..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir dünya yurttaþýyým. -Sokrates
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Çocuk > Duran Çetin




18 Ocak 2003
Çerçi  
Duran Çetin
Çocukluk yýllarý hayatýn en anlamlý en unutulmazlarý arasýndaki yerini her zaman korur. Ýlk öðrendiklerimiz, yalan yanlýþ tecrübelerimiz, kendimizi denemelerimiz hep bu yýllardadýr. Ýlk kavgamýz, ilk isyanýmýz, ilk kendimizi ispatlama gayretlerimiz hep


:BGCF:


Çocukluk yýllarý hayatýn en anlamlý en unutulmazlarý arasýndaki yerini her zaman korur. Ýlk öðrendiklerimiz, yalan yanlýþ tecrübelerimiz, kendimizi denemelerimiz hep bu yýllardadýr. Ýlk kavgamýz, ilk isyanýmýz, ilk kendimizi ispatlama gayretlerimiz hep o dönemdedir. Unutulmaz tatlar da o zamanlarda kaldý.
Belirli günlerde, köye gelen tek yol olan, karþýdaki “seðircek” denen mevkii gözetlerdik. Dýþ dünyanýn varlýðýný gösteren tek iþaret buydu bizim için. Kendi köyümüzün dýþýndaki hiçbir yeri görmüyorduk. Baþka dünyalarýn kokusunu getirirdi bize. Hiç tatmadýðýmýz yiyecekler demekti bizim için. Hep aradýðýmýz, bir türlü bulamadýðýmýz zevkler… renkler… yenilikler…
Arkadaþýmýz Tombul’un bizi uyarmasýyla köyün giriþindeki kuyunun yanýnda toplandýk hiç gecikmeden.
Geliyordu iþte. Ama bizim beklemeye tahammülümüz yoktu. Sanki karþýlama töreni yapar gibi, önüne koþtuk. Yüz metrelerce gittik. Yaklaþtýðýmýzda arabadan yayýlan o gizemli kokuyu içimize çektik, rahatladýðýmýzý hissettik. Bu, bizim için þehir kokusu demekti. Þehirdeki insanlarýn her zaman bu kokuyla süslendiklerini hayal ederdik. Böylece kendimizin de þehirliler gibi olabileceðimizi ispat ederdik.
Arabayý çeken atýn süsleri bile bizim için ulaþýlmazlardandý. Kaç defa kendi kendime: “Þu ziller benim olsa da kýnalý kuzuya taksam”, demiþimdir. Bizim için önemli olan farklý bir þeyin olmasýydý. Ýþte o da bu gün gelmiþti.
Çerçi dayý her zaman ki sevecenliði ile:
-Çocuklar! Size neler getirdim neler? Demesi bizi sevindirmeye yetti.
Hemen ileri atýlýp:
-Neler getirdin? Dedim.
Gözleriyle beni inceden inceye süzdü. Sonrada:
-Ne istiyorsun? Dedi.
Benim en çok sevdiðim: horozlu þekerdi. Sapýndan tutup, þekeri somurmak çok güzeldi.
Bunu fýrsat bilen çerçici:
-Çok güzel horoz þekerlerim var: kýrmýzý, sarý, yeþil… büyük, küçük…
Çocuklarýn hepsi sevindiler. Konuþarak birlikte köye döndük. Çerçici bizim odaya gelip atlarýný yemledi. Çocuklarýn hepsi arabanýn etrafýnda dönüp durdular. Çerçici, bizim için gizem ifade eden o kokudan sürdü hepimize. Çok mutlu olduðumuz düþüncesiyle, evlerin yolunu tuttuk.
Çerçici, neler getirerek karþýlýðýnda þeker, keçi boynuzu, gramper, çýtçýt, balon… alabileceðimizi söylemiþti. Biz de bir an önce isteklerimize kavuþmak için, telaþla evimizden döndük. Kimisinin elinde birkaç yumurta… bir diðerinde buðday, arpa, nohut… hatta koyun yünüyle gelenler vardý.
Annemden biraz yün alarak ben de koþtum odanýn yanýna. Çerçici, çocuklarýn elindekileri gördükçe seviniyordu. Sanki hiç yolculuk yapmamýþ gibi, yorgunluðunu unutmuþtu. Çocuklarýn gürültüsüne alýþýk olduðu belliydi. Bu patýrtýnýn arasýnda, çocuklarýn istediklerini bir düzen içerisinde veriyordu. Çocuklardan bazýlarý, yaramazlýk yaparak iþini zorlaþtýrýyordu. Bunlara sabýrla davranýyor, hiç azarlamýyordu. Belki de çerçiciyi bunun için seviyorduk.
Hepimize karþýlýksýz verdiði çýtçýtlarý birer birer patlattýk zevkle. Bizim gülüp eðlenmemizden haz aldýðý belliydi. Bir ara kendisi de çýtçýt patlatmak için yanýmýza geldi. Üzerindeki koku hissediliyordu. Bu bizim için çerçi kokusuydu.
Sonra mahallenin bayanlarý geldiler. Arabanýn etrafýný sardýlar dizi dizi. Kimisi boya alýyordu, eðiçmeç’teki eðirdikleri yün ipleri boyamak için. Bazýlarý da ellerinde getirdikleri eski naylon ayakkabý ve terlikleri verip yerine boncuk aldýlar. Çocuklardan farklý olarak, çok sýký bir pazarlýða tutuþtuklarý gözden kaçmýyordu. Çerçinin durumdan memnun olduðu belliydi.
Annemin “misafire, yolcuya ikram etmek sünnettir”, diyerek hazýrladýklarýný götürdüm. Çerçici çok memnun kaldý. Gözlerinin içi güldü. Ellerini saçlarýmýn arasýnda gezdirdi, tarýyormuþ gibi yaptý.
Oracýða baðdaþ kurarak oturdu. Ýþtahla yedi; aç olduðu belliydi. Elhamdülillah, diyerek doðruldu. Doðruca arabaya gitti. Bana döndü gülen yüzüyle:
-Söyle bakalým! Ne istiyorsun? Dedi.
Ne dediðini pek anlayamadým. Anlamsýzca yüzüne baktým.
–Ne bakýyorsun? Ne istediðini sordum, dedi ikinci kez.
Utandým, gözlerimi önüme eðdim:
-Hiçbir þey istemem dedim. Olmaz caným öyle þey!
-Bak bana yemek getirdin.
–Olsun. Annem “sünnet”, diye gönderdi. Sevap olurmuþ, dedim.
Çerçici verdiðim cevaptan son derece memnun olduðunu belli edercesine:
-Al oðlum, içimden geldiði için veriyorum, diyerek avuçladýðý tuzlu fýstýðý cebime doldurdu.
Bir an alýp almama konusunda tereddüt ettim. Hoþuma gitmiþti. Caným da çekmiþti. Bir þey demeden cebimi doldurmasýný bekledim.
Bana olan ilgisini devam ettirdi:
-Annene, “Allah razý olsun” dediðimi, söyle diyerek bohçayý toplayýp elime verdi.
Vakit geçirmeden eve gittim. Elimdeki bohçayý býrakýp, geri döndüðümde diðer çocuklarýn toplanmaya baþladýðýný gördüm. Bu çerçiciyle her zaman yaptýðýmýz gibi köy turuna baþlamamýz demekti.
Arabanýn önünde ve yanýnda çocuklar, tüm köyü dolaþtýk. Bundan zevk alýyorduk. Bunu kendimiz için bir oyun haline getirmiþtik. Diðer mahalleden iki tane çocuðun hýrsýzlýk teþebbüsünde bulunmasý, çerçicinin uyanýklýðý ile boþa çýkmýþtý.
Çerçici, yakalamasýna raðmen onlara hiç kýzmadý. Bir ara arabayý durdurdu.
–Bakýn çocuklar, diye baþladýðý konuþmasýnda: hiçbir zaman hýrsýzlýk yapmayýn; çalmayýn. Hýrsýzlýk kötüdür. Hýrsýzlarý kimse sevmez; Allah da, kullar da. Hem çok ayýp, hem de çok günah…diyerek tamamladý. Bir daha yapmayacaklarý konusunda söz aldý. Köyün çýkýþ noktasýna gelindiðinde ayrýlacaklardý.
Kim bilir bir daha ne zaman gelecekti. Ekmek kavgasýydý bu. Bu köy senin þu yayla benim dolaþýp duracaktý.
Onun yolunu baþka köylerdeki çocuklarda bekliyordu. Onlar da horoz þekeri yiyecekler, onlar da peþinden koþacaklardý.
“Allah’a ýsmarladýk çocuklar”, diyerek, ellerini salladý. Geldiði yola koyuldu baþka diyarlar için.
Biz de bir daha o gizemli kokuya kavuþmak, getireceði yeni þeyleri tatmak için sabýrsýzlýkla bekledik.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn çocuk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ocak
Tartalým Abi!

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Vuslat
Küp Ýçinde Küp
umutlarýn bittiði yer
Ay Tutulmasý
Öte Dünya
Ýhtiyaç Anýnda Kýrýnýz
Bir Garip Yolcu
Sel
Sorgulama
Yað desen yað deðil

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ölüm [Þiir]
Özgür Çocukluðumuz [Þiir]


Duran Çetin kimdir?

1964 Konya doðumlu, öðretmenlik yapýyor. Hikaye ve roman çalýþmalarý devam ediyor. Yayýmlanan kitaplarý: 1. Bir Kucak Sevgi, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 2. Güller Solmasýn, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 3. Bir Adým Ötesi, Roman, Beka Yayýnlarý 4. Kýrmýzý Kardelenler, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 5. Yolun Sonu, Roman, Beka Yayýnlarý 6. Portakal Kýzým, Roman, Beka Yayýnlarý, (2. baský) 7. Sana Bir Müjdem Var, Öykü, Beka Yayýnlarý 8. Gözlerdeki Mutluluk, Öykü, Beka Yayýnlarý 9. Toprak Gönüllüler Roman, Beka Yayýnlarý

Etkilendiði Yazarlar:
Ömer Lekesiz, Mustafa Kutlu, Necdet Ekici


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Duran Çetin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.