Güzel birþeyin fazlasý harika olabilir -Mae West |
|
||||||||||
|
M.Ö. 4500 yýllarýndan itibaren baþlayan Uygarlýk Çaðý, her ne kadar “Yazýnýn” icadýyla bu adý almýþ olsa da ayný zamanda sürekli savaþarak erkek egemenliðne giden yolun temeli de atýlmýþ oldu. Bu bakýmdan döneme verilen Uygarlýk adý her zaman tartýþma konusudur. Sanatsal ve bilgilenme çaðýný baþlatan bu mantýk, diðer taraftan erkek egemenliðinin hanedanlýðý için, savaþ tekniklerini de geliþtirmiþtir. Böylece toplumlarýn kan ve gözyaþý içerisinde uygarca yaþadýðýný iddia etmesi, ne kadar Uygarlýktýr? Onun için neye göre uygarlýk, neye göre ilkellik mantýðýnýn gerçek cevabý hâlâ verilmiþ deðildir. Tarým (Neolitik) Çaðýnýn geliþip tam olgunlaþmasýyla birlikte, toprak tarýmý ve hayvancýlýk baþta olmak üzere aile, toplum düzeni, devletleþme ve el sanatlarýnda tahmin edilmeyecek düzeyde büyük bir ilerleme saðlanmýþtý. Bu geliþme erkeklerden çok kadýnýn yükünü daha fazla aðýrlaþtýrmakta idi. Çünkü kadýn hem ev, aile, çocuklarýn bakýmý ve eðitiminin yanýnda, devlet ve toplum düzenini de birlikte yürütüyordu. Kadýnýn bu görevlerinin yanýnda bir de kadýnlýk doðasýndan gelen aylýk rahatsýzlýklarý, her geçen gün iþleri içinden çýkýlmaz bir hâlâ sokmuþtur. Kadýnlar; giderek karmaþa haline dönüþen yönetim yapýsýyla ilgili tek çare olarak, erkek kardeþlerini ve eþlerini bazý yönetim alanlarýnda görevlendirerek, mevcut durumun çözümünü geliþtirmeye çalýþmýþlardýr. Anýlan çaðda teorik bilgi açýsýndan kadýnlar, erkeklere oranla daha ileri bir bilgi sahibi iken, erkekler ise avlanma ve koruma amaçlý savaþ tekniklerinin yanýnda, zaman ve güç gerektiren el sanatlarýný da geliþtirmekte idiler. Sümer Uygarlýðýnýn erkeði, Ana Tanrýçalarýn onayý ile yavaþ yavaþ devlet yönetiminde söz sahibi olmaya baþlarken, diðer taraftan avlanmak, tarým araçlarýndaki yenilik, resim yazýlar ve heykelcilikte de büyük bir ilerleme kaydetmiþti. Bilindiði gibi dünyanýn her kýtasýnda ilkyazý sistemi, hayvan figürleri baþta olmak üzere güneþ, yýldýz, insan ve doðayý yansýtmakta idi. Bunun Aðaç (Papirus) yapraklarýna ve hayvan derileri üzerine yazýlmaya baþlanmasýyla, ticaret baþta olmak üzere bir yerden baþka bir yere iletiþim amacýyla mektup þeklinde daha büyük bir önem kazanmýþ oldu. Ve yazýnýn çizgi þekline dönüþmesiyle birlikte, sanatsal hayranlýk yaratan Heykelcilik hem beden hem de beyin gücüne dayanmasý neticesinde, bu iþ daha çok erkelerin meslekleri haline dönüþmüþtür. Tüm bunlarýn yanýnda erkeðin ticaret, devlet yönetimi ve koruma (Savaþ) alanlarýnda söz sahibi olmasý, erkeðin kadýnýn yanýnda Kral Tanrýlýða yükselmesinin yolunu açmýþ oldu. Ýfade edilen geliþmeler sonucunda, Kral Tanrýlar toplumun yönetim, idare ve sevkinden sorumlu olmalarýna raðmen, yapacaklarý her iþin toplum tarafýndan kabul edilmesi için, uzun süreler Ana Tanrýça kadýnlarýn onayýný alarak devam ettirilmiþtir. Bu dönemi en iyi þekilde ifade eden þu örnekler çok kýymetli kaynaklardýr. Sümerlerle baþlayan Tanrý Kralcýlýk, toplumun kendilerine güvenip itibar etmesi için, eskiden beri adalet ve hakkaniyetin temsilcisi olan Ana Tanrýçalardan Kibele, Themis, Demeter, Aþnan, Aþaret, Ýsis, Ýnnanna, Tiamat, Ýþtar, Hothar, Eros, Hera, Afrodit ve Hindistanlý doðum Tanrýçasý Togors gibi binlercesi, Kral Tanrýlarýn yardýmcýlarý olarak yer almýþlardýr. Uygarlýk Çaðýndan itibaren, yeni toplum ve devlet yönetimlerinde fiili olarak erkekler, Kral Tanrý olarak ön planda olmalarýna raðmen, yine de Ana Tanrýçalarýn varlýðý þu tarihlere kadar devam etmiþtir. Mýsýr, Mezopotamya, Anadolu ve Ortadoðu’da M.Ö.1500 yýllarýndan itibaren Hz. Ýbrahim’in Gök Tanrý adýyla ortaya çýkmasý, kadýnlarýn ve erkeklerin tanrýlýklarýnýn sonunu iþaret etmiþtir. Ve ikinci bir önemli tarihsel dönem, M.Ö. 700 ile miladi yýllarýn baþlangýcýna kadar Yunanistan, (Helen Uygarlýðý) Avrupa, Amerika ve Hindistan gibi diðer bölgelerde ise Ana Tanrýçalýðýn devam ettiði görülmektedir. Belirtilen bölgede, Kral Tanrýcýlýk devlet ya da hanedanlýklarýn halk üzerinde uygulamýþ olduklarý olumlu ve olumsuz tarihsel olaylarý þu þekilde özetleyebiliriz. Sümer, Babil, Asur, Mýsýr, Nemrut ve Roma Krallýklarýna dayanan erkek egemen yapý, devlet ve toplum yönetimine hâkim olmasýyla, kadýnlar her geçen gün biraz daha geri plana itilmiþlerdir. Bu itilmeyle kadýnlarýn sorumluluðunda olan iþlerse, ev içerisinde ya da çevresinde yapýlabilen dokuma, bahçecilik, çocuklarýn bakýmý, eðitimi, yemek, temizlik vb. olmuþtur. Diðer birtakým kadýnlar ise, Kral Tanrýlarýn istekleri doðrultusunda bazý noktalarda Krallarýn yardýmcýlarý olarak devam etmiþ olsalar da, her geçen gün kadýnýn eve kapanmasý hýzlý bir þekilde sürmüþtür. Tüm yaþananlardan da anlaþýlacaðý gibi, Kral Tanrýcýlýk toplum ve devlet yönetimi demek, insanlarý köleleþtirerek ve hayvan derecesine indirip, tüm iþ ve hizmetlerde çalýþtýrmak demekti. Bu da erkek egemenlikli toplumsal ve devlet yönetiminde sýnýrsýz mal, mülk, köle, cariye, servet ve saraylara sahip olmak anlamýna gelmektedir. Bir erkek, ifade edilen bu yaþama sahip olabilmesi için savaþ tekniðini ya kendisi çok iyi bilmesi gerekirdi veya en iyi þekilde savaþacak askerler kullanarak mümkündü. Modern çaðýn ilk adýmý olan erkek egemen bu yapý, ilkönce yakýn çevresinden baþlamak üzere, diðer devlet ve kýtalara savaþ açarak elde etmiþ olduðu baþarýyla hem hükümranlýðýný ilan etmiþtir hem de sýnýrsýz servetlere el koyulmuþtur. Uygarlýk tarihiyle birlikte savaþmadan servetlere sahip olan ne bir Kral ne de baþka bir devlet ve toplum yöneticisi görülmüþ deðildir. Demek ki, sýnýrsýz servet ve egemenliðin temeli savaþ ve zalim kârlýða dayanmaktadýr. Ýþte Erkek egemenlikli bu toplumsal ve devlet yönetimlerinin insanlýk üzerinde estirmiþ olduklarý alçakça politikalar yüzünden, insanlar yaþayamayacak duruma gelip isyaný baþlatmýþlardýr. Denilebilir ki, ilk isyan, M.Ö. 1500’li yýllarýndan itibaren, Hz. Ýbrahim’in Gök Tanrýcýlýk adýyla çýkmasý büyük bir devrim niteliðindedir. Ve böylece Kral Tanrýcýlýk yavaþ yavaþ yok olmaya baþlarken, bunlarýn yerini Tek Tanrýlý (Monoteist) dinler almýþtýr. Daha sonralarý Hz. Ýbrahim’in yolundan gitmeye çalýþan Hz. Musa, M.Ö. 50’li yýllarýndan itibaren, Gök Tanrýnýn yerdeki temsilcisi olarak kendisini Peygamber ilan edip, Tanrý Krallýklarýn sonunun gelmesine vesile olmuþtur. Tek tanrýlý dinlerin toplumlar üzerinde göstermiþ olduklarý etkilerden de anlaþýlacaðý gibi, artýk dini siyasi politik mezhepler veya tarikat þeklindeki oluþumlar baþlamýþ oldular. Hz. Musa, Hz. Ýsa ve Hz. Muhammed’in tek tanrýcýlýk dini politikalarý her ne kadar insanlýðý kurtarmak adýyla çýkmýþ olsalar da, toplumun tüm damarlarýna yayýlmýþ erkek egemen anlayýþ, ne hazindir ki, bu dini yapýlarda da hükmünü sürmüþtür. Adý geçen her üç tek tanrýlý dinlerin egemenliðinde bulunan tüm bölge ve toplumlar da Allah adýna savaþmak için insan kellerinden kaleler yapýlmasý, bu dinlerin, kendilerinden önceki Kral Tanrýlarýn uygulamalarýna þükrettirecek nitelikte gerçekleþmiþtir. Genelde Ortadoðu Afrika ve Avrupa’nýn büyük bir bölümünde, tek tanrýlý politikalar bu þekilde devam ederken, Mezopotamya, Helen, (Yunan) Anadolu ve Hindistan’da, Materyalist felsefeye sahip olan Dualist dini ve siyasi politikalar, tek tanrýlý dini diktatörlüklere karþý büyük bir mücadeleler vermiþlerdir. Bu Materyalist felsefi düþünceye sahip olan dinlerden Ýndra Mitra, (Güneþ Tanrý) Zerdüþtlük, Þamanizm, Þintoizm, Taoculuk, Budizm ve Konfüçyüs vb. sayabiliriz. Diðer taraftan Yunanistan’da modern felsefecilerden Aritolelas, Sokrat, Demokritos, Platon Staocular ve Kinitos’lar tarafýndan çaðdaþ ve modern demokrasinin temeli olan Laik, Seküler ve Eþitlikçi “Öz Yönetim” þeklindeki þehir demokrasilerinin baþlatýlmýþ olmasý, erkek egemenlikli dönemde ortaya çýkan en iyi siyasi düþüncelerdir. Anýlan dönemin modern ve çaðdaþ yaþam ilkeleri, erkek ve kadýn eþitliði baþta olmak üzere, köleciliðin ortadan kaldýrýlmasýný, her insana, insanca bakmayý öðretmeyi temel almýþlardýr. Ýþte çaðýn en büyük muhalif siyasi düþünceleri ve demokrat partileri bu felsefeciler sayesinde ortaya çýkmaya baþlamýþtýr. Çaðdaþ Yunan demokratik anlayýþý her geçen gün etkisini göstermesi neticesinde, miladi 1500 yýllarýndan itibaren Yahudilik ve Hýristiyanlýk dinleri, kendi içerisinde reformlar yapmak zorunda kalmýþlardýr. Böylece her iki dini anlayýþ, toplum ve devlet yönetimlerindeki tüm yetkilerinden vaz geçip “Laik, Seküler ve Demokratik” toplumsal yönetimleri kabul etmiþlerdir. 1500 yýllarýndan itibaren Avrupa ve diðer batýlý ülkelerde yapýlan “Reform ve Rönesanslar” doðrultusunda, Avrupa da modern siyasi partilerin ortaya çýkmasý ve yine modern kapitalist demokrasinin de buralarda yaþanmasý en açýk örneklerdir. Tek tanrýlý Ýslam dininin yaþatýldýðý tüm ülkelerde ise, Orta çað mantýðýný geride býrakacak dini despot yönetimler hâlâ Ýslam’da reform yapmayý reddettikleri için, ýrmaklar gibi kanlar akmaya devam etmektedir. Anýlan Müslüman ülkelerde, bazý istisnalarýn dýþýnda sözde muhalefet amacýyla ortaya çýkan siyasi partilerin hemen hemen tümü, mevcut despot devlet yönetim otoritelerini ayný þekilde sahiplenmeye devam etmektedirler. Bu yüzünden Müslüman ülkelerde demokrasi hâlâ hayalden baþka bir anlam ifade etmemektedir. Gelecek bölümde modern kapitalist batýlý demokrasilerle birlikte, demokrasiye bir türlü adým atmamýþ diðer ülkelerin devlet yönetimlerini ve siyasi partilerin nasýl bir iþleve sahip olduklarýný incelemesini sürdüreceðiz. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |