..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




19 Mayýs 2018
Eksen Çaðý 7  
Bayram Kaya
Velayet olarak gruplar arasýnda paylaþýlanlar (neflimler-titan soylar) bu ilk kuþak melezlerdi. Bugünkü anlayýþýmýza göre velayet paylaþýmý yoluyla iki kardeþten biri YER’E diðeri GÖÐE veriliyordu. Ýlahlar etnikti. Ýlahýn melezleri olan ilk kuþak artýk etnik deðildi. Melezler ilk çapraz kuþaktý.


:FAC:
Ýnsanlar karþý grup ilahlarýn birleþmesi olan Kingularýn veya Anunnakilerin canýndan ve kanýndan yoðrulacaktý. Bataklýðýn çamuru; göðün melezi olan Anunnaki diye bilinen melez ilahlardan birinin caný kaný ile yoðrulacaktý. Caný kaný veren melez anlatan gruba göre Kingular, Ýggiler vs. olacaktý.

Biyolojik taným ve anlatýmýn bilinmediði bir dönemdeyiz. Sadece totemi mana aitliðinin aktarýmý vardý. Gruplar birleþmeli melez aitlik, etnik totemi mana aitliðiyle açýklanamazdý. Ön ittifaklar tarihte ilk kes yapýlan bir sentezi dile getiren bir yeni tanýmýn aitliði olmakla; gök, yer söylemiyle karþý karþýyaydýnýz. Etnik totem aitliðin yerine konacak olan bir yeni anlatýmlý süreci siz; yeri ile yönü ile grubu ile mesleði ile ortaya karýþýk böyle söylenmek zorundaydýnýz.

Anunnakiler yukarý topraklarda ya da gök yerli olmakla, tatlý su civarýnda oturan çoban gruptu. Canýný kanýný ittifaka harç olarak veriyordu. Anunnakilerin caný kaný bataklýk çamuruna ya da kara balçýða katýlýyordu. Anunnakilerin caný ve kaný kara balçýkla beden bulup, insan olan þekli alýyordu. Ýnsan bu hamurun yoðurulmasýndan oluþan bir mücessemasýydý (somut durumla kendisini göstermesiydi).

Anunakilerin caný, kaný, bataklýðýn çamurdan biçim aldý. Bu biçim burun ve aðzýnda bu suretin içine dolan soluk hava nedenle canlanacaktý. Bataklýk çamurundan kývam edilen suretin soluðunu da Ea ya da üfürükçü Enlil burnundan üfürecekti. Ýnsan biçimli suret canlanacaktý. Ýþte ön ittifak ve ittifakýn melezleri böyle anlatýlýyordu. Çamur biçimin (Sümer’in) yeni þekliyle ete kemiðe bürünmesi böyle olacaktý. Bu türden söylemler üretim yapan iki totem grubun üretimleri nedenle giriþmeleri olmakla ilk kes yapýlan ön ittifaký söyleyen tanýmlar ve ön ittifaký ortaya koyan baþlangýcýn anlatýmlarýydý.

Ön ittifaklarla olup biten ittifaký aktarýmlar somut tarihle ve ilk kez kullanýlan gök ve yer gibi ittifaký sözcüklerle söyleniyordu. Yine ittifaklar o güne göre ilk kes anlamýyla belirtilen sözcükler olan iki kelimeyle yer-gök gibi sözcüklerle açýklandý. Ýttifak kavramý dahi bu sözcükler eþliðinde söyleniyordu. Bu söyleniþ, ilk kez iki yer arasýndaki görece durumla, gruplara göre soyut sosyal dil olmanýn bir anlatýmlarýydý.

Henüz ileri düzeyde kategorize edilemeyip te ilk kez birçok anlamýyla birlikte söyletilen bu türden sözcüklerin, köleci sistemle birlikte anlamý ve anlatýmlarý da tamamen deðiþecekti. Köleci sistemin kaza ve kader söylemi içindeki anlayýþ; ön ittifaklý söylemlere her bakýmdan tam bir yabancýlaþma olacaktý. Çünkü köleci üreten iliþkiler, ön ittifaklý üreten iliþkiler paylaþýmýndan çok farklýydý. Yani ön ittifaklý dil ve söylemlerin, köleci mana iliþkilerini açýklamasý, hiç olasý olmuyordu.

Söz gelimi köleci sistemde “gök” kavramý ön ittifaklardaki anlam gibi bir anlamý belirtmiyordu. Köleci sistemdeki Gök kavramý ön ittifaklardaki gibi yukarý yer topraðý olmaktan; oradaki grubu belirtmekten ve hem mesleði hem de tatlý su civarýný anlam eder olmaktan çoktan çýkmýþtý.

Gök sözcüðü köleci sistemle birlikte yüceliðin, yüksekliðin; baþucu olan yýldýzlý semanýn; yaðýþlý güneþli hava olmasýnýn tanýmý olaraktan söyleniyordu. Kara balçýk olan yer: bir yön, aþaðý topraklar ve aþaðý topraklardaki Sümerli gruplar olmaktan; tuzlu su civarý (çevresi) olmaktan çoktan çýkmýþtý.

Kara balçýk (bataklýk) köleci sistemde aþaðýlýk olmanýn; deðersiz olmanýn; pis, kokmuþ su karýþýmlý çamuru olup çýkmýþtý. Oysa bu dilin bu anlamlarýyla; hem ilahi yapýlý anlatýmlara; hem ön ittifaklý dile ve hem de ön ittifak içinde olup bitenleri anlatan söylemlerin izahý olmasýna çoktan yabancýlaþmýþtý. Bu söylemlerle ister istemez tarihi süreç karartýlmýþ oluyordu.

Ön ittifaklý söylemlere göre oluþan ilk anlatýmlarýn gerekli yerlerde söylenmesi yerini, köleci dil içinde gereksiz yer söylemlerine dönüþmüþtü. Ön ittifaklý söylemler olan kelimelerin köleci sistem içindeki söylenmesi anlamsýz yer söylemlerine dönüþmüþtü. Anlamsýz gibi olan bu sözcüklerin geriye doðru götürülen iz düþümlü gölge anlamlar arasýnda görünmez, bu anlamlarýn aðýrlýk ve çekimlerinden oluþan kara delikler belirip kayboluyordu.

Örneðin ön ittifaklar içinde söylendiðinde oturulan bölgeyi-topraðý gösteren. Kuzey, Güney gibi yönü gösteren. Akad-Sümer gibi bir grubu gösteren. Tarýmcý ve çoban gibi bir mesleði gösteren yer-gök sözcüðü bu süredurumlarý ayrýntýsýyla kategorize etmemiþti. Bu nedenle yer-gök kavramlarý ön ittifak içinde en az dört anlamý belirtirdi. Yine bu sözcükler üreten meslekler giriþmeli ön ittifaklarý ve ön ittifaklý tarihin sancýlý süreç olaylarýný açýk açýk ve somut biçimde belirtiyordular.

Oysa köleci sistemle birlikte “yer” sözcüðü yeryüzüne doðru geniþleyen alan olmakla; tatlý su, acý su civarý olmaktan çýkmýþtý. Yine grubu ve grup mesleklerini belirtir olmaktan çýkmýþtý. Gruplar giriþmeli iradi ittifaklarý belirtmekten çýkmýþtý. Yer ve yönü belirtir olmaktan çýkmýþtý. Yer bu yeni hali ile verili bir temel düzlem olmaktan çýkmakla; tüm vasýflarýný yitirdi. Ýstenirse öyle olur, istenirse olmaz türü El gibi bir muktedir gücün keyfiliði eline verilmiþti. Yer-gök gibi bu sözcükler köleci anlatým içinde; yeni manalý yaratýlýþýn anlatým dili olmuþtu. Yer ve gök tanýmý köleci söylemlere göre anlam olup, tarih olmaktan da çýkmýþtý.

Gökler ön ittifak içindeki iradesi olan gruplar olmaktan çýkmakla, ittifak için gelenlerden yansýmayla irade belirten; çarký felek olan þans, talih, kader kýsmeti belirtmenin takdirine dönmüþtüler. Gruplarýn oturduðu yer olmaktan çýkýp, bu yer kaderleri belirten El’in oturduðu arþ olmuþtu. Gök yer kaderlerin takdir yeri olunca gök yer, kararlarýn gökten geldiði yüce makam olan (kült merkezi) El kürsüsüne dönüþmüþtü.

Böyle olunca ittifakýn yüce ve yüksek yeri olan göðe doðru yükselen ziggurat yapýlý kült merkezleri arþ olmuþtu. Arþ olan yapý ittifakýn en yüksek ve en yüce yeriydi. Böyle olunca yüce kürsüde oturan El de kaderleri yaratan El’di. Yer aþaðýlýk olandý. Takdir yetkisi ve iradesi olmayandý (sahipliði olmayandý). Aciz, güçsüz, deðersiz, aþaðýlýk ve köle olmayý bilmekle yaratýlan yerdi. Gök yaratan yer yaratýlan olmakla gök ve yer “yaratýlýþ öykülerine” dönmüþtü.

Yer ve gök yaratma eylemine dönüþmeden öce, henüz yeryüzü üzerinde sadece iki bölgeydi. Gök ve yer Ýki bölgenin belirtilmesiydi. Ýttifak noktalý buluþma yerinin çevresindeki ittifaka konu olan iki bölgenin adý ve anlatýmýydý. Henüz yeryüzü ismiyle belirtilir olmayan görünen baðýntýlý ufkun içindeki bir bölge ufkuna göre, diðer bölge ufkunun söylenmesiydi. Aslýnda geleceðe doðru baktýðýmýzda yeryüzü bilinmeyen böyle böyle on binlerce parçadan oluþacak bir yeryüzüydü. Yeryüzünün yer-gök ittifakýna göre iki parçalý edilmiþti. Yer, olay ufkunun sadece bir parçasý olan bu yerle, Sinear bölgesini oluþmuþtu. Bu ittifaka göre yeryüzünün ikinci parçasý da gök denen, sonraki adýyla Kalde’ydi.

Yer ve gök sözcükleri ittifaka göre olan görece anlamlardý. “Yeri gökten ayýrma” olarak söylenen Sümer ilahisindeki durum þuydu. Sümer’e göre Sümer bölgesi olmakla anlam bulan Sümer’in kendi iç bölgesi; þimdi bölge dýþý olmasýyla Kalde denmekle yine yeryüzü olan olay ufkunu, ittifaka göre bilme, tanýma, ayýrt etme ve isimle eþletme oluþun bilinciydi.

Totem döneme göre iç bölge dýþýndaki dýþ bölgenin pek pek iliþkin giriþilen bir süreç olmamasýyla, hiç bir hafýza anlamý yoktu. Þimdi olan þuydu. Ýç bölgeye göre (Sinear’a göre), dýþ bölge olan Kalde’nin üreten iliþkiler nedenle kaale alýnýp; kaale alýnanla ittifaký olup yeryüzü tümlüðü içinde bu iki yer bilinip anlaþýlýr alaka olmakla bir birbirine tevafukla (uygun gelmeyle) birbirine baðýntýlarýn olmasýydý.

Ancak yaratma kavramý içindeki süreçte bilinen bilinmeyen alan; bölge (ben) eksenli olmaktan çýktý. “yeryüzü”, âlem, dünya, cihan olan yer ile yýldýzlý sema olan “gökyüzü olan “gök” söylemi bir birinden ayrýlýr olarak söylenmektedir. Bu yeni yaratma söylemiyle Tevrat “ben yeri, göðü altý günde yarattým” der.

Burada önemli olan köleci sistemin erken döneme ait olan bu tarih bilincini; eski dille ama yeni dile göre anlatmýþ olmasýydý. Buna göre ön ittifak “yeri” (Sinear bölgesini), üreten iliþki giriþmesi kadar bir alakayla yeri gökten (Kalde’den); ayýrmýþtý. Ona kendisini eksen almakla, çoban olmayanlar anlamýna; tarýmcý olmalarýna izafeten Sümer’e “yer” diye isim vermiþti. Ve bu isimlendirme üreten iliþkiler giriþmesi nedenle böyle oluyordu. El’ e göre ise köle ve çalýþma yeri olan yer ile kararlarýn verildiði yer olan göðü ne yer ne gök olmamakla “yeri gökten ayýrma” iþi, kaderleri yaratmaya göreydi.

Kaderlere göre yaratma olarak söylenen bu yabancýlaþma bir kez kabul edildiði zaman; artýk sonu gelmez biçimde her söyleme temel bir postüla olacaktý. Üreten iliþkilere göre anlam ve isimlendirme giriþmeli söylem edilen yukarý yer Kalde (gök) ile aþaðý yer Sinear’ýn Tarih sel söylemli anlatýmý; bire bir El’ e göre transfer edildi. Böyle bir söylem olmakla, söylem kaderleri belirleyen El’e göre söylem oldu.

Farklý, farklý iki anlatým kýrýlmalarýndan oluþan bu kavramlar içinde oluþan her bir kara delikler vardý. Ön ittifaklý söyleme göre olan sözcüklerin köleci sisteme göre farklý anlamlarý vardý. Bu nedenle bu sözcükler köleci söylemler içinde bilinmeyen, anlaþýlmayan bir anlam olmaktadýr. Ön ittifaklý sözcüðün köleci sisteme göre olmayan bir tarihi olayý aktarýyorlardý. Bu nedenle ön ittifaklý iþleyiþe göre kurulan cümleler köleci sistem içinde garip açýklamalý ve zorlama yorumlara dönüþecekti. Ýþte biz bu süreçleri anlamadan Eksen çaðýný; Eksen çað söylemlerini ve dinleri hiç anlayamayýz.

Ön ittifaklar içinde oluþan çok anlamlý sözcükler henüz ayrýntýlý sözcüklerle ifade edilmemiþti. Ön ittifaklý dil kategorize bir dil olmamýþtý. Bu nedenle ön ittifaklý anlatým ve aktarýmlar içindeki YER sözcüðü söylemi somuta en yakýn hayal gücü ile sosyal mana anlamasýyla ortaya konacaktý. Henüz El manalý çarpýtma ve kurnazlýk ortada yoktu. Bu nedenle unutmayýn ki bataklýk ve çamur kâfir ya da tarýmcý Sümer grubunun tanýmýydý.

Yine ayný þekilde Sümer Anlatýmýna göre (yerin anlatýmýna göre) gök bölgesi; gök denen topraklarla tatlý su çevresinin killi topraðýný da belirtmenin grup tanýmýydý. Nasýl gök yerli anlatýma göre Sümeri olanlar “kara balçýk ile söylenp; Anunnakilerin caný kaný ile yoðrulmuþtular. Bu söylem hem ittifaký; hem de ittifakýn biyolojik giriþmesiyle doðan melezi ilah çocuklarýndan oluþan doðumlarý anlatýlýyordu.

Ayný mantýkla, yerin (Sümer’in) anlatýmýna göre; tatlý su kýyýsýnýn killi topraklarýnda da oturan grubu (gök olan Akad grubu) kili sözcüðü ile söylenmektedir. Bu kez de kil, çocuk paylaþýmý yoluyla Sümeri grup aiti olmuþ Kingularýn caný ve kaný ile yoðrulacaktý. Böylece kil ile vücut bulan kingu can ve kaný olan surete üflenen nefesle canlanan insanlar; yeni bir ilahi surete bürünecektiler.

Sentez ürünü melezler; An ve Ki ilahlarýna baðýntýyla ANKÝ veya ENKÝ ittifaký içinde doðmuþlardý. Melez olan anlam ittifaký belirten bu bileþik sözcükle de söyleniyordu. Þimdi de ayrýntýlayan, teferruata göre söylenmekle kategorize edilen yeni anlamý içinde olan melezler Kinguydular ve Anunnakiydiler. Ýlah olan An ve Ki söylemi; an ve ki birleþmesi içinde Ki ve An’ý yani yeri gökten ayran grup adýydý. Grup ta eril ve diþil kiþilerdendi. Böyle olunca ilah doðrudan doðruya (otomatikman) grup içiyle çokluktu.

Ýlah o grubun kendisi olmakla tekildi. Bir grubun içi, hem kadýn; hem erkek kiþilerdendi. Ýlah hem kadýndý, hem erkekti. Grup tekili anlam olmakla, cinsiyeti yoktu. Oysa grup içinin çoðulluk olmasýyla ilahlarýn da doðrudan cinsiyeti vardý. Söyleniþe göre ilahlar hem kadýndý, hem erkekti.

Enki melezdir. Enki köleci dil içindeki anlatýmýyla kili yoðuran melez ilahtý. Ea, Enki’nin Ýlahýdýr. Bire bir olsa da olmasa da Enki’nin doðurtaný ya da doðuranýdýr. Kingu kaný ile kile þekil vermesini irade edip takdir eden Ea’dýr. Enki, kendisini doðuran ve doðurtucusu olan Ea’nýn burada ilahe donlu (görünüþlü) olan melezdi. Enki, kile þekil verdikten sonra Ea’ya sesleniyordu:
“Ey annem! Adýný vereceðin yaratýk oldu.
Onun üzerine tanrýlarýn görüntüsünü koy.
Dipsiz suyun çamurunu karýþtýr.
Kol ve bacaklarýný meydana getir.
Ey annem! Yeni doðanýn kaderini söyle!
Ýþte o bir insan!”
Görüyorsunuz, bu anlatým ön ittifaklý süreçleri anlatan bir sözlü aktarýmdýr. Ama ne var ki bu ilahi içinde geçen anne kavramý, tanrý kavramý; kader kavramý ön ittifaklý sürecin dili deðildir.

Bu yeni yoðrulan insan suret; saf, etnik olmayan melez bir ilahi sureten, surettiler. Ýlah kendi içinde ve totem kardeþler arasýnda olan doðumlulardý. Melezler karþýt iki gruptan olan saf ilahlar arasý birleþme içinde doðanlardý. Ýnsanlarsa gruplar arasý birleþmelerden doðan melezlerin gruplara daðýlan çocuk velayetleri nedenle, bir grup aiti olmuþ çocuklarýn yine gruplar arasý kardeþler birleþmesinden doðanlardý.

Velayet olarak gruplar arasýnda paylaþýlanlar (neflimler-titan soylar) bu ilk kuþak melezlerdi. Bugünkü anlayýþýmýza göre velayet paylaþýmý yoluyla iki kardeþten biri YER’E diðeri GÖÐE veriliyordu. Ýlahlar etnikti. Ýlahýn melezleri olan ilk kuþak artýk etnik deðildi. Melezler ilk çapraz kuþaktý.

Bu paylaþýmla etnik olmayan melezi ilah soylar, yerin ve göðün kýzlarý, oðlanlarý oluyordular. Bunlarýn velayetleri gruplara geçince grup aiti oluyordular. Karþýt gruptaki ittifak kardeþleriyle birleþiyorlardý. Bu birleþmeler daha sonraki köleci söylemlere göre ilahlar beðendikleri yerin (Sümer’in) ve göðün (Akad’ýn); oðlanlarýyla ve kýzlarýyla evlenenlerdi.

Yerin ve göðün kýz ve oðlanlarýyla evlenen melez ilahlardan doðan ikinci çapraz kuþak insandý. Ýnsan diye doðan melezlerin bir tanýmý yapýlacaksa; Kingularýn kaný ve caný ile kil yoðrulacaktý. Bu nedenle melez’in sosyal çaprazý olan insanlar, ilah deðildi. Ýlahtandý. Anunnakilerin caný ve kaný ile yoðrulan balçýktan oluþmuþtu. Ya da anlatan gruba göre Kingularýn caný ve kaný ile yoðrulan killi topraktan oluþmuþtu. ÝLAH, kan ve can ile yoðrulan bu hamur þeklin aðzýndan ve burnundan nefes (nefis-ruh-soluk-hava) üfürecekti. Böylece bu soluk olan ruhtan üflenen kil ya da balçýk suret canlanacaktý.

Ýnsan ilah soylu kýrma ya da melezlerin caný ile kaný ile yoðrulan kil ile kara balçýktandý. Kanýný canýný verende kil ve balçýk olarak yoðrulanlar da iki karþýt grup birleþmesiydi. Bu gruplar toprak veya duman ve ateþ veya su vs. olmakla birçoktu. Biçim alýþlar ilah suretinde olup; ilah görünüþlü; ilahýn ruhunda üfürülen tözdü. Konu hayli geniþtir. Ama burada kesmem gerek.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.