Bildiðim tek þey, ben bir Marksist deðilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Birkaç gün sonra saatlerce yaðmur yaðdý, hava soðudu. Kayalýklardaki kovuklara sýðýndýk. Anladým ki kýþ yakýnda. Esas sorun iþte o zaman baþlayacaktý. Þimdilik ölmeyecek kadar yiyecek bulabiliyorduk. Ya kýþýn karda buzda ne yapacaktýk? Bizler ehlileþtirilmiþ köpekler olduðumuz için doðru dürüst avlanmayý bilmiyorduk. Yabani olsaydýk, kýþ þartlarýnda bile hayatýmýzý devam ettirebilecek kadar avlanabilir ve karnýmýzý doyurabilirdik. Yalnýz baþýma etrafý dolaþmak istemiyordum, bilmediðim bir yerde baþýma her þey gelebilirdi. Buna raðmen kýþ gelmeden etrafa bir göz atmaya karar verdim; arkadaþlarýma beni takip etmeleri için iþaret ettiysem de gelen olmadý. Asfalt yolu takip ederek tek baþýma gidecektim, böylece dönmek de daha kolay olurdu, Yolda giderken önceleri kuþ cývýltýlarýndan baþka bir ses yoktu. Bir ara motor sesi de duydum, durup dinledim. Bir minibüs geçti, gitti. Birkaç dakika sonra birbirinin peþi sýra iki otomobil geçti; bunlardan biri yol kenarýnda olmama raðmen bana korna çaldý. Yürüdüm yürüdüm, yerin sarsýlmaya baþladýðýný hissedince kendimi kenardaki bir aðacýn altýna attým, dev gibi bir kamyon yolun ortasýndan son sürat geliyordu, yanýmda geçti, yol asfalt olmasýna raðmen arkasýnda bir toz bulutu da vardý, virajý alýrken hýzýný hiç azaltmadý, arkasýndaki kasa yoldan çýkacakmýþ gibiydi. Bir þey olmadý, kasa da kývrýlýp gözden kayboldu. Otomobilleri görünce yola çýktýðýma piþman oldum. Ya bunlarýn içindeki insanlar yiyecek getirdilerse! Bu ihtimali çabuk unuttum. Küçük bir köprüden geçerken altýnda incecik akan bir dere görünce yoldan ayrýlýp aþaðýya indim, su içtim. Yola atýlmýþ birkaç poþet de buldum, umutla içlerini karýþtýrdým yiyecek vardýr diye. Bir þey çýkmadý. Diðer yabani hayvanlar tarafýndan avlanmýþ bir yabani hayvan leþine rastlasaydým bari. Yoldan geçen otomobillerin çiðnediði bir hayvan da olabilirdi. Hiç olmazsa bir kuþ ölüsü... Yoktu, yok... Bir ara geri dönmeyi düþündüm, ortalýðý dikkatlice kokladým; burnuma yanýk ve inek dýþkýsý kokusu gelince vazgeçtim. Nitekim az sonra birkaç evlik bir orman köyüne ulaþtým. Belki on tane ya da biraz daha fazla ev vardý. Evler bahçe içindeydi ve hemen hepsinin ahýrý vardý. Evlerin tamamý tek katlý ve ahþap. Bahçelerin birkaçýnda taþtan yapýlmýþ duvarlar, çoðunda ise çalý ve aðaçlardan yapýlmýþ çitler vardý. Fazla yüksek olmayan bu çitlerin hatta duvarlarýn insanlarýn deðil de daha çok hayvanlarýn girmesini önlemek amacýyla yapýldýðý belliydi. Tamamýnýn bahçe kapýsý tahtadandý. Bacalarýn çoðundan duman çýkýyordu. Bahçelerde otlayan inek, eþek, atlar ile eþelenen tavuklar; bahçe ve tarlada kullanýlan çeþitli tarým araçlarý gördüm. Bahçe kapýsý açýk bir evin bahçesine girdim. Evin kapýsýnýn önünde baþý tülbentli, uzun entarili yaþlý bir kadýn tulumbadan su çekiyordu. Açlýktan gözüm karardýðýndan bir umut, yanýna gittim. Ýþe kendini verdiði için beni görmedi, iyice yaklaþýnca fark etti. Güleç yüzlüydü, benden korkmadýðý gibi bana kýzmadý, beni kovmadý. Baþýmý hafifçe öne eðip kuyruðumu sallamaya baþladým. Eliyle “dur” iþareti yapýp: -Oradan ayrýlma, sana ekmek getireyim, deyip içeri girdi. Çok kýsa bir süre sonra da dýþarý çýktý, elinde kocaman bir ekmek parçasý vardý; önüme attý. Biraz ilerime düþtü ekmek, gidip tam alacaktým bir köpek hýrlamasý duyup olduðum yere çivilendim. Gelenin evin köpeði olduðu belli, benden çok büyük, çoban köpeðine benziyor. Kadýn köpeði kovaladý, hiç sesini çýkarmadan biraz geriye gitti, oradan beni gözetlemeye baþladý. Ben de kadýndan cesaret alarak ekmeði parçalayýp aceleyle yuttum, Bunu gören köpeðin bana olan kýzgýnlýðý iyice arttý, kadýna aldýrýþ etmeden havlayarak saldýrýya geçti. Kaçtým, asfalt yola çýktým. Köpek peþimi býrakmadýðý gibi köyün bütün köpeklerini de peþime taktý. Ortalýk havlayan köpek seslerinden yýkýlýyordu. Bu seslere birkaç evden çýkan insan baðýrýþlarý da eklendi. Ýnsanlar bana hem baðýrýyor hem de küfür ediyorlardý. Taþ atanlar bile oldu. Köyün köpeklerini cesaretlendirmek için “Tut oðlum tut, yakala onu!” diyenler vardý. Köyün dýþýna çýktýðýmda durup arkama baktým, bölgelerini terk ettiðim için takibi býrakmýþlardý. Derin derin nefes alýp bir müddet orada dinlendim ve geldiðim yoldan arkadaþlarýmýn yanýna döndüm. (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |