Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarýný düþünmedim. Tersine yaþam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onlarý seçti. -Juliette Binoche |
|
||||||||||
|
Piknik alaný hýncahýnç dolu. Hava ne soðuk ne sýcak, günlerden Pazar. Þehrin bunaltýcý atmosferinden býkanlar soluðu burada almýþlar. Etler mangal üzerinde kýzarýyor, mangalý olmayanlar yerde iki taþ arasýnda ateþ yakmýþlar. Ateþ köz haline gelince, bu taþlarýn üzerine ýzgaralarýný yerleþtirip etlerini piþirecekler. Aðaç altlarýnýn hepsi, önce davranan piknikçiler tarafýndan kapýlmýþ. Kavurucu bir sýcak olmadýðý için diðerleri açýk alanlarda oturmaktan pek de þikayetçi deðiller. Öðlen geride kalalý çok olsa da yeni gelen piknikçiler de var. Etraf otomobil dolu. Getirdikleri malzeme, yiyecek ve içecekleri taþýrken insanlar, hallerinden çok memnun görünüyorlar; gülerek eðlenerek kendilerine uygun bir yer arýyorlar, ellerindeki yükün aðýrlýðýný hissetmiyorlar. Çocuklar birbirini kovalýyor, birkaç yetiþkin topla oynuyor. Öyle ki bazen topun gideceði yeri ayarlayamýyorlar ve top bir piknikçinin sofrasýnýn ortasýna düþebiliyor. Özür dileniyor, karþý taraf kýzýyor ama belli etmiyor; yüzündeki sinirli gülüþle bu özüre cevap veriyor. Satýcýlar da nafakalarýný çýkarma peþinde. Mýsýrcý “Süt mýsýr, süt mýsýr, haþlanmýþ mýsýr” diye baðýrýrken simitçi “Taze gevrek geldi, el yakýyor, taze gevrek!” diyerek sesini duyurmaya çalýþýyor. Baloncu çocuklarýn dikkatini çekmek için elindeki ipi býrakýyor, yüzlerce balon göðe doðru yükseliyor, balonlarý kaçýrdý diye birkaç çocuk heyecanlanýp çýðlýk atýyor, ama ipin ucu baloncunun eline baðlý olduðundan yüzlerce balon yukarýda asýlý kalýyor. Çekirdekçi ses çýkarmadan gelecek müþterileri bekliyor, sucu sularýnýn buz gibi olduðu iddiasýný yüksek sesle dillendiriyor. Hatta “Buz gibi deðilse, para verme!” diyor. Dondurmacý hemen onun yanýnda ve rekabet halindeler. “Dondurma kaymak, dondurmam kaymak!” diye baðýrýrken arabasýný iterek oradan, sucunun yanýndan uzaklaþacakmýþ gibi yapýyorsa da her defasýnda ayný yerde kalýyor. Mýsýr alan az da olsa var, simitçinin iþi zor, çünkü herkes buraya yiyeceði ile gelmiþ, kolay kolay simit alan çýkmaz, belki et yemeyi sevmeyen bir-iki çocuk ebeveynlerini simit almalarý için ikna edebilir. Baloncunun iþi iyi, hep çocuklarýn olduðu taraflarda dolaþýyor, içlerinde çocuk bulunmayan kalabalýklarýn yanýndan bile geçmiyor. Çekirdekçinin müþterileri çocuk, baðýrmaya gerek duymadan satýþ yapabiliyor. Sucunun iþi iyi, çok kiþi suyunu yanýnda getirmiþ olsa da gene su almak ihtiyacý hissediyor. Dondurmacý havanýn ýsýnmasýný bekliyor, þu durumda iþleri umduðu kadar iyi deðil. Benimle beraber dört köpek gelmiþ buraya. Bize bir þeyler verirler mi diye herkesin eline ve aðzýna bakýyoruz. Birkaç parça ekmek atan oldu, et hiç olmadý. Benim karným tok olmasýna raðmen, et verirlerse yerim düþüncesiyle geldim; vermezlerse de benim için fark eden bir þey olmaz. Diðer köpekler için ayný yargýda bulunamam. Çocuklara zarar verebilir korkusuyla köpekleri kovalayanlar olduðu gibi, hoþlanmadýklarý için küfür edenler, hatta vurmaya kalkanlar da var. Küfür de etseler, kovalasalar da, dövseler de biz gene oradan ayrýlmýyoruz. Bekleyeceðiz, akþama kadar bekleyeceðiz; nasýl olsa geride yiyecek bir þeyler mutlaka býrakacaklar. Etler, köfteler aðýzlara atýlýyor; meþrubatlar bardaklara oradan “Oh”lar çekerek midelere indiriliyor. Gizlice bardaklarýna içki doldurup içenler de gördüm. Bunlar böyle bir ortamda göstere göstere içki içmekten çekiniyorlar. Ýçlerinde þimdiden çakýrkeyif olanlar var. Ýki kiþi de uyuyor, ama içkiden mi orasýný bilemiyorum. Gölgeler uzamaya baþladý, güneþ alçalýyor. Batmasýna daha birkaç saat var. Buradakiler hava iyice kararýncaya kadar oturmak niyetinde görünüyorlar. Belki de gece geç saatlere kadar süreyi uzatanlar da olur. Þarkýlar, türküler söylenmeye baþladý; söyleyenler içki içenler mi diye bakýyorum; deðil... Bir kadýn çýðlýðý ortalýðý ayaða kaldýrýyor, etler aðýza götürülemeden öylece kalýyor, gözler faltaþý gibi açýlýyor, saçlar dikleþiyor, kulaklar hareketleniyor... -Canýmý isterim Canýmý... Benim Canýmý bulun, Allah rýzasý için bulun, bana yardým edin! Caaann oðlum Caaannn neredesin? Caným yok, kayboldu, Canýmý kaçýrdýlar! Caaann oðlum, Caann... Ben þimdi ne yapacaðým, ben babasýna ne diyeceðim? Yardým edin, yardým... (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |