..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Tarihsel Olaylar > Vildan Sevil




14 Mart 2017
Deðerli Atilla Karaduman Bey, Gerçekten "8 Mart’a Lanet Olsun" Mu?  
“Ve biz, bu günü; huþu içerisinde "kadýnlara" adayarak onlara sevgimizi göstermek için 32 diþimizin göründüðü bir sýrýtma ile ve de karanfillerle kutluyoruz! 120 kadýnýn yanarak can verdiði gününüz kutlu olsun!”

Vildan Sevil


Bu cümleleri neden yazdýðýnýza epeyce kafa yordum. Kadýn olmadýðýnýza göre kutlama size deðil, gazetenize, kadýn okurlarýnýza gelmiþtir. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemez iþadamlarý. Büyük olasýlýkla ilan vermiþlerdir. Gazetede ilan göremediðime göre ilaný almak yerine, sosyalizmle yeni tanýþan gencecik bir insanýn duygusal tepkisiyle “Alýn paranýzý da…..” deyip bu yazýyý döþenmiþ olmalýsýnýz.


:ACAC:
Gaziantephaberler.com’un yöneticisi Atilla Karaduman Bey’in gazetenin 07.03.2017 (Dün) tarihli sayýsýnda “Lanet Olsun 8 Mart’a” baþlýklý bir yazýsý yayýnlandý.

Uzun süredir, yazýlarým, güncel politikalara aykýrý düþtüðü için pek çok blog ve sitede ya sansüre uðruyor ya da hiç yayýnlanmýyordu. Bu süreçte, yaþamýný gazetecilik yaparak sürdürmüþ, sürekli sarý basýn kartýnýn geçmiþteki anlamýný hak etmiþ biri olarak yazýlarýmý demokrasi, düþünce ve ifade özgürlüðünden ödün vermeden severek yayýnlýyordu, yayýnlýyor.
Atilla Bey’in bu saygýn yaklaþýmý, beni onun dünkü yazýsýný eleþtirmekten alakoymuyor elbette.

Bana göre söz konusu yazý pek çok açýdan eleþtiriyi hak ediyor.

Atilla Bey diyor ki “Çalýþma koþullarýnýn iyileþtirmesini isteyen iþçilere, iþveren karþý çýkýyor.
Ýþçiler grev kararý alýp hayata geçirecek...
Polis, iþverenle anlaþýp fabrikada yangýn çýkartýyor...
Ve o yangýnda 120 kadýn iþçi cayýr cayýr yanarak ölüyor...”

Evet, 8 Mart 1857’de New York’ta, 40.000 dokuma iþçisi kadýn birleþip çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi amacýyla greve baþlar. Kapitalist devletin vazgeçilmez yöntemiyle polis, iþçilere saldýrýr, patronla iþbirliði yaparak fabrikaya kilitlerler. Tüm iþçiler için örnek oluþturacak bu direniþ, en korku verici, cesaret kýrýcý biçimde cezalandýrýlmalýdýr. Fabrikada yangýn çýkartýlýr. Elbette suç iþçilerin üzerine atýlacaktýr. Oysa can havliyle kilitli kapýyý kýrarak, oradan buradan kendilerini dýþarý atan iþçiler, polis barikatý ve alevler arasýnda kalýrlar, 120 kadýn iþçi can verir, yani alýþýk olduðumuz gibi iþbirliði ile katledilirler. Ama kadýnlarýn bu olaðanüstü birliði, cesareti, yýðýnsallýðý ile gerçekleþtirilen direniþ, bu boyutuyla dünyada bir ÝLKtir.

Atilla Bey yazýsýnda devam ediyor: “Ve biz, bu günü; huþu içerisinde "kadýnlara" adayarak onlara sevgimizi göstermek için 32 diþimizin göründüðü bir sýrýtma ile ve de karanfillerle kutluyoruz!
120 kadýnýn yanarak can verdiði gününüz kutlu olsun!”

Olaya, salt duygusal açýdan bakýnca, geçen yýllar boyunca bu müthiþ baþkaldýrýyý kimlerin sahiplendiðini, kapitalist sistemin, emeðin bu görkemli direniþini unutturma çabalarýný düþünmezsek Atilla Bey’in bu ironik yaklaþýmýný, tepkisini haksýz sayamayýz.

Tarih akýp gidiyor. Biz sosyalistler, komünistler, devrimciler, emekten yana olanlar henüz, binlerce yýlýn sýnýflý, sömürücü sistemlerle toplum yönetmenin deneyimini miras alan kapitalizmi yenecek güce ulaþmasak da yenile yenile onun oyunlarýný öðrendik. Bunlara karþýn nasýl düþünmemiz, nasýl eylememiz gerektiðini tarih açýsýndan yüz yaþýmýzýn gençliðiyle, hatta bebekliðiyle pek aðýr aðýr olsa da biraz öðrendik, öðrenmeyi sürdürüyoruz.

1910 yýlýnýn Aðustos ayýnda, Marks ve Engels’in teorisini oluþturduðu sosyalizmin yeni doðduðu yýllarda, Danimarka’nýn Kopenhag kentinde 2.Enternasyonalizme baðlý olarak Uluslararasý Sosyalist Kadýnlar Konferansý toplanýr. Kendilerini, sömürülenlerin haklarýna, iþçi ve emekçilerin uyanýþýna, savaþýmýna adamýþ kadýnlar…

Bu konferansta, Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857’de katledilen kadýn iþçiler anýsýna bu günün Dünya Kadýnlar Günü olarak kabul edilmesini önerir. Öneri, oybirliðiyle kabul edilir. Elli yýl geçmiþ, 120 kadýn unutulmamýþtýr. Öneride anma tarihi tam belirtilmemiþ ama ilkbahar olarak saptanmýþtýr.

1921’de, 3. Enternasyonel Komünist Partiler toplantýsýnda, Uluslararasý Kadýnlar Konferansýnda, tarihi tam olarak 8 Mart, adý da Dünya Emekçi Kadýnlar Günü olarak belirlendi.

Bu kýsa tarihçeyi, 8 Mart’ý ilk sahiplenenlerin kimler olduðunu ve amaçlarýný anýmsatmak için vermek zorunda kaldým.

O tarihten bu yana, iþçi ve emekçi kadýnlar, tüm dünyada günün, ülkelerinin gereksinimlerine uygun istemlerini dillendirmek, baþlarýna gelen belalarýn sorumluluðunun kapitalizmin sömürüsünden kaynaklandýðý bilincini yaygýnlaþtýrmak, uyanýþý saðlamak amacýyla anarlar 8 Mart’ý. Anmalar, zaman içinde burjuvazinin engelleme çabalarýný aþmak için kutlama adýný almýþtýr.

Biz biliriz ki, her olgu, olay zýttýný içinde barýndýrýr. Burjuvazinin, zenginliðin, sömürünün, kâr etmenin doðasý, her ülkede kendine karþý baþkaldýrýyý, her yola baþvurarak, þiddete, vahþete sarýlarak, acýmasýzca engellemektir. Bu nedenle tarihçemiz içine burjuvazinin 8 Mart’a yönelik eylemlerini de katmak gerekecek.

8 Martlarda sosyalist ülkelerde, zaman içinde bayrama dönüþerek anma ve kutlama etkinlikleri yapýldý, yapýlmakta.

Birinci ve Ýkinci Dünya Savaþlarýnda, savaþ bahanesiyle neredeyse tüm kapitalist ülkelerde 8 Mart eylemleri yasaklandý.

1960’lara gelindiðinde, Avrupa ülkelerinde, savaþ karþýtlýðý, emek eksenli kutlamalar güçlendi.

ABD’de 8 Martlarda çeþitli gösteriler düzenlenmeye, yavaþ yavaþ yaygýnlaþmaya baþlandý.

1970’lere gelindiðinde, Sosyalist Bloðun varlýðý, Ulusal Kurtuluþ Savaþý vermiþ olan ülkelerin uyanýþý, 8 Mart anmalarýnýn, tüm dünyada, giderek yýðýnsallaþan biçimde, savaþsýz, sömürüsüz bir dünya istemini yükselterek yaygýnlaþmasýna neden oldu.

Baktýlar ki o katledilen 120 yiðit kadýn unutulmuyor, yasaklar sökmüyor, kadýnlarýn bilinci yükseliyor, eylemler artýyor, yýðýnsallaþýyor.

Önce 1975 yýlýnda, sosyalist ülkelerin giriþimiyle Birleþmiþ Milletler, Kadýn On Yýlý Programýný kabul ederek dünyadaki kadýnlarýn eðitim, saðlýk vb sorunlarýna dikkat çekmek zorunda kaldý.

16 Aralýk 1977’de ise Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ýn Dünya Kadýnlar Günü olarak kutlanmasýna karar verdi. Ne ki “Emekçi” sözcüðü uçup gitmiþ, özünden koparýlma giriþimi baþlatýlmýþtý. Ayrýca, görüþmelerde anýlmasýnda karþýn, resmi olarak yapýlan yayýnda, günün tarihçesine dair açýklamada New York’ta katledilen kadýn iþçilerden hiç söz edilmedi.

Türkiye’de ise ilk kez 1921 yýlýnda, reji (Tütün) iþçilerinin, sosyalist, ilerici kadýnlarýn düzenlediði toplantýda 8 Mart tarihçesi ve amacýyla gündeme geldi.

1925’te Cumhuriyete karþý çeþitli yerlerde dinsel gericiliðin irili ufaklý baþkaldýrýlarýyla, emperyalizm desteklediði çeþitli isyanlarla baþa çýkmak amacýyla çýkartýldýðý söylenen, bugünkü Olaðanüstü Hal Yasasýna benzeyen Takrir-i Sükun Kanunu (Huzurun Saðlanmasý Yasasý) çýkartýldý.

Ardýndan 2. Dünya Savaþý patladý. Her zaman olduðu gibi önce susturulmasý gerekenler de aydýnlar, iþçiler, emekçiler, onlarýn savunduðu düþünceler, onlarýn yaptýðý hak arama eylemleri oldu. 8 Martlar, 1 Mayýslar çok uzun yýllar boyunca polis baskýnýna uðramazsa gizli gizli, küçük gruplar arasýnda anýlmaya, kutlanmaya çalýþýldý.

1965 yýlýnda, kuruculuðunu daha sonra Ýlerici Kadýnlar Derneði kurucusu ve baþkaný olacak deðerli, sevgili Avukat Bakiye Beria Onger’in yaptýðý Ýleri Kadýnlar Derneði vardýr. Ancak bu dernek kýsa ömürlü olmuþtur.

8 Mart Dünya Emekçi Günü’nün gerçek anlamý, içeriðiyle anýlmasý, ilk kez 1975 yýlýnda, Türkiye’nin bugüne deðin gördüðü en yýðýnsal, emek-emekçi eksenli kadýn örgütü Ýlerici Kadýnlar Derneði’nin kuruluþ çalýþmalarý sýrasýnda oldu. 3 Haziran 1975’te, üyeliðini, il þubesi ve bölge yöneticiliðini yapmaktan ömür boyu onur duyacaðým Ýlerici Kadýnlar Derneði (ÝKD) resmen kuruldu.

12 Eylül faþizminin ayak sesleri, sýkýyönetimlerle duyuluncaya, faaliyeti yasaklanana deðin hemen hemen tüm Türkiye çapýnda il, ilçe ve temsilcilik düzeyinde örgütlendi. On binlerce üyesi oldu. Baþta “Evlat acýsýna son” temalý, diðer kadýn sorunlarýný da gündeme getiren, binlerce kadýnýn katýldýðý toplantý, miting, yürüyüþ düzenlendi. 12 Eylül’ün vahþetinden pek çok yöneticisi, üyesi nasibini aldý.

12 Eylül faþizmine hazýrlýk olan sýkýyönetim döneminde, 28 Nisan 1979’da faaliyetten ilk men edilen kadýn örgütüdür ÝKD. Daha sonra bu örgütün, örgütlenme biçimi, çalýþma yöntemleri, ne yazýk ki en iyi biçimde Siyasal Ýslam’ýn kadýn örgütlenmelerinde kullanýldý, çok da baþarýlý oldular. Bunda 12 Eylül siyasal Ýslam’a kapýyý açtýðý gibi ÝKD’nin yaný sýra diðer tüm demokratik örgütleri çökertmesinin rolü çok büyüktür.

12 Eylül faþizmi, görece olarak atlatýlýnca, yeni kadýn örgütlenmeleri, sistem-emek-emekçi-kadýn ( Bizim, kadýn sorunlarýna yeterince aðýrlýk veremediðimiz eleþtirisini saklý tutuyorum) ekseni yerine, kadýnlýk durumu, salt kadýn sorunu ya da salt emek-sosyalizm biçiminde daraltýldý kanýmca. Neyse bunlar konumuz dýþýnda. Yine de daðýnýk, çok renkli olmalarýna karþýn bu örgütlenmelerin yeri ve önemi yadsýnamaz. Genç kuþaklar, bir gün daha gerçekçi, ülke koþullarýna daha uygun örgütlenmeleri de yaratacaklardýr kuþkusuz.

12 Eylül’den günümüze deðin, fýrsattan istifade, iktidarlar, belediyeler, ticarethaneler, çalgýlý çengili, cicili, gerçek amaçtan, içerikten uzak her türlü etkinlikle kadýnlarý uyutma çabalarýna hýz verdiler.

Atilla Bey’in yazýsýndan nerelere geldik. Ama ikna edici olmak için bunlara girmek zorundaydým. Sonuçta çok deneyimli bir gazeteciyi eleþtiriyoruz, deðil mi?

Atilla Bey yazýnýzda “Ve biz, bu günü; huþu içerisinde " kadýnlara" adayarak onlara sevgimizi göstermek için 32 diþimizin göründüðü bir sýrýtma ile ve de karanfillerle kutluyoruz!” diyorsunuz.

Hayýr Atilla Bey! Dün böyle kutlamadýk, bugün de böyle kutlamayan on binlerce kadýn var.

8 Mart’a lanet olmasýn! Olmasýn!

Atilla Bey, büyük puntolarla diyorsunuz ki. “ÖZELLÝKLE DE 8 MARTLA ÝLGÝLÝ GÜZEL DÝLEKLERÝNÝ SUNAN ÝÞADAMLARINA TEÞEKKÜR EDÝYORUM
Sizin fazla kâr için yapmayacaðýnýz þey yok gibidir.
Tam bir oportünistsiniz sizler... Öncüleriniz 120 kadýný yakacak; Sizlere de bu günü kutlamak düþecek.
Þu anda ayný istekler iþçiler tarafýndan yinelense...
Ýnanýyorum ki;
YÝNE YAKMAKTAN ÝMTÝNA ETMEZSÝNÝZ.
KAHROLSUN SÝZÝN KUTLADIÐINIZ 8 MART'A...LANET OLSUN”

Bu cümleleri neden yazdýðýnýza epeyce kafa yordum. Kadýn olmadýðýnýza göre kutlama size deðil, gazetenize, kadýn okurlarýnýza gelmiþtir. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemez iþadamlarý. Büyük olasýlýkla ilan vermiþlerdir. Gazetede ilan göremediðime göre ilaný almak yerine, sosyalizmle yeni tanýþan gencecik bir insanýn duygusal tepkisiyle “Alýn paranýzý da…..” deyip bu yazýyý döþenmiþ olmalýsýnýz. Yanlýþ sanýda bulunmuþsam düzeltin lütfen.

Kusura bakmayýn, revizyonist, oportünist vb. ne derseniz deyin ama bu da yanlýþ bir davranýþ.

Burjuvazi, onun devleti doðasýna, kârýný yükseltecek sisteme uygun davranacak. Gazeteniz okunuyorsa elbette reklam vermek isteyecek. Kaþýnýza gözünüze mi veriyor parayý?

Yok, yarýn demokratik bir halk devrimi yapýlacak, devlet özgürce yazýp çizmeyi saðlayacak desteði verecek de para gerekmeyecekse onu bilemem.

Biz, sistemi kavrayan emekçiler de kendi doðamýza uygun davranacaðýz, savaþýmdan vazgeçmeyeceðiz. Bakýn bu yaþta kýrmýzý çatkýmý takýp 8 Mart’ý 32 diþimi bileyerek anýyor, kutluyor, yazýp çiziyorsam ben de doðamla bilincimin karþý konulmaz itimiyle davranmýyor muyum?

Orada burada göbek atmak yerine, olaðanüstü hale karþýn sokaklara dökülen, bildiriler, gazeteler daðýtan, cop, biber gazý, tazyikli su yiyen, gözaltýna alýnan yüzlerce, binlerce kadýn da her türlü zorbalýða karþý hâlâ 32 diþini biliyorsa, doðasýyla uyumlu bilince ulaþmýþsa bu eylemleriyle ona uygun davranmýyor mu?

Peki, ne yapmalý?

Hangi sistemde yaþýyoruz? Dini, imaný ille de para, kâr olan bir sistem deðil mi?

Düþüncelerinizden ve gazetecilik ilkelerinizden ödün vermeden, gece gündüz çalýþýp bu gazeteyi çýkarmak için, yaþamak için para denen zýkkým size gerekli deðil mi?

Eðer ilan verip de “Þunu yaz, yazdýr; bunu yazma, yazdýrma” komutu vermedikçe ergence yanýt yerine parayý alýp gazeteyi geliþtirmek, kendi yaþamýnýzý hiç deðilse kafanýzý yol, fatura vb. giderlere takmayacak hale getirmek kötü mü olur? Eðer öyle bir komut veren olursa o zaman parayý kafalarýna atamaz mýsýnýz?

Hatta arsýzlýk olacak ama saatlerce kafa patlatýp yoðun emek veren yazarlarýnýza sembolik de olsa þevke getirecek o para denen zýkkýmdan sizin daha iyi bileceðiniz bazý ölçütler koyup yazý baþýna ufak ödemeler yapsanýz daha doðru olmaz mý? Valla o zaman aþka gelip “Hiç deðilse bir faturayý aradan çýkarýrým.” Moraliyle adrenalinim artar, okundukça haftada hiç deðilse iki yazý bile yazarým. Nasýl fikir ama?

Emeði savunup da en baþta kendi emeðinizi hiçe saymak çeliþkili bir tutum deðil mi?

Deðerli Atilla Bey, hem 8 Mart’ý tek yönlü ele alýp hem de iþadamlarýna yaklaþýmýnýz, varsayýmlarýmý da katarak bana bunlarý düþündürdü.
Baþý dik, ilkeli bir biçimde yaþamýný sürdürmesini þiddetle arzu ettiðim gazetemize de yararý olur düþüncesiyle 7 saatte bu eleþtiri yazýsý ortaya çýktý.

Umarým sizi üzmemiþimdir. Ama pek çok yazýmý yayýnladýnýz, dilimin sivriliðini de biliyorsunuz. “Ýnsan yedisinde neyse, yetmiþinde de oymuþ” sözü sanýrým doðru.

Dostlukla…

08.03.2017
Vildan Sevil




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Referandum Gününden Hoþ Sedalar
30 Mart 1972 Kýzýldere Katliamý (Dev, Baþ Ýstiyor/ G. Akýn)
Birgün Ben, Belki Bir Sýðýrcýk Kolonisinin Ýçinde, Belki Yýldýzlarla Birlikte Göklerde…
N. Ç!.. N. Ç!.. N. Ç"ler!.. Hepimiz Tecavüzcüyüz!..
Geçmiþin Ýzdüþümünde Bir Kýsýr Döngü
Ýzedebiyat Üyelerine Açýk Mektup: Koþun, Face Dayatmasýna Karþý Durun!..
Erkek Egemen Toplumdan Erkek Dininin Egemen Olduðu Topluma
Ýzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açýk Mektup
Cumhuriyetin Rövanþý Ya da Þeriata Doðru Adým Adým Mý?..
Teslis Sendromu >> Ücretsiz E - Kitap: Hulki Can Duru

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duruþma [Þiir]
Dedem Düþlerime Giriyor [Öykü]
Çocuklarýn Çýðlýðýndan Göklerin Týlsýmýna [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Ýlk Sosyalist Muhtar Fevzi Aðabey [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artýk Türkülerle Deðil, Ateþlerle Anýlmaktasýn [Öykü]
Düþselin Gerçeðinde, Gerçeðin Düþselliðinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aþk"a Geldin, Hoþ Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koþuþturmaktan yoruldu. Altmýþýndan sonra, çok yabancýsý olduðu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktý. Ýletiþim kurmak, duygu, düþünce, birikim paylaþmak, genç kuþaklardan yeni þeyler öðrenmek istedi. Yazarlýk deneyimine burada adým attý. Ýþte böyle sýnýr tanýmaz bir "dinazor ". . . Baþarýr mý acaba ?

Etkilendiði Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransýz yazýný, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlý Amin Maalouf...Elbette Nazým, Aragon, Neruda ve nice ozan/þair...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.