..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Her þey ancak sevgiyle satýn alýnabilmelidir. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Cemal Zöngür




31 Aðustos 2016
Þehitlik Duygusu ve Yitip Giden Canlarýn Aðýrlýðý  
Manevi Kutsallýðýn Acýlarý

Cemal Zöngür


Kutsallýklara sýðýnýlarak yüzyýllarca acý çekmek bir toplum için her ne kadar normal görünse de, alýp götürdüðü çok büyük deðerler vardýr. Bu deðerlerden en önemlisi öz kültürünü kaybederken, bir o kadar deðerli olan ailesini de yitirmektedir. Ýþte bu psikoloji, tüm Akademik çevrelerce yeniden sorgulanmalýdýr.


:BBDF:
     
Þehit / lik kelimesi de, diðer birçok kelimeler gibi Arapçadan dilimize alýnmýþtýr. Þehitliðin gerçek anlamý ise, Din ve Allah uðruna canlarýný kaybeden kiþilere verilen ad ya da nitelendirmedir.
Türkçede yüzde seksen beþ oranýnda kullanýlan yabancý kelimeler, her zaman ait olduðu toplumun kültürüne göre kazandýðý anlamýndan çýkarýlýp, farklý þekillerde kullanýlmasýnda hiçbir sakýnca görülmemiþtir.
Bu mantýðýný devam ettiren Türk Ýslamcý resmi ideolojisi, Þehit kelimesini de gerçek anlamýnýn dýþýnda, vatan için ölen kiþileri sýfatlandýrmak biçiminde dilimize yerleþtirmiþlerdir.
Kelime ve diller üzerine burada tartýþmaya girmeden, esas yazý konumuz olan Þehitliðin özellikle biz Türkiyeliler de nasýl bir onur ve acý yarattýðý psikolojisi üzerinde incelememizi sürdürmeye çalýþalým.
Toplumsal olarak yaþanan herhangi bir olayda, canýný ve ailesini kaybeden insanlarýn bu maðduriyetlerini, acaba Þehitlik maneviyatý telafi etmeye yetmekte midir?
Bu sorunun gerçek cevabýný öðrenebilmek için, þehit aileleri ile birlikte uzun süre birebir yaþamakla ancak mümkündür. Bunun dýþýnda acýnýn vermiþ olduðu duygu ve birazda devlet yetkililerinin manüplasyonu ile vatan sað olsun ifadeleri, ne acýlarý dindirmeye yetmektedir ne de yaþanan olaylarý sonlandýrmaktadýr.
Þehitlik maneviyatýnýn gerçek anlamý tam olarak yerini bulmasý için, devlet yetkilileri ve zengin sýnýfýn temsilcilerini, yaþanan savaþ ve çatýþmanýn içerisinde en az altý ay birebir yaþatmak gerekir.
Ýnanýyorum ki, bu devlet yetkilileri ve siyasetçiler, yaþayacaklarý o korku ve panikle, þehitlik kavramýný anýnda ortadan kaldýrýp, gerçek çözümün yolunu bulacaklardýr.
Ýþte o zaman epistemolojik bilgiden yoksun kültürsüz egoist siyaset ve devlet yetkilileri de net olarak açýða çýkmýþ olacaktýr. Yüz yýllardýr yaþanan sorunun, cahillik ve kültürsüzlükten kaynaklandýðý noktasýna yoðunlaþýlmadýðý sürece, acýlar hiçbir zaman bitmeyecektir.
Çünkü biraz aklý baþýnda olup diyalektik epitemolojik bilgiye sahip toplum ve devletler, çatýþmalý ve savaþ halinden bir an evvel kurtulmak için en akýlcý yöntemleri bularak, huzur ve rahata kavuþtuklarýný bütün dünya bilmektedir.
Biz de ise bunun tam tersine, Þehitlerin çoðalmasý için adeta en büyük marifet Þehit olmakmýþ gibi bir duygu ve bilinç oluþturularak, acýyý ve parçalanmýþlýðý kanýksatmaya çalýþýlmaktadýr. Oluþturulan bu toplum ve devlet psikolojisinin kiþiler, kurumlar ve Akademik çevreler tarafýndan hâlâ derince tartýþýlmamasý da ayrý bir dikkat çeken noktadýr.
Þehitlik konusunun daha net kavranmasý için, Pozitif bilim felsefesi ve insan psikolojisinin ontolojik olarak var ettiði dini maneviyatýn incelemesini þu þekilde sürdürebiliriz.
Ontolojik olarak doðada varlýðý ve yaþadýðý kanýtlanan her canlý türünün, bulunmuþ olduðu ortam ve çevreye göre kendi hisleri doðrultusunda birtakým kural ve alýþkanlýklarla hayata devam ettiði bilinen bir gerçektir.
Bu canlý varlýklardan insan söz konusu olunca, durum biraz daha derinleþmektedir. Çünkü insan hem hisseden, edilgen hem de düþünen bir canlý türüdür.
Ancak insan her ne kadar düþünen bir canlý tür özelliðine sahip olsa da, bebeklikten olgunluk yani 20 veya 25 yaþlarýna kadar his ve edilgen þekilde yaþayarak bu noktaya gelmektedir.
Bir insan olgunluk yaþýna kadar en az lise eðitimini tamamlayýp, kültürel olarak kendisini geliþtirip bilgi zenginliðine kavuþmadýðý sürece, hislere ve edilgenliðe baðlý yaþamý ölünceye kadar devam etmektedir.
Ýnsan türündeki bu edilgenliðin tamamen yok olmasý ya da diðer bir deyimle, özgür düþünüp özgürce (Bilinçli) yaþamanýn tek yolu, resmi kurumlarýn vermiþ olduðu eðitimin dýþýnda, kiþinin okuyup araþtýrarak kendisini kültürlü yapmasýyla mümkündür. Ýstisnalarýn dýþýnda resmi devletlerin vermiþ olduðu eðitimle hiçbir insan kültürlü olma þansýna sahip deðildir.
Okuyup araþtýrarak kültür sahibi insanlar, her þeyden önce empati yapmayý öðrenir; daha sonra medeni bir þekilde anlatýr, tartýþýr ve en güzel þekilde de dinlemesini bilir. Ve böylece tüm olaylarý kendi düþünce süzgecinden geçirdikten sonra, nasýl yaþanacaðýna daha saðlýklý karar veren insan demektir.
Bilgi (Epistemoloji) ve kültürel olarak bu aþamaya gelmiþ bir insan, Þehitlik duygusunun hem kendisi açýsýndan hem de toplumda nereye kadar neler kazandýrdýðýný ve nereden sonra kiþide ve toplumda büyük bir bilinç kaymasýna yol açtýðýný tartarak, ona göre sahiplenir ya da reddeder. Bu bakýþ açýsý dünyanýn her yerinde evrensel olarak var olmasý gereken bir yaþam biçimidir.
Fakat dünya toplumlarýnýn yarýsýndan fazlasý belirli bir eðitim ve kültürden uzak yaþadýklarý ya da býrakýldýklarý için, olgunluk dönemlerinde bile edilgen þekilde yaþadýklarý bilinen bir gerçektir. Kiþilerin ya da topluluklarýn edilgenlik ve edilgenlik dýþý (Bilinçli) yaþamanýn genel çerçevesini pozitif bilimsel yöntemle bu þekilde ifade ediliriz.
Diðer taraftan Türkiye’de hem devlet hem de toplumsal olarak her alanda, daha çok manevi duygular kullanýlarak yaþamaya çalýþmasýnýn gerçekliðini anlamak için de, Þehitlik kavramý bu konunun en iyi psikolojik anahtar sözcüðü durumundadýr.
Þehitlik duygusu; toplumda yüksek bir manevi idealizmi yaratýrken, ayný þekilde on ya da yüzyýllarca yaþanan toplumsal bir kanamanýn da o ölçüde daha uzun sürmesine neden olmaktadýr.
Çünkü toplum yalnýzca maneviyata baðlý þekilde eðitilip, genel kültür ve pozitif epistemolojik açýdan tamamen yoksun býrakýlmasý neticesinde, yaþanan olaylarýn neden meydana geldiðini çok fazla idrak edememektedir.
Buna neden olan ana kaynak ise, Türkiye toplumunun en az % 75’i temel kültürel olarak yaþam dayanaðýný Ýslam’dan alýp, böylece Þehitlik duygusunun yaratmýþ olduðu psikoloji ile daha çok vatan ve din sever olduðuna inanmasýdýr.
Çünkü Ýslam demek Metafizik felsefenin idealizmine göre yaþamak demektir. Bu da her hâlükârda pozitif felsefi bakýþ açýsýný dýþtalayýp, sürekli Þehitlik gibi komple bir içeriðe sahip olan maneviyat duygularýný karþýlayan kelime ve cümlelere sarýlmak, üst düzeydekiler için en kolay yöntemdir.
Sürekli maneviyat duygusuyla ayakta kalmaya çalýþan idealist topluluklar, diðer bilimsel araçlarý ya da düþünceleri her zaman geçici ve yüzeysel þekilde öðrenerek yaþarlar.
Bu da epistemolojik olarak gerçek bilgilerden uzak, sadece mekanik bilgilerle, maneviyatýn dolduramadýðý yerlerde kullanmak içindir.
Ýnsan düþünerek yaþama baþladýðý günden bu zamana kadar, dünyada hiçbir toplum yalnýzca ne maneviyata dayanarak var olabilmiþtir ne de maneviyatý tamamen dýþlayan materyalizmle. Her iki düþünce olgusu, çaðýn ve koþullarýn özelliðine göre önemsendiðin de, daha anlamlý ve kaliteli bir yaþam ortaya çýktýðý bilinmelidir.
Sürekli Þehitlik duygusunun yarattýðý manevi psikolojiye saplanýp kalan toplumlar, her zaman dünyayý geriden takip ederek yaþadýklarýný akýllardan çýkarmamalýdýrlar.
Ýyi bir maneviyat olgusu deyip, 100 ya da 50 yýl boyunca sürekli Þehit vererek yaþama alýþtýrýlmak demek, toplumu düþünen varlýk sýnýfýndan çýkarýp, sürekli hissi ve edilgen bir konuma dönüþtürmek anlamýna gelmektedir.
Örneðin Türkiye genelinde bir araþtýrma yapýlsa, son elli yýl içerisinde her köy, kasaba, ilçe ve þehirlerde yüzlerce þehit mezarlýklarý bulunmaktadýr.
Bu duygu belki toplumsal birlik algýsý yaratmakta fayda saðlamýþ gibi görünse de, gerçekte ise nitelikli yaþam ve bilinçli toplum olma açýsýndan çok büyük bir risk söz konusudur. Bunun risklerini yaþanan þu olaylardan rahatlýk anlayabiliyoruz.
Türkiye var olduðu tarihten bu zamana kadar sürekli bir iç ve dýþ düþman fobisi ile yaþamasý. Her gün Þehit vermek ya da en ufak bir anlaþmazlýk durumunda yaralayýcý ve öldürücü olaylarýn yaþanmasý, toplumun ne kadar derin bir edilgenlikle yaþadýðýný açýklamaya yetmektedir.
Ve bu duyguyla toplumun bilincinde her geçen gün daha da kutsallaþtýrýlan Þehitlik algýsý, diðer taraftan yaþanan birçok olaylar üzerinde düþünmez ve tartýþmaz konuma getirildiði de bilinmelidir. Örneðin Türkiye’de bir insan cesaret edip kamuoyuna þu soruyu sorabilir mi?
Neden her gün Þehit vererek mutlu olmaya çalýþýyoruz? Þehit verilerek yaþanan sorunlar çözülmüyor ise, niçin farklý yollar denenmiyor gibi? Eleþtiriler çok büyük bir medeni cesareti gerektirmektedir. Bu tür eleþtiriler yapýlmadýðý sürece, on binlerce insanýn daha canýný kaybetmesine onay vermek anlamýn da gelmektedir.
Batýlý toplumlarda böyle bir olay yaþansa, yetkili kiþiler veya iktidarlar anýnda görevlerinden istifa ederek azlini istemektedirler.
Bizde ise býrakalým istifa etmelerini, bulunduklarý makama daha da yapýþarak utanmasalar yaþanan olaylarýn tek sorumlusu Þehit düþen kiþileri gösterecek kadar yüzsüzleþmektedirler.
Hâlbuki dünyada akýlcý ve bilimsel yaþamaya çalýþan devletler, belirli dönemlerde uluslararasý dünya ve bölgesel savaþlarýnýn dýþýnda, kendi içlerindeki çatýþmalarda vermiþ olduklarý Þehit sayýsý yok denecek kadar azdýr.
Türkiye ve benzer ülkelerde ise, ilkel toplumlarda görüldüðü gibi her olayda sürekli maneviyatýn temel alýnmasý, her zaman çatýþma, savaþ ve Þehit vermek anlamýna gelmektedir.
Bu yüzden her ne þekilde olursa olsun, þehit düþen aileler ve kiþilerin onurlarý, sözde devletin birliði ve bütünlüðünü savunan politikacýlarýn çýkarlarýna alet edilmemelidir.
Çünkü daha düne kadar Fetullah Gülen gibilerine Þeyh Haziretleri deyip arkasýndan gidenlerin hepsi birlikte vatan, millet, din ve iman demogojisi yaparak o makamlara gelmiþlerdir.
Bugün FETÖ’ye karþý görünüp, devleti ve vataný en çok seviyorum deyip þehitlerin miraslarýný sürekli dile getirenlerin, yarýn FETÖ’cüler gibi yapmayacaklarýnýn garantisini kim verebilir?
Bu tür tehlikelerin tamamen ortadan kalmasýnýn tek çözümü, demokratik evrensel bir Anayasaya sahip olmaktan geçmektedir. Artýk herkesin aþýrý derece manevi hamaset duygulardan vazgeçip, daha çaðdaþ, rasyonel ve bilimsel düþünmesi gerekir. Yoksa ateþin düþmediði aile kalmayacaktýr.

Cemal Zöngür



















Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kime Göre Ahlak Neye Göre Ahlaksýzlýk
Kariyerizm ve Kýskançlýk Kiþilik Bozukluðu Mudur?
Türkiye Burjuvazisi Artýk Konuþmasýn (2)
Düþüncenin Geliþimi ve Toplumsal Körleþme
Ýnsan, Üst Ýnsan ve Ýkiyüzlülük
Ýnsan Beyninde Ýyilik ve Kötülüðün Düzeni
Akýl ve Oluþum
Ýnsan, Düþünce, Alt Düþünce ve Üst Düþünce
Ýnsan Niçin Yaþar
Alevilikte Ýnsan Tanrý ve Tanrýsal Baðlýlýðýn Özü

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Geri Kalmýþlýk ve Ýrrasyonalist Siyaset Nedir?
Ýlkeli Mücadelenin Felsefi Diyalektiði
Siyaset ve Fetiþizm
Kadýn Katliamlarý Neden Önlenemiyor?
Faþizmin Tarihi ve Türleri
Kuran'a Göre Ilýmlý Ýslam Mümkün Mü?
Ýslam Mezhepler ve Tarikatlar
Ýslam'da Güncelleme (Reform) Mümkün Mü?
Ýnsanýn Dine Ýnanýþý, Dinden Kaçýþý
Kuzey Kore Ýnsanlýðýn Sonuna mý Ýþaret Ediyor?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (1) [Deneme]
Lider mi Toplumu Þekillendirir; Toplum Mu Lideri? [Deneme]
Hz. Ali ve Ehlibeyt Alevi Midir? [Deneme]
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (3) [Deneme]
Tbmm'de Yedi Maddelik Anayasa Deðiþikliði Neyi Çözer? [Deneme]
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (2) [Deneme]
Alevilerin Kapýlarýna Saldýranlarýn Açýk Kimliði [Deneme]
"Türkleri Yeniden Tanýmak" Araþtýrma Kitabýmý Yazma Nedenim : [Deneme]
Ýþte Türkiye'nin Yaþam Kalitesi ve Mutluluk Karnesi..! [Deneme]
Ýslamiyet Yeniliðe Açýk Bir Din Midir? [Deneme]


Cemal Zöngür kimdir?

Ben Cemal Zöngür, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Sosyoloji, Tarih ve Siyaset üzerine araþtýrmalar yapmaktayým. Yayýnlanmýþ bir kitabýmýn dýþýnda çeþitli gazetelerde yüzden fazla makalelerimde yayýnlanmýþtýr. Ve iki kitap dosyam yayýna hazýr durumdadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Tam baðýmsýz Tarih ve Siyaset üzerine yazan her Yazar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.