Þu an bildiðin sana yazýyorum ben. Þuursuz, uykusuz bir o kadar da ayýk... Cesaretimle övünen ben korkakça yazýyorum bunlarý. Övünmek için deðil ama aðlayamayan ben alýþkanlýk haline getirdim hep kýrmýzý olan yanaklarýmý gözyaþlarýmla ýslatmayý. Baþýmý yastýða koyduðumda seninle ilgili her türlü hayal kurmayý da... Yüzüne bakmaya cesaretim yokken kýskançlýk ve öfke krizlerine girdim, belki de aylarýn birikimi ile sýkýþtýrdýðým küçük kalbime. Törpüledim belki de sadece ismini haykýran o garip duygunun. Ýki kelimeyi yan yana getiremeyen ben þair olup çýktým. Düþüncen bile beni titretirken seni sevmeye cüret ettim. Kendimi bende olmayan tüm mükemmel vasýflarla donatýlmýþ olarak gören ben, "hiç" gibi hissettim. Hiçliðin tam olarak manasýný yaþadým tüm benliðimle. Üþüdüm hep seni düþündükçe; güneþ tam anlamýyla yakarken bile. Sonra seni bir "hiç" gördüm. Kendimi buna inandýramasam da elimden geleni yaptým. Seni zaten bu þekilde kafamda oluþturan da bendim. Ben olmasam sen bir "hiç" tin. Evet, yokluðun göze çarpmayacak kadar basit, sesin sadece bir gürültü olacaktý. Seni anlattýðým da insanlar "vay be" diyorlardý sana, seni tanýyanlarsa "ne sevdin be!" Fark buydu. Bunu bitirmeliyim. Adý her ne ise iþte o duygunun. Zarardan baþka hiçbir þey vermeyen onu tamamen eriteceðim. Beni kýsýtlayan, kendimi kanýtlamaktan alýkoyan o iþte herneyse onu kaldýracaðým ortadan.