bulunacak sahipsiz eþya ve hayvan için de ayný uygulama yapýlmalý.
Toplantýda bulunanlarý hepsi bu teklifi aynen kabul etti. Karar, kafiledeki ailelerin reislerini toplayýp duyuruldu. Bir-iki mýrýn kýrýn etmeye kalkan olduysa da, öfke dolu bakýþlar üzerlerine çevrilince, onlar da seslerini kesmek zorunda kaldýlar.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.