..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçýnýn iþlevsel tanýmý bilinci neþelendirmektir. -Max Eastman
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Cemal Zöngür




29 Aralýk 2017
Kime Göre Ahlak Neye Göre Ahlaksýzlýk  
“Ya ahlak olarak öðretilenler ahlak deðildir veya ahlaksýzlýk görülenler insanýn geçek karakteridir”.

Cemal Zöngür


Bireyler ya da devleti yöneten erkler insan olmanýn sýnýrlarýný, sýnýrlý yaþamaktan geçtiðini bilmedikleri ya da bunu ciddiye almayýp, bu gücümle her þeye sahip olur herkese hükmederim mantýðýyla; hayvandan daha aþaðý bir düþünceye sahip olduðu için ahlaksýzlýðýn pençesine düþülmektedir.


:AEFI:


Felsefe ve psikoloji bilimine göre “Ahlak ve Ahlaksýzlýk” sadece insana has olan bir edimdir. Bu temelden yola çýkýldýðýnda, insan neden ahlaklý olmalýdýr ya da insaný ahlaksýzlýða sürükleyen sebepler nelerdir?

Ahlaklý veya ahlaksýz olmak insanýn elinde midir, yoksa insaný ahlaksýzlýða zorlayan gizli büyük bir güç mü vardýr? Gibi sorulara herkes kendi cephesinden bilgi ve düþüncesi doðrultusunda çeþitli cevaplar verebilir.

Ancak ahlak ve ahlaksýzlýk insanla bütünleþen olgu olduðuna göre, bunun her türlü irade þekli de yine insanýn kendi elinde demektir. O zaman insan, toplum, din, siyasi düþünce ve devlet sistemleri demek hem ahlaklý olmaktýr, hem de ahlaksýzlýðýn merkezi anlamýna gelmektedir. Þu soruyu sorarak belki de gerçek sonuca daha net ulaþýlabiliriz. Ýnsan neden hep ahlakla kalmaz ya da ahlaksýzlýðýn pençesine düþer?

Bireyler ya da devleti yöneten erkler insan olmanýn sýnýrlarýný, sýnýrlý yaþamaktan geçtiðini bilmedikleri ya da bunu ciddiye almayýp, bu gücümle her þeye sahip olur herkese hükmederim mantýðýyla; hayvandan daha aþaðý bir düþünceye sahip olduðu için ahlaksýzlýðýn pençesine düþülmektedir. Özetlenen insan ve devlet mantýðýný þu örnekle daha anlaþýlýr kýlmak mümkündür.

Ýnsanlarýn oluþturduðu sistemler; þoför yönetiminde hareket eden ve ihtiyaçlarý karþýlayan araca benzemektedir. Önce aracýn tüm aksamlarý orantýlý bir þekilde dizayn edilmekle iþe baþlanýr. Arkasýndan bu aksamlarý rahatlýkla taþýyacak bir motorun yerleþtirilmesi gerekir.

Arabada tüm eksiklikler giderildikten sonra, bu defa arabayý en iyi þekilde kullanacak ehliyetli bir þoförün olmasýyla iþe baþlansa da iþ bununla bitmez. Arabanýn istenilen þekilde hareket etmesi, hedeflenen ihtiyaca cevap vermesi için, iyi bir þoförle bilikte yollarýn da uygun hale getirilmesi þattýr.

Ýþte ahlaklý veya ahlaksýz birey ve toplumun varlýðý, devletlerin nasýl bir araba olduðuna ve yönetimlerinse iyi bir þoför olup olmamasýna baðlýdýr. Bireyleri yetiþtiren devlet yönetimi, bilimsellik gereði düþünce ve yönetim yapýsýndan þüpheye düþmediði sürece asla yanlýþ ve hatadan kurtulamaz.

Çünkü doðru ve yanlýþý ortaya çýkaran bilimsel teknik, þüphe ve meraktýr. Bu konuda Platon'un þu ifadesi mükemmel bir öðretiye sahiptir. “Merak bir filozofun en düþkün olduðu þeydir. Çünkü felsefenin bundan baþka bir baþlangýcý yoktur” der Platon.

Çoðunlukla insanlar iyi, kötü, ahlak, ahlaksýzlýk kavramlarýný devletlerin yol göstericiliðinde öðrendiklerine göre, kendisini sorgulatmayan veya denetime açýk olmayan devlet ve toplumlarda, her türlü ahlaksýzlýk var demektir.

Demokratik olmayan bu tarz sistemlerde hem devlet hem de bireyler egolarýnýn sürükleyip, bilinçaltýnda oluþan çýkarcý amaçlara ulaþmak için, devletle birlikte hak ve hukuku ihlal ederek ancak elde ederler. Dünyanýn hiçbir yerinde hak ve hukuk ihlal edilmeden büyük ya da küçük çaplý ekstra þeylere sahip olunduðu görülmemiþtir.

Kim ne þekilde düþünürse düþünsün, yaþanýlan toplum ve ülke içerisinde her zaman bir ahlaksýzlýktan bahsediliyorsa, bunda hepimizin derecesine göre suçu var demektir.. Bazýlarýmýz direkt bazýlarýmýz ise dolaylý þekilde suçlu olduðumuzu kabul etmeliyiz.

Çünkü ortada bir sorun var, bu sorunun neden ve nasýl ortaya çýktýðýný, araþtýrýp eðip bükmeden olduðu gibi topluma anlatýp, bir daha yaþanmamasýna çalýþmak her insanýn insani görevidir. Ama maalesef çoðu düþünce, din ve anlayýþlar, hep kendilerini sütten çýkmýþ ak kaþýk görmeye devam eder.

Hatta çoðu din ve siyasi anlayýþlar bunu devlet politikasý haline dönüþtürüp, çeþitli yasal zýrhlarla koruma altýna alýrlar. Yapýlan yasal ahlaksýzlýðýn üzerini de kapatmak için manevi bazý deyim ve ifadelerle insandaki sorgulama mantýðýnýn yok olmasýna çalýþýlmasý.

Ýfade edilen anlayýþla yaþayan toplum ve devletlerde, Ahlak (Deontoloji) Bilimi diye bir þey hâlâ kabullenilmiþ deðildir. Eðer gerçekten dünya toplumlarýnýn çoðunluðu ahlaklý olmaya ve ahlaka inanmýþ olsalardý, Etik (Deontoloji) Bilimi temel alýp, toplum ve bireyleri bu konuda doðru þekilde eðitmiþ olurlardý.

Çoðu toplumlar Etik Bilimden dahi habersizdirler. Bu biliminin temel kuralý ve görevi, insanýn ortaya çýkarýp inandýðý din, düþünce, meslek ve yaþattýðý maddi manevi her þeyi sorgulayýp, olduðu gibi ortaya koymaktýr. Ve bunlardan neyin yanlýþ, neyin doðru ve nasýl doðru yaþanýlacaðýný öðreten bir bilim dalýdýr.

Felsefe ve Etik bilimin bu sorgulamasýndan korkan çoðu kiþi toplum ve devletler, baþta felsefe olmak üzere ahlak biliminden sürekli uzak dururlar. Ya da çok yüzeysel þekilde kendi dünya görüþlerine uygun olacak biçimde topluma öðretilmeye çalýþýlýr. Bu yüzden hem ahlakçýlýk hem de ahlak dýþýlýk olan suçlar her toplumda göreceli bir anlam taþýmaktadýr.

Ýnsan doðumdan ölüme kadar tüm yaþam ve alýþkanlýklarýný belirli bir temel etik kurallara oturtmak zorundadýr. Gerçek etik kurallara baðlý kalýnmadýðý sürece her þey alt üst olacaðý gibi, insan kendisinin insan olduðuna dahi þüphe ile bakmaya baþlar.

Bazen ahlaksýzlýklarýn yaþandýðý ortamlarda, þöyle bir ifadenin kullanýldýðýný herkes bilir. Bu insanlýða yakýþmaz. Demek ki herkesin bilinçaltýnda gerçek bir insan ya da “Üst Ýnsanýn” varlýðýna iþaret etmektedir. Onun için Ahlak Bilimi evrensel olarak dünyanýn tüm toplumlarýnda belirli bir kural, düzen ve insana yakýþan yaþamý özetleyen bilimsel yapýlardan belki de en önde gelenidir.

Fakat güzellik ve mutlulukta olduðu gibi ahlakta toplumdan topluma göreceli bir anlam taþýmaktadýr. Bu görecelilik aslýnda yadýrganacak bir durum deðildir. Çünkü her toplum doðal olarak farklý dil, din, kültür, coðrafya, iklim, üretim, iþ gibi deðiþik yaþamsal alýþkanlýklarla dünyaya ve hayata bakmaktadýr.

Böyle büyük bir yaþamsal farklýlýðýn, ahlak anlayýþýnda görecelik taþýmasý normal bir durumdur. Yine de tüm dünya insanýnýn evrensel olarak kabul edip anlayabileceði bir temel ahlak tarifini yapmakta mümkündür.

Ahlaklý veya Etik Olmaksa; bir insan ya da toplum hangi koþul ve konumda bulunursa bulunsun kültürü, dili, dini, iklimi ne kadar farklý olsa da, insani olarak çevresindeki kiþileri dil, din, yaþam, meslek ve renginden dolayý en ufak bir noktada rencide edici haksýz bir davranýþta bulunmamalýdýr der.

Genel ve özet olarak verilen bu ahlak tarifi her toplumun kendi kültürel yapýsýna göre ortak bir anlam ve düþüncenin ifadesidir. Diðer taraftan etik olmayan kural dýþý davranan insanlarýn varlýðý da düþünülerek, yapýlmasý gerekenler yine ahlak kurallarý çerçevesinde eðitici olmasýný ifade eder.

Felsefe ve Deontoloji temel alýnmadan, sýrf kendi geleneksel düþünce yapýsýna dayanan nasihatlarla hareket eden toplumlarda, ahlaki çöküþ daha derindir. Çünkü insanlar hep korkutularak yola getirilmeye çalýþýlmaktadýr.

Ne hikmetse bizim gibi toplumlarda, hem devlet hem de bireyler hep kendisinin en iyi ahlaka sahip olduðunu düþünerek yaþar. Bu düþünce; eðitimlisinden eðitimsizine kadar toplumun büyük bir çoðunluðunun bilincine oturmuþ genel bir algýdýr. Peki buna sebep olan etken nedir diye sorulacak olursa, þu þekilde cevaplanabilir.

Bilimsel olarak felsefe ve deontoloji eðitimi verilmeyen toplumlarda din, ýrk ve þovenizme dayalý verilen eðitimler, hep kendini beðenmiþ yalancý ukala kiþilik yaratmasýndan kaynaklanmaktadýr. Öz eleþtiri kültürü sýfýrdýr. Ahlak ve felsefe eðitimi ise inanýlan din ve bu dinin geleneklerine göre þekillendirildiðinden, ahlaklý olmanýn temeli Allah'a inanmak, dinin emirlerine uymaktýr. O zamanda þöyle bir sorun ortaya çýkmaktadýr.

Dinler bilindiði gibi duraðan her þartta deðiþmezliði ilke edinmiþ statik bir anlayýþtýr. Diðer taraftan insan zekasý sürekli geliþen devrimsel bir özelliðe sahip olmasý nedeniyle, dinler bu zekaya hiçbir zaman cevap olamamýþtýr.

Bu yüzden doðal olarak insanlar birçok gerekli ihtiyaçlarýný din kurallarýnýn dýþýnda karþýlamak zorunda kaldýklarýndan, bu durumlar din felsefesine göre sürekli ahlaksýzlýk olarak nitelendirilmektedir. Dinlerle ilgili çarpýcý diðer örneklerse þöyledir.

Dinin haram gördüðü teknik ve bilimsel þeyleri dini ve devlet yetkilileri satýn alýp kullandýklarýnda ahlaksýzlýk olarak nitelendirilmemesi. Ayný þekilde din emirlerine göre istediðin kadar kadýnla evlenmek, kýzlarýnýn rýzasý ve yaþý reþit olamadan babasýnýn bu kýzlarý zorla evlendirmesi, en yüce ve kutsal ahlak olarak görülmesi düþündürücü deðil midir?

Bir de þöyle bir algý yaratýlmýþtýr. Resmi ve dini nikahý yap istediðin kiþiyle istediðin þekilde yaþa. Bu nasýl bir ahlaktýr anlaþýlýr gibi deðil. Dikkat edilirse dine dayalý felsefe ve ahlak kurallarý daha çok erkeklerin cinsel arzularýna hitap edecek þekilde hazýrlanmýþtýr.

Bu soyut düþünce birçok insaný ikna etmediði için, doðal olarak somut kanýtlarýn istenmesi ahlaksýzlýk olarak nitelendirilen bir anlayýþta, ahlakýn ne hale geldiðini tahmin etmek oldukça zordur.

Aslýnda kiþi kendi bilinç ve zeka yapýsýna göre Allah'ý, dini, dünyayý toplumu ve yaþamý sorgulamayý bildiðinde, ileride olabilecek tüm ahlaksýzlýklarý ortadan kaldýrmaya yönelik bir çabadýr. Ancak bunu kavrayacak bilince sahip insanýn olmasý gerekir.

Dinlerin etik anlayýþýnda her þeyin en iyisini Allah'ýn bildiðine göre, Allah ta en doðru yol olarak dinleri göndermiþtir. Bu dinler çoðu devletlerin yasa ve kanunlarýný belirlemiþ olup, devleti yöneten Halife, Þeyh, Ýmam, Emir, Cumhur vb. kiþilere saygýlý davranmakta kutsal emirlerdir. Anlaþýlacaðý gibi din aðýrlýklý ahlakýn olduðu toplum ve sistemlerde düþünmenin, sorgulamanýn, tartýþmanýn yasak olmasý ahlaksýzlýklarýn üzerini örtmektir.

Ahlaksýzlýklarýn en somutlarýna gelince, hiç kimse ahlaksýzlýðý kabul etmediði halde, dünyada ahlaksýzlýk baþýný alýp gittiðine göre, demek ki hepimizde bir ahlaksýzlýk mevcuttur. O zaman þöyle bir deðerlendirme karþýmýza çýkmaktadýr. “Ya ahlak olarak öðretilenler ahlak deðildir veya ahlaksýzlýk görülenler insanýn geçek karakteridir”.

Bilindiði üzere her toplum kendi dünya görüþüne göre bir ahlak tanýmlamasý yaptýðý gibi, ayný þekilde ahlaksýzlýk tanýmý da mevcuttur. Tüm toplumlar için geçerli olan genel ahlaksýzlýk kural, davranýþ ve tutumlarý þu þekilde sýralamak mümkün.

Baþtan bir yanlýþýn düzeltilmesi gerekir. Ahlaksýzlýk denildiðinde insanlarýn çoðunluðu bunu cinsel namussuzluk þeklinde anlamaktadýrlar. Her þeyden önce aile, çevre ve toplumu rencide etmeden, karþýlýklý rýzaya dayalý cinselliði yaþamak asla ahlaksýzlýk veya namussuzluk deðildir.

Tam tersine gerek bireylerde gerekse toplumsal yapýda görülen ahlaksýzlýk ve namussuzluklara sebep olan en büyük kaynaklar resmi kurum, kuruluþ, siyasi parti ve devletin belirli güçlerinden baþkasý deðildir.

Hani derler ya “Balýk baþtan kokar”. Ahlaklý ve namuslu olmanýn birinci temeli toplumlarý yöneten devlet sistemlerine baðlýdýr. Devletler ne kadar açýk, þeffaf, temiz ve dürüst olurlarsa, birey ve toplumlarda o kadar temiz, dürüst ve ahlaklý olurlar. Dünya çapýnda görülen ahlaksýzlýklar ise þunlardýr.

1-Düþünce ve dünya görüþü ne olursa olsun, çevresindeki insanlarla alay etmek, onlarý dýþlamak, hakir görmek, haklarýný kýsýtlamak veya inkâra kalkýþmak, ahlaksýzlýðýn en zarif halidir.
2-Çevresinde iliþkili olduðu ya da dolaylý olarak baðlantýsý bulunan kiþilerin her türlü haksýzlýk ve yolsuzluklarýný bilip bunlara göz yummak veya el altýndan desteklemek, ahlaksýzlýk ve namussuzluðun yarý açýk þeklidir.
3-Sýrf kendi düþünce ve amaçlarýna kavuþmak için; farklý kiþi, grup, düþünce ve oluþumlarýn her türlü hakkýný ayaklar altýna alýp yok saymak veya yok olmasýna çalýþmak, ayný þekilde kendi taraftarlarýný el altýndan destelemek dünyanýn en çirkef ahlaksýzlýðýdýr.
4-Baþkalarýnýn yaptýklarýný ahlaksýzlýk olarak görüp, aynýsýný kendisinin yapmasýný mecburiyet veya ülke, vatan, din, milli menfaat, inanç gereði sayýp savunmak, ahlaksýzlýðýn ve namussuzluðun en çukurudur. Benzer maddeleri çoðaltmak mümkündür.

Ancak bir toplumun nicel olarak nitelikli ahlaka sahip olmasýnýn temeli, pozitif felsefi ve deontoloji bilimsel eðitimle birlikte, evrensel insan haklarýna uygun demokratik Anayasanýn varlýðýyla mümkündür.

Onun için etik bilim; insan psikolojisinde yer alan tüm edim, duygu, his, düþünce, bilinç ve istemleri gerçek insan karakterine uygun þekle sokan en büyük felsefi ve sosyolojik katalizör güçtür. Bu yapý bilimsel ve somut çerçevelerle insanlarýn bilincine oturtulmadýðý sürece kimse ben ahlaklýyým diyemez.



Cemal Zöngür





     


















Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þehitlik Duygusu ve Yitip Giden Canlarýn Aðýrlýðý
Kariyerizm ve Kýskançlýk Kiþilik Bozukluðu Mudur?
Türkiye Burjuvazisi Artýk Konuþmasýn (2)
Düþüncenin Geliþimi ve Toplumsal Körleþme
Ýnsan, Üst Ýnsan ve Ýkiyüzlülük
Ýnsan Beyninde Ýyilik ve Kötülüðün Düzeni
Akýl ve Oluþum
Ýnsan, Düþünce, Alt Düþünce ve Üst Düþünce
Ýnsan Niçin Yaþar
Alevilikte Ýnsan Tanrý ve Tanrýsal Baðlýlýðýn Özü

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Geri Kalmýþlýk ve Ýrrasyonalist Siyaset Nedir?
Ýlkeli Mücadelenin Felsefi Diyalektiði
Siyaset ve Fetiþizm
Kadýn Katliamlarý Neden Önlenemiyor?
Faþizmin Tarihi ve Türleri
Kuran'a Göre Ilýmlý Ýslam Mümkün Mü?
Ýslam Mezhepler ve Tarikatlar
Ýslam'da Güncelleme (Reform) Mümkün Mü?
Ýnsanýn Dine Ýnanýþý, Dinden Kaçýþý
Kuzey Kore Ýnsanlýðýn Sonuna mý Ýþaret Ediyor?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (1) [Deneme]
Lider mi Toplumu Þekillendirir; Toplum Mu Lideri? [Deneme]
Hz. Ali ve Ehlibeyt Alevi Midir? [Deneme]
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (3) [Deneme]
Tbmm'de Yedi Maddelik Anayasa Deðiþikliði Neyi Çözer? [Deneme]
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (2) [Deneme]
Alevilerin Kapýlarýna Saldýranlarýn Açýk Kimliði [Deneme]
"Türkleri Yeniden Tanýmak" Araþtýrma Kitabýmý Yazma Nedenim : [Deneme]
Ýþte Türkiye'nin Yaþam Kalitesi ve Mutluluk Karnesi..! [Deneme]
Ýslamiyet Yeniliðe Açýk Bir Din Midir? [Deneme]


Cemal Zöngür kimdir?

Ben Cemal Zöngür, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Sosyoloji, Tarih ve Siyaset üzerine araþtýrmalar yapmaktayým. Yayýnlanmýþ bir kitabýmýn dýþýnda çeþitli gazetelerde yüzden fazla makalelerimde yayýnlanmýþtýr. Ve iki kitap dosyam yayýna hazýr durumdadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Tam baðýmsýz Tarih ve Siyaset üzerine yazan her Yazar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.