Bütün tehdit ve uyarýlarýmýza karþýn Kuzey Irak’ta referandum yapýldý. Kendisi de Yahudi asýllý bir aileye mensup olan Barzani ne yazýk ki bölgede Ýsrail’e alan kazandýrmak isteyen Amerika‘nýn gazýna gelerek telafisi mümkün olmayan bir hata yaptý. Bu aþamadan sonra olacaklarý kimse önceden kestiremez. Ok yaydan çýktý. BOP Projesinin son aþamasý yürürlüðe girdi.
Bundan sonra her zaman yaptýðýmýz gibi durumu zamana yaymaktan ve bir þey yapýyormuþ gibi görünmekten baþka seçeneðimiz yok. Eseceðiz kükreyeceðiz, ortalýðý toza dumana katacaðýz her zamanki gibi, aslýnda hiçbir þey yapmamýþ olacaðýz. Bilmediðimiz bir yol deðil ya…
Büyük depremleri takip eden artçý sarsýntýlar gibi, bir iki güçlü iniþ çýkýþtan sonra bugün için esip kükreme kapsamýnda suya yazdýðýmýz bütün söylem ve sloganlar belki ileride inkar edilmek üzere tarihin tozlu raflarýna kaldýrýlacak. Ýnkar edilmese bile en azýndan unutulmak üzere. Bundan kimsenim kuþkusu olmasýn. Sonuçta bu bölge sakinlerinin ne kadar balýk hafýzalý olduðunu ve ileriye dönük plan ve projelerinin beþ on yýldan öteye ulaþmadýðýný gözden uzak tutmamak gerek.
     Bu arada kendimizi sorgulamaktan büyük yararlar elde edeceðimizi umuyorum. Bu konuda size yardýmcý olmaya çalýþayým. Mesela, Baðdat hükümeti dururken neredeyse bütün alýþveriþimizi yýllardýr ve bütün dostça uyarýlara karþýn bölgesel hükümetle yaparken bu durumu fiilen kabul etmiþ olmadýk mý? Ayný þekilde Barzani ve sözde bayraðýný protokollerde aðýrlarken de kabullenmiþtik bu oluþumu. Hatta baðýmsýz bir devletmiþ gibi Erbil’e konsolosluk açarken aslýnda baðýmsýz muamelesi yapmýþ olmadýk mý?
Dün kabul ettiklerimizi bugün reddetme huyumuz alýþkanlýða dönmek üzere. Ve bu durum küresel politika açýsýndan güvenirliðimizi olumsuz etkileyecektir.
1991’de ayrýlýkçý gruplar Kerkük’teki nüfus, tapu ve mahkeme kayýtlarýný yakarken müdahale etmemiþsek Kerkük’te hak iddia etme þansýmýzý baþtan inkar etmiþiz demektir. Ayný þekilde 2003 yýlýnda Amerika’nýn yardým ve gözetimiyle Kerkük’ü iþgal eden Kürt milisler baþta tapu ve nüfus müdürlükleri olmak üzere tüm devlet arþivlerini yakarak yok ederken müdahale etmemiþsek Kerkük’te hak iddia etme seçeneðimizi reddetmekte ýsrarcýyýz demektir. Daha neyin davasýný yapýyoruz anlamýyorum.
Bu aþamadan sonra Kerkük’te Türkmen nüfus yüzde otuz deniyorsa, yapacak bir þey yok. Öyledir. Bütün bunlarý Saddam’ý devirenlerin karþýsýna çýkmak yerine sükut ile destek verirken düþünecektik. Caným o zaman dünya siyasi konjonktürü öyle istiyordu, biz de öyle yapmak zorunda kaldýk diyerek kurtulamayýz. Ayný siyasi konjonktür bugün de Kuzey Irak’ta baðýmsýz bir oluþum istiyor olabilir.
Üstelik yaþadýklarýmýzdan ders almamýþ olacaðýz ki, BOP Projesinin ateþli bir savunucusu olarak birden Suriye hükümetine cephe açýverdik. kendi akýl ve irademizle hareket etmediðimizi bütün dünyanýn anladýðýnýn farkýnda deðiliz. Bu da itibarýmýza tahmin edemeyeceðimiz kadar zarar vermekte.
     Baðýmsýzlýða aþeren Kuzey Irak oluþumu yýllarca federasyon çatýsý altýnda bölgede örgütlenirken bu gidiþin sonucunda baðýmsýzlýk olabileceðini nasýl olup da düþünemedik? Federatif yapýlarda son durak baðýmsýzlýktýr. Bu bir sosyolojik sonuçtur ve tarihte bunun birçok örneði bulunabilir. Ayrýca kendileri istemese bile kendi çýkarlarý için kullanabileceklerini anlayan güçler tarafýndan provoke edilmeye son derece yatkýn bir durumdur.
     Bu arada birbirini tutmayan karar ve tavýrlarýmýz yüzünden dýþ politikada güvenirliðimizi kaybetmek üzereyiz. Öncelikle bu konuya eðilmemiz gerektiði kanýsýndayým. Kuzey Irak meselesi bile bundan sonra gelir. Önünü sonunu görmeden soyunduðumuz bazý roller ve gerçekleþtirdiðimiz eylemler yýllar sonra ayaðýmýza takýlmakta.
Suriye rejimini diktatörlükle suçlarken Esedsiz bir Suriye’de ortaya çýkan anormallikler karþýsýnda toprak bütünlüðümüzün tehlikeye gireceðini yýllar önce görecektik. Yine þii diye Baðdat hükümeti ile aramýza sýnýr koyarak diplomatik deðeri olmayan Erbil oluþumunu desteklemenin sonucunun baðýmsýzlýk talebine varacaðýný tahmin etmek zorundaydýk. Bunlarý yapamadýysak, bu aþamadan sonra geçmiþ olsun demekten baþka yapacak bir þey kalmýyor.
     Müdahale etsek bile masa baþýnda halledilebilecek, ileri görüþlü hamlelerle palazlanmadan sona erdirilebilecek meseleler yüzünden akacak kanýn sorumlusu kim olacak? Bu cevabý bize deðil ama Allah’a karþý nasýl verecekler?