Ýnsanlar yalnýzca yaþamýn amacýnýn mutluluk olmadýðýný düþünmeye baþlayýnca, mutluluða ulaþabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Saatlerce karlara bata çýka, aðaçlarýn arasýndan yürüdüm, bir insana da bir hayvana da rastlamadým. Hava iyice kapattý, soðuk arttý. Öðlen çoktan geçmiþ olmalý. Buralarda kar örtüsü fazla deðil, yürümek de rahat sayýlýr. Birkaç yüz metre ileride evler gördüm, sevindim. Gördüðüm yer de küçük bir orman köyüydü. Biraz sonra asfalt bir yola çýktým, yolda hemen hemen hiç kar yoktu. Yol kenarýnda ise yýðýlýydý. Belki, bir iþ makinesi tarafýndan yol temizlenmiþti.Tabii bu yol benim bildiðim o asfalt yol olmadýðý gibi bu köy de o gittiðim köy deðildi. Yolda ilerledim. Bir kamyonet geçti yanýmdan. Duracakmýþ gibi yaptý, umutlandým. Belki de bana yiyecek verirler ya da alýp götürürler diye. Peþinden koþtum, yanýlmýþým: kaçtý gitti. Yolun kenarýndaki köyün mezarlýðýna geldiðimde içeride insanlar vardý. Bu soðukta mezarlýkta iþleri neydi? Ne olacak, ölü gömmeye gelmiþler. On kiþi kadar varlar; hepsi de yetiþkin erkek. Çocuk ya da yaþlý insan yok aralarýnda. Nefesleriyle ellerini ýsýtýp küreklere sarýlmadan önce kefenli cesedi mezara indirdiler. Çabucak üzerini toprakla örtüp mezarýn baþýndan ayrýldýlar. Tek bir kiþi geride kaldý, o da dua okumak için. Ben de peþlerine takýldým, konuþmalarýný dinledim. Ölen çok genç bir kadýnmýþ, geride iki yaþýnda bir kýzý kalmýþ. Neden öldüðü bilinmiyor, hasta deðilmiþ ki... Aniden ölmüþ. Adamlardan biri mezarlýðýn kapýsýnda beni fark edince: -Sen de nereden çýktýn, git baþýmýzdan, dedi. Kuyruk salladým, fayda etmedi. Bir diðeri: -Bu bizim köyün köpeði deðil, ilk defa gördüm. Kovalým gitsin, zarar verebilir, dedi. Yere eðilip taþ alýrmýþ gibi yaptý, aslýnda taþ yoktu, o kadar karýn içinde taþý nereden bulacaktý? Korktum, geri çekildim. En sona kalan, dua okuyan adam da geliyordu hýzlý hýzlý. O bana hiç aldýrýþ etmeden yanýmdan geçti, gitti. Tekrar mezarlýðýn içine girdim. Kar yaðmaya baþladý, rüzgar hýzýný artýrdý. Çok acýkmýþtým. Mezarlýkta yiyecek ne gezerdi? Aslýnda vardý da, bu yiyeceði yemenin bedeli çok aðýr olabilirdi. Böyle bir yiyeceði yemek, köpekler açýsýndan normaldi ama insanlar açýsýndan affý olmayan bir suçtu. Her þeyi göze alýp, bu suçu iþlemeye karar verdim: Az önce gömülen genç kadýnýn cesedini yiyecektim. Kadýnýn mezarý üzerindeki toprak henüz yumuþaktý, þimdi eþmek çok kolay olacaktý. Buna raðmen biraz bekleyip kimsenin bulunmadýðýndan emin olmalýydým. Fazla da sürmemeliydi bu bekleme, yoksa toprak donabilir ya da kar etrafý doldurabilirdi. Bir süre mezarlýðý dolaþtým, hemen hemen her mezarýn yanýnda ya da baþýnda bir aðaç ekiliydi. Ufak bir mezarlýk, evlerden de uzak. Genç kadýnýn mezarýnýn üzerindeki topraklarý eþeleyip cesede ulaþmam saatlerce sürdü. Neyse ki mezar fazla derin kazýlmamýþtý. Buna raðmen içine girebilmem çok zor oldu. Cesede ulaþýnca kefen sorunu çýktý, kolay kolay yýrtýlmýyordu. Sonunda yýrttým ve cesetten etler kopararak karnýmý doyurdum. Yemekten sonra da mezardan çýkmam gerekiyordu. Zýplamaya baþladým, birkaç zýplamadan sonra kendimi dýþarý atabildim. Kar da rüzgar da hýzýný iyice artýrdý, tipiye dönüþtü. Buna raðmen kazdýðým topraðý tekrar mezarýn üzerine yýðmalýydým, fark edilirse bunu yabancý bir köpeðin yaptýðý anlaþýlýr ve yakalarlarsa beni kesin öldürürlerdi. Patilerimle ve burnumla topraðý mezara doldurmaya baþladým. Çok uzun sürmedi, tipi de bana yardýmcý oldu, mezarýn üzeri kýsa zamanda kalýn bir kar tabakasýyla örtüldü. Bu iþ bitince mezarlýktan çýkýp köyün içine doðru gitmeye baþladým. Her tarafým kar içindeydi, birkaç defa silkelenip kardan kurtulmaya çalýþtýysam da az sonra üzerim gene karla doluyordu. Rüzgar ve kar hýz kesmiyordu, göz gözü görmüyordu. Karþýma köy çeþmesi çýkýnca yalaktan su içtim. Çeþme gürül gürül akýyordu, donmamýþtý. Öyleyse ben neden bu kadar çok üþüyordum.Daha hýzlý hareket etmeli hatta koþmalýydým. Öyle yaptým. Ýlk köy evinin yanýna gelince durdum, etrafa bakýndým, sesleri dinledim. Rüzgarýn sesinden baþka ses duyamadým. Bu arada yoldan iki otomobil ve bir kamyon geçti. Onlarýn sesini bile ancak yanýmdan geçerken duydum. Tek korkum köyün köpeklerinin kokumu alýp bana saldýrmalarýydý, ama böyle bir þey olmadý. Dýþarýda adeta kýyamet koparken; yabancý bir köpeðe saldýrmak için, hiçbir akýllý köpek sýcacýk sýðýnaðýný terk etmezdi. Gözüme kestirdiðim bir evin bahçesindeki çalý ve dikenli telden oluþan alçak çitin üzerinden atlayarak içeriye girdim. Zaten burayý seçmemin nedeni kolay girilebilir olmasýydý. Bu bile çok zor olmuþtu. Ýlk atlama denemelerimde baþarýsýz oldum, patilerime tel ya da diken takýlýyordu, caným acýyordu. Yýlmadým, tekrar tekrar denedim. Sonunda kendimi bahçenin içindeki karlarýn üzerine atmayý baþardým. (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |