Ben demiyorum, demem de zaten böyle bir saçmalýðý. Günah çýkarmanýn zirvesi sayýlan bu mantýk açmazýný son zamanlarda bütün ekranlara musallat olan inanç kalpazanlarýndan biri diyor. Gerçi hangi biri demiyor ki? Aralarýndaki fark rekabetten noktasýnda... Biri on yýllýk günah siliyorsa, diðeri elli yýllýk promosyon yapýyor. Ýnternetten araþtýrýrsanýz bu ve benzeri inanç istismarcýlarýna ve ipe sapa gelmez saçmalýklarýna ulaþabilirsiniz.
Hýristiyanlarýnkinden bin kat daha garanti günah silme, sevap denizinde yüzme ve vizesiz cennete girme imkanlarý ne yazýk ki kapatýldýktan yýllar sonra mantar gibi tekrar türeyen tarikat ve cemaatler tarafýndan bol kepçe daðýtýlmakta. Ýnanmýyorsanýz ekranlarýmýzý karartan inanç kalpazaný þýhlar, efendiler ve üstatlarý dinleyin görürsünüz.
Dört yüz yýllýk günah sileni mi yok, bin aylýk günahý þartsýz kefilsiz temize havale edeni mi gözü yaþlý inanç palyaçolarý arasýnda. Ne günah iþlerseniz iþleyin. Hiç fark etmez. Adamlar kesin garanti veriyorlar. Siz yeter ki isteyin. Günahýnýz basit bir muameleyle çýkýveriyor. Böylece cehenneme girme ihtimaliniz kalmýyor. Hal böyle olunca memlekette bademlemeden, kadýn cinayetlerine kadar bütün suç türlerinde patlama yaþanmasýný garip karþýlamamak gerek.
Bu bir çeþit Günah Çýkarma Promosyonu… Ve bu kampanya inançlar arasý baþlayan ve müþteri tutmayý amaçlayan rekabetin doðal bir sonucu. Dünya o hale geldi ki, ciðeri beþ para etmeyen ve on gram beyin taþýmayan gözü yaþlý, kesesi þiþkin ekran hocalarý yüzünden inançlarýmýz ayaða düþtü.
Ýnanç kalpazanlarý dayanaðý olmayan rivayetleri buyururken aslýnda Tanrý adýna konuþtuklarýnýn farkýndalar… Ama hitap ettikleri müþterileri yüzyýllardýr düþündürülmeden sürü zihniyetiyle yaþamaya ve bu halden akýl almaz derecede zevk almaya alýþtýrýldýklarýndan bu ince ayrýntýyý fark edecek durumda deðildir.
Þimdi günah çýkarmanýn olmadýðýný iddia edebilir misiniz? Her iþimizde kendi çýkarlarýmýzý düþünmeyi ve kotarmayý alýþkanlýk haline getirmiþ bir toplum olarak gece baþýmýzý yastýða koyduðunuzda vicdan rahatlýðý ve gönül huzuruyla uyuyabiliyorsak bu günah çýkarma sayesindedir. Ne kadar inkar etseniz de güneþ balçýkla sývanmaz.     
Tanzimat’tan beri diyelim, daha öncesini kanýtlamak biraz zahmetli olduðu için, Tanzimat’tan bu tarafa hangi akademik kurum personel alýmýnda ya da resmi kurumlar idari kadro atamasýnda tek kriter yani geçer akçe olarak akademik bilgi birikimi ve mesleki baþarý olmuþtur? Yani hangi atamada torpil olmadýðý yeminle söylenebilir?
Buna karþýn hangi akademik kurum ya da eðitim kurumu bu atamalarýn bilimsel etik ve beþeri vicdana uymadýðý noktasýnda rahatsýzlýk hissetmiþtir? Bakýn piþman olmuþtur duraðýna gelmeden sadece vicdani rahatsýzlýk hisseden hangi akademik kurum ya da eðitim kurumu gördünüz ya da duydunuz? Atamasýndaki hileye raðmen Allah’tan korkusundan ve kuldan utancýndan dünya malýný terk ederek iþgal ve gasp ettiði kadroyu boþaltma yürekliliði ve basireti gösteren tek bir kiþiye rastladýnýz mý bugüne kadar?
Hayýr deðil mi?
Ticaret sahasýna girmek istemiyorum. Zaten biliyorsunuz ticarette etik olmadýðýný ya da kalmadýðýný.
Peki vicdan azabýndan kahrolan, gözleri yaþlý baðrý yanýk bir kiþiye rastladýnýz mý?
Buna da hayýr deðil mi?
Birbirine zýt bu iki durum bir tabloda nasýl yan yana durabilir derseniz, iþte günah çýkarma dedikleri can simidi ya da filika bu noktada devreye girmektedir.
Anladýnýz mý þimdi bizde günah çýkarma muamelesinin bulunduðuna ve diðerlerine göre müþteriyi memnun edecek muhteþem promosyonlar sunduðuna?