Gerçeðin dili çok yalýn. -Euripides |
|
||||||||||
|
Cafer Aga'nýn evi, daha doðrusu kulubesi ya da gecekondusu içiçe geçmiþ iki odadan ibaret. Giriþteki odayý mutfak olarak kullanýyor. Ýþe gitmediði vakitler burada oturuyor, tabii yemeklerini de bu odada yiyor. Girince solda üzerine basýnca gýcýrdayan tahta masa ve oturunca alttaki telleri bir o yana bir bu yana gidip gelen iki tahta iskemle var. Musluðun yanýnda bir buçuk metre uzunluðunda çok dar, kirden kara-yeþil-sarý karýþýmý bir renge bürünmüþ tezgah, yanýnda duvara çakýlý tabaklýk, tabaklýðýn altýndaki tahta bir sandýðýn üzerinde hem içi hem de dýþý kirli iki tencere, yere bir halý serilmiþ, ucuz bir þey olduðu belli, ama hayret yeniye benziyor. Kuzine sobanýn üzeri tabak, kaþýk, çatal ve bardak dolu. Mevsim yaz olduðu için orada durmalarýnda þimdilik bir sakýnca yok. Pencerede kalýn bir perde, kir içinde olduðunu söylemeye bilmem gerek var mý? Tavandaki lamba çok az ýþýk veriyor; üzeri sinek pisliði dolu. Kapýnýn arkasýndaki çivilere asýlý birkaç pantolon ve gömlek var; hepsi kirli, leþ gibi. Köþede bir gazete parçasýnýn üzerinde iki çift ayakkabý. Birkaç kere tamirden geçtikleri belli. Bunlarýn az ilerisinde tokasý olmayan bir kemer ve parmak geçirilen yerleri kopmuþ iki adet tokyo. Cafer Aga çok öksürüyor. Birkaç dakika ara ile. Ýçerisi sigara dumaný dolu, kapý açýk olsa da duman çýkmýyor, aksine çöreklenip odanýn içine çöküyor. Arada bir Cafer Aga ayaða kalkýp musluðun oraya ya tükürüyor ya da burnunu atýyor. Mendili yok, koluyla siliyor aðzýný burnunu. Diðer odayý görmedim, kapýsý kapalý. Yattýðý yer orasý olmalý. Cafer Aga, iþte esnemeye baþladý, aðzý kulaklarýna varýyor esnerken. Gözlerinden de yaþ çýkýyor, eliyle þöyle bir siliveriyor. Bira bitmedi, o gene þiþeye bakýyor. Baktý, baktý, baktý... Ve þiþeyi kafasýna dikip sonuna kadar içti; lýkýr lýkýr sesler geliyor þiþeden. Boþ þiþeyi masaya hýzlý bir þekilde koydu, çýkan gürültüden korkup geri sýçradým. Ohh, çektikten sonra: -Korkma Kalo, korkma o(ð)lum. Cila yaptýk biraylan, cila. Uyku vaktidir artýk, sen de dýþarý! Ha sana yuva yapacaktýk, unuttum bak! Serhoþluðumdan deðil, yaþlýlýktan unuttum. Gel evin arkasýndan bir sandýk alalým. Dedi, yalpa yapa yapa bahçeye çýktý, ben de peþine düþtüm. Dýþarýsý gündüz gibi; bahçeye vuran sokak lambasý ve ayýn þavký ortalýðý aydýnlatýyor. Ýki köpek karþýlýklý havlýyorlar, sesleri çok yakýndan geliyor. Kulubenin arkasýnda kesilmiþ odunlar ve birkaç tane de sandýk duruyor. Üzerleri kalýn bir naylonla örtülü. Yaðmurdan böyle korunuyor olmalýlar. Ýnsan dýþkýsý kokusu aldým, evet bahçenin duvarýnýn yanýnda küçük bir tuvalet var. O da yýkýldý yýkýlacak. Cafer Aga, neredeyse daðýlacak gibi görünen büyük bir mukavva kutuyu çekeleyerek evin kapýsýnýn yanýna getirip koydu. Bana, -Yat ora! Deyip içeri girdi ve kapýyý iteledi. Yataðýn/kutunun içine girdim, uzandým; gerinmeye baþladým. Bir yandan gerinirken öte yandan da küçüldüðümü fark ettim. Küçüldüm, küçüldüm, küçüldüm... Küçücük kaldým. Kafam bir fýndýk tanesi kadardý; gözlerim mi? Uzaktan bakýldýðýnda görülemeyecek kadar ufak; yanyana konulmuþ iki nokta gibi. Bedenim yaprak, ellerim ve ayaklarým incecik bir çýrpý adeta. Minicik, minnacýk bir mahluk olup çýkmýþtým. Biraz sonra, büyümeye baþladým, buna büyüme denemezdi belki. Zira þiþiyordum. Arka sað patime bir pompa baðlanmýþ, buradan hava basýlýyordu. Þiþtim þiþtim; hem de ne þiþme. Balon benim yanýmda hiç kalýr. Þiþtim de, ya patlar... demeye kalmadý, patladým. Ve tabii her þey paramparça! Bunlar olurken uyanýktým, hallüsinasyon dedikleri bu olmalý. Yoksa içkiyi Cafer Aga içti ama ben mi sarhoþ oldum? Kendimi kutunun dýþýna attým can havliyle. Parçalarýmý arayacaktým. Bulursam birleþtirecektim. Etrafa bakýndým, kendime ait bir þey bulamadým. Bütün bahçeyi dolaþtým belki bulurum umuduyla. Yaþadýklarým baþýma inen sopanýn bir sonucu olmalý. Uzun bir süre öylesine gezindim. Ortalýkta çýt çýkmýyordu. Az önceki havlayan köpekler de susmuþlardý. Kendimi iyi hissetmeye baþlayýnca sandýk içine girdim ve bu yoksul evde, yeni yuvam sandýk içinde o gece derin bir uyku çektim. (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |