Dünyayý isteyen bilime sarýlsýn, ahireti isteyen bilime sarýlsýn; hem dünyayý hem ahireti isteyen yine bilime sarýlsýn" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Birbirinin peþi sýra iki otomobilin park ettiðini görünce oraya koþtum. Ýnenlerden biri Tüccar biri de Doktor. Onlar beni görmüyorlar, sinsice yaklaþtým ve Doktorun ayaðýný kaptým. Baðýrdý, küfür etti, diðer ayaðý ile tekme attý; gene de býrakmadým. Ýmdadýna Tüccar yetiþti, onu elimden kurtardý. Birkaç adým geriye çekilip saldýrmak için yeni bir pozisyon aldým. Eðer bu adam bana vurmaya kalkarsa boðazýna atlayacak ve iþini bitirecektim. Sonu ne olursa olsun... Tüccar: -Badi, oðlum galiba bizi tanýmadýn? Bak ben Tüccar amcan ve o da Doktor. -Tanýmaz mý, hainliðinden yapmýþtýr. Nedense bu köpek bana düþman, diyen Doktor'a Tüccar: -Bu öyle her önüne gelene saldýran bir köpek deðildi, ona bir kötülük yapýldýysa bu hayvanlar o kiþiye karþý saldýrgan olabiliyorlar, yoksa seni kendisine zarar veren biriyle mi karýþtýrdý? deyince anladým ki Tüccar'ýn kafama tekme atýldýðýndan haberi yoktu. Doktor, pantolonunun paçasýný yukarý çekip ýsýrýlan yere baktý. Kan yoktu, ama diþ izlerim çýkmýþtý. Onlar içeri girdi, ben olayý Kenan Baba'ya anlatacaklarýný bildiðimden eve gitmedim. Hatta biraz sonra gelen Hoca, arabasýný park ettikten sonra beni gördü: -Badi, sen bu saatlerde dýþarýda dolaþmazdýn, haydi gel içeri, bak hava kararýyor, dediyse de onu da dinlemedim. Daha sonra da Kenan Baba geldi, sesi yumuþaktý, bana kýzmadýðýný anladým. Baþýmý okþayýp: -Gel peþimden, dedi. Verandada yemek yiyorlardý. Hoca beni yanýna çaðýrdý, yiyecek verdi ve sevdi. Hoca bana öyle bir bakýyordu ki, sanki “aferin” der gibiydi. Çünkü o gün yanlýþlýkla üzerime basýldýðý yalanýna inanmamýþtý ve bugün benim yaptýðým saldýrýyý da haklý görüyordu. Doktor'da da bir deðiþiklik var gibiydi, ama samimi olduðunu zannetmiyorum. Bana: -Sevgili Badi, o günkü olay bir kazaydý, hiç bilerek sana zarar verebilir miyim? Gel, olanlarý unutalým, dedi. Hatta bana bir parça et verdi. Yemedim, et parçasý bütün gece öylece býrakýldýðý yerde kaldý. Tüccar: -Badi gibi sevimli bir köpeðe hiç kimse bilerek zarar vermez; veriyorsa o kiþide bir anormallik var demektir. O, babanýn eli ayaðý, gözü. Sabahleyin gazetesini bile alýp getiriyor. Bu gazete lafýný duyunca Doktor: -Ya, öyle mi? Derken yüzünde hayret ve sevinç karýþýmý bir ifade oluþmuþtu. Geç gittiler, o yüzden Kenan Baba da geç yattý; tabii ben de. O gün, her zamankinden geç gazete almaya gittim, neþem, keyfim yerindeydi. Bazen yürüdüm bazen koþtum. Bir meþe aðacýnýn üzerinden açýk kahve renkli bir sincap atladý yere; onu kovaladým. Yemek için deðil, oyun olsun diye... Ýstese arkadaþ da olurduk, bana çok sevimli göründü bu ufacýk yaramaz. Çok hýzlý kaçtý, yetiþmem mümkün deðil. Asfalt yola çýktýðýmda ortalýkta hareket halinde otomobil görünmüyordu, sadece oldukça geride bir otomobil dörtlü lambalarýný yakýp park etmiþti, gündüz olmasýna raðmen farlarý da açýktý.Yolun soluna geçtim. Keyifli keyifli yürüyordum. Tam petrol istasyonuna yaklaþmýþtým ki arkamda bir arabanýn motor sesini duydum, çok hýzlý olduðunu tahmin ettim, döndüm baktým, yol boþ olduðu halde üzerime doðru geliyordu, yani sað þeritten sola geçmiþti. Kaçmaya çalýþtým, bana yetiþti, arkama tamponu dokundu. Ani bir hareketle kendimi attým -ya da çarptý- da ileriye doðru alçaktan birkaç metre uçtum. Ýyi ki de atmýþým, ya da uçmuþum; yoksa beni ezecekmiþ. Otomobil jet gibi geçti gitti. Bu otomobille ilgili bilgim sadece renginin beyaz olmasýydý. Ne sürücüsünü, ne plakasýný, ne de markasýný gördüm. Petrol istasyonuna geldiðimde oradaki görevli: -Badi, n'oldu sana, bu halin ne böyle? Dedi ve paketten bir ýslak mendil çýkarýp yüzümü sildi. Caným çok acýmýyordu, dört ayaðýmýn üzerine düþtüðüm için fazla yaram berem de yoktu. Yüzümde birkaç çizik oluþmuþ ve buralardan biraz kan akmýþtý. Nasýl göründüðümü aynaya bakma imkaným olmadýðý için bilmiyorum ama gene de bir badire atlattýðým yüzümden anlaþýlabilirdi. Ýyisi mi, ben gazeteyi eve býrakýp ya dýþarý çýkayým ya da kulubemde yatayým, gündüz Kenan Baba'ya görünmeyeyim. Gece olunca da zaten o, bu yara bereleri fark edemezdi. Kenan Baba, geçirdiðim kazayý öðrenirse bundan sonra beni gazete almaya göndermez diye korkuyordum. (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |