..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Mehmet Dönmez




20 Ocak 2003
Cekedin Ýçinde Kýrýlan Gurur  
Bir anlýðýna silkinen ölü bir kasabanýn öyküsü

Mehmet Dönmez


Þu sýralar duyduðunuz salâ ise önceki gün öldürülen Terzi Rýza Abbasoðlu için. Bugün okunan ikinci vefât salâsý.


:BBHI:
   Burasý Çekirgecik kasabasý. Kasabadaki en yüksek tepe olan Kolsuz Tepesi’nden aþaðýya doðru bakarsanýz gözünüze ilk çarpan maden ocaklarý ve kömür silolarý olacaktýr. Bu siyah giyinmiþ araziye daha dikkatli bakarsanýz arasýnda kamufle olmuþ evleri ve insanlarý görebilirsiniz. Günlerinin çoðunu çalýþarak geçirdikleri için buradaki insanlarýn birbirlerinden pek haberleri yoktur. Bunlarýn çoðu akciðerleri tamamýyla kömür zerrecikleriyle dolana kadar maden ocaklarýnda çalýþýrlar.

   Kasabanýn merkezinde üç bakkal, üç kahve, bir terzi, bir ilköðretim okulu, iki cami ve bir saðlýk ocaðý var. Ama buraya atanan doktorlar kasabada uzun süre kalmadýðý için genelde sadece pansuman yapýlan bir yer burasý.

   Kasabanýn daracýk toprak yolundan etrafa kömür tozlarý serperek geçen gürültülü kamyonlar ve bazen maçlardan sonra kavga eden taraftar gruplarýný saymazsak, genelde sakin bir yer burasý. Yalnýz, þu sýralar burada bir hareketlilik var. Ülkedeki genel seçimden dolayý kasabanýn meydanlarýnda ve sokaklarýnda parti bayraklarý ve kömür karasý duvarlarýnda hemen göze çarpan renkli seçim afiþleri var.

   Þu sýralar duyduðunuz salâ ise önceki gün öldürülen Terzi Rýza Abbasoðlu için. Bugün okunan ikinci vefât salâsý. Terzi Rýza’nýn ölümü herkesi çok þaþýrttý; çünkü 22 yýl önce komünizm propagandasý yaptýðý gerekçesiyle gözaltýna alýnan ve bundan üç gün sonra kasaba çöplüðünde ölü bulunan Ýbrahim Sapmaz’ýn faili meçhul cinayetinden bu yana burada hiç cinayet vakasý yaþanmamýþtý.Terzi Rýza’nýn cinayetini daha iyi anlayabilmek için isterseniz bir gün öncesine dönelim.

   Kasabanýn tek terzisi olan Rýza dükkanýna gelen müþterisi Mustafa Akça’ya baðýra çaðýra bir þeyler anlatýyordu. Kasabada sayýlan bir öðretmen olan Mustafa’ nýn sürekli saatine bakmasýndan belli ki acelesi vardý. Ama Rýza öyle coþkulu konuþuyordu ki Mustafa araya girmeye çekiniyor, can kulaðýyla dinliyor gibi ara sýra kafasýný sallýyordu.Rýza coþkusunu kontrol edemeyip ara sýra elini masaya vuruyor, peþinden düþmesinler diye masadaki çay bardaklarýný tutan müþterisi Mustafa’ ya kusura bakma dercesine gülümsüyor, ama hararetle içine daldýðý mevzuyu sürdürmeyi de ihmal etmiyordu.Yalnýz masaya son indirdiði yumruk bir açýklama yapmasýný zorunlu kýlacak kadar sert olmuþtu.

   - “Aman azizim! Korkuttum sizi galiba, çok özür dilerim. Ýþte bu ahlaksýz, namussuz liderler yüzünden bu zavallý terzi böyle sinirli oldu. Bu adamlarda hiç acýma yok. Halk ne kadar periþan duruma düþtü; ama beyefendilerin hiç umursadýðý yok. Aþaðýlýk insanlar bunlar azizim ”

   Terzi Rýza hararetli hararetli konuþurken dükkanýnýn giriþ kapýsýnda bir gölge belirdi. Gölgenin kapýya yavaþ yavaþ yaklaþmasýndan huzursuzlaþan Rýza konuþmasýna ara verdi. Kapýya yaklaþan kiþinin içeri girme konusundaki kararsýzlýðý açýkça belliydi. Gölgesi iki kere ileri geri gittikten sonra kapýdaki yüz belirdi. Bu, geçen ayki ocak çöküntüsünde ölen maden iþçisi Yusuf Korkmaz’ýn ortanca oðlu Deniz’di. Hava soðuk olmasýna raðmen üzerinde sadece ince bir gömlek vardý. Çekingen bir tavýrla çýkardýðý anlaþýlmaz sesler ve bir dakika kadar süren öksürük nöbetinden sonra konuþtu:
   - “ Merhaba Rýza Amca. Biliyorum, önceki ay aldýðýmýz pantolon, ceket ve siyah iplikten dolayý sana borcumuz var ama sen de biliyorsun ki ailecek zor bir dönem geçiriyoruz.Öhö!Öhö! Þimdi olmasa da borcumuzu pek yakýnda ödeyeceðiz. Abim þehre iþ bulmaya gitti. Zeki adamdýr abim, parasýz gelmeyecektir. Senden ricam, benden rehin aldýðýn cekedi vermen. Kýþa girdik sayýlýr, kardeþim Sinan bronþit oldu. Ýyice hasta olmadan cekedi verirsen bir de doktor masrafýyla uðraþmayýz.”

   Mustafa’yý yeni farkeden Deniz ona doðru döndü:
   - “Hocam merhaba. Ýnanýn farketmedim. Kardeþim Sinan için koþturmaktan saðýmý solumu göremiyorum. Nasýlsýnýz?

Mustafa:
   - “ Saðol Deniz, iyi sayýlýrým. Sinan 2 haftadýr derslere gelmiyor. Çok zeki, baþarýlý bir çocuk. Çok mu hasta?”
   - “Þu anda evde yatýyor ama yakýnda iyileþecek inþallah. O zaman okula devam edecek tabi. Onun en çok doktor olmasýný istiyorum hocam. Buranýn kendi içinden çýkan bir doktor ancak, böyle havasý zehirli lanet bir kasabaya tahammül eder.Ancak bunun için çok para .......”

   Deniz sözünü bitirmeden Rýza öfkeyle araya girdi:
   - “Ýki tane büyüðün konuþurken araya girdiðin için seni þimdi döverdim ya, dua et hocan burada. Hem siz ne onursuz adamlarsýnýz be! Baban öleli bir ay oldu, hala borcunuzu vermediðiniz için rahmetliyi bahane ediyorsunuz. Ýnsanda biraz gurur olur. Ben, emeðimle para kazanýyorum. Sabahtan akþama kadar uðraþýyorum burada. Ne için? Siz beleþçilere ceket, pantolon yapayým, para verip aldýðým iplikleri veresiye vereyim sonra da üstüne soðuk su içeyim diye, öyle mi? Kardeþini böyle keyfi iþlerine bahane etmen de çok ayýp. Allah bilir þimdi cekedi versem, 200 metre gitmeden satarsýn yarý fiyatýna.”

   Deniz atýldý:
   -“ O nasýl söz Rýza Amca? Nasýl yaparým böyle bir þey? Terzi dükkanýný alman için sana sýfýr faizle borç para veren eski arkadaþýn Yusuf Korkmaz’ ýn oðluyum ben! Bizi hiç mi tanýmadýn? Kardeþime gelince, onun parmaðýna diken batsa, benim caným yanar. Onun adýný senin dediðin gibi basit bir iþ için nasýl kullanýrým? Evde yatýyor. Ýnanmazsan gel bak.”

   Rýza:
   -“ Bak sen! Ýþim gücüm yok, kalkýp oraya gideceðim. Her neyse, parayý getir cekedini al. Daha fazla konuþmayacaðým. Þimdi dükkanýmý terket ve bir dahaki geliþin borcunu ödemek için olsun.”

   Deniz , kararsýzlýðýndan dolayý aðýr aðýr girdiði kapýdan utanç içinde aceleyle çýktý. Hatta bu kez kapýdaki gölgesini farketmek bile mümkün olmadý. Mustafa’ nýn arkasýndan sesleniþi bile bir iþe yaramadý.

   Mustafa, ani bir hareketle Rýza’ ya döndü. Yüzündeki þaþkýnlýk sanki yýllardýr ordaymýþ gibi çok net bir þekilde görülebiliyordu. Ellerini baþýnýn arasýna alarak Rýza’ya seslendi.
   - “Böyle kötü durumdaki bir insana nasýl böyle davranabilirsin? Babasýný yeni kaybetti ve kardeþinin hasta olduðunu söylüyor. Abisi de çalýþmaya gitmiþ, borçlarýný verecekler yani. Bu garibin cekedini rehin almak neden?”

   Rýza:
   - “Azizim, gerçekten çok iyi niyetli bir insansýnýz ama hiçkimse düþündüðünüz gibi deðil. Keþke herkes sizin kadar iyi niyetli, benim kadar onurlu olsa.Bana 40 günden beri tam 55 milyon TL borçlarý var. Bunlarýn niyetlerini tahmin edebiliyorum. Paranýn üzerine yattýlar, bir de cekedi kurtaralým derdindeler. Bu Korkmaz ailesini oldum olasý sevmem. Sadece bir kez evlerine gittim, o da parasýz pulsuz olduðum dönemlerde. Terzilik baba mesleðiydi, ama dükkan alacak param yoktu. Kasap Hamit, dükkanýný satmak zorunda kalýnca Yusuf Korkmaz’ dan istedim parayý. Yüzde elli faiz teklif ettim bir sene sonraki geri ödeme için, reddetti salak herif. Neymiþ; bugün bana lazým olurmuþ, yarýn ona. Faizde ne demek oluyormuþ. Ýþte azizim, buralarýn tek kalkýnamama sebebi Yusuf gibi kafasýz herifler.Niyeti de çok açýk, ben iþleri büyütünce güya dükkanda imtiyaz sahibi olacak tüm veletlerini burada iþe sokacak. Hý! Kaçýn kurasýyýz biz? Her neyse, unutalým bu mevzuyu. Konumuza dönelim. Nerde kalmýþtým?..... Ha! Liderler diyordum. Ýnsan onuruna yakýþmayacak bir hayatý reva görüyorlar bize. Ýnanýn ki, þu anda ülkedeki bir çok insanýn ilaç alacak parasý yok. Ýnsanlar aç, fakir, üzerlerine giyecek giysileri yok. Bunlar gerçek azizim. Böyle insanlar gerçekten var. Ama iktidar partileri ne yapýyor bunun için? Onu da geçtim bu kasabadakiler ne yapýyor? Sanki bu sadece benim meselem. Sanki bu aydýnlanma hareketi yalnýzca benim dükkaný aydýnlatacak.Ama Allah her þeyi görüyor. Göreceksin, herkes hakkettiðini alacak.”

   Mustafa merakla sordu:
   - “Hangi aydýnlanma hareketi bu?”

   Rýza kapýya doðru yaklaþtý, perdeyi hafif çekip, elektrik direklerinin arasýna çekilen ipte sallanan Büyük Ýlerici Parti (BÝP) yazýlý seçim afiþini gösterdi ve coþkuyla haykýrdý:
   - “Ýþte budur azizim. Bence bize gereken bu. Bu ülkeyi ve tabi ki bu kasabayý da tek kurtaracak güç bu aydýnlanma hareketi. Ben de milletvekilliði için aday adayý oldum. Her þey bu ülke ve Çekirgecik Kasabasý için. Ama karþýlýðýnda da þimdiden 1 milyar harcadým. Eee, vatan sevgisi bu, hiçbir þeye benzemiyor.Gerekirse dükkaný da satarým.Ama çok þükür þimdilik gerek yok. Ýþlerim iyi; daha yamamam gereken bir sürü özürlü ceket ve pantolon var. Ýþlerim iyi; çünkü bu kasabanýn onurlu bir terzisiyim ben. Gerçi kasabadaki tek terzi olmamýn da biraz etkisi olabilir. Eeee.....Liderler hakkýndaki düþüncelerimi nasýl buluyorsunuz üstat?”

   Mustafa:
   - “Genel þikayetlerinize katýlýyorum tabi, bu kaný þüphesiz herkes için böyledir. Ama þu anda ülkenin kötü durumda olmasýnýn sebeplerini biraz daha geniþ araþtýrmak gerekir bence. Birilerine küstüðümüz için baþka birilerini o koltuða, uðruna ne büyük yalanlarýn söylendiði o koltuða oturtursak bir dahaki seçimde ayný duruma düþebiliriz. Keza, tarihimiz bu bahsettiðim duruma düþmekten ibaret. Bir de dört- beþ yýlda bir umutlanan bizlerin zamaný süpürürken yuttuðumuz ve içimizde gün be gün biriktirdiðimiz, ancak ölürken farkettiðimiz tozlar var. Belki de bu tozlarý yutmamak için oraya halkýn kendi iradesi oturmalýdýr.Ama tabi bundan önce halka da bir irade oturmalýdýr.”

   Rýza sinirlendiðini gizlemek için kendini zorlayarak:
   - “Þu okumuþlar tayfasýnýn cümlelerini bir türlü anlayamýyorum. Üstat, ben anlamýyým diye mi böyle karýþýk konuþuyorsun yoksa sen basit konuþuyorsun da ben mi anlamayacak kadar cahilim.Allah için söyle bana!”

   Mustafa elindeki kaðýt mendille yüzünü silerek cevap verdi:
   - “Sen benim söylediklerimi düþünüp sorgulamayacak kadar tembelsin bence. Bu arada üstüme tükürmeden konuþursan sevinirim.”

   Rýza gayet piþkin bir þekilde cevap verdi:
   - “ Tükürük deðil azizim, baloncuk. Þu baþtakilere o kadar sinirliyim ki istemeden üzerinize baloncuk atmak suretiyle sizi nemlendiriyor olabilirim. Bu vicdansýz liderler yüzünden, konuþurken coþkumu kontrol edemiyorum azizim. Ama isterseniz, özür dileyebilirim, ben onurlu bir insaným.”

   Mustafa ayaða kalktý, dükkanýn içinde volta atmaya baþladý. Bir yandan da terziye cevap verdi:
   - “ Gerek yok. Yalnýz þu cekedimin söküðünü bir an önce yamarsan sevinirim. Ýkimizin de acelesi var. Yirmi dakika sonra, göçükte ölen ve yaralanan madencilerin ailelerine yardým etmek ve þu anda çalýþan madencilerin çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesi için ne yapabileceðimizi belirlemek için Çekirgecik Derneði’ndeki toplantýya katýlmalýyým. Görüyorum ki senin de yamaman gereken bir sürü özrün var.”

   Mustafa’nýn gözleri Rýza’ya söylediði sözlerdeki çift anlamlýlýðý iþaret edercesine parlýyordu.

   Mustafa’nýn sözcük oyununu anlamadý mý yoksa bozuntuya vermek mi istemedi bilinmez, Rýza hemen cevap verdi:
   - “Haklýsýnýz, çok konuþtuk. Bir sürü özürlü ceket ve pantolon var.Hemen iþinizi hallediyorum.”

   Rýza iþini hallederken, Mustafa hiç konuþmadý. Giriþ kapýsýna doðru yaklaþtý, perdeyi hafifçe araladý, etrafý gözetlemeye baþladý. Dýþarýsý pek tenhaydý. Yalnýz ara sýra geçen kömür kamyonlarýnýn sesleri duyuluyordu. Büyük Ýlerici Parti’nin afiþleri her taraftaydý. Üzerinde her seçimde görülen sýradan sloganlar vardý: “BÝP’ e oy verin, rahat edin!”, “BÝP’ i görmeden karar vermeyin”, “Bir elin nesi var? BÝP’ in sesi var.”. Mustafa yüzünde beliren alaysý tebessümle afiþleri okurken Rýza seslendi:
   -“Azizim, sizin iþiniz halloldu. Buyrun cekedinizi, borcunuz üç milyon TL.”

   Maaþýný o günün sabahý almýþ olan Mustafa cebinden bir tomar para çýkarttý. 58 milyon TL sayarak masaya býraktý ve Rýza’nýn yüzündeki þaþkýnlýðý gideren açýklamasýný yaptý:
   -“Rahmetli Yusuf Yiðit’ e borcum vardý. Deniz dükkandan çýkarken sesimi duysaydý o zaman verecektim.Her neyse... Akþam Sinan’ ý ziyarete gideceðim, o zaman konuþurum Deniz’ le. Çocuk gelince cekedini ver.”

   Mustafa kapýya doðru yürürken cekedini giydi ve ansýzýn arkasýna dönüp Rýza’ya uzun uzun baktý. Rýza’yla hayatýndaki son konuþmasýný bu arada yaptý:
   -Rýza! Halký rezil duruma düþüren kim demiþtin?
   -Baþtakiler tabi ki üstat
   -Peki bu insanlara ne denir?
   -Onursuz, Allahsýz!
   -Peki dükkanýna gelen savunmasýz, yardýma muhtaç bir çocuðu rezil eden terziye ne denir Rýza?
   -...............
   -Rýza uzun süre sessiz kaldý.Bir saat önce konuþurken gözleri alev saçan, masaya vuran, etrafa tüküren adam sanki o deðildi. Gözleri tenhalaþtý.Sandalyeye çöktü, Mustafa’nýn söylediði gibi yaptý, bu cümleyi sorguladý. Doðru muydu acaba Mustafa’nýn söylemek istediði? Þu ana kadar hep doðru bellediði onurlu, dürüst ve iyi insan olma kriterleri yanlýþ mýydý yoksa? O kendisine tapan adam yýllarca kendisine boþ yere mi ibadet etmiþti, yüceltmiþti. Hayýr, bu doðru olamazdý. Hayatýný bu saatten sonra deðiþtiremezdi. Onu çekemedikleri için anlamak istemiyorlardý. Bu daha doðru bir açýklama olurdu Mustafa’nýn söylediklerine ve Rýza için daha kolay olurdu böylesi. Böyle tavýr göstermeliydi hem de kararlýlýðýný gösterecek kadar hiddetli. Elini masaya vurup, ayaða kalktý ve avazý çýktýðý kadar baðýrdý:
   - “ Sen hayatý sadece kitaplardan biliyorsun be adam! Ben bu serveti elde etmek için nasýl çalýþtým biliyor musun?”

   Rýza’ nýn sesi dükkanýn her yerinde yankýlandý, sokaða taþtý ve kömür kamyonlarýnýn çýkardýðý seslerin arasýnda kayboldu. Fakat bu soruya cevap vermesini beklediði Mustafa artýk dükkanda deðildi.

   Mustafa, Çekirgecik Derneði’ne tam vaktinde gelmiþti. Kasabanýn nüfusu onbeþbin olmasýna raðmen derneðe sadece 200 kiþi kayýtlýydý ve en kötüsü toplantýya 12 kiþi katýlmýþtý. Oturumu açan maden iþçisi ve ayný zamanda derneðin baþkaný Andaç Kaya, mevcut iþ güvenliði yasalarýnýn ihlal edilen kýsýmlarýný açýklayýp, bu ihlallerin sebeplerini yorumladý. Daha sonra, ocak iþletmesinde görevli devlet memuru Ayþe Yener yasalarýn uygulanmasý için ne yapýlmasý gerektiðini açýklayan konuþmasýný yaptý. Ayþe’nin ardýndan söz alan Mustafa, yasalarýn yetersiz kalan kýsýmlarýyla ilgili yaptýðý araþtýrma sonuçlarýný açýklayacakken kasabanýn meydanýndan iki el silah sesi duyuldu.Dernekteki herkes çok þaþýrmýþtý, çünkü günün bu saatinde hiçbir yerde futbol maçý yoktu. Dolayýsýyla bu silah sesi hiç normal deðildi. Mustafa, perdeyi aralayýp camdan dýþarý baktý. Meydanda toplanan kalabalýktan durumun ciddiyeti anlaþýlýyordu. Aþaðý inip, yerde yatan Terzi Rýza’nýn cesedini görünce Mustafa’ nýn gözleri Deniz’ i aradý. Kalabalýðýn arasýnda onu göremeyince elini kafasýna dayadý, kendi kendine söylendi:
   - “Ah be çocuk!Yaktýn kendini!”

   Deniz üç saat sonra Kolsuz Tepesi’ndeki bir maðarada yakalandý. Polis arabasýna götürülürken hýçkýra hýçkýra aðlýyordu. Ýlk bakýþta korkunun verdiði bir aðlama sanýldý. Ama gözleri kýpkýrmýzý kesilen, burnundan salyalar akan Deniz’in haykýrýþý Kolsuz Tepesi’nin etrafýndaki tepelerde yankýlandý ve kasabaya ölüm gibi çöktü:
   “Dayan Sinan getireceðim cekedini! Hem üþüyecek ne var?Baksana hava ne güzel!...Çabuk iyileþ ki derslerinden geri kalma. Doktor olacaksýn unutma!Sana söylüyorum Sinan kalksana! ”

   Daha sonra anlaþýldý ki Sinan Korkmaz’ýn bronþiti zatürreye dönmüþtü ve Sinan 14 yaþýnda kalmýþtý. Artýk doktor da olamayacaktý.

   Þu sýralar duyduðunuz salâ kasabanýn eski terzisi Rýza Abbasoðlu için okunuyor. Bundan dört saat önce okunan salâ ise zatüreden ölen Sinan Korkmaz’ a ait.

   Böyle acý bir olayý 22 yýldýr yaþamayan Çekirgecik Kasabasý bugün çok farklý.Normalde kahvedeki bir masada beþ kiþiyi aþmayan sohbetler bugün çok daha fazla insaný kapsýyor. “Yazýk oldu Sinan’ a ve Deniz’e” diyenlerden tutun da “Her þeye raðmen Terzi Rýza haketmemiþti böyle bir sonu” diyenlere kadar bir sürü insan var. Yas tutanlar bir yanda, konuyu sadece dedikodu maksatlý kullananlar baþka bir yanda. Öyle ya da böyle, konu kalabalýk gruplar halinde konuþuluyor. Mustafa Öðretmen ise bir yandan Sinan’ a, Deniz’ e ve Terzi Rýza’ya yanarken bir yandan da insanlarýn birbirlerine olan ilgilerinin ancak böyle acý bir olay sonrasý kazanýlmasýna içerliyor.

   Elektrik þoku verilen bir hastanýn yeni atmaya baþlayan kalbi gibi tekrar canlanan kasaba, kulaktan kulaða dolaþan senaryolarla þimdilik hareketli.Yaþanacak olan bundan sonraki trajediye kadar çekileceði uykusuna sanýrým iki üç gün daha var. Ama þimdilik kasaba ayakta ve her þey çok farklý. Tek deðiþmeyen þey, daracýk toprak yolundan etrafa kömür tozlarý serperek geçen gürültülü kamyonlar.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Süpriz Günü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Zaman Daraldý [Þiir]
Yaþamla Ölüm Arasýnda [Þiir]
Merhaba Hayat [Þiir]
Ey Hayat Nereye? [Þiir]
Papatya Falý [Þiir]
Umut [Þiir]
Tespih Tanesi [Þiir]
Kabuklaþan Yara [Þiir]
Düþümdeki Sevgilim [Þiir]
Güven [Þiir]


Mehmet Dönmez kimdir?

1980 yýlýnda, Zonguldak\'ýn Çatalaðzý beldesinde doðdum. Ýlkokul, ortaokul ve liseyi Zonguldak\'ta okudum. 1,5 yýl okuduðum ÝTÜ Denizcilik Fakültesi\'nde o dönem benimde üyesi olduðum Basýn Yayýn Kulübü yazý iþleri komitesinde görev aldým. Þu anda, Ýzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kimya mühendisliði bölümünde lisans öðrencisiyim. ÝYTE\'de; yazýlý iletiþim, söyleþi, panel,konser gibi birçok alanda etkinlik gerçekleþtiren Türkü Kulübü\'nün üyesiyim ve yazýlý iletiþim çalýþma grubunda yer almaktayým. Þu sýralar (19/01/2003 itibariyle), ÝYTE\'nin ilk kültür-düþün-sanat dergisi olan "Týný" dergisinin ilk sayýsýnýn çýkarýlmasý için son çalýþmalarýmýzý yapmaktayýz.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Nazým Hikmet,Ahmet Arif, Nevzat Çelik, Bekir Kilerci, Yýlmaz Erdoðan


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Dönmez, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.