Hayali bir kadavraydým. sarhoþ kafayla belediyeyi kýskandýracak onurlu bir çalýþma yapmýþtým.gözüm van gölünün derinliklerinde yaþayan “mesela” bir eskiçað canlýsýnýn görüntüsünü bulmuþtu.tantan,tamtam sesleri arasýnda istifayý basmýþtý.iþ güvencesi adlý olgu sularýn dibinde yerini alýrken herhangi bir yasa mastürbasyon güvencesi arýyordu.hayali bir kaza ise ayýk kafayla dahili serüvenleri kýskandýran þeref yüklü bir çalýþma yapývermiþti.hayatýmýz kökleri havalandýrývermiþti.petrol bu topraklarda hamlýðýný yitiriyordu.çýkar amaçlý,operasyon kokulu dualar her çap ve markadaki ibadet merkezlerinde üfleniyordu.hafýzýn biri kafayý çekip beyin jimnastiði yapýyordu.her cümle tutkusunu tamamlýyordu.gözümün bulduðu her eskiçað varyasyonu giderek erirken,adýna meclis denilen ahtapot kollu koridorlar her türlü sarhoþluðu nefislerine kabul ettiriyordu.güçlü kollarýmýz hamuda kalkýyor,ayaklarýmýz bu duruma gülüp geçiyordu.hepimiz taþak vaziyetinde selama durmuþtuk.ne gam! Ne hayat! Bir ýzgara,balýk bayat! ...
Yakýtsýz bir dinamo dönmeye direnecekti.gazlý bir yaz ezici üstünlüðünü kutlayacaktý.gayriresmi sonuçlara yönelmiþ bir seçimin rumuzu olan “kedi” bize þunlarý haykýrýyordu. “üst üste kafayý yedik be!” sýnýrlarýn dýþýnda kalan her yirmidört saat sandýk baþýnda çarþafa dolanýyordu.ayný kiþiliksizliklere bulanan birsürü moruk,politik mezheplerin içinde koordinasyon çalýþýyordu.cep telefonum estetik bir yaklaþýmdaydý.sarhoþtum çoktan ve gri bulut yüklüydüm.
Manzara aðýr,sonluluk gerçek bir umuttu.terso bir coðrafyada sabahlýyorduk.
Þimdilik o kadardýk.sadece o kadar.hayali bir kadavra!
.....